"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla icra takibine başlandığı, borçlunun yetki itirazı ve tebligat usulsüzlüğü şikayeti nedeni ile tebliğ tarihinin 22/11/2014 olarak düzeltilmesine karar verildiği bunun üzerine borçlunun hacizlerin kaldırılması talebinde bulunduğu, icra müdürlüğünce 16/12/2014 tarihli karar ile 22/11/2014 tarihinden önce konulan hacizlerin kaldırılmasına karar verildiği, alacaklı vekilince icra müdürlüğünün hacizlerin kaldırılmasına dair verdiği bu kararın şikayet konusu yapıldığı mahkemece şikayetin kabul edilerek icra...
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe; Alacaklı/davacı takipte çıkarılan ödeme emrinin usulsüzlüğü yönünde yapılan şikayetin İstanbul Anadolu 18. İcra Hukuk Mahkemesinin 2021/380 E.2021/533 K. sayılı ilamı ile kabulüne ilişkin kararın kesinleşmeden icra müdürlüğünce hacizlerin kaldırılması işleminin usulsüz olduğu iddiasıyla kaldırılan tüm hacizlerin yeniden konulması taleplrinin reddine ilişkin 19/10/2021 tarihli kararın ve borçlu vekilinin talebi doğrultusunda 08.08.2021 tarihinden önce konulan hacizlerin kaldırılmasına ilişkin verilen 06/10/2021 tarihli kararın kaldırılmasını , kaldırılan tüm hacizlerin tekrar konulmasına istemiştir, Mahkemece özetle, icra mahkemeleri kararlarının infazı için kesinleşmesine gerek bulunmadığı, usulsüz tebligat şikayetinin bu kapsamda kaldığı, takip kesinleşmeksizin konulan hacizlerin icra müdürlüğünce kaldırılmasında bir usulsüzlük bulunmadığı gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmiştir....
Borçlunun 18.3.2016 havale tarihli şikayet dilekçesinin incelenmesinde; usulsüz tebliğ şikayetinin kabul edilmemesi halinde talebin gecikmiş itiraz olarak kabulü ile takibin durdurulması ile tüm hacizlerin de fekkinin istendiği görülmüştür. Mahkemece, HMK'nun 33. maddesi uyarınca hukuki tavsifin hakime ait olması nedeniyle başvurunun 7201 sayılı Tebligat Yasası'nın 32. maddesine dayalı tebligat usulsüzlüğü şikayeti olarak kabulü ile tebliğ tarihinin düzeltilmesi ve takibin kesinleşmesinden önceki hacizlerin fekkine karar verilmesi isabetli ise de; aynı Kanun'un 26. maddesi uyarınca, hakimin, talepten fazlaya ya da başka bir şeye hükmedemeyeceği sabit olup, usulsüz tebligat şikayeti nedeniyle mahkemece takibin durdurulmasına karar verilemez....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla başlatılan takipte borçlunun icra mahkemesine başvurarak, takip dosyasında ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini iddia ederek usulsüz tebligatın iptalini, hacizlerin kaldırılmasını ve diğer şikayet sebeplerini bildirmiş, mahkemece usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile tebligata ıttıla tarihinin 14.05.2014 olarak belirlenmesine, yeniden ödeme emri tebliğine, diğer hususların reddine karar verildiği görülmüştür....
O halde her halükarda borçlunun öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük süre geçtikten sonra ileri sürdüğü usulsüz tebliğ şikayetinin yasal süresi içerisinde ileri sürülmemesi nedeniyle Mahkemece istemin süre yönünden reddi kararı isabetli olup, istemin yasal süre içerisinde ileri sürülmemesi nedeniyle icra müdürlüğünün red kararına yönelik şikayet başvurusu ile hacizlerin kaldırılması isteminin reddine dair Mahkeme kararının İİK'nın 62, 66 ve 78. maddelerine uygun ve isabetli olduğu açıktır. Açıklanan nedenlerle, davacının istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1- b-1. bendi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir....
