Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava, ödeme emrinin borçluya usulsüz tebliğ şikayetine ilişkin olup ilk derece mahkemesince de açıklandığı üzere; ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğüne ilişkin şikayet, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren yedi günlük sürede icra mahkemesine yapılmalıdır. Davacının takipten haberdar olduğunu beyan ettiği 15.03.2021 tarihinden itibaren 7 günlük şikayet süresi geçtikten sonra 08.07.2021 tarihinde usulsüz tebliğ şikayetinde bulunduğu açıktır....

Davacı vekili istinaf dilekçesinde; tebliğin usulsüz olduğunu, davanın konusu memur işlemini şikayet olduğu için itiraz sürelerinin kararı öğrendikleri tarihten itibaren başlayacağını, karar taraflarına tebliğ edilmediği için kararı öğrendikleri gün yani süresi içerisinde şikayet yoluna gidildiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir....

Davalı, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğine dair şikayet yoluna müracaat ettiğini belirttiğinden, incelenmesine ihtiyaç duyulan davalı borçlunun ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğinden bahisle icra hukuk mahkemesine bulunduğu şikayet neticesinde Bakırköy 3. İcra Hukuk Mahkemesi 2014/369 E. sayılı dosyasından verilen kararın kesinleşme şerhli olarak evraka eklenip gönderilmesi için dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, 11.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    Şikayetçi borçlu vekili ilk tebligatın usulüne uygun olmadığını yanlış adreste tebliğ edilmeye çalışıldığını iddia etmiş ise de, TK 21/2'ye göre tebligat yapılan adresin mernis adresi olduğu, mernis şerhiyle tebliğ edildiği, tebliğ iade gelen tebligat ile tebliğ gerçekleştirilmediğinden ilk tebligatın usulsüz olduğu iddiasına itibar edilmeyerek ,yapılan tebligat usulüne uygun olduğundan usulsüz tebligat ilişkin şikayetin reddine, davacının ödeme emrine dayanak belgenin eklenmediği şikayeti yönünden ise bu şikayetin 7 günlük şikayet süresine tabi olup, süresinde başvuru yapılmadığına ilişkin gerekçesinde isabetsizlik bulunmamaktadır....

    Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; şikayet dilekçesinde saydığı nedenlerle kararın kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. Dava, genel haciz yoluyla ilamsız takipte borçlunun ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği iddiasına dayalı TK'nın 32. maddesi uyarınca tebliğ tarihinin düzeltilmesi talebine ilişkindir. İlk derece Mahkemesi kararında da belirtildiği üzere usulsüz tebliğ şikayeti İİK'nın 16. maddesi uyarınca öğrenme tarihinden itibaren yasal 7 günlük süre içerisinde şikayet yoluyla icra mahkemesine yapılması gerekir. Davacı, ödeme emrine yönelik usulsüz tebliğ iddiasında bulunmuş ise de; şikayetinde 103 davetiyesinin usulüne uygun tebliğ edilmediği iddiasını ileri sürmemiştir. Diğer taraftan dosyaya vekaletname ibraz edildiği tarih itibarıyla da borçlunun takipten haberdar olduğunun kabulü gerekir....

    Şikayet dilekçesinin incelenmesinde, şikayetçinin usulsüz tebliğ nedeniyle tebliğ tarihinin düzeltilmesi ve icra dosyasına yapılan itirazın süresinde olduğundan bahisle takibin durdurulmamasına ilişkin işlemin kaldırılmasına, takibin durdurulmasına ilişkin talepte bulunduğu, ilk derece mahkemesince talep aşılmak suretiyle hacizlerin kaldırılmasına karar verildiği görülmektedir. Oysa taleple bağlılık ilkesi uyarınca, hacizlerin kaldırılması talebi bulunmadığı nazara alınarak talepten fazlasına karar verilemez....

    ŞİKAYET Şikayetçi borçlu şikayet dilekçesinde; ödeme emri tebliğ edilen adresin elverişsiz bir adres olduğunu, tebliğ çıkarılan adreste hiçbir zaman ikamet etmediğini, ortak konutu kullanmadığı ve aralarında husumet bulunan ... adlı kişiye usulsüz olarak tebliğ yapıldığını, takipten 10.06.2019 tarihinde haberdar olduğunu belirterek ödeme emri tebligatının iptali ile tebligatı öğrenme tarihinin 10.06.2019 olarak kabulünü talep etmiştir. II. CEVAP Şikayet edilen alacaklı cevap dilekçesinde; tebliğin bilinen adrese yapıldığını, icra takibine istinaden yapılan tüm işlemlerin mevzuata uygun olduğunu, iddiaları kabul etmediklerini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. III....

      Bu durumda mahkemece öncelikle borçluya yapılan ödeme emri tebliğ işleminin usulüne uygun olup olmadığı belirlenip, tebligatın usulsüz yapıldığının ve başvurunun da süresinde olduğunun tesbiti halinde takibin şekline göre işin esasının incelenmesi, aksi halde istemin süre aşımından reddi gerekir. 7201 Sayılı Kanunun 32. maddesi gereğince, tebligatın usulsüz olması halinde muhatabı tebliğden haberdar olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Borçlunun, kendisine gönderilen ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürerek, tebliğ tarihinin düzeltilmesi için icra mahkemesine başvurması “şikayet” niteliğindedir. İİK’nun 16/1. maddesi gereğince şikayetin öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük sürede yapılması zorunludur (HGK. 05.06.1991 tarih ve 1991/12-258 E., 1991/344 K.). Somut olayda; borçlu vekilleri Av. .... ve Av. ... tarafından ... C....

        İDDİANIN ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili aleyhine kambiyo senedine özgü takip başlatıldığını, ödeme emrinin müvekkiline usulsüz tebliğ edildiğini, tebligatı alan kişiyi müvekkilinin tanımadığını, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edilmesi durumunda icra işlemlerinin yapılması ve kişinin hak kaybına uğraması halinde bu durumun süresiz şikayete tabi olduğunu, usulsüz tebligat sonucunda takibin kesinleştiğini, müvekkilinin aleyhine tahliye davası açıldığını söyleyerek takibin ve takip işlemlerinin, usulsüz tebligatın iptaline karar verilmesini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince; ''Somut olayda, şikayetçi borçlunun, UYAP üzerindeki resmi kayıtlara göre şikayete konu takip dosyasından 28.04.2021 tarihi itibariyle haberdar olduğu ancak işbu şikayet için icra mahkemesine 7 günlük süre geçtikten sonra 19.10.2021 tarihinde başvurduğu anlaşıldığından şikayetin hak düşürücü süreden reddine'' karar verildiği görülmüştür....

        Tebligat usulsüz olsa dahi, borçlu Tebligat Kanunu'nun 32. maddesine göre usulsüz tebligatı öğrendiğini beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi sayılacağından, bu hususta bir şikayeti olmayan borçlu yönünden tebligat parçasında yazılı tebliğ tarihinin geçerli olduğunun kabulü gerekir. Somut olayda kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibinde alacaklının takibin kesinleşmesi nedeniyle haciz konulma talebinin icra müdürlüğünce reddedildiği, bu ret kararının icra mahkemesinde şikayet yolu ile iptalinin istendiği, mahkemece bu ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğu, tebliğ çıkaran merciin tebligatın yasaya uygun olup olmadığını denetleme görevi bulunduğu gerekçesi ile şikayetin reddine karar verildiği görülmektedir....

          UYAP Entegrasyonu