Borçlu vekili, şikayet dilekçesinde müvekkilinin takipten 10/02/2020 tarihinde haberdar olduğunu beyan etmiş ise de, tebligatın bizzat borçlunun eşi imzasına 16/01/2020 tarihinde yapıldığı ve böylelikle borçlu Perihan'ın takipten haberdar olduğu " gerekçesiyle "şikayetin (usulsüz tebligata yönelik memur işlemini şikayet) reddine;" şeklinde karar verilmiştir....
Somut olayda,davacının kendisine usulüne uygun satış ilanı tebliğ edilmediğini, ihalenin usulsüz olduğunu iddia ederek İİK 134.maddesi gereği ihalenin feshini talep ettiği anlaşılmaktadır. 6183 sayılı Yasa'nın 99. maddesinin ikinci cümlesi; "İhalenin feshi, gayrimenkulün bulunduğu yerin icra mahkemesinden şikayet yolu ile istenebilir" hükmünü içermekte olduğundan, mahkemece, görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile davanın kabulüne karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde Kurum vekilinin bu yönü amaçlayan temyiz itirazı kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 14/05/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Bu itibarla davacı taraf usulsüz tebligat şikayetini 7 günlük süre geçtikten sonra 17.12.2019 tarihinde mahkememize açmış olduğu dava ile ileri süremez. Bu nedenle usulsüz tebligat şikayetinin süre aşımı nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir....
Maddesi, usulsüz tebligat şikayeti yönünden İİK'nın 365/son maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi....
/02/2022 tarihinde haberdar olduğunu, müvekkiline icra dosyasından yapılan tebligatın usulsüz olduğunu belirterek usulsüz tebligat nedeni ile ödeme emrinin tebliğ tarihinin 10/02/2022 tarihi olarak kabulü ile tüm hacizlerin fekkine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Somut olayda, borçlu adına çıkartılan ödeme emri tebligatının incelenmesinde; tebligatın borçlunun işyeri adresine çıkartıldığı ve 13.12.2014 tarihinde aynı adreste "... imzasına” tebliğ edildiği görülmüştür. İşyeri adresine çıkartılan tebligat bu hali ile Tebligat Kanunu'nun 17. maddesine göre yapılmış ise de, tebliğ anında muhatabın orada bulunmadığı hususu tespit edilmeden doğrudan çalışana yapılmış olduğundan tebligat, anılan madde hükmüne aykırı olmakla usulsüzdür. Bu durumda, mahkemece, şikayetin Tebligat Kanunu'nun 17. maddesine aykırılık nedeni ile kabulü gerekirken, yazılı gerekçe ile kabulü isabetsiz ise de, sonuçta şikayet kabul edilmiş olmakla, gerekçedeki yanılgılı değerlendirme bozma nedeni yapılmamış, sonucu doğru kararın onanması gerekmiştir....
Talimat yazısı, borçluya ait menkul ve gayrimenkul mallar ile 3. kişilerdeki hak ve alacakların haczi yönünde ve genel nitelikli olmayıp da belli bir malın haczini isteyen "nokta haczi" biçiminde yazılmış ise, bu halde anılan hacizle ilgili şikayet, talimatı yazan icra dairesinin bağlı olduğu icra mahkemesince incelenir. Haciz işlemi talimat yoluyla değil de, doğrudan müzekkere yazılarak yapılmış ise, haciz işlemini yapan icra dairesinin bağlı olduğu icra mahkemesi şikayeti incelemeye yetkilidir. Somut olayda, icra dosyası kapsamı ve tapu kaydı dikkate alındığında, dava konusu taşınmaza Manisa 2. İcra Müdürlüğünün 2018/3390 Esas sayılı dosyasından doğrudan haciz konulduğundan, anılan takip dosyası ile ilgili meskeniyet şikayetini inceleme yetkisi, haciz işlemini yapan icra müdürlüğünün bağlı olduğu Manisa İcra Hukuk Mahkemesine aittir....
Somut olayda İcra Mahkemesi'nce borçlu belediyenin haczedilmezlik şikayeti üzerine yukarıda belirtildiği üzere duruşma açılıp alacaklıya da tebligat yapılmak suretiyle tarafların delil ve iddiaları sorularak, haczedilmezlik şikayetine konu edilen banka hesap ekstreleri getirtilerek yukarıda ilkeler doğrultusunda gerektiğinde bilirkişi incelemesi de yapılarak yatan paraların mahiyetleri araştırılmalı havuz hesabı teşkil edip etmediği belirlenmeli ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, taraf teşkili sağlanmadan, 05.07.2019 tarihli mazbata ile davalıya tebliğ için tebliğe çıkartılan bilirkişi raporunun da tebliğ edilmeksizin iade edildiğinin anlaşılmasına göre, T4 A.Ş'ye (varsa vekiline) usulüne uygun tebligat yapılmadan yargılamanın sonuçlandırılması isabetsizdir....
Tebligat Kanunu’nun Elektronik Tebligat başlıklı 7/a maddesinin birinci fıkrası “Aşağıda belirtilen gerçek ve tüzel kişilere tebligatın elektronik yolla yapılması zorunludur.” ikinci fıkrası ise " Birinci fıkra kapsamı dışında kalan gerçek ve tüzel kişilere, talepleri halinde elektronik tebligat adresi verilir. Bu durumda bu kişilere tebligatın elektronik yolla yapılması zorunludur." şeklinde düzenlenmiştir. Tebligat Kanunu'nun 7/a maddesi uyarınca, elektronik tebligat adresi olan tüzel kişilere tebligatın elektronik yolla yapılması zorunlu olup, posta yolu ile yapılan tebligat yok hükmündedir. Kural olarak tebliğ usulsüzlüğü şikayeti, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca ıttıla tarihinden itibaren 7 gün içerisinde ileri sürülmesi gerekmekte ise de, elektronik tebligat adresi varken posta yolu ile tebligat gönderilmesi, kanunun emredici hükümlerine aykırı olduğundan, süresiz olarak şikayet konusu yapılabilir. Somut olayda; Posta ve Telgraf Teşkilatı A.Ş.'...
karar verildiğini, bu karar örneği takip dosyasında bulunmasına ve dosya vekille takip edilmesine rağmen takip kapsamında borçlu vekiline hiç tebligat yapılmadığını, vekille temsil edilen işlerde asile tebligat yapılmasının usulsüz olduğunu, takipten ve hacizden dava tarihi itibariyle haberdar olduklarını, taşınmaza takdir edilen değerin piyasa rayiçleri ile uyumlu olmadığını, hacizli taşınmazın müvekkilinin haline münasip tek evi olduğunu bildirerek taşınmazın kıymetinin yeniden tespitine, haczin kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir....