Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece yapılan yargılama sonunda, ''Davacının borca itiraz niteliğindeki taleplerinin incelenmesinde; Borçlu, alacaklının takibe konu ettiği senedin çalındığını, çalıntı senet nedeni ile davalıya borcu ve sorumluluğu olmadığını ileri sürmüştür. Bu itiraz, borca itiraz niteliğinde olduğundan, itiraz İİK'nun 169/a maddesi dikkate alınarak incelenip değerlendirilmesi gerekir. İİK'nun 169/a-1. maddesi gereğince; borcun bulunmadığı veya itfa yahut imhal edildiği, resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile kanıtlanamadığı takdirde mahkemece itiraz reddedilir. İncelenen icra takip dosyası ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı Van 2....

gönderildiğini, davalı tarafından borca yapılan itirazın haksız, yersiz ve hukuka aykırı olduğunu, makul ve kabul edilebilir bir tarafı bulunmadığını, bu nedenle itirazın borcun tamamı bakımından iptalini, haksız ve yersiz itiraz nedeniyle duran icra takip işlemlerinin devamının gerektiğini, davacı müvekkili ile davalı arasında yapılan çeşitli işler nedeniyle davacı müvekkili tarafından faturalar düzenlendiğini, bu faturaların davalı şirket defter ve kayıtlarında dahi yer aldığını, müvekkilinin ticari defter ve kayıtları incelendiğinde davalı-borçlunun takip başlamadan önce müvekkiline ---- bakiye borcunun bulunduğunun ortaya çıkacağını, borçlunun ---- tarihli itiraz dilekçesinde tüm borca itiraz ettiğini, fakat yapılan bu itirazdan önce davalı-borçlu tarafından müvekkiline ----- haricen ödemede bulunduğunu, davalı borçlu tarafından yapılan bu ödemelerden sonra bakiye borç miktarının ------olduğunu, yapılan ödemelerden de anlaşılacağı üzere davalı borçlunun açıkça müvekkiline böyle bir...

    DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE: Dava, kambiyo senedine mahsus haciz yoluyla başlatılan icra takibinde borca itiraz ve takibin iptali istemine ilişkindir. İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır. Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan takipte, borçlunun icra mahkemesine başvurusunda, borca itiraz ile birlikte senedin taşınmaz satışı nedeniyle boş verildiğini, alacaklının müteahhit olduğunu, senedin anılan anlaşmaya aykırı düzenlendiği gerekçesi ile takibin iptalini talep ettiği anlaşılmaktadır....

    Dava kambiyo senetlerine özgü takipte icra dairesinin yetkisine ve borca itiraza ilişkindir. Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, ilk derece mahkemesinde icra dairesinin yetkisine ve borca itiraza itiraz edildiği, imzaya itirazın ileri sürülmediği, HMK'nun 357/1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi'nce re'sen göz önünde tutulacaklar dışında ilk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddiaların istinaf aşamasında ileri sürülemeyecek olmasına, icra mahkemelerinin dar yetkili olmasına, istinaf olunan ilk derece mahkemesinin kararında yazılı gerekçelere göre istinaf sebepleri ile sınırlı olmak üzere ve kamu düzenine aykırılık bulunmayan karara yönelik istinaf başvurusunun HMK'nun 353/1- b(1) maddesi uyarınca esastan reddine karar vermek gerekmiştir....

    Burada borçlunun dilekçesinden genel olarak “borca itiraz iradesi” çıktığından, bu geçerli bir itiraz olarak kabul edilmelidir. Davalı borçlu T3 vekili 26/01/2019 tarihide Uyaptan gönderdiği dilekçeyle borca, ödeme emrine, yetkiye, faiz oranına ve işlemiş faize itiraz etmiştir. Davalı şirkete ödeme emrinin ödeme emri 22/01/2018 tarihinde tebliğ edildiği göz önüne alındığında borçlu şirket vekilinin itiraz dilekçesi süresindedir. İlk derece mahkemesince davacının takibin durdurulmasına ilişkin işlemin iptaline ilişkin şikayetin reddine karar verilmesi isabetlidir. Yargıtay 12. Hukuk Dairesi'nin 2015/18489- 25475 E.K. sayılı ilamında da açıkça belirtildiği üzere, HMK'nun dava şartlarını düzenleyen 114. maddesinin (h) bendinde, davacının dava açmakla hukuki yararının olması gerektiği belirtilmiştir. Borçlu itirazında yetkiye ve borca birlikte itiraz ettiğine göre alacaklının sadece yetki itirazının kaldırılması istemesinde hukuki yararı bulunmamaktadır....

