Hukuk Dairesinin 15/06/2017 tarihli 2016/16921 esas, 2017/9473 karar sayılı ilamında da "Öte yandan, icra mahkemesi, önüne gelen itiraz ve şikayetleri, İcra ve İflas Kanunu'nda düzenlenen özel usul kurallarını uygulayarak takip hukuku bakımından kesin hükme bağladığından, anılan mahkemenin kararları kural olarak maddi anlamda kesin hüküm niteliği taşımaz. Bu nedenle borca veya imzaya itirazın incelenmesi sırasında sahtelik iddiasına dayalı olarak genel mahkemelerde açılan davaları bekletici mesele yapamaz. Cumhuriyet savcılığına aynı nedenle yapılan şikayet ve ceza mahkemesinde açılan dava da kendiliğinden icra takibini durdurmaz ve bekletici mesele yapılamaz....
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Erzincan İcra Müdürlüğü'nün 2020/3265 Esas sayılı icra takip dosyasının incelenmesinde davacı borçlu T1 ödeme emri ve borç senetlerinin bizzat kendisine 24/8/2020 tarihinde tebliğ edildiği, imzaya ve borca itiraz şikayetinin ise icra mahkemesine 15/09/2020 tarihinde yapıldığı, kambiyo senetlerine özgü ilamsız icra takibinde borca ve imzaya itiraz şikayetinin ödeme emrinin tebliğinden itibaren 5 günlük yasal süresi içerisinde yapılması gerektiği, ayrıca icra müdürlüklerinin işlemlerinin adli tatilde de devam ettiği, dolayısı ile bu sebepten sürenin uzamayacağı 24/08/2020 tarihinde ödeme emri kendisine tebliğ edilen borçlunun borca ve imzaya itirazının icra mahkemesine 15/09/2020 tarihinde yapmış olması sebebiyle, 5 günlük hak düşürücü sürenin geçmiş bulunduğu bu sebeple ilk derece mahkemesi kararında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı borçlu vekilinin istinaf dilekçesinde belirtmiş olduğu tebligat usulsüzlüğünün...
ait olmadığını, bonodaki imzaya ayrıca ve açıkça itiraz ettiklerini belirterek, ödeme emri tebliğ tarihinin ıttıla tarihi olan 24/05/2022 olarak kabul edilmesine ve itirazların süresinde olduğunun kabulüne, dosyadaki usulsüz tebligata dayanan tüm hacizlerin fekki ile icra takibinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir....
Kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibinde, imzaya itiraz, İcra ve İflas Kanunu'nun 170. maddesinde açıkça düzenlenmiş olmasına rağmen, aynı takipler yönünden yazının sahteliği iddiası konusunda aynı kanunda özel bir hüküm mevcut değildir. İcra ve İflas Kanunu icra takip hukuku açısından Hukuk Muhakemeleri Kanununa göre özel kanun olup, takip hukukuna ilişkin uyuşmazlıklarda öncelikle İcra ve İflas Kanunu hükümlerinin, bu kanunda hüküm bulunmayan durumlarda ise anılan kanuna aykırılık teşkil etmemek koşuluyla genel nitelikte olan Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerinin uygulanması gerekir. Buna göre imzaya itiraz İcra ve İflas Kanununda özel olarak düzenlendiğine göre anılan itiraz hakkında bu kanunun 170. maddesinin uygulanması zorunlu olduğundan, imzanın inkârı nedenine dayalı sahtelik iddiası hakkında genel nitelikte olan 6100 sayılı HMK'nun 209. maddesinin uygulama yeri yoktur....
Temyiz Sebepleri Alacaklı temyiz dilekçesinde; aynı alacak ve aynı icra takibine ilişkin aynı Bölge Adliye Mahkemesinin 2021/1848E-2022/323K sayılı ilamı ile zıt yönde hüküm tesis edildiğini, öncelikle bu çelişkili durumun giderilmesi gerektiğini, açılan davanın imzaya itiraz davası olduğunu ve imzanın borçlunun murisine ait olduğunun tespit edildiğini, menfi tespit davası kapsamındaki hususların icra mahkemesince incelenemeyeceğini, takibi sürüncemede bırakmak amacıyla dava açıldığını ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararın bozulmasını talep etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık bonoya dayalı kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte imzaya, borca itiraz ile kambiyo vasfına yönelik şikayettir. 2. İlgili Hukuk İİK md. 170/a-2 3....
