Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İcra Dairesi'nin 2020/6805 esas sayılı dosyasından başlatılan takipte usulsüz tebliğ şikayetine ilişkindir. Mersin 1. İcra Dairesi'nin 2020/6805 esas sayılı dosyası incelendiğinde; alacaklı T3 vekili tarafından borçlu T1 aleyhine toplam 31.220,98TL'nin tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatıldığı görülmüştür. Dava, usulsüz tebligat şikayetine ilişkin olması nedeniyle mahiyeti gereğince yedi günlük yasal süreye tabidir....

Borçlunun kendisine gönderilen ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğuna dair iddiası İİK'nun 16. maddesi anlamında bir şikayet olmakla; aynı yasanın 16/l. maddesi gereğince öğrenme tarihinden itibaren yedi günlük süre içerisinde icra mahkemesi nezdinde ileri sürülmesi gerekmektedir. Somut olayda, borçlu icra takibinden 12.06.2014 tarihinde haberdar olduğunu bildirdiğine göre icra mahkemesine yaptığı 23.06.2014 tarihli şikayet başvurusu süresinde değildir. Bu durumda mahkemece şikayetin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasının incelenerek yazılı şekilde kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14/10/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    ; "Tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır....

      gereğince; "Tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır....

        Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Yerel mahkemece dosyadaki asıl soruna çözüm üretilmediğini ve cevap dilekçelerindeki iddiaların ve somut durumların görmezden gelindiğini, muhatabın İİK 16/1 gereğince usulsüz tebligatın öğrenilmesinden itibaren 7 gün içinde bu durumu icra mahkemesine bildirmesi gerektiğini, Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi ise Tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır şeklinde düzenlendiğini, borçluya, ödeme emrinden başkaca tebligatların da yapıldığını, takip dosyasının yapılan incelemesinde, şikayetçinin şikayet dilekçesinde usulsüz olduğunu belirttiği ödeme emri tebliğ işleminden sonra 08.03.2016 tarihinde taşınmaz haczine dair 103 davet kağıdının tebliğ edildiğini, 103 davetiyesine yönelik tebliğ işleminin usulsüz olduğuna dair bir iddia ve şikayet olmadığını, şikayetçinin en geç 08.03.2016 tarihinde takipten ve tebliğlerden haberdar olduğunun kabulü gerektiğini, yalnızca ödeme emrine bakılarak karar verilmesinin...

        Borçlunun, kendisine gönderilen ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürerek, tebliğ tarihinin düzeltilmesi ve bu tarihe göre icra dosyasına yaptığı itirazın süresinde olduğu nedeniyle takibin durdurulması istemiyle icra mahkemesine başvurması “şikayet” niteliğinde olup, İİK’nun 16/1. maddesi gereğince, şikayetin, öğrenme tarihinden itibaren yedi günlük sürede yapılması zorunludur (HGK. 05.06.1991 tarih ve 1991/12-258 E., 1991/344 K.). Somut olayda, takip dosyasına sunulan ve Uyap sistemine 19.02.2016 tarihinde tarandığı anlaşılan, 04.02.2016 havale tarihli dilekçe ile, ödeme emri tebliğ edilen Şehmus Turan isminde bir çalışanın bulunmadığı ileri sürülerek, ... 13. İcra Müdürlüğü'nün 2015/216934 Esas sayılı takip dosyasındaki borca ve senetteki imzaya itiraz edildiği görülmüştür. Borçlunun şikayet dilekçesinde, bu dilekçedeki imzanın şirket yetkilisine ait olmadığına ilişkin bir iddiasının bulunmadığı anlaşılmaktadır....