    - K A R A R - Davacı vekili, müvekkili banka ile davalı/borçlu tarafından imzalanan sözleşme gereğince; davalının kullanmış olduğu kredi kartı borcunun ödenmediği için takip başlatıldığını, davalının borca itiraz ettiğini, davalının haksız, kötüniyetli olduğunu, alacağın likit olduğunu, davalının borcu ödemekten kaçınmak adına borca itiraz ettiğini, davalının ödenmeyen ve vadesi gelmiş kredi kartı borcu bulunduğunu iddia, davalının itirazının iptaline, takibin devamına, borca haksız ve kötüniyetli itiraz edildiğinden borçlunun icra inkar tazminatı ödemesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı; bankaya dilekçe ile müracaat ederek böyle bir borcunun olup olmadığını hatırlamadığını, borcunun olup olmadığını bilmediğinden borcu kabul veya inkar etmediğini, hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

      İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARAR ÖZETİ: Mahkemece; davacının resmi kurum ve kuruluşlarda bulanan ıslak imzalı evrakların dosya içerisine alındığı ve eli ürünü olup olmadığının tespiti amacıyla bilirkişi incelemesi yaptırıldığı ve bilirkişi raporunda, T1 isimli şahsın eli mahsulü oldukları yönünde kanaate varıldığı, buna göre söz konusu bono üzerindeki imzanın davacıya ait olduğunun tespit edildiği, bu nedenle imzanın borçlu davacıya ait olduğu, hükme dayanak alınan raporla sabit olduğu gerekçesiyle davacının imzaya itiraz davasının reddine; borca itiraz yönünden yapılan değerlendirmede, yazılı kanun maddeleri, dosya içeriği, tüm bilgi ve belgeler değerlendirildiğinde borçlunun İİK 169. madde kapsamında borca itiraz ettiği ve yine aynı madde kapsamında "resmi veya imzası ikrar edilmiş bir" belge sunmak zorunda olduğu, somut olayda ise borçlunun İİK 169/a-2 maddesinde belirtilen nitelikte belge sunamadığı, sunulan belgelerin kayıtsız şartsız borç ikrarını içermediği, bunun dışında mahkemenin...

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Alacaklı şirket tarafından borçlu şirket aleyhine bir adet bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla başlatılan icra takibi üzerine, borçlunun icra mahkemesine başvurusunda borca itiraz ettiği, mahkemece, davanın kabulü ile takibin iptaline karar verildiği anlaşılmaktadır. Borca itiraz hakkında uygulanması gereken İİK'nun 169/a maddesinin 5. fıkrasında; “İtirazın kabulü kararı ile takip durur” hükmüne yer verilmiştir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Borçlunun aleyhine kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan takibe karşı yasal süre içerisinde icra mahkemesine başvurarak, İİK.'nun 168/5. maddesine dayalı olarak borca itiraz ettiği, mahkemece, itiraz kabul edilerek takibin iptaline karar verildiği görülmektedir. Borca itiraz hakkında uygulanması gereken İİK'nun 169/a maddesinin 5. fıkrasında; “İtirazın kabulü kararı ile takip durur” hükmüne yer verilmiştir....

          Borçlunun icra mahkemesine başvurusu İİK'nun 169. maddesi uyarınca, borca itiraz niteliğinde olup, borca itirazın İİK'nun 169/a maddesi gereğince incelenmesi gerekmektedir. İİK'nun 169/a maddesi uyarınca; borca itiraz halinde, borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin, resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat külfeti borçluya aittir. Öte yandan dar yetkili icra mahkemelerinde, kambiyo senetlerine dair borca itiraz davasında, borcun bulunmadığı veya itfa yahut imhal edildiği ancak resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile kanıtlanabilir, tanık beyanları ile ispat düşünülemez. Borçlunun takibe konu bonodan dolayı borçlu olmadığını iddia etmiş ise de iddiasını İİK 169/a maddesinde yazılı belgelerle ispatlayamadığından mahkemece istemin reddi yönünde karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır....

          UYAP Entegrasyonu