Somut olayda, borçlunun icra mahkemesine, birleştirilen dosya için verdiği 30.10.2015 tarihli itiraz dilekçesinde, sair şikayet ve itirazları ile birlikte, ikametgahını da belirterek yetki itirazında bulunduğu halde; anılan talep konusunda mahkemece herhangi bir değerlendirme yapılmadan sonuca gidilmiş olması yukarıda değinilen İİK'nun 50/2. ve HMK'nun 297. maddelerinin emredici hükümlerine aykırıdır. Bu durumda, mahkemece; öncelikle birleşilen dosyadaki yetki itirazını çözümlenmesi ve borçlunun yetki itirazı yerinde görülmez ise; işin esasının incelenmesi suretiyle oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi; yetki itirazı kabul edilirse de bu durumda sair şikayet ve itirazların incelenemeyeceği hususu gözetilerek karar verilmesi gerekirken; yetki itirazı incelenmeksizin ve bu konuda olumlu ya da olumsuz bir karar verilmeksizin eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
nın yetkiye itirazı üzerine ...1. icra hukuk mahkemesinin 2011/97-133 sayılı kararı ile yetki itirazının kabulü ile ... icra müdürlüğünün yetkili olduğuna karar verildiği, kararın 19.01.2012 tarihinde kesinleştiği, alacaklı vekilinin 23.12.2011 tarihli gönderme talebinden sonra 24.01.2012 tarihli üst yazı ile takip dosyasının kül halinde yetkisizlikle ... İcra Müdürlüğüne gönderildiği, takibin tüm borçlular yönünden ... 18. icra müdürlüğünün 2012/1658 esas sayılı dosyası üzerinden devam ettiği görülmüştür. Şikayetçi borçlu ...'ün yetki itirazı reddedildiği halde yetki itirazı kabul edilen borçlu ... yönünden dosyanın tefrik edilmesi gerekirken, itiraz eden borçlu yönünden yetki itirazı kesinleşmesine rağmen onun yönünden de dosyanın ... İcra Müdürlüğüne gönderilmesi yasaya aykırıdır. Bu konudaki şikayet ise bir hakkın yerine getirilmesine ilişkin olup İİK. 16/2. maddesi uyarınca süreye tabi değildir.O halde mahkemece şikayetin kabulü ile ... 18....
Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz." denmiştir. Bu yasal düzenlemeler ve Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin bir çok kararları karşısında, yetki itirazında bulunan borçlunun yetki itirazında yetkili icra dairesini de bildirmesi gerekmekte olup, aksi halde yetki itirazı geçerli sayılmaz. Davacı vekilinin icra dosyasına yaptığı borca itiraz dilekçesi incelendiğinde, sadece yetki itirazında bulunduğunu belirttiği ancak yetkili icra dairesini bildirmediği görülmüştür. Bu bağlamda davacı/borçlu yanca yapılan yetki itirazı geçersizdir. Ancak, buna karşın davalı/alacaklı yetki itirazını kabul etmiş ve dosyanın davacının şirket merkezinin bulunduğu, Bağcılar İlçesinin bağlı olduğu İstanbul Adliyesine gönderilmesini istemiştir. İcra Müdürlüğünün yetki itirazının geçerli olup olmadığını denetleme ve yetki itirazını geçersiz sayma gibi bir görev ve yetkisi bulunmadığı açıktır....
Şikayetin, ... 4.İcra Müdürlüğü'nün işlemlerine yönelik olması nedeniyle, şikayetin esasının incelenerek, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile yetkisizlik kararı verilmesi doğru olmadığı gibi kabule göre de, menkullere ilişkin istihkak davalarında kesin yetki kuralı söz konusu olmayıp, süresi içinde, usulüne uygun yetki itirazı olmadan Mahkemece, resen yetkisizlik kararı verilmesi de doğru değildir....
