İlk derece mahkemesi gerekçeli kararında özetle; "...Söz konusu takip dosyasında, üçüncü kişinin, mahkememize başvuru dilekçesinde belirttiği tarihten daha önce usulsüz tebliğe muttali olduğuna ilişkin bir belge bulunmadığına göre, şikayetçinin en geç şikayet dilekçesinde belirttiği tarih olan 09/08/2021 tarihi itibariyle usulsüz tebliğe muttali olduğunun kabulü gerekir. Bu nedenle, mahkememizce, şikayet eden üçüncü kişiye yapılan ikinci ve üçüncü haciz ihbarnamesi tebliğ işlemleri usulsüz olduğundan, şikayetin kabulü ile ikinci haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihinin 09/08/2021 tarihi olarak düzeltilmesine, üçüncü haciz ihbarnamesinin iptaline ve icra müdürlüğünün şikayet edenin dosyaya borçlu olarak eklenmesi yönündeki 27/07/2021 tarihli kararının kaldırılmasına karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulması gerekmiştir..." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle, Şikayetin kabulü ile İstanbul 8....
Bu durum karşısında şikayetçinin şikayete konu İİK'nın 89/1, 89/2 ve 89/3 maddeleri uyarınca gönderilen haciz ihbarnameleri tebliğ işlemlerinden kıymet takdir raporunun tebliğ tarihi olan 05/07/2021 tarihinde haberdar olduğu kabul edilecektir. (benzer yönde; Yargıtay 12. Hukuk Dairesi'nin 2021/1184 E 2021/5206 K sayılı kararı) Bu haliyle, usulsüz tebliğe ilişkin şikayetin öğrenme tarihi olan 05/07/2021 tarihinden itibaren yedi günlük süre içerisinde yapılmadığı anlaşıldığından süre aşımı nedeniyle reddine, usulsüz tebliğ şikayeti reddedildiğinden, usulsüz tebliğ iddiasına dayalı diğer taleplerin esastan reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmış olup, mahkemece tüm taleplerin esastan reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır. Hak düşürücü süre kamu düzenine ilişkin olduğundan resen gözetilecektir....
İİK'nun 150/1. maddesine dayalı olarak ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan ilamlı icra takibinde borçlunun hesap kat ihtarının usulsüz tebliğ edildiği gerekçesi ile icra emri gönderilemeyeceğine ilişkin şikayeti, İİK'nun 16/1. maddesi kapsamında kaldığından yasal 7 günlük süreye tâbidir. Öte yandan, İİK'nun 149/a maddesi göndermesiyle ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı icra takibinde de uygulanması gereken aynı Kanun'un 33. maddesine göre icra emrine karşı itirazların 7 gün içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur. Bu durumda, uyuşmazlık, hesap kat ihtarnamesinin usulsüz tebliğine yönelik olduğundan başvurunun 7 günlük şikayet süresine tâbi bulunduğu açık olup, bu süre ise icra emrinin tebliğ edildiği tarihten itibaren işlemeye başlar....
Hukuk Dairesi 2020/2151 Esas sayılı dosya üzerinden verdiği 27/09/2021 tarihli kesin nitelikli karar ile şikayetin kabulü ile davacıya gönderilen ödeme emri tebliğ tarihinin 24/07/2020 olarak düzeltilmesine karar verdiği, şikayetçi borçlu tarafın usulsüz tebligata yönelik şikayet davası devam ederken 04/08/2020 tarihinde ihtirazı kayıtla icra dosyasına ödeme yaptığı, daha sonra 26/10/2021 tarihinde talep açarak müvekkiline gönderilen ödeme emri tebliğ tarihinin düzeltilmesine kesin olarak karar verildiğinden 04/08/2020 tarihinde dosyaya ödenen 80.300,00- TL'nin takip durduğunda müvekkilinin hesabına iadesinin istendiği, icra müdürlüğünce talebin reddedilmesi üzerine bu karara karşı şikayet yoluna başvurduğu görülmüş olup ilamsız icra takibinde ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğine yönelik şikayetin devamı sırasında takip konusu borca karşılık olarak borçlu tarafça icra dosyasına rızai olarak yatırılan paranın tahsilat niteliğinde olması ve ödeme tebliğ tarihinin düzeltilmesi nedeni ile...
Taraflar arasındaki genel haciz yoluyla başlatılan ilamsız icra takibinde, usulsüz tebliğ şikayeti nedeniyle yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince şikayetin kabulü ile; Ankara 29. İcra Dairesi 2020/6626 Esas sayılı icra dosyasındaki davacı borçlu adına çıkarılan ödeme emri tebliğ tarihinin şikayet tarihi olan 21.01.2021 tarihi olarak düzeltilmesine, düzeltilen tebliğ tarihine göre davacı borçlunun 21.01.2021 tarihinden önce takip dosyasında konulan hacizlerin fekkine karar verilmiştir. Kararın davacı -borçlu vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacının istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir....
