Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Borçluların icra mahkemesine başvurusu yetkiye ve İİK 169. maddesi uyarınca, borca itiraz niteliğinde olup, borca itirazın İİK 169/a maddesi kapsamında incelenmesi gerekmektedir. Yetkiye itiraz yönünden yapılan incelemede; senetteki keşide yerinin Antalya olduğunu, takibe konu senedin keşide yeri itibariyle yetkili icra dairesinde takibe konulduğu anlaşılmakla, davacının yetki itirazına yönelik istinaf istemi yerinde görülmemiştir. Borca itiraz yönelik olarak; İİK 169/a maddesi uyarınca; borca itiraz halinde, borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin, resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat külfeti borçlulara aittir. HGK 14.3.2001 tarih 2001/12- 233 ve 20.6.2001 tarih 2001/12- 496 sayılı kararlarında da benimsendiği üzere, dayanak belgenin hangi ilişkinin teminatı olduğu yazılı belge ile kanıtlanmalıdır....

İcra Dairesi'ni göstererek şikayet yoluna başvurmasının abesle iştigal olduğunu, davacının beyanlarının gerçek olması varsayımında dahi icra dairesinin sorumluluk alanına giren herhangi bir durum olmayıp iş bu iddiaların muhatabının icra dairesi olmadığını, davacı/borçlunun yasal süresi dışında yetkiye itiraz ettiğini ve ikametgahının Antalya'da olduğundan Antalya İcra Daireleri'nin ve Mahkemelerinin yetkili olduğunu iddia ettiğini, yetki itirazını düzenleyen 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 66. maddesinin "Müddeti içinde yapılan itiraz takibi durdurur....

İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk derece mahkemesince hesap kat ihtarının usulsüz tebliğine karar verilmiş ise de, icra emrinin ve kıymet takdir raporunun usulsüz tebliğ edilmesine yönelik şikayetin reddine karar verilmesinin usulsüz olduğunu, müvekkilinin usulsüz tebliğleri satış ilanının tebliğ edildiği 07/05/2019 tarihinde öğrendiğini, bu nedenle takibe, icra emrine, yetkiye, borca, faize, faiz oranına ve borcun tüm ferilerine, kıymet takdirine itirazlarının süresinde olduğunu, kıymet takdirine itiraz için açtıkları davanın kabulüne karar verildiğini, eş rızasının alınmaması nedeniyle ipoteğin geçersiz olduğunu, alacağın muaccel olmadığını, takibin iptalinin gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasına ve şikayetin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; borca ve yetkiye yasal süresi içerisinde itiraz edilmediğini, bu nedenle borca ve yetkiye itiraz talebinin hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davacı tarafından ayrıca yetkiye de itiraz edildiğini, yetkili icra müdürlüklerinin Bakırköy İcra Müdürlükleri olduğuun belirtildiğini, taraflar arasında imzalanan ve takibe konu olan senetlerden anlaşılacağı üzere düzenleme ve ödeme yerinin istanbul ataşehir olduğunu, bu nedenle yetkiye itirazın reddedilmesi gerektiğini, davacı tarafından davalı müvekkiline hiçbir ödeme yapılmamış olduğunu, borcun ödenmesi için takibe geçildiğinde ise itiraz edildiğini beyanla, borçlu tarafından yapılan yetkiye ve borca itirazın iptaline, karşı taraf vekalet ücretinin lehlerine hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir....

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Tüm dosya kapsamı itibari ile; davalı alacaklı tarafından başlatılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takipte davacı borçlu vekili, icra mahkemesine yaptığı başvuruda; ödeme emri tebliğ tarihinin düzeltilmesini talep etmiş, mahkemece iş bu şikayetin, aynı mahkemede görülen yetkiye ve borca itiraz davası ile birleştirilmesine karar vererek, davacıya 13.11.2019 tarihinde tebliğ edilen İİK. 103 davetiyesinin tebliğine ilişkin şikayet bulunmadığından bu tarih itibariyle ödeme emrinden haberdar olması nedeniyle, birleşen 2020/210 Esas numaralı dosya kapsamında davacı/borçlu tarafça yapılan usulsüz tebliğ şikayetinin reddine, Asıl dava (2020/208 Esas) yönünden davacı/borçlunun tüm itiraz ve şikayetlerinin süre yönünden reddine karar verildiği, kararın davacı vekili tarafından istinaf edildiği anlaşılmıştır....

