İcra Müdürlüğünün 2019/43926 esas sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını müvekkilinin icra takibinden 24/05/2022 tarihinde sigortalı olarak çalıştığı şirkete maaş haciz müzekkeresi gönderildiğinde haberi olduğunu, müvekkiline karşı hukuka aykırı olarak sahte senetten kaynaklı olarak başlatılan icra takibinin de usulsüz olarak müvekkilinin annesine yapıldığını, müvekkilinin tebligatın gönderildiği adreste ikamet etmediğini, uzun yıllardır yurt dışında olduğunu, sahte senetle icra takibi yapanların kötü niyetli olarak usulsüz tebliğ yaptırıp takibi bir şekilde kesinleştirip, müvekkilini mağdur ettiğini, tebliğ mazbatasında gerekli hususların araştırılmadığını, gerekli şerhlerin düşülmediğini, yapılan tebligatın usulsüz olarak yapıldığını ve usulsüz tebligata ilişkin olarak yapılan haciz işlemlerinin geçerli olmadığını, müvekkilinin alacaklı olarak gözüken T3 tanımadığını, icra takibine konu senetteki kaşe ve imzanın kötüniyetli olarak uydurulduğunu, kaşe üzerindeki imzanın da müvekkiline...
Şikayetçi borçlu vekili ilk tebligatın usulüne uygun olmadığını yanlış adreste tebliğ edilmeye çalışıldığını iddia etmiş ise de, TK 21/2'ye göre tebligat yapılan adresin mernis adresi olduğu, mernis şerhiyle tebliğ edildiği, tebliğ iade gelen tebligat ile tebliğ gerçekleştirilmediğinden ilk tebligatın usulsüz olduğu iddiasına itibar edilmeyerek ,yapılan tebligat usulüne uygun olduğundan usulsüz tebligat ilişkin şikayetin reddine, davacının ödeme emrine dayanak belgenin eklenmediği şikayeti yönünden ise bu şikayetin 7 günlük şikayet süresine tabi olup, süresinde başvuru yapılmadığına ilişkin gerekçesinde isabetsizlik bulunmamaktadır....
Tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı İİK'nun 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayetin, aynı maddenin 1. fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur.Somut olayda, şikayetçi vekili dilekçesinde, 2. haciz ihbarnamesini 22.12.2014 tarihinde öğrendiklerini bildirdiğine göre, beyan edilen bu ittıla tarihine nazaran yasal şikayet süresinin son günü 29.12.2014 Pazartesi mesai bitimi olduğundan, 30.12.2014 tarihinde yapılan usulsüz tebligata yönelik şikayet, İİK'nun 16/1 maddesinde öngörülen yasal 7 günlük sürenin geçmesinden sonra olmakla, süresinde değildir.O halde, mahkemece; 89/2 haciz ihbarmesi tebligatının usulsüzlüğüne ilişkin şikayetin süre aşımı nedeni ile reddine karar verilerek, sair şikayet nedenleri incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar vermek gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile usulsüz tebligat şikayeti kabul edilerek yazılı şekilde sonuca gidilmesi isabetsizdir....
Şikayet süresinde olmadığından, 20/12/2019 tarihinde yapılan tebligata ilişkin diğer istinaf sebeplerinin incelenmesine de gerek bulunmamaktadır. İcra emrinin iptali gerektiğine yönelik istinaf sebebine gelince, icra emri tebliğinin usulsüz olması icra emrinin iptalini gerektirmediğinden mahkemece buna ilişkin talebin reddine karar verilmiş olmasında isabetsizlik görülmemiştir. Tüm bu tespitler ve izahatlar ışığında, davacı vekilinin istinaf başvurusu yerinde değil ise de, kamu düzenine aykırılık gözetilerek, Yargıtay 12....