ŞİKAYET Şikayetçi borçlu vekili şikayet dilekçesinde, tebliğ işleminin usulsuz olduğunu, söz konusu takipten 10.02.2022 tarihinde aracını satmak istediğinde haciz şerhi olduğunu farkedince haberdar olduğunu, aynı gün de icra dairesine yazılı dilekçeyle müracaat ederek itirazda bulunduklarını, tebliğ işleminin usulsüz olduğundan, 10.02.2022 tarihli itirazın süresinde olduğunun kabul edilmesi gerektiğini, tüm malvarlığına usulsüz tebliğ nedeniyle haciz konulduğunu belirterek tebliğ tarihinin 10.02.2022 olduğunun tespiti ile hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. II. CEVAP Davalı alacaklı vekili davaya cevap dilekçesinde, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. III....
Davacı tarafından usulsüz tebliğ şikayeti ileri sürülürken dosyadaki adreslerine çıkarılan tüm icra emri ve hesap kat ihtarı tebliğ belgelerinde gerçeğe aykırı tespitler bulunduğu iddia edilerek buna ilişkin delillerini bildirmiş, buna ilaveten 11/10/2018 tarihli tebligatta teslim alan olarak kendisine atfen atılan imzanın kendisine ait olmadığını iddia ederek bu konuda C. Başsavcılığına şikayette bulunduğunu beyan etmiştir. *Hesap kat ihtarı usulsüz tebliğ şikayeti yönünden yapılan incelemede; İİK'nun 150/ı maddesi uyarınca; krediyi kullandıran tarafça, noter aracılığıyla krediyi kullanan tarafın kredi sözleşmesinde yazılı ya da ipotek akit tablosunda belirtilen adresine gönderilen hesap özetine, borcun ödenmesine ilişkin ihtara ya da gayrinakdi kredi nedeniyle tazmin talebine, tebliğ edildiği veya 68/b maddesi gereğince tebliğ edilmiş sayıldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde itiraz edilmemesi halinde ihtardaki borç miktarı kesinleşir....
Davacı dava dilekçesinde usulsüz tebliğ şikayetinin yanında yetkiye ve borca itiraz ettiği halde, Mahkemece HMK'nın 297/2.maddesine aykırı olarak davacının usulsüz tebliğe yönelik şikayeti değerlendirilmeden, süresinde ileri sürülüp sürülmediği dikkate alınmadan doğrudan yetki itirazının kabulüne karar verilmesi isabetsizdir. Kaldı ki Mahkemece 28.04.2021 tarihli tensip zaptının 15 nolu ara kararında '' Senete keşide yeri İstanbul olduğundan yetki itirazının reddine'' dair karar tesis edildiği, bu ara karardan dönülmeden nihai kararda yetkisizlik kararı verilmesi de kendi içerisinde çelişki yaratmaktadır....
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, usulsüz tebligat şikayetinin reddine karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı istinaf başvuru dilekçesinde, dava dilekçesini tekrarla ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğunu belirterek davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, ödeme emrinin tebliğinin usulsüzlüğüne ilişkin şikayettir. Şikayet başvurusu, şikayete konu işlemin öğrenilmesinden itibaren 7 gün içinde yapılmalıdır. Somut olayda davacıya ödeme emrinden sonra 103 nolu davet kağıdı 06/08/2021 tarihinde tebliğ edildiği, bu tebliğin usulsüzlüğünün şikayet konusu edilmediği, dolayısıyla şikayet süresinin bu tarihten itibaren başladığı anlaşılmıştır. Usulsüz tebligat şikayeti 01/09/2021 tarihinde yapılmış olup, şikayetin süre aşımından reddine karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik yoktur....
İİK'nın 16/1.maddesinde "Kanunun hallini mahkemeye bıraktığı hususlar müstesna olmak üzere İcra İflas Dairelerinin yaptığı muameleler hakkında kanuna muhalif olmasından veya hadiseye uygun bulunmamasından dolayı İcra Mahkemesine şikayet olunabilir. Şikayet bu muamelelerin öğrenildiği tarihten 7 gün içinde yapılır." hükümleri yer almaktadır. Ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı İİK'nın 16/1. maddesidir. Bu yöndeki şikayetin ise, usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 günlük süre içinde yapılması gerekmektedir. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince, tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılır. Muhatabın beyan ettiği öğrenme tarihi tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Şikayet dilekçesinde öğrenme tarihinin belirtilmemiş olması halinde ise, en geç şikayet tarihinde öğrendiğinin kabulü gerekir. Öğrenme tarihinin aksi ise ancak, yazılı belge ile ispatlanabilir. (H.G.K.'...