İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının imhal iddiası ile terditli olarak kısmi itfa iddiasında bulunduğunu, davacının itfa iddiası yönünden, ilgili banka hesap kayıtları incelendiğinde 480.000,00 TL'lik ödemenin yapıldığının anlaşıldığını, ihbar olunan Av. ...'...
Borçlunun ilam konusu borca yönelik iddiası İİK'nun 33/1. maddesine dayalı olarak yapılmış itfa itirazı niteliğindedir. Anılan maddede, icra emri tebliği üzerine borçlunun yedi gün içinde dilekçe ile icra mahkemesine başvurarak borcun itfa edildiği itirazında bulunabileceği belirtilmiştir. Bu durumda Mahkemece yukarıda yazılı yasal düzenleme gereğince itfa itirazının ve şikayetin süresinde yapılmadığı nazara alınarak reddi gerekirken, işin esasının incelenerek yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi doğru değildir. SONUÇ: Davalı-alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve 6100 sayılı HMK'nun geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m. 297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 10.07.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
İcra Müdürlüğünün 2019/1984 Esas sayılı dosyasındaki takibin iptaline karar verildiği, karara karşı taraflarca istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesince tarafların istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine hükmedildiği, kararın alacaklı tarafından birleşen şikayet dosyası yönünden temyiz edildiği görülmüştür. İİK’nın 71/1. maddesine göre; “Borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun ve fer'ilerinin itfa edildiğini yahut alacaklının kendisine bir mühlet verdiğini noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ederse, takibin iptal veya talikini her zaman icra mahkemesinden isteyebilir.” Bu istemin kabul edilmesi için itfa itirazının İİK’nın 71/1. maddesinde açıklanan nitelikte bir belge veya alacaklının kabul beyanıyla kanıtlanması zorunludur....
İtfa veya imhal iddiası yetkili mercilerce re’sen yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş yahut icra dairesinde veya icra mahkemesinde veya mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle tevsik edildiği takdirde icra geri bırakılır. İcra emrinin tebliğinden sonraki devrede tahakkuk etmiş itfa, imhal, veya zamanaşımına dayanan geri bırakma istekleri her zaman yapılabilir. Bunlardan itfa veya imhale dayanan istekler mutlaka noterlikçe re’sen yapılmış veya tasdik olunmuş belgelere veya icra zaptına istinat ettirilmelidir.'' hükmü düzenlenmiştir Somut olayda; davalı Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı ... Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü'nün 10.04.2013 havale tarihli yazı cevabı ''borçlu yapılandırma kapsamına giren borcunu 10.12.2012 tarihinde ödemiştir. 6111 sayılı yapılandırma kapsamı içine girmeyen 11.220,00 TL'nin ise, borçlunun durumu ve ödeme sıkıntısı göz önüne alınarak esnek taksit imkanından faydalandırmamıza rağmen, bugüne kadar ödenmediği'' şeklindedir....
Her dava ve şikayet, davanın açıldığı (şikayetin yapıldığı) andaki koşullara göre değerlendirilir ve sonuçlandırılır. Sonradan gelişen, değişen olaylar, değerlendirmeye katılamaz (Hukuk Genel Kurulu’nun 11.05.2011 tarih ve 2011/12-177 esas, 2011/300 karar sayılı kararı). Borçlunun icra mahkemesine başvurusu, İİK'nun 71. maddesi kapsamında, takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde borcun ödendiği nedenine dayalı itfa şikayetidir. Mahkemece hükme esas alınan 27.01.2014 tarihli bilirkişi raporunda, 09.04.2010 tarihi itibariyle dosya borcunun tamamen kapandığı ve 285,25 TL fazladan ödeme yapıldığı tespit edilmiş olup, şikayet başvurusunun yapıldığı 22.02.2011 tarihi itibariyle dosya borcunun tamamının ödenmiş olduğu açıktır. O halde; mahkemece, İİK'nun 71. maddesi uyarınca takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde borcun itfa edilmesi sebebiyle istemin kabulü ile icranın geri bırakılmasına karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle istemin reddi şeklinde hüküm tesisi isabetsizdir....