Yukarıda belirtilen nedenlerle; ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında usulsüz tebligata ilişkin şikayetin süre yönünden reddine karar verilmesi gerektiği halde esastan reddine ilişkin hüküm tesisinin isabetsiz olduğu ancak söz konusu yanlışlığın giderilmesinin yeniden yargılama yapılmasını gerekli kılmadığı anlaşıldığından HMK'nın 353/1- b.2. bendi gereğince mahkeme kararının kaldırılmasına " Usulsüz tebligata ilişkin şikayetin süre aşımı nedeniyle reddine, 23/08/2019 tarihli müdürlük kararına ilişkin şikayetin reddine" dair karar verilmesi gerektiğinden aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur....
O halde yukarıdaki açıklamalar ışığı altında şikayet eden 3. kişiye yapılan tebliğ işlemleri usulsüz olduğundan şikayetin kabulü gerekirken yazılı şekilde reddi isabetsiz olup kararın bu nedenle bozulması gerekirken Dairemizce onandığı anlaşılmakla şikayet edenin karar düzeltme isteminin kabulü gerekmiştir. SONUÇ : Şikayet eden 3. kişinin karar düzeltme isteminin kısmen kabulü ile Dairemizin 29.09.2014 tarih ve 2014/17745-22661 sayılı onama kararının kaldırılmasına, mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 24/03/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
O halde yukarıdaki açıklamalar ışığı altında şikayet eden 3. kişiye yapılan tebliğ işlemleri usulsüz olduğundan şikayetin kabulü gerekirken yazılı şekilde reddi isabetsiz olup kararın bu nedenle bozulması gerekirken Dairemizce Mahkeme kararının sonucu itibariyle doğru olduğundan bahisle onandığı anlaşılmakla şikayet edenin karar düzeltme isteminin kabulü gerekmiştir. SONUÇ : Şikayet eden 3. kişinin karar düzeltme isteminin kısmen kabulü ile Dairemizin 03/11/2014 tarih ve 2014/19824 E. - 2014/25810 K. sayılı onama kararının kaldırılmasına, mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 24/03/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
O halde yukarıdaki açıklamalar ışığı altında şikayet eden 3. kişiye yapılan tebliğ işlemleri usulsüz olduğundan şikayetin kabulü gerekirken yazılı şekilde reddi isabetsiz olup kararın bu nedenle bozulması gerekirken Dairemizce onandığı anlaşılmakla şikayet edenin karar düzeltme isteminin kabulü gerekmiştir. SONUÇ : Şikayet eden 3. kişinin karar düzeltme isteminin kısmen kabulü ile Dairemizin 30.10.2014 tarih ve 2014/18817-25580 sayılı onama kararının kaldırılmasına, mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 24/03/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 28/11/2019 NUMARASI : 2019/250 ESAS 2019/675 KARAR DAVA KONUSU : Şikayet (Usulsüz Tebligata ilişkin) KARAR : Mersin 1....
Her ne kadar davacı takip borçlusu vekili dava dilekçesi ile ödeme emrinin usulsüz olduğundan bahisle öğrenme tarihinin 13/02/2020 tarihi olarak kabul edilmesi, borca itirazın kabulü ile takibin durdurulması ve hacizlerin kaldırılmasını istemişse de; takibin konusu itibarı ile borçlu vekilinin her türlü itirazını icra müdürlüğüne yapması gerektiği, icra hukuk mahkemesine yapılan itirazın sonuç doğurmadığı, ayrıca ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini iddia eden borçlu vekilinin usulsüz tebligat şikayetini takipten haberdar olduğunu iddia ettiği tarihten itibaren yasal 7 günlük süre içerisinde ileri sürmesi gerektiği, 13/02/2020 tarihini tebliğ tarihi olarak kabul edilmesini isteyen takip borçlusu vekilinin yasal 7 günlük süre geçtikten sonra 02/03/2020 tarihinde usulsüz tebligata yönelik şikayette bulunduğu anlaşılmakla ilk derece mahkemesinde usulsüz tebligata yönelik şikayetin süre yönünden reddine karar verilmesi gerekirken ödeme emrinin usulüne uygun tebliğ edildiğine yönelik gerekçesi...