Somut olayda; davacı borçlunun 26/03/2019 tarih, 9795 sayılı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde belirtilen adresine gönderilen örnek no:10 ödeme emrinin bila tebliğ iade edilmesi üzerine, bu adrese yeniden gönderilen örnek no:10 ödeme emrinin davacı borçluya TK'nın 35/4. maddesi uyarınca 16/07/2019 tarihinde tebliğ edildiği, tebliğ yapılan adresin davacı borçlunun tebliğ tarihindeki ticaret sicil adresi olduğu ve tebliğin usulüne uygun olduğu anlaşılmıştır. Bu durumda borçlunun usulsüz tebliğ şikayetinin reddine dair ilk derece mahkemesi kararı usul ve esas yönünden hukuka uygundur. Kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takiplerinde yetkiye, borca ve imzaya itiraz etmek isteyen, senedin kambiyo vasfına ilişkin şikayette bulunmak isteyen borçlunun itiraz ve şikayetlerini ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren 5 günlük yasal süre içerisinde icra mahkemesinde ileri sürmesi gerekir. Aksi takdirde itiraz ve şikayetler süre aşımından reddedilir....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 14/01/2021 NUMARASI : 2020/249 ESAS- 2021/38 KARAR DAVA KONUSU : İmzaya İtiraz KARAR : İDDİA VE SAVUNMANIN ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; takip dayanağı senetteki yazı ve imzanın müvekkiline ait olmadığını, müvekkilinin alacaklıya herhangi bir borcu olmadığını, takip öncesi işleyen faiz miktarı ile takip sonrası işleyecek faiz oranına da itiraz ettiğini belirterek, şikayet ve itirazlarının kabulü ile takibin durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı / borçlunun itirazının reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Kambiyo senetlerine dayalı olarak başlatılan takiplerde imzaya itiraz İİK'nın 170. maddesinde düzenlenmiş olup, bu maddenin üçüncü fıkrasında, icra mahkemesince imza incelemesinin aynı Kanun'un 68/a maddesinin dördüncü fıkrasına göre yapılması gerektiği, 6100 sayılı HMK'nın 211. maddesinde imza incelemesinin yöntemi gösterilmiştir. Öte yandan İcra mahkemesi, önüne gelen itiraz ve şikayetleri İcra ve İflas Kanunu'nda düzenlenen özel usul kurallarını uygulayarak takip hukuku bakımından kesin hükme bağladığından, anılan mahkemenin kararları kural olarak maddi anlamda kesin hüküm niteliği taşımaz. Bu nedenle borca veya imzaya itirazın incelenmesi sırasında sahtelik iddiasına dayalı olarak genel mahkemelerde açılan davaları bekletici mesele yapamaz. Cumhuriyet savcılığına aynı nedenle yapılan şikayet ve ceza mahkemesinde açılan dava da kendiliğinden icra takibini durdurmaz ve bekletici mesele yapılamaz. Dairemizce yapılan değerlendirmeler neticesinde; HMK.'...
Karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunarak; müvekkili aleyhine kambiyo senetlerine özgü yolla takip başlatıldığını, müvekkilinin bu icra takibine itirazının imzaya ve borca itiraz olduğunu, mahkemece sadece imzaya itiraz yönünden değerlendirildiğini, borca itiraz ile ilgili bir değerlendirme yapılmadan davanın reddine karar verildiğini, mahkemece takip dayanağı belgenin kayıtsız şartsız borç ikrarı içerip içermediği ve alacaklı görünenin bu belgeye dayanarak kambiyo senetlerine özgü yolla takip yapma hakkının bulunup bulunmadığı hususlarının araştırılmadığını, müvekkilinin aleyhine bu belgeye dayalı olarak ihtiyati haciz kararı alındıktan sonra Cumhuriyet Başsavcılığına şikayetçi olduğunu, şikayet üzerine soruşturma başlatıldığını ve devamında yapılan kovuşturmada, Sanık Volkan Çınar'ın imzayı T1 kurye kılığında tebligat adı altında imzalattığını ve bu imzanın üzerine bilgisayar ortamında senet metni eklediğini beyan ettiğini, bu beyanın davayı kanıtlayan somut delil...
Takip dayanağı bono üzerinde düzenleme yerinin Bakırköy olduğunun yazılı olduğu ve yukarıda yazılı yetki kurallarına ilk derece mahkemesi kararında da değinildiği halde takipte Bakırköy İcra Dairesi yetkili olmasına karşın, yetki itirazının reddi gerekirken, gerekçe ve varılan sonuç bakımından çelişki oluşturacak şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. Diğer taraftan davacının yetki itirazın tıpkı imzaya ve borca itiraz gibi İİK'nın 169/a-1. ve 170/2. Maddeleri gereğince duruşmalı olarak incelenmesi gerekirken, dosya üzerinde yapılan inceleme ile davanın karara bağlanması da doğru değildir. Yine, yetki itirazının kabulü üzerine yasada ödeme emrinin iptaline karar verileceği yönünde bir düzenleme bulunmadığı halde, Mahkemece ödeme emrinin iptaline karar verilmesi de isabetsizdir. O halde, takip yetkili Bakırköy İcra Müdürlüğünde başlatıldığından, davacının yetki itirazı yerinde olmadığından, diğer itiraz ve şikayetlerinin incelenmesi için ilk derece mahkemesi kararı kaldırılmalıdır....