Diğer yandan, borçlunun aynı mahkemenin 2015/90 E.-2016/8 K. sayılı dosyasında ödeme emri tebligatının usulsüzlüğüne yönelik olarak 27.7.2015 tarihinde şikayette bulunduğu, bu dosyada şikayetin kabulü ile borçluya gönderilen ödeme emrine ilişkin tebligatın iptaline karar verildiği, mahkemece, bahsi geçen dosyada tebligat iptal edildiğine göre henüz takip kesinleşmemiş olacağından bahisle yapılan hacizlerin de usulsüz olacağı kabul edilerek, hacizlerin kaldırılması yönünde karar verildiği, ancak, tebligat usulsüzlüğüne ilişkin şikayetin kabulüne dair kararın henüz kesinleşmediği anlaşılmaktadır. Somut olayda haciz, şikayete konu ödeme emrinin tebliğ tarihine göre takibin kesinleşmesinden sonrasına ilişkindir. Ancak, usulsüz tebligat şikayeti nedeniyle haczin geçerli olup olmayacağı, tebligat usulsüzlüğü şikayeti üzerine verilen kararın kesinleşmiş olmasına bağlıdır....
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, dava dilekçesini tekrarla, takibin durdurulması ve hacizlerin kaldırılmasına yönelik icra müdürlüğünce verilen kararın hatalı olduğunu, Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin tebligat usulsüzlüğü şikayetine ilişkin icra hukuk mahkemesi kararlarının kesinleşmeden uygulanamayacağına karar verdiğini, usulsüz tebligat şikayetinin kabulüne ilişkin kararın kesinleşmesinden sonra takip dosyasındaki hacizlerin kaldırılabileceğini belirterek, kararın kaldırılmasına ve şikayetin kabulüne karar verilmesini istemiştir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. maddesi uyarınca takibin durdurulması ve haczin kaldırılmasına yönelik icra memur işlemini şikayettir. Davacı tarafından davalı aleyhine başlatılan Fethiye İcra Müdürlüğünün 2020/7373 Esas sayılı takip dosyasında ödeme emri tebliğ tarihinin 22/10/2020 olarak tespitine karar verildiği ve şikayet tarihi itibarı ile kararın kesinleşmediği tartışmasızdır....
Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2019/351 Esas sayılı dosyasının 26.06.2019 tarihli ara kararıyla tedbir kararı verilmesine rağmen Toplu Konut İdaresi Başkanlığı'na 89/1 haciz ihbarnamesi gönderildiğinden bahisle haciz müzekkeresi işleminin iptali için şikayet davası açmıştır. Davacı borçlu şirketin, hakkındaki icra takibinden en geç bu davanın açıldığı tarih olan 23/12/2019 tarihinde haberdar olduğunun kabulü zorunludur. Bu durumda tebligat usulsüzlüğü şikayetinin yasal süresinden sonra 14/12/2020 tarihinde yapıldığı anlaşılmıştır. İlk derece mahkemesince tebligat usulsüzlüğü şikayetinin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, ödeme emri tebligatının usul ve yasaya uygun tebliğ edildiğinden bahisle şikayetin esastan reddine karar verilmesi isabetsizdir. Davacının hacizlerin kaldırılması şikayetinin incelenmesinde; Davacı borçlu şirket hakkında Van 1....
-K. sayılı ilamı ile ödeme emri tebliğ tarihinin 27.04.2016 olarak düzeltilmesine karar verilmesi üzerine 29.04.2016 tarihinde yasal süresinde yaptıkları borca itirazlarının icra müdürlüğünce 04.05.2016 tarihinde kabulü ile takibin durdurulmasına karar verildiğinden takip kesinleşmeden konulan hacizlerin kaldırılması ve takip dosyasına ödenen paraların iadesine ilişkin taleplerinin, takibin durdurulmuş olduğu gerekçesiyle işlem yapılamayacağı belirtilerek icra müdürlüğünce 03.06.2016 tarihinde reddine dair kararın kaldırılmasının istendiği, mahkemece, tebligat usulsüzlüğü şikayetine ilişkin mahkeme kararıınn kesinleşmediği gerekçesiyle şikayetin reddine karar verildiği görülmüştür. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 364/3. maddesinde icra mahkemesi kararının temyiz edilmesinin satıştan başka icra işlemlerini durdurmayacