ve üzerine konulan haczin kaldırılmasını talep ettiklerini, yapılan şikayetlerinin kabulü ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava ettikleri görülmüştür....
Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Haczedilmezlik şikayeti, yalnızca takip borçlusuna tanınmış bir hak olup, takibin tarafı olmayan 3. kişi ... Gaz Dağıtım Sanayi Ve Ticaret Anonim Şirketi’nin bu konuda şikayet hakkı bulunmamakta ise de; şikayet konusu haciz müzekkeresinde “ileride hisse senedi veya ilmühaber çıkarılması halinde borçlunun çıplak payına düşen hisse senetlerinin ya da ilmühaberlerin borçluya verilmeyip, icra dairesine teslim edilmesine, borçluya çıplak payı ile ilgili bütün tebligatların bundan böyle icra dairesine yapılması ve borçlunun muvafakatinin alınması gereken bütün müşterek tasarruflar ve kararlar için borçlu ortak yerine icra dairesinin muvafakatinin alınmasına” denilmekte olup bu kısım bakımından icra müdürünün şirket ortağı yerine geçtiği ve 3. kişinin hukuki yararı olduğu görülmekle bu kısım yönünden değerlendirme yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi için kararın bozulması gerekmiştir....
Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Haczedilmezlik şikayeti, yalnızca takip borçlusuna tanınmış bir hak olup, takibin tarafı olmayan 3. kişi ... Gaz Dağıtım Sanayi Ve Ticaret Anonim Şirketi’nin bu konuda şikayet hakkı bulunmamakta ise de; şikayet konusu haciz müzekkeresinde “ileride hisse senedi veya ilmühaber çıkarılması halinde borçlunun çıplak payına düşen hisse senetlerinin ya da ilmühaberlerin borçluya verilmeyip, icra dairesine teslim edilmesine, borçluya çıplak payı ile ilgili bütün tebligatların bundan böyle icra dairesine yapılması ve borçlunun muvafakatinin alınması gereken bütün müşterek tasarruflar ve kararlar için borçlu ortak yerine icra dairesinin muvafakatinin alınmasına” denilmekte olup bu kısım bakımından icra müdürünün şirket ortağı yerine geçtiği ve 3. kişinin hukuki yararı olduğu görülmekle bu kısım yönünden değerlendirme yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi için kararın bozulması gerekmiştir....
Dava ve takip dosyası içeriğine, dosyadaki yazılara ve özellikle dava dilekçesi ile 103 davetiyesi tebliğinin usulsüz olduğuna dair bir iddianın ileri sürülmemiş bulunmasına göre ilk derece mahkemesi kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin dava ve takip dosyası içinde bulunduğu, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, bu nedenle inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından istinaf isteminin esastan reddi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
İİK'nın 82/1. maddesine dayalı haczedilmezlik şikayeti, İİK'nın 16/1 maddesi uyarınca yedi günlük süreye tabidir. Bu süre, öğrenme tarihinden itibaren işlemeye başlar. Somut olayda davacı vekilinin dava dilekçesinde 103 davetiyesinin tebliğinin usulsüz olduğunu iddia ettiği ancak 27/04/2021 tarihli celsede yine davacı vekilinin davacının, haczi, kıymet takdirine gelindiğinde öğrendiğini beyan ettiği görülmüştür. Takip kapsamında yapılan kıymet takdir işleminin 15/01/2021 tarihinde yapıldığı dikkate alındığında 09/02/2021 açılan davanın süresinde olmadığı anlaşılmakla davanın süre yönünden reddine karar verilmesi yerindedir....
Her dava ve şikayet açıldığı (yapıldığı) tarihteki hukuki durum gözetilerek hükme bağlanır (28/11/1956 tarih ve 15/15 sayılı İBK. ve HGK'nun 17/03/1954 tarih ve 3/40- 49 sayılı kararı). Somut olayda; şikayete konu takip dosyasında, haciz konulan banka hesabından şikayet tarihinden sonra gönderilen paranın alacaklılara ödendiği ve alacaklı vekilinin hacizlerin kaldırılması talebi üzerine icra müdürlüğünce, ilgili bankaya haczin kaldırılmasına dair yazı yazıldığı anlaşılmaktadır. Şikayet tarihinden sonra, daha önce konulan haciz sonucu borcun ödenmesi nedeniyle haczin kaldırılması, haczedilmezlik şikayetinin esasının incelenmesine engel değildir. Bu nedenle, mahkemece, haczedilmezlik şikayetinin esasının incelenip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulmasının isabetsiz olduğu değerlendirilmiştir....
