Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI; Mahkemece, ödeme emrinin, borçluya 04/12/2019 tarihinde tebliğ edildiği, mahkemeye yapılan başvurunun 27/01/2020 olduğu, ayrıca davacı vekili tarafından ödeme emrinin usulsüz tebliğine yönelik herhangi bir şikayet başvurusunun olmadığı, varılan noktada şikayetin İİK'nun 16/1. maddesinde öngörülen yasal (7) günlük hak düşürücü süreden sonra gerçekleştirildiği belirtilerek, şikayetin süreaşımı sebebiyle reddine karar verilmiştir....

İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; öncelikle davanın konusu memur muamelesini şikayet olup icra emrinin iptali istemli olduğu sabit olan dosya kapsamında yerel mahkemenin yapacağı değerlendirme ödeme emrinin iptali nedenleri ile sınırlıyken, bu yetkinin sınırlarının aşılarak res'en neden gözetilmesinin herhalde hatalı olduğunu, dava konusu ödeme emrinde ve takip talebinde bunların iptalini gerektirecek bir usulsüzlük mevcut değilken davanın kabulü ile takibin iptaline karar verilmesinin yasaya aykırı olduğunu, davanın konusunu memur muamelesini şikayet oluşturmakta olup, yapılacak değerlendirmede ödeme ve takip talebinin iptalini gerektirebilecek bir usulsüzlüğün mevcut olup olmadığı noktasında olduğunu, ancak ne zamanaşımı defi ne de borca itiraz ödeme emrinin iptalini gerektirecek bir neden teşkil etmediğini, bunun yanı sıra bononun zaman aşımına uğramamış olduğu da sabit olmakla birlikte yerel mahkeme tarafından şikayet konusu yapılmayan bir nedenin...

-K A R A R- Şikayetçi vekili,....Esas sayılı takip dosyasında düzenlenen 14.05.2014 tarihli sıra cetvelinde ilk sırada pay ayrılan şikayet olunanın başlattığı icra takibinde ödeme emrinin bu yönde özel yetkisi olmayan borçlu vekilince tebliğ alınmasının geçersiz olduğunu, borçlu şirket yetkilisinin takipten bir hafta evvel vefat etmiş olması nedeniyle şirketin temsilcisiz kaldığını önceki tarihli vekaletnameye dayanılarak, borçlu vekilince ödeme emrinin dairede tebliğ alınmasının danışıklı olduğunu, dolayısıyla şikayet olunanın ihtiyati haczinin de kesinleşmediğini ileri sürerek, sıra cetvelinin iptali ile ilk sıraya ayrılan payın müvekkilinin 2. ve 3. sıradaki dosyalarına dağıtılmasını talep ve şikayet etmiştir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından genel haciz yoluyla ilamsız takip başlatıldığı, borçlunun şikayet yoluyla icra mahkemesine yaptığı başvuruda, örnek 7 ödeme emrinin takip talebine aykırı olduğunu, takip talebinde bulunmadığı halde örnek 7 ödeme emrinde dosya hesap tablosunun bulunduğunu belirterek ödeme emrinin iptalini talep ettiği, mahkemece, örnek 7 ödeme emrinde dosya hesap tablosunun bulunduğu ve örnek 7 ödeme emrinin takip talebine aykırı olduğu gerekçesiyle ödeme emrinin iptaline karar verildiği anlaşılmaktadır....

      UYAP sistemi üzerinden yapılan incelemede şikayet eden vekilinin dilekçesinde belirttiği bu hususların eksik olduğu, icra emrinin elektronik yolla da imzalanmamış olduğu, imzasız ve mühürsüz olan icra emrinin yalnızca sisteme taranmış olduğu, bu haliyle icra dosyası kapsamında şikayet eden borçlu hakkında düzenlenmiş geçerli bir icra emri bulunmadığı, bu aşamada şikayet eden borçlunun yalnızca 31/01/2021 tarihli icra emrinin tebliği işleminin iptalini talep edebileceği, şikayet dilekçesinde bu yönde bir talep bulunmadığı anlaşılmakla icra emrinin iptali talebinin hukuki yarar yokluğu nedeniyle HMK'nın 114/1- h ve 115/2 maddeleri uyarınca usulden reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki hüküm kurulmuştur...'' şeklindeki gerekçe ile "şikayetin usulden reddine" karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf başvurusunda özetle; alacaklı tarafından Ankara 15. İş Mahkemesinin 2019/719 Esas sayılı 19/11/2020 tarihli kararına istinaden Ankara 29....

