GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İSTEM: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Borçlu aleyhine Ereğli İcra Müdürlüğünün 2020/4083 Esas sayılı dosyası üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı/borçlu tarafa ödeme emri tebliğ edilmeksizin davalı/borçlu tarafından icra takibine itiraz edildiğini, icra müdürlüğünce bu itiraz sonucunda takibi durdurduğunu, işbu kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, zira ödeme emrinin tebliğinden sonra itirazın yapılabileceğini, Yargıtay içtihatlarının da bu yönde olduğunu, açıklanan nedenlerle İcra Müdürlüğünün 09/12/2020 tarihli işleminin iptali ile takibin devamına, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve şikayet etmiştir....
Bu hükme göre; genel haciz yoluyla yapılan takipte, ödeme emrinin tebliğinden sonra borçlu tarafından yasal süre içerisinde ödeme emrine itiraz edilmemesi ya da itirazın icra mahkemesince kesin olarak kaldırılması veya mahkemece iptal edilmesi halinde ihtiyati haciz kendiliğinden kesin hacze dönüşecektir (Yargıtay 12. HD 2021/3977- 2021/5315 E-K). Somut olayda, şikayet olunanın 09.03.2018 tarihinde ihtiyati haciz kararı aldığı, aynı tarihte ilamsız icra yoluyla takip başlattığı, itiraz üzerine 03.09.2018 tarihinde itirazın iptali davası açıldığı, 23.09.2020 tarihinde itirazın iptali davasının kabulüne karar verildiği, ihtiyati haczin bu tarihte kesinleştiği, dolayısıyla şikayet olunanın kesin haciz tarihinin 23.09.2020 olup, şikayetçinin kesin haczinin ise 31/08/2020 tarihli olduğu, icra veznesine satış bedelinin 30.09.2020 tarihinde girdiği dosya kapsamından anlaşılmaktadır....
İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2019/811 Esas, 2019/994 Karar sayılı kararıyla ödeme emirinin iptaline karar verildiği, daha sonra icra müdürlüğünce borçluya yabancı para cinsinden olan alacağın Türk parası cinsinden harca esas değeri de gösterilerek 03/02/2020 tarihli yeni bir ödeme emri tebliğ edildiği, gönderilen bu ödeme emrinin usul ve yasaya uygun olduğu, ödeme emrine borçlu tarafından itiraz edildiği, her ne kadar davacı-borçlu, gönderilen ödeme emrine itiraz edilip takip durmasına rağmen 24/02/2020 tarihinde yeniden ödeme emri tebliğ edildiğini beyan ederek davanın kabulünü talep etmiş ise de; icra dosyasında yukarıda belirtilen usule uygun tanzim edilen ödeme emri dışında başkaca bir ödeme emrine ve ödeme emri tebliğ işlemine rastlanmadığı, bu haliyle yapılan işlemde usul ve yasaya aykırı herhangi bir yön bulunmadığı anlaşılmakla şikayetin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur..." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle, "Şikayetin reddine" karar verildiği görülmüştür...
Asliye Ticaret Mahkemesinin ..... esas sayılı dosyası ile dava açıldığını, davalı borçlu hakkındaki dava görülmekte iken davalı tarafından ödeme emri tebliğinden ve haklarındaki iflas takibinden 17/08/2020 tarihinde haberdar olduklarını bildiren 18/08/2020 /arihli itiraz dilekçeleri ile iflas ödeme emrine itiraz edildiğini ayrıca 22/07/2020 tarihinde yapılan ödeme emri tebliğinin usulsüzlüğünün tespiti ile ödeme emri tebliğ tarihinin 17/08/2020 tarihi olarak tespiti istemi ile şikayet yoluna gidildiğini, davalının şikayeti üzerine Bakırköy ......
'nun 150 ve 150/a maddeleri uyarınca 7 günlük yasal süre içerisinde icra dairesine bildirmesi zorunludur. İcra Müdürlüğü yerine, icra mahkemesine yapılan itiraz hüküm ve sonuç doğurmaz. Dolayısıyla, ilk derece mahkemesince, yukarıda açılanan nedenlerle, davacının takipte taraf sıfatına ve ödeme emrine ilişkin şikayetlerinin reddine, davacı tarafın borcun esasına ilişkin itirazının da reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi isabetli olmadığından; HMK'nun 355 ve 353/1- b-2 maddeleri gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, hüküm kurulması yeniden yargılama yapılmasını da gerektirmediğinden, davacının takipte taraf sıfatına ve ödeme emrine ilişkin şikayetlerinin reddine, davacı tarafın borcun esasına ilişkin itirazının reddine, davacı tarafın yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun reddine, oy birliği ile karar verilmiştir....