Borçluya ödeme emrinin 16/11/2007 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun ilk olarak icra mahkemesine müracaatı ile usulsüz tebligat şikayeti ile birlikte ödeme emrinin iptali ve zamanaşımı iddiası ile icranın geri bırakılmasını talep ettiği, ... İcra Hukuk Mah.nce yapılan yargılama sonucunda borçlunun diğer talepleri hakkında inceleme ve değerlendirme yapılmadan sadece zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılmasına karar verildiği, bu kararın sadece alacaklı tarafından temyiz edildiği, değerlendirilmeyen şikayet konularına ilişkin borçlunun bir temyizinin olmadığı, alacaklının temyizi doğrultusunda zamanaşımı itirazının süresinde olup olmadığının değerlendirilmesi açısından öncelikle usulsüz tebligat şikayeti hakkında karar verilmesi gerektiği belirtilerek bozma kararı verildiği, .......
Karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunarak, mahkemece verilen kararın yerinde olmadığını, tebliğde TK'nun ilgili hükümlerine riayet edilmesinin gerektiğini, ancak müvekkiline usulüne uygun yapılan bir tebligatın mevcut olmadığını, müvekkiline tebliğ edilen ödeme emri ve İİK'nun 103 maddesi gereğince yapılan hacizlerin bildirimine ilişkin tebligatların TK'nun 10 ve 21 maddelerinde belirtilen şartların hiçbirinin yerine getirilmeden takibin kesinleştirilerek müvekkili adına kayıtlı taşınmaz ve traktörün kayıtlarına usulsüz olarak haciz tatbik edildiğini, müvekkilinin cimer'e yapmış olduğu şikayet başvurusunun tebliğ olarak kabul edilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, Tebligat Kanununda tebligatın tüm şekil ve esaslarının belirlenmiş olduğunu ve haricen öğrenmeye dayalı işlemlerinin hiçbir hukuki sonuç doğurmayacağından mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, bu nedenle ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne, yargılama gideri ve...
Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Haczedilmezlik şikayeti, yalnızca takip borçlusuna tanınmış bir hak olup, takibin tarafı olmayan 3. kişi İstanbul Ulaşım Hizmetleri Ve Araç Kiralama Sanayi Ve Ticaret A.Ş.’nin bu konuda şikayet hakkı bulunmamakta ise de; şikayet konusu haciz müzekkeresinde “ileride hisse senedi veya ilmühaber çıkarılması halinde borçlunun çıplak payına düşen hisse senetlerinin ya da ilmühaberlerin borçluya verilmeyip, icra dairesine teslim edilmesine, borçluya çıplak payı ile ilgili bütün tebligatların bundan böyle icra dairesine yapılması ve borçlunun muvafakatinin alınması gereken bütün müşterek tasarruflar ve kararlar için borçlu ortak yerine icra dairesinin muvafakatinin alınmasına” denilmekte olup bu kısım bakımından icra müdürünün şirket ortağı yerine geçtiği ve 3. kişinin hukuki yararı olduğu görülmekle bu husus yönünden değerlendirme yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi için kararın bozulması gerekmiştir....
Ödeme emrinin usulsüz tebliğine dair şikayetin kabulü üzerine konulan hacizler fekkedilmiş, meskeniyet iddiasına konu taşınmaz üzerine 24.04.2014 tarihinde yeniden haciz konulmuş, borçluya bu hacze ilişkin 103 davetiyesi 09.09.2014 tarihinde tebliğ edilmiştir. İİK'nun 82. maddesinin 1.fıkrasının 12.bendinde yer alan haczedilmezlik şikayeti, İİK'nun 16/1.maddesi uyarınca yedi günlük süreye tabidir. Bu süre öğrenme tarihinden başlar. Öte yandan İcra ve İflas Kanununda taşınmaz haczinin yenilenmesine dair bir müessese mevcut olmayıp, aynı takip dosyasından da olsa, konulan her haciz yeni bir işlem olup borçlunun her haciz için şikayet hakkı bulunmaktadır....