Şikayet konusu dosyada borçlunun iddiası yeniden yapılandırma sözleşmesi kapsamında alacaklı bankaya yapılan ödemeler ile dosya borcunun itfa edildiği şeklinde olup, alacaklı da protokol hükümlerine uyulmadığı için yapılandırma sözleşmesinin hükümsüz kaldığı, bu nedenle bakiye borç için takiplerin yenilendiğini ileri sürmektedir. Mahkemece hükme dayanak yapılan bilirkişi raporunda, protokol kapsamında yapılan ödemeler ile protokol hükümlerinin ihlal edilip edilmediği, dosya borcunun kapanıp kapanmadığı hususunda hesaplar üzerinde herhangi bir inceleme ve araştırma yapılmadan başka bir borçlunun yeniden yapılandırma sözleşmesinin hükümsüz kalıp kalmadığı hususunda delil tespiti talebiyle ... Asliye Hukuk Mahkemesine müracaatı üzerine 2013/ 78 D. Iş sayılı dosyası üzerinden alınan bilirkişi raporundaki tespit edilen bakiye borç miktarı aynen esas alınarak rapor oluşturulduğu, bu hali ile bilirkişi raporunun denetime elverişli olmadığı ve hükme dayanak yapılamayacağı anlaşılmıştır....
Şikayetçinin başvurusunda borcun itfa ve imhal edildiği iddiası da bulunmadığından takibin iptali talebinin reddedilmesi gerekir. Mahkemece yazılı gerekçelerle istemin kabulü ile takibin iptaline karar verilmesi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK'nun 428. maddeleri gereğince BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m. 297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 13.05.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Söz konusu makbuzlar alacaklının cevap dilekçesinde açıkça kabul edildiğine göre İİK'nun 71.maddesi kapsamında itfa olarak değerlendirilir, ancak dava ve takip dışı 3. kişi konumunda olan ve makbuzlarda açıkça Temo Medya'ya olan borca mahsuben ödendiği yazılı bulunan belgelerin, iş bu takip dosyasına mahsuben alındığı kabul edilmediğine göre İİK'nun 71. maddesi kapsamında değerlendirilmesi mümkün değildir. Öte yandan, alacaklı vekili tarafından 30.06.2014 tarihli temyiz dilekçesi ekinde sunulan belge ile, farklı tarihlerde şikayet konusu icra dosyasına mahsuben, haricen tahsil ediliği kabul edilen toplam 25.500 TL ödemenin, alacaklı vekili tarafından ödemelere ilişkin tarih ve miktarlar da belirtilmek sureti ile şikayet tarihinden önce 28.01.2013 günü, Ankara Nöbetçi İcra Müdürlüğü aracılığı ile İstanbul 5. İcra Müdürlüğü'nün 2012/12681 esas sayılı dosyasına bildirildiği ileri sürülmüştür....
ın baba yanında kaldığı yönünde iddiası bulunmaktadır. Bu çocuğun baba yanında kaldığı dönemde etüde gönderildiğine dair belgeler de ibraz edilmiş olup bu iddia yönünden borçlu tanık deliline de dayanmıştır. Lehine nafakaya hükmedilen çocuk yönünden borçlunun nafaka ödemekle sorumlu tutulabilmesi için çocuğun alacaklı yanında bulunması gerekir. Borçlu vekili, bunun aksini ileri sürerek, velayeti alacaklıya bırakılan müşterek çocukların bakım ve giderlerinin borçlu tarafından karşılandığını iddia etmekte olup, bu iddiası her türlü delille ispatlanabilir. Bu durumda Mahkemece müşterek çocuk Batuhan'ın baba yanında kaldığı döneme ilişkin iddiası ile ilgili delilleri toplanıp incelendikten sonra gerektiğinde ek bilirkişi raporu da alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi doğru değildir....
Mahkemece, para alacaklarına ilişkin ilamın kesinleşmeden takibe konulabileceği ve dayanılan miras taksim sözleşmesinin İİK'nun 33 ve 37.maddelerinde yazılı hususlardan olmadığı, sözleşmeye uyulmamasının ilamlı takibi durdurmayacağı, sözleşmenin taraflarının iç ilişkide birbirlerine karşı sorumluluklarını meydana getirdiği gerekçesiyle, şikayet ve itirazların reddine karar verilmiştir. Hüküm borçlu vekili tarafından temyiz edilmiştir. İİK'nun 33/1 maddesinde ''İcra emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde dilekçe ile icra mahkemesine başvurarak borcun zamanaşımına uğradığı veya imhal veya itfa edildiği itirazında bulunabilir. İtfa veya imhal iddiası yetkili mercilerce re’sen yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş yahut icra dairesinde veya icra mahkemesinde veya mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle tevsik edildiği takdirde icra geri bırakılır'' hükmü düzenlenmiştir....