itiraz niteliğinde olduğu ancak ispatlanamadığı gerekçesi ile istinaf başvurusu kısmen kabul edilerek mahkeme kararının kaldırıldığı, borca itirazın reddine ve İİK'nun 169/a-6 maddesi uyarınca hükmolunan 90.000,00 TL tazminatın borçludan alınarak alacaklıya verilmesine karar verildiği görülmektedir....
dan kalan mirası kayıtsız şartsız olarak reddettiğinin tesciline, diğer davacı ... yönünden ise davanın tefrikine karar verildiği anlaşılmıştır.O halde; mahkemece, terekenin borca batık olması nedenine dayanan mirasın reddi davasının, şikayetçi borçlular tarafından takibin başlatılmasından önce açıldığı ve halen derdest olduğu nazara alınarak, bekletici mesele yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, itiraz süresi içerisinde alınmış bir reddi miras kararı bulunmamasına rağmen varmış gibi değerlendirme yapılarak borçluların talebinin borca itiraz olarak nitelendirilmesi yerinde olmayıp, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.SONUÇ : Borçluların temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28/12/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....
BORCA İTİRAZTAKİBİN DURDURULMASI 2004 S. İCRA VE İFLAS KANUNU [ Madde 366 ] "İçtihat Metni" Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü : İzmir 1.İcra Müdürlüğü'nün 2009/5529 E. sayılı dosyası ile yapılan ilamsız takipte, borçlular süresinde verdikleri itiraz dilekçelerinde, icra müdürlüğünün yetkili olmadığını, borcun bulunmadığını, talep edilen faizin fahiş olduğunu,mükerrer takip yapıldığını ileri sürerek borca itiraz etmişlerdir. İcra müdürlüğünce, itiraz konusunda herhangi bir işlem yapılmamış, sadece itiraz dilekçesi havale edilmiştir. İcra müdürlüğünce, takibin durdurulması gerekirken aksi yönde işlem yapılması doğru değildir. O halde mahkemece şikayetin kabulü ile müdürlük işleminin iptaline karar verilmesi yerine yazılı gerekçe ile reddi isabetsizdir....
kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibine girişildiğini, müvekkillerinin ikamet adreslerinin Düzce olduğunu, Düzce mahkeme ve icra dairelerinin yetkili olduğunu, takip konusu senedin davalı taraf ile müvekkilleri arasında yapılan sözleşmenin teminatı olması amacıyla düzenlendiğini belirterek yetkiye, borca ve takibe itiraz etmişlerdir....
Davalı vekili cevap dilekçesindeki beyanlarını tekrarla birlikte davacı tarafından sadece bir adet senetteki imzaya itiraz edildiğini beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Tüm dosya kapsamına göre; dava dilekçesi incelendiğinde davacı tarafından 07431 numaralı senetteki imzaya itiraz edildiği, sair senetler yönünden borca ve ferilerine itiraz edildiği halde, mahkemece 07431 numaralı senet üzerinde imza incelemesi yapılmasına rağmen takibin tümü yönünden imzaya itirazın kabulü ile İİK 170/3 maddesi gereğince takibin durdurulmasına yönelik verilen karar isabetsizdir....
İcra Müdürlüğünde takip başlatmış, davalı borçlu icra dairesinin yetkisine ve borca itiraz etmiştir. Davacı alacaklı bu itiraz üzerine Bodrum 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde itirazın iptali davacı açmış, davalı cevap dilekçesinde öncelikle mahkemenin yetkisine itiraz etmiş, devamında ise icra dairesinin yetkisine ve borca itirazlarını sürdürmüştür. Bodrum 2. Asliye Hukuk Mahkemesince dava dilekçesinin yetkisizlik nedeniyle reddine, dosyanın yetkili Marmaris Asliye Hukuk Mahkemesi'ne gönderilmesine karar verilmiş; bu karar temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir. Davacının süresinde başvurusu üzerine yargılamaya devam eden yetkili Marmaris 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nce davanın kabulü ile itirazın iptaline karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından, icra dairesinin yetkisine yönelik itirazın öncelikle incelenmesi gerektiği nedeniyle temyiz edilmiştir. İtirazın iptali davasının koşullarından biri de yetkili icra dairesinde ilamsız icra takibi yapılmasıdır....
Borçlunun başvurusu, borca itiraz niteliğinde olup, İİK'nun 168/5. maddesine göre, borca itirazın beş günlük süre içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur. Bu süre ödeme emrinin, itiraz edene tebliğinden itibaren başlar ve hak düşürücü süre niteliğinde olup mahkemece re'sen gözetilir. Somut olayda, borçluya örnek 10 numaralı ödeme emrinin 21.04.2015 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun yasal beş günlük itiraz süresinin sona ermesinden sonra 30.04.2015 tarihinde icra mahkemesine başvurarak takibin iptalini talep ettiği, süresinde itiraz edemediğinden talebinin süresiz şikayet olarak ele alınmasını talep ettiği görülmektedir. Bu durumda, mahkemece, İİK’nun 168/5. maddesi uyarınca borçlunun borca itirazının süre aşımından reddi gerekirken, işin esasının incelenerek sonuca gidilmesi doğru değil ise de, sonuçta istem reddedildiğinden sonucu itibariyle doğru kararın onanması gerekmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından borçlu aleyhine bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip başlatıldığı, örnek 10 ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun, yasal süre içeresinde icra mahkemesine başvurarak borca itiraz nedenlerini ileri sürdüğü, mahkemece, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu borca itirazın reddine, takip tarihinden sonra işleyecek faiz oranının düzeltilmesine karar verildiği anlaşılmıştır. İİK'nun 169/a-1 maddesine göre; "İcra mahkemesi hakimi, itiraz sebeplerinin tahkiki için iki tarafı en geç otuz gün içinde duruşmaya çağırır....
Şti'nin yasal sürede icra dairesine verdiği dilekçesinde borca itiraz ettiği, alacaklının itirazın kaldırılması isteminde bulunduğu, mahkemece, takip dayanağı belgenin İİK'nun 68. maddesinde sayılan belgelerden olmadığı gerekçesiyle istemin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. İİK.nun 68/1. maddesi gereğince; talebine itiraz edilen alacaklının takibi, imzası ikrar veya noterlikçe tasdik edilen borç ikrarını içeren bir senede yahut resmi dairelerin veya yetkili makamların yetkileri dahilinde ve usulüne göre verdikleri bir makbuz veya belgeye müstenit ise, alacaklı itirazın kaldırılmasını isteyebilir. Somut olayda, takip dayanağı belge, "alacağın temliki, sulh, ibra ve feragat sözleşmesi" başlıklı olup, belgede borcun konusunun, borçlunun alacaklıya ödeyeceği tutarın ve ödeme günlerinin açıkça belirtildiği ve sözleşmenin taraflarca imzalandığı, borçlunun itiraz dilekçesinde belgedeki imzasına itiraz etmediği anlaşılmaktadır....
İİK 16 gereği itiraz ve şikayet yolu açık olmak üzere karar verildi....