İcra Müdürlüğünün 2021/14172 Esas sayılı dosyasında gönderdikleri borca itiraz talebi sebebiyle 22.11.2021 tarihli tensip zaptı ile takibin tedbiren durdurulduğunu, sonrasında ise 26.11.2021 tarihli tensip zaptı ile borca itiraz taleplerinin reddine, şikayet yolu açık olmak üzere karar verildiğini, 22.11.2021 tarihli tensip zaptında takip tedbiren durdurulduğu için 26.11.2021 tarihli tensip zaptı ile icra müdürlüğünün talepleri hakkında karar vermesini beklemeleri gerektiğini, İcra müdürlüğünün 26.11.2021 tarihli tensip zaptı ile verdiği tebligatın usulüne uygun olduğunu gerekçe göstererek verdiği borca itirazın reddi ile takibin devamı yönündeki kararın ise şikayet yolu açık olarak verildiğini ve 7 günlük şikayet süresine tabi olduğunu, şikayet süresi geçtikten sonra ikame edilen bir dava olmadığını, yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir....

DAVA KONUSU : ŞİKAYET&İMZAYA İTİRAZ KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı- borçlu vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili aleyhine girişilen takipte gönderilen ödeme emrinde 10 gün içinde ödeme ihtaratı bulunmadığını, banka hesap nosu bulunmadığını, ödeme emrinin usule aykırı olarak düzenlendiğini, çek aslının dosyada olup olmadığının araştırılmadığını, takip dayanağı çek üzerinde bulunan imzanın müvekkiline ait olmadığını, imzaya itiraz ettiklerini, borca ve faize de itiraz ettiklerini beyanla; takibin iptaline, alacaklının %20'den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesi talep etmişlerdir. Davalı-alacaklı vekili cevap dilekçesinde özetle; usul ve yasaya aykırı şikayet ve imza ve borca itirazın reddine davacının alacağın %20'sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmişlerdir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İstanbul 16....

Borçluların bu husustaki başvurusu şikayet niteliğinde olup İİK'nun 16/2. maddesi uyarınca süresiz olarak ileri sürülebilir. Mirasın reddi ilâmı ile hakkındaki takip işlemlerinin iptalini isteyen şahsın başvurusu borca itiraz olarak nitelendirilmeyeceğinden ve İİK’nun 16/2 maddesi gereği süreyle sınırlandırılamayacağından, ilamlı icra takibinde mirasçıların mirasın reddi nedeniyle takibin iptali talebi süresiz şikayet olarak değerlendirilmelidir. O halde, şikayetçilerin mirasın reddi nedeniyle takibin iptali ve haczin kaldırılması talepleri süresiz şikayet olarak değerlendirilerek, işin esasına girilip, deliller değerlendirilmek suretiyle oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup, Bölge adliye mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir. SONUÇ : Şikayetçi-borçluların temyiz itirazlarının kabulü ile, ... Bölge Adliye Mahkemesi 10....

    , davalı borçlunun ödeme emrinin tebliğ edildiği tarihten itibaren süresi içerisinde itiraz da bulunmadığı ve ödeme emrinin tebliğinden önce yapmış olduğu borca itirazın değerlendirilmemesi gerektiğinden bahisle taraflarının takibin devamına ilişkin istemlerinin reddine dair icra müdürlüğünün 17/08/2022 tarihli işleminin iptali ile takibin devamına, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir....

    İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle, dava dilekçesini tekrarla, mahkemenin şikayet konusunda inceleme yapıp karar vermesi gerekirken eksik inceleme ile talebin sadece borca itiraz kısmını değerlendirerek karar vermesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına, şikayetin kabulüne karar verilmesini istemiştir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK 169. maddesi uyarınca borca itiraza ilişkindir. İİK'nın 168/5. maddesi gereğince, kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibinde imzaya ve borca itirazın, yasal 5 günlük süre içinde icra mahkemesine yapılması zorunludur. Bu süre, hak düşürücü nitelikte olup, mahkemece re'sen gözetilmelidir....

    UYAP Entegrasyonu