Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İİK'nun 169/a-1. maddesine göre; "İcra mahkemesi hakimi, itiraz sebeplerinin tahkiki için iki tarafı en geç otuz gün içinde duruşmaya çağırır. Hakim, duruşma sonucunda borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispatı halinde itirazı kabul eder. İcra mahkemesi hakimi, yetki itirazının incelenmesinde taraflar gelmese de gereken kararı verir." Somut olayda başvuru, borca itiraz niteliğinde olup, anılan madde gereğince, mahkemece mutlaka duruşma açılmalı ve itiraz duruşmalı olarak incelenmelidir. Dosya üzerinden karar verilemez. Borca itiraz yönünden tayin edilen duruşma gününde taraflar gelmez veya alacaklı gelip de duruşmayı takip etmeyeceğini bildirir ise, HMK'nun 150. maddesinin uygulanması gerekir. O halde mahkemece, duruşma açılarak ve varsa tarafların delilleri toplanarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, dosya üzerinden yapılan inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....

    İİK'nun 168/4-5. maddesi gereğince; kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibinde imzaya ve borca itirazın (5) günlük süre içinde icra mahkemesine yapılması zorunludur. Somut olayda, ödeme emrinin muteriz borçlu ...'e 27.11.2015 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun 25.11.2015'te icra mahkemesine yaptığı itiraz başvurusunda imza itirazında bulunmayıp sadece borca itiraz ettiği, imza itirazının ise 08.01.2016 tarihli duruşma sırasında yapıldığı, buna göre imza itirazının yasal beş günlük süresinde olmadığı anlaşılmaktadır. O halde mahkemece, borçlunun itiraz dilekçesinde ileri sürdüğü hususlar yargılamayı gerektirmekte olup, dar yetkili icra mahkemesince değerlendirilemeyeceğinden ve süresinde yapılmış bir imza itirazı da bulunmadığından, talebin reddine karar vermek gerekirken, itiraz dilekçesinin hatalı vasıflandırılması sonucunda yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....

      DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 170. maddesi uyarınca imzaya itiraz ve İİK'nın 169/a maddesi uyarınca borca itiraz istemine ilişkindir. İİK'nın 168/5. maddesi uyarınca, itiraz süresinin başlaması için borçluya ödeme emrinin tebliğ edilmesi zorunlu olup, ödeme emri tebliğ edilmeden borçlunun takibi öğrenmiş olması itiraz süresini başlatmaz. Öğrenme ile sürenin başlayabilmesi için borçluya usulsüz de olsa tebliğ edilmiş bir ödeme emrinin bulunması gerekir. Böyle bir durumda, 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereği öğrenme tarihi tebliğ tarihi kabul edileceğinden, itiraz süresi de bu tarihten itibaren başlayacaktır. Somut olayda, davacılar adına çıkarılan ödeme emrinin 20/09/2019 ve 21/10/2019 tarihlerinde bila tebliğ iade edildiği, borca itiraz dilekçesinin verildiği 23/09/2019 tarihinde davacılara ödeme emrinin tebliğ edilmediği, ödeme emrinin davacılar vekili Av. T2 18/12/2019 tarihinde tebliğ edildiği tartışmasızdır....

      Kararı davalı vekili temyiz etmiştir. 1- Somut olayda mahkemece, kabul edilen ve itiraz edilen alacak miktarının tam olarak açıkça belirtilmemesi nedeniyle itirazın takibin tamamına itiraz olarak değerlendirilmesi gerektiğine karar verilmiştir. 2004 sayılı İcra İflas Kanununun 62/4. maddesinde; "Borcun bir kısmına itiraz eden borçlunun o kısmın cihet ve miktarını açıkça göstermesi lazımdır. Aksi takdirde itiraz edilmemiş sayılır" hükmü yer almakta olup, bu hükme göre borcun bir kısmına itiraz eden borçlunun, hangi kısma itiraz ettiğini ve miktarını açıkça belirtmesi gerekmektedir. Davacı alacaklının genel haciz yolu ile yaptığı takipte davalı borçlunun; “..Müvekkil şirketin alacaklının iddialarında yer aldığı gibi bu miktar da borcu mevcut olmamakla birlikte bu borçtan ötürü gönderilen ödeme emrinde kaynaklanan borca kısmi itiraz ediyoruz....

        İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Küçükçekmece 1.İcra Müdürlüğünün 2021/13826 esas sayılı dosyası ile icra takibi açıldığını ve 16/07/2021tarihinde tebliğ edildiğini, borçlu vekili 28/07/2021 tarihinde borca itiraz ettiğini ve icra memurunca takibin durdurulduğunu, borçlu vekili tarafından tebligatın usulüne uygun olarak yapılmadığının ileri sürüldüğünü, ancak ödeme emrinin muhtara bırakıldığını ve buna ilişkin şerhle beraber tebligat kağıdının bırakıldığını, ayrıca memur kusurundan kaynaklı şikayetlerde diğer taraf lehine yargılama ve vekalet ücretine de hükmedilemeyeceğini ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İncelenen tüm dosya kapsamına göre; davacı vekilinin icra mahkemesine başvurusunda, Küçükçekmece 1....

        İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 24/03/2022 NUMARASI : 2021/417 ESAS - 2022/217 KARAR DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz) KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının istinaf yolu ile incelenmesi talep edilmiş olup, dosya yerel mahkemece Dairemize gönderilmiş olmakla, üye hakim tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosyadaki tüm belgeler okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp, düşünüldü. İDDİA VE SAVUNMANIN ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, İstanbul 28.İcra Müdürlüğünün 2021/33417 Esas sayılı dosyası ile müvekkili hakkında icra takibi başlatıldığını, yetkili icra dairesinin Gaziosmanpaşa icra daireleri olduğunu ileri sürerek icra müdürlüğünün yetkisine ve borca itirazda bulunmuştur. Davalı vekili davanın reddini istemiştir....

        5.000,00 TL borçlu olduğu hususunda alacaklı ile anlaştıkları savunması esas alındığında dahi anlaşma sağlanan borç miktarını da alacaklıya veya mirasçılarına ödemediği ikrarı karşısında, yasal yükümlülükleri hatırlatılarak yediemin sıfatı ile kendisine teslim edilen 2 adet büyükbaş hayvanı satmak suretiyle teslim amacı dışında tasarrufta bulunması şeklinde gerçekleşen eylemin iyiniyetli, haklı ve makul olarak değerlendirilemeyeceği, öte yandan icra takibinin kesinleşmesinden ve kanuni sürenin geçmesinden sonra sanık - borçlunun açtığı borca itiraz davasında, alacaklı ve borçlu tarafın aralarında anlaştıklarını beyan etmelerinin ve borçlunun borca itiraz davasından feragat etmesinin alacaklı aleyhine yorumlanmasına hukuken mümkün olmayıp bu davadan feragat edilmesinin alacaklı lehine bir hukuki durum oluşturduğu, icra takibinin hukuken geçerli olduğu, haciz ve satış taleplerinin kanuni süresi içerisinde gerçekleştiği de gözetildiğinde, sanığın atılı suçtan mahkumiyeti yerine delillerin...

          DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ SEBEPLER: Dava kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte borca itiraz niteliğindedir. İİK'nın 169/a-l. maddesi gereğince; borcun bulunmadığı ve itfa yahut imhal edildiği, resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile kanıtlandığı takdirde mahkemece itiraz kabul edilir. İİK'nın 169/a maddesi uyarınca, yazılı belgede takip dayanağı senede açıkça atıf yapılması zorunlu olup, açıkça atıf yapıldığının kabulü için senedin, vade ve tanzim tarihleriyle miktarlarının belirtilmesi gereklidir. Körfez İcra Müdürlüğü'nün 2020/1326 Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklı T2 tarafından borçlu T1 aleyhine 23/09/2020 tarihinde toplam 224.431,42 TL miktarında alacağın tahsili için kambiyo senetlerine özgü haciz yolu takip başlatıldığı, ödeme emrinin 28/09/2020 tarihinde tebliğ edildiği, 30/09/2020 tarihinde, icra mahkemesinde borca itiraz edildiği, başvurunun süresinde olduğu görülmüştür....

          İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 25/11/2021 NUMARASI : 2021/469 ESAS 2021/685 KARAR DAVA KONUSU : Şikayeti ile Borca İtiraz KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararı aleyhine süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuş olmakla, HMK’nın 353. maddesi gereğince dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde işin gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili hakkında Kayseri Genel İcra Müdürlüğünün 2021/34917 Esas sayılı dosyasında takibe başlandığını, taraflarına ödeme emrinin usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğini, 26/08/2021 tarihinde müvekkilinin kendisine gelen tebligattan haberdar olduğunu ve aynı tarihte borca itiraz da bulunduklarını, icra müdürlüğünce de itirazın süresi içerisinde olmadığından bahisle reddine karar verilerek takibin kesinleştiğini, müvekkilinin ikamet ettiği adrese herhangi bir tebligatın ulaşmadığını ve tebellüğden imtina etmesine ilişkin bir durumun da söz konusu olmadığını, diğer...

          İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 02/12/2020 NUMARASI : 2020/52 ESAS, 2020/528 KARAR DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz) KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının yasal süresi içerisinde istinaf yolu ile incelenmesi talep edilmiş olup, dosya yerel mahkemece Dairemize gönderilmiş olmakla, üye hakim tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosyadaki tüm belgeler okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp, düşünüldü....

          UYAP Entegrasyonu