Somut olayda şikayetçi, hakkında kambiyo taahhüdünde bulunması nedeni ile takip başlatılan borçlu olmayıp haciz ihbarnameleri ile borçlu kılınan kişidir. Bu durumda şikayetçinin icra takibine ilişkin zaman aşımı şikayetinde bulunması mümkün olmayıp icranın geri bırakılması isteminin aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile reddi doğru değil ise de, sonuçta istem reddedildiğinden bu husus bozma nedeni yapılmamıştır. Öte yandan, şikayetçi adına kayıtlı 4892 ada 2942 parsel 39 nolu taşınmaza ilişkin haczin İİK’nun 106. ve 110. maddeleri uyarınca düştüğünden bahisle yapılan şikayet hakkında bir değerlendirme yapılmaması isabetsiz olup,bu hususta olumlu olumsuz bir karar verilmek üzere Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir. SONUÇ : Şikayetçinin temyiz itirazlarının kabulü ile ... Bölge Adliye Mahkemesi 7....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın, davacılar tarafından icranın geri bırakılması talebi ile aslında "şikayet" davası başlığı altında açıldığını, şikayet davalarında sürenin şikâyet edenin şikâyet konusu işlemi öğrendiği günden itibaren 7 gün olduğunu, söz konusu kanun hükmüne istisna barındıran diğer maddelerin söz konusu davaya uyarlanarak davanın kabulüne sebebiyet verilmesinin açıkça hukuka aykırılık teşkil ettiğini, Kocaeli 1....
Somut olayda da alacağın niteliği itibarıyla zamanaşımı süresi on yıl olup ödeme emrinin 17/03/2004 tarihinde borçluya tebliğ edildiği, ödeme emrine itiraz edilmeyerek takibin kesinleştiği, alacaklı vekilinin haciz talep etmesi üzerine esas icra müdürlüğü tarafından talimat yazıldığı ve talimat icra dairesinin 22.10.2005 tarihinde borçlunun menkul mallarının haczi için işlem yaptığı, şikayet tarihi 18/06/2015 olup on yıllık sürenin geçmediği ve zamanaşımının gerçekleşmediği anlaşılmaktadır. O halde mahkemece, şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken istemin kabulü ile icranın geri bırakılması yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04/04/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Asliye Ticaret Mahkemesinin 17/05/2007 tarihli ve 2002/568 E., 2007/283 K. sayılı ilamı ile ilamlı icra takibi başlatıldığı, takibe konu ilamın 19/07/2010 tarihinde kesinleştiği, icra takibinin 19/12/2017 tarihinde başlatıldığı, ilamın hükmün verildiği tarihden 10 yıl geçtikten sonra takibe konulduğu, zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle şikayetin kabulüne, zamanaşımı nedeni ile icranın geri bırakılmasına karar vermiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; cevap dilekçesindeki beyanlarını tekrarlayarak Mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. Şikayet, ilama dayalı takipte ilama aykırılık şikayeti ile birlikte dayanak ilamın zamanaşımına uğradığı iddiasına dayalı icranın geri bırakılması istemine ilişkindir. 6098 sayılı TBK’nın 156. maddesinde “Zamanaşımının kesilmesiyle yeni bir süre başlar....
İcra Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki kambiyo senedine dayalı takipte takip kesinleştikten sonraki zamanaşımı sebebiyle icranın geri bırakılması şikayetine yönelik yapılan inceleme sonucunda İlk Derece Mahkemesince şikayetin reddine karar verilmiştir. Kararın şikayetçi borçlu tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, şikayetin kabulü ile zamanaşımı sebebiyle şikayetçi borçlu yönünden icranın geri bırakılmasına karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı şikayet edilen alacaklı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I. ŞİKAYET Borçlu şikayet dilekçesinde; alacaklı tarafından Bakırköy 11....