      Şti.nin temyiz itirazının incelenmesinde; Alacaklı tarafından genel haciz yoluyla ilamsız icra takibine başlandığı, ödeme emrinin borçlular ... Turizm … Ltd. Şti, ... ve ...’a tebliği üzerine, borçlular vekilinin, 11.01.2011 tarihinde icra müdürlüğü nezdinde yetkiye, borca ve faize itirazda bulunduğu ve yine aynı tarihte ödeme emrinin iptali talebiyle İcra Mahkemesi'ne şikayet yoluna başvurduğu, ... 2. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 21.02.2011 tarih ve 2011/43 E, 2011/238 K. sayılı kararıyla borçlulara tebliğ edilen ödeme emrinin iptaline karar verildiği, yeni ödeme emrinin 07.05.2011 tarihinde borçlulardan ...’a, 23.05.2011 tarihinde ise ...’na tebliğ edildiği, ancak ... Turizm …. Ltd. Şti.ne tebliğ edilen ödeme emrinin bulunmadığı anlaşılmıştır.İcra mahkemesince ödeme emrinin iptalinden sonra gönderilen ikinci ödeme emrine karşı borçlunun yeniden itiraz ve şikayet hakkı doğduğundan önceki itirazlar yeni ödeme emri tebliğinden sonra hukuki bir sonuç doğurmaz. Somut olayda; borçlu ......

        e ait vergi borçlarının tahsili amacıyla müteselsil sorumlu sıfatıyla adına düzenlenen … tarih ve … sayılı ödeme emrine karşı yaptığı düzeltme şikayet başvurusunun zımnen reddine ilişkin işlemin iptali istemine ilişkindir....

          Dava, İİK'nın 67. maddesi gereği açılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Davalı-borçlunun ... 6. İcra Müdürlüğü'nün 2009/20522 E. sayılı dosyası ile yapılan takip dosyasından çıkarılan ödeme emrinin iptali için ... 1. İcra Hukuk Mahkemesi nezdinde şikayet yoluna başvurması üzerine anılan Mahkemece verilen 08.04.2010 tarihli 2009/1445 E.-2010/358 K. sayılı Karar ile ödeme emrinin iptaline karar verilmiş ve bu karar kesinleşmiştir. O halde söz konusu İcra hukuk Mahkemesi'nin kararı gereğince davacı alacaklının anılan takipte yeni bir ödeme emri düzenlettirip borçluya usulüne uygun tebliğ ettirmesi gerekir. Nitekim bu şekilde düzenlenen yeni ödeme emri davalı-borçluya 10.06.2010 tarihinde tebliğ edilmiştir. Bu durumda düzenlenen bu ödeme emrine davalı-borçlunun 7 günlük süre içerisinde itiraz etmesi gerekir. İtirazın iptali davasının şartlarından biri de yapılan takibe karşı usulüne uygun bir itirazın bulunmasıdır....

            UYAP üzerinden yapılan incelemede de iş bu şikayet dosyasının kesinleşip kesinleşmediği anlaşılamamaktadır. Davalı ödeme emrinin tebliğine ilişkin tebligatın usulsüzlüğünü icra mahkemesinde şikayet yoluyla ileri sürüp ödeme emrinin iptalini istediğine göre, mahkemece verilecek karar bu davanın sonucunu etkileyeceğinden öncelikle açılan şikayet davasının kesinleşmesi beklenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. Kararın bu nedenle bozulması gerekir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428 ve İİK.nın 366.maddesi uyarınca kararın BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 14.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

              Davalı tarafça her ne kadar ödeme emrinin davacı borçluya henüz tebliğ edilmediği, bu nedenle borçluya tebliğ edilmeyen ödeme emrine yönelik şikayetin süresi içinde yapılmadığı ileri sürülmüş ise de; ödeme emrine yönelik şikayetin kural olarak ödeme emrinin tebliğinden itibaren en geç 7 gün içinde yapılması gerektiği, ancak ödeme emri tebliğ edilmeden önce de, aleyhinde yürütülen icra takibinde borçlunun ödeme emrinin veya takibin iptali için şikayet yoluna başvurmakta hukuki menfaatinin bulunduğu gibi, ödeme emrinin tebliğinden önce şikayet yoluna başvurmasını engelleyen yasal bir düzenleme bulunmadığı, cevap dilekçesinde zikredilen Yargıtay kararının ilamlı takipte "icranın geri bırakılması" istemine ilişkin olup somut olayda emsal niteliği bulunmadığı, bu çerçevede şikayetin süresi içinde yapıldığının kabulü gerektiği anlaşılmakla işin esasının incelenmesine geçilmiştir....

              UYAP Entegrasyonu