Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

nun 363.maddesinde sınırlı olarak sayılan hallerden olmamasına rağmen mahkeme tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yolunun açık tutulmayarak kesin nitelikte karar verilmesinin de doğru olmadığını, davacı borçlunun borca itiraz dilekçesinde " takipte talep edilen alacak miktarı kadar borcu bulunmadığı tespit edildiğinden...." ibaresi ile borca kısmi itiraz ettiğini, ancak borca itiraz ettiği kısmın cihet ve miktarını açık bir şekilde belirtmemiş olduğunu ve bu nedenle de bahse konu borca itirazın mahkeme tarafından geçersiz olduğuna karar verilmesi gerektiğini, icra müdürlüğünün vermiş olduğu karardan kendiliğinden dönüp yeni bir karar veremeyeceği yönündeki tespitlerin hatalı olduğunu, icra müdürlüğü kural olarak vermiş olduğu bir karardan kendiliğinden dönemez ise de verilen kararın yoruma mahal bırakmayacak bir şekilde açıkça kanun hükmüne aykırılık teşkil ettiğinin sonradan fark edilmesi durumunda söz konusu karardan şikayet süresi içerisinde dönülebilmesinin mümkün olduğunu,...

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Borca itiraz Uyuşmazlık, kambiyo senetlerine mahsus yolla yapılan takibe karşı İİK.'nun 169. maddesi uyarınca borca itiraz istemine ilişkindir.Davayı borçlu açmıştır. Bu durumda temyiz incelemesi dairemizin görevi dışında bulunduğundan dosyanın görevli Yargıtay 12. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 30.10.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Borca itiraz Dava, İİK.nun 169, 170/a maddeleri kapsamında açılmış borca itiraz ve kambiyo takibindeki şikayete ilişkindir. Bu durumda temyiz incelemesi dairemizin görevi dışında bulunduğundan dosyanın görevli Yargıtay 12.Hukuk Dairesi Başkanlığı'na gönderilmesine, 26.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      Dava ve takip dosyası içeriğine, dosyadaki yazılara göre; Davalı alacaklı tarafından davacı borçlu aleyhine kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takip yapıldığı anlaşılmış olup, takibe dayanak bono incelendiğinde; düzenleme tarihinin yanında düzenleme yeri olarak Konya'nın gösterildiği, bu sebeple Konya İcra Müdürlüklerinin yetkili olduğu anlaşılmakla, davacının yetki itirazının yerinde olmadığı, yine davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde açıkça "öncelikle yetkiye olmak üzere takibe, borca, faize ve tüm ferilerine yasal süresi içerisinde itiraz ediyoruz" şeklinde yetkiye itiraz dışında borca ve ferilerine de itiraz edildiği, ancak borcun ödendiğinin yasada sayılan belgelerden biri ile ispatlanamadığı, yine talep edilen faiz miktarında da fazla bir talebin söz konusu olmadığı, bu sebeple borca ve faize yönelik itirazın da yerinde olmadığı anlaşılmakla, ilk derece mahkemesince davacının yetkiye, borca ve faize itirazının reddine karar verilmesinde ve takip geçici olarak durdurulduğundan...

      İcra Müdürlüğünün 2021/7037 esas sayılı dosyası ile 2.320.912,92 TL tutarında icra takibi yapıldığını, ödeme emrinin 08/04/2021 tarihinde tebliğ edildiğini, 19/04/2021 tarihinde dosyasının kesinleşmesinden 3 gün sonra UYAP sistemine sözde 14/04/2021 tarihinde icra memuru memurunun itiraz evrakını sisteme yüklediğini, ilgili evrakın sisteme yüklenme tarihinin 19/04/2021 tarihi olduğunu, 19/04/2021 tarihinde icra müdür yardımcısı tarafından borçlu itiraz yasal süresi geçtikten sonra yapılmış olduğundan reddine karar verildiğini, 19/04/2021 tarihinde icra müdür yardımcısı tarafından sözde borca itiraz evrağının alt kısmına kaşe vurulmuş, imza atılmış ve borca itiraz dilekçesinin 14/04/2021 tarihinde sunulduğu beyan ettiğini, itiraz süresi geçmiş evraka sanki süresinde imiş gibi imza atıp, kaşe bastığını, ayrıca borca itiraz evrakında 1.580.395,75 TL borcun kabul edilmiş olmasına rağmen itiraz kararında, borca ve bütün ferilerine itiraz edildiğinin belirtildiğini belirterek icra müdür yardımcısının...

      Karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunarak, mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, borçlulardan bir kısmı olan takip borçluları T18 T10 Nazliye Aydın Özlü T12 Özlü T8 T15 T11 T6 T9 T13 Züleyha Çoşkun T4 T16 T3 T5 T19 T17 T7 yapmış olduğu borca itiraz dilekçeleri sonrası Yozgat İcra Dairesinin 07/11/2022 tarihinde karar tensip tutanağı tutarak takibin durdurulmasına karar verildiğini, tensip tutanağının taraflarına tebliğ edilmediğini, öğrendikleri gün 25/11/2023 tarihinde işbu davayı açtıklarını, Yozgat İcra Dairesinin karar tensip tutanağıyla usule ve yasaya aykırı işlem yapıldığını, dosyada borçlulara herhangi 89/1 haciz ihbarnamesinin tebliğe çıkmadığını, davalıların dilekçelerinde açıkça borca itiraz etmediklerini, itiraz eden davalılar takipte borçlu olup kendileri takibe konu alacağa açıkça itiraz etmediklerini, sanki başka bir dosyada kendilerine gönderilen 89/1 itiraz ettiklerini, davalıların kendilerine gelen ödeme emrine bizim borçludan hak ve alacağım...

      İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı tarafın, 30.12.2021 tarihinde vekaletnamesini Biga İcra Müdürlüğünün 2021/3674 Esas sayılı dosyasına sunduğunu, söz konusu vekaletnamenin Biga İcra Müdürlüğü tarafından 31.12.2021 tarihinde onaylandığını ve davacının borca itiraz dilekçesinin reddedildiğini, İİK Madde 168/5 gereği borca ve yetkiye itiraz süresi 5 gün olduğundan ve vekaletnamesinin de onaylanma tarihi 31.12.2021 tarihi olduğu dikkate alındığında davacının iş bu davayı 5 günlük itiraz süresi geçtikten sonra 10.01.2022 tarihinde açtığını, davacı tarafın süresinden sonra yaptığı yetkiye ve borca itiraz taleplerinin reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı uyarınca; uyuşmazlık, kambiyo senetlerine özgü icra takibinde yetkiye ve borca itiraza ilişkindir....

      Somut olayda; borçlunun, icra müdürlüğüne borca itirazının yanı sıra yetki itirazında da bulunduğu görülmüştür. İİK.nun 66.maddesi uyarınca yasal sürede yapılan itiraz ile takip olduğu yerde durur. İcra dairesinin yetkisine itiraz da borca itiraz niteliğinde olup, yetki itirazı üzerine, takip, anılan yasa hükmü uyarınca durur. Yetki itirazı kaldırılmadığı sürece takibe devam etme olanağı yoktur. Dolayısıyla icra müdürlüğünün şikayete konu kararı usul ve yasaya aykırı bulunmaktadır. O halde mahkemece, borçlunun şikayetinin kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ :Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Somut olayda ödeme emri borçluya 17.06.2009 tarihinde tebliğ edilmiş olup borçlu yasal 7 günlük süresi içinde 24.06.2009 tarihinde yetkiye ve borca itiraz etmiştir. Buna göre, icra mahkemesinin itirazın süresinde olmadığına dair kararı yerinde değildir. Öte yandan, borçlu borca itirazları yanında yetkiye de itiraz ettiğinden, borçlunun borca itirazından feragat etse dahi, geçerli ve sürede bir yetki itirazı olduğundan takip durmaya devam eder. İtiraz üzerine duran takipte takibin devamı alacaklının İİK 66 ve devamı maddeleri koşulunda icra mahkemesinde itirazın kaldırma kararı ile yapılabilir. Bu durumda mahkemece yapılacak işlem takibin devamına dair icra dairesi kararına yönelik şikayetin kabulü ile takip kesinleşmeden konulan hacizlerin kaldırılmasına karar vermekten ibarettir....

          Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, borca itirazın reddine karar verildiği, ancak faize ve borcun diğer fer'ilerine itiraz hakkında herhangi bir değerlendirme yapılmadığı ve karar verilmediği belirlenmiştir. İcra takip dosyasının incelenmesinde, asıl alacakla birlikte bu alacağa takip tarihinden itibaren aylık %0,819 oranında işleyecek gecikme cezası talep edildiği görülmekte olup, borçlunun itiraz dilekçesinde borca ve fer'ilerine itiraz ettiğini bildirmiş olması karşısında itirazın, alacaklının talep ettiği gecikme cezasını da kapsadığının kabulü gerekir. Kaldı ki mahkemece bozmaya uyulmuş olmakla borçlu yararına da usulü kazanılmış hak oluşmuştur. O halde mahkemece borçluların icra takibinde istenen fer’i alacaklara ve özellikle gecikme cezası talebine yönelik itirazının esasının incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, bu konuda olumlu veya olumsuz bir karar verilmemesi isabetsizdir....

            UYAP Entegrasyonu