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. maddesi uyarınca ödeme emrine dayanak belgenin eklenmemesi şikayeti, İİK'nın 169, 169/a maddeleri uyarınca yetki itirazı ve borca itiraza ilişkindir. 6100 sayılı HMK'nın "yetki itirazının ileri sürülmesi" başlıklı 19/2. maddesinde; "yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz" hükmü yer almaktadır. Somut olayda, dava konusu icra takibi İzmir 5. İcra Müdürlüğünde başlatılmış, davacı vekilinin icra hukuk mahkemesine verdiği dava dilekçesinde, yetki itirazında bulunmasına rağmen, yetkili icra müdürlüğünü bildirmediği anlaşılmıştır. Bu durumda, yetkili icra müdürlüğü açıkça gösterilmediğinden, HMK’nın 19/2. maddesi uyarınca usulüne uygun bir yetki itirazından söz edilemez....
Yargılama sırasında davalı tarafından ileri sürülen yetki itirazı mahkemece reddedilmiş, bu kararın temyiz edilmesi üzerine, yetki itirazının reddine dair verilen kararın temyiz edilebilen kararlardan olmadığı belirtilerek 30/04/2014 tarihli karar ile reddedilmiştir. Bu kez yetki itirazının reddine dair kararın "temyiz isteminin reddine" ilişkin verilen karar temyiz edilmiştir. Yerel Mahkemece yetki itirazının reddine dair kararın temyiz edilebilir kararlardan olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddedilmiş olması doğru ise de bu kararın aynı dosya esası üzerinden ek kararla verilmek yerine müteferrik karar şeklinde değişik iş esası üzerinden ayrı bir kayıt alınarak verilmiş olması doğru değildir. Ne var ki bu durum bozma nedeni yapılmamış açıklama ile yetinilerek kararın onanmasına karar verilmiştir....
İcra takip dosyasının yetki itirazının kabulü ve akabinde gönderilmesi ile yetki alanımız içinde bakılacak bir icra dosyası kalmadığı, yetkinin ilk önce ele alınması gerektiği anlaşıldığından, konusuz kalan şikayet hakkında karar verilmesine yer olmadığına'' karar verildiği görülmüştür....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Yetki İtirazı Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü : İİK'nun 50. maddesi göndermesiyle HUMK'nun 9/2. maddesi 1. cümlesine göre; davalı birden fazla ise, bunlardan biri ikametgahında takip yapılabilir. Bu durumda, diğer borçlular yetki itirazında bulunamazlar. Anılan hükmün uygulanabilmesi için borçlulardan biri adına ikametgah adresine tebligat yapılması ve itiraz edilmemesi ve yetkinin kesinleşmesi gerekir. Somut olayımızda, borçlulardan ... ile şikayetçi borçlu... Tic. Ltd. Şti'ne gönderilen ödeme emri her ikisine 24/08/2009 tarihinde tebliğ edilmiştir. Şikayet etmeyen diğer borçlu yönünden yetki kesinleşmeden şikayetçi borçlu şirket yetki itirazında bulunduğundan bunun yönünden yetki itirazının incelenmesi gerekir....
Yukarıda açıklanan yasa maddeleri birlikte değerlendirildiğinde, borçlunun icra müdürlüğünün yetkisine yönelik itirazı ile takip alacaklısının yetkili hamil olmadığına yönelik şikayeti yönünden dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilemez. O halde, mahkemece, borçlunun yetki itirazı ile takip alacaklısının yetkili hamil olmadığına yönelik şikayetinin incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın açılmamış sayılması yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ :Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20.01.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Yetki itirazı Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacılar tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: K A R A R Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Borçlu vekili ........ Mahkemesi'ne başvurusunda, alacaklı tarafından başlatılan ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı ........ takibinde, müvekkilinin ikametgahının bulunduğu ........ Mahkemesi ve ........ dairelerinin yetkili olduğundan bahisle yaptığı yetki itirazı yanında takipte talep edilen asıl borç, birikmiş faiz ve faiz oranına, ........ kalemlerine de itiraz etmiştir. İİK'nun 34. maddesi hükmü karşısında, takibin her ........ dairesinde yapılabileceğinin kabulü gerekir....