İDDİA VE SAVUNMANIN ÖZETİ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; alacaklı yanca müvekkili aleyhinde İstanbul 22.İcra Müdürlüğünün 2015/7699 Esas sayılı takip dosyası ile icra takibi başlatıldığını, başlatılan takibe ilişkin ödeme emrinin dosyaya sunulan 13/04/2015 tarihli ilk borca itiraz dilekçesinde 04/04/2015 tarihinde tebliğ edildiğini ve gerekli itiraz neticesinde takibin durduğunu, daha sonra aynı dosyanın 2019/10071 Esas numaralı dosyasından çıkartılan ödeme emrinin müvekkiline tebliğ edilmesi üzerine 15/03/2019 tarihinde tekrar itiraz dilekçesi sunulduğunu, fakat icra müdürlüğünün aynı tarihli kararı ile itiraz taleplerinin reddine karar verildiğini, icra müdürlüğünce verilen kararın yerinde olmadığını ve müdürlük kararının kaldırılarak takibin durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir....
İcra Müdürlüğü'nün 2021/9027 Esas sayılı dosyası ile ilamsız takiplere özgü haciz yolu ile icra takibine girişildiğini, davacının müvekkil tarafından icra takibinden 20/02/2022 tarihinde haberdar olunduğunu, icra dosyasına itiraz dilekçesi sunularak borca itiraz edildiğini, davacı müvekkilin davalı yana herhangi bir borcu bulunmadığını, müvekkile gönderilen ödeme emrine ilişkin tebligat parçası incelendiğinde tebligatın usulsüz olarak 01/10/2021 tarihinde yapıldığı açıkça ortaya çıktığını, tebliğ memurluğunca tebligat parçasının üstüne yazılan bilgiye göre tebligat parçası tam okunaklı olmamakla birlikte " muhatapla birlikte çalışan Suat Birlik imzasına tebliğ edildi.'' şeklinde tebligat yapıldığını, yapılan tebligat usul ve esas açısından yasaya aykırı olduğunu, Sakarya 3....
İcra Müdürlüğü'nün 2019/1456 Esas sayılı dosyasından kendilerine gelen ödeme emrine, yasal süresi içerisinde Ayvacık İcra Müdürlüğü vasıtasıyla 20/03/2020 tarihinde dilekçe ile itiraz ettiklerini, sonra aynı gün 20/03/2020 tarihinde 2020/286 Muh. Numarası ile fiili olarak Çanakkale 1. İcra Müdürlüğü'ne gönderildiğini, dilekçeleri ekinde baro pulu yapıştırıldığını, vekaletnamelerini de ibraz ettiklerini, hem dilekçelerinde ve hem de vekaletnamelerinde müvekkillerinin T.C. Numaralarının yazıldığını, ancak kendisinin avukat olarak Çanakkale 1. İcra Müdürlüğü'nün dosya numarasını yazarken 2019/1456 esas olarak yazacağı yerde hata ile 2019/8739 yazdığını, bu maddi hata yüzünden Çanakkale 1....
- K A R A R - Davacı vekili, müvekkili şirketin davalı şirkete sattığı ürün bedelinin tahsili için ....esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlattığını, davalı borçlunun ödeme emrine itirazı üzerine ...karar sayılı 27.03.2012 tarihli ilamıyla itirazın kısmen iptaline, % 40 icra inkar tazminatına karar verildiğini, mahkeme ilamının 01.06.2012 tarihinde kesinleştiğini, ilamın icra dairesine sunulduğunu, takip dosyasının icra müdürlüğü tarafından hataen düşürülmesi sebebiyle dosya yenilenerek 2012/7182 esas numarasını aldığını, başlangıçta ilamsız takip olarak açılan icra takibinin kesinleşen mahkeme ilamı sonrasında iflas yoluyla takibe çevrildiğini, borçlu şirkete iflaslı ödeme emrinin 26.05.2014 tarihinde tebliğ edildiğini, borçlunun itiraz etmediğini ve takibin kesinleştiğini, herhangi bir ödemenin de bulunmadığını ileri sürerek borçluya depo emri tebliğini, borcun ödenmemesi halinde davalı borçlu şirketin iflasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Bu hüküm uyarınca, borçlunun süresinde tahliye emrine itiraz etmesi halinde takip icra müdürlüğünce durdurulur. Dava konusu icra takibinde tahliye emrinin 30/03/2021 tarihinde tebliği üzerine, davalının yasal süresi içinde taşınmazı tahliye ettiğini belirterek, tahliye emrine itiraz ettiği ve davacı tarafça itirazın kaldırılması konusunda dava açılmadığı tartışmasızdır. Duran icra takibinde itirazın kaldırılması veya iptali konusunda karar verilmediği sürece icra işlemlerine devam edilemez. Davalının itirazında taşınmazı tahliye ettiğini belirtmesi ve bu konuda ilgili kurumda beyanda bulunması önem arz etmediğinden, kararda herhangi bir isabetsizlik görülmemiştir....