Alacaklı, icranın geri bırakılması kararının kesinleştiğinin kendisine tebliğinden sonra, zamanaşımının vaki olmadığını ispat sadedinde ve 7 gün içinde umumi mahkemelerde dava açabilir. Aksi takdirde icrası istenen ilamın zamanaşımına uğradığı hususu kesin hüküm teşkil eder. İcranın devamına karar verilmesi halinde 33 üncü maddenin son fıkrası burada da uygulanır.” düzenlemesi yer almaktadır. Somut olayda icranın geri bırakılması kararının kesin hüküm niteliğini kazanması halinde dava konusu haciz ortadan kalkacağı için dava da konusuz kalacaktır. Bu durumda da karar verilmesine yer olmadığına karar verilerek yargılama giderleri ve maktu karar ve ilam harcı ile nispi vekâlet ücretinin davanın açılmasına neden olan tarafa yükletilmesi söz konusu olacaktır. Hükümden sonra ortaya çıkan bu yeni durum karşısında öncelikle icranın geri bırakılması kararının kesin hüküm niteliğini kazanıp kazanmadığının araştırılması için hükmün bozulması gerekmiştir....
, takibe konu çekin keşide tarihine göre 6 aylık zamanaşımı süresinin uygulanması gerektiğini, zamanaşımı süresinin dosyada birçok kez dolduğunu beyanla icranın geri bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
Tüm dosya kapsamına göre, icra müdürlüğünden alınan 90 günlük mehil vesikası üzerine Dairemizce icranın geri bırakılması yönünde talepte bulunulduğu bir kısım evrakların eksik olması nedeniyle Dairemizce icranın geri bırakılması talebinin reddine karar verildiği, yine 90 günlük süre dolmaksızın eksiklikler tamamlanmak suretiyle yeniden icranın geri bırakılması talebi üzerine Dairemizce icranın geri bırakılmasına karar verildiği ve aynı zamanda davanın esası hakkında da hükmün kaldırılmasına yönelik karar verildiği anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile, ilk derece mahkemesinin davanın reddine yönelik kararının 6100 Sayılı HMK 'nın 353/1- a-6 maddesi uyarınca kaldırılması gerekmiş ve aşağıda ki şekilde hüküm kurulmuştur....
İcra Müdürlüğü'nün 2012/1792 esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibinin şikayetçi borçlu yönünden icranın geri bırakılmasına ve icra dosyasından konulan hacizlerin kaldırılmasına, karar verilmesi gerektiğini belirtmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Uyuşmazlık, Bursa 16. İcra Müdürlüğü'nün 2012/1792 esas sayılı icra takip dosyasında zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılması istemine ilişkindir. Bursa 16. İcra Müdürlüğü'nün 2012/1792 esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davalı/ alacaklı tarafından, davacı/borçlu ile diğer borçlular aleyhine kambiyo senetlerine mahsus yolla icra takibinde bulunulduğu, ödeme emrinin davacı/borçluya 02.04.2012 tarihinde tebliğ edildiği görülmüştür....
İİK'nun 71/2. maddesinde; "Borçlu, takibin kesişmesinden sonraki devrede borcun zamanaşımına uğradığını ileri sürecek olursa, 33/a maddesi hükmü kıyasen uygulanır", aynı Kanun'un 33/a-1. maddesinde ise; "İlamın zamanaşımına uğradığı veya zamanaşımının kesildiği veya tatile uğradığı iddiaları icra mahkemesi tarafından resmi vesikalara müsteniden incelenerek icranın geri bırakılmasına veya devamına karar verilir" hükümleri yer almaktadır. Aynı maddenin 2. fıkrası ile de “Alacaklı, icranın geri bırakılması kararının kesinleştiğinin kendisine tebliğinden sonra, zamanaşımının vaki olmadığını ispat sadedinde ve 7 gün içinde umumi mahkemelerde dava açabilir. Aksi takdirde icrası istenen ilamın zamanaşımına uğradığı hususu kesin hüküm teşkil eder.” hükmü düzenlenmiştir. Bu hüküm uyarınca hacizler icranın geri bırakılması kararı ile değil bu kararın kesinleşmesi ile kalkar....