          Usulüne aykırı tebliğin hükmü başlığını taşıyan Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi uyarınca; tebliğ, usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi kabul edilir. Bu hükme göre, usulsüz bir tebligat, mutlaka geçersiz olmayıp, usulsüz tebligatı muhatabının öğrenmesi halinde, bu öğrenme tarihi itibarı ile hüküm doğurur. Anılan maddeden kaynaklanan usulsüz tebligat şikayetinde bulunmak hakkı ise tebligatın muhatabına aittir. Tebligatın usulüne uygun yapılıp yapılmadığı hususu yalnızca ilgilisinin icra mahkemesi nezdinde İİK'nun 16/1. maddesi kapsamında yapacağı şikayet üzerine mahkemece incelenebilir. İcra mahkemesi, açıkça ileri sürülmedikçe tebligat usulsüzlüğünü re'sen nazara alamayacağı gibi; icra dairesi dahi tebligatın usulsüz olduğunu belgeleyen icra mahkemesi tarafından verilmiş bir karar getirilmediği sürece kendiliğinden tebligatın usulsüz yapılmış olduğunu dikkate alamaz....

            İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI; Mahkemece, davacıya kıymet takdir raporunun 18/10/2019 tarihinde tebliğ edildiğini ve bu tebligatın usulsüzlüğüne ilişkin şikayet bulunmadığının bu nedenle takipten 18/10/2019 tarihinde haberdar olmasına rağmen şikayetin 7 günlük süreden sonra yapıldığını, yine takibin ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı takip olduğu, ilamlı takiplerde takip dayanağı belgelerin borçlulara tebliğe çıkarılmasının İİK.'nun 150/ı maddesi yollaması ile 149. maddesi gereğince icra müdürünün borçluya icra emri göndermesinin yeterli olduğundan şikayet yerinde değil ise de şikayetin usulsüz tebligatı öğrenme tarihi olan 18/10/2019 tarihinden itibaren 7 (yedi) gün içerisinde en geç 25/10/2019 tarihinde yapılması gerekmekte iken süre geçtikten sonra yapıldığı belirtilerek, şikayetin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir....

            Şikayetçi vekili, şikayetçi adına düzenlenen ödeme emri tebligatında müvekkili vakıf yetkilisinin aktivasyon işlemlerini tamamlaması sonucunda 16.07.2021 tarihinde haberdar olduklarını belirterek usulsüz tebligat şikayetinde bulunmuştur. Tebligat Kanunun 32. Maddesi uyarınca usulsüz tebligattan haberdar olunmuş ise öğrenme tarihi tebliğ tarihi sayılır. Şikayet eden tarafından beyan edilen öğrenme tarihi 16.07.2021 olup usulsüz tebliğe ilişkin şikayetin öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük süre içinde yapılması gerekir. Somut olayda ise başvurunun yasal 7 günlük şikayet süresinden sonra 30.07.2021 tarihinde yapıldığı görülmüştür. Şikayet eden tarafın öğrenme tarihi olarak belirttiği tarihten itibaren takibin şekline göre 7 gün içerisinde icra dairesine borca itirazda bulunması icra mahkemesi nezdinde yapılması gereken 7 günlük hak düşürücü şikayet süresini kesmeyeceğinden mahkemece şikayetin süre yönünden reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır....

            Ne var ki, tebligat, sadece muhatabını ilgilendiren bir işlem olup; satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edildiği hususu ancak kendisine tebligat yapılmadığını iddia eden ilgilisi tarafından bizzat ileri sürülebilir. Somut olayda, ipotek borçlusu, şikayet dilekçesinde, sair iddiaları yanında asıl borçluya satış ilanının usulsüz tebliğ edildiğini, yine ihaleye konu taşınmaza haciz koyduran 3. kişi haciz alacaklısına satış ilanının tebliğe gönderilmediğini iddia etmiş ise de; şikayetçi borçlunun kendisinden başka diğer ilgililere tebligat yapılmadığı ya da usulsüz tebliğ edildiği hususunu fesih sebebi olarak ileri süremeyeceği tartışmasızdır. Bu durumda asıl borçluya satış ilanının usulsüz tebliğ edildiği gerekçesiyle ihalenin feshine karar verilmesi doğru değildir....

              UYAP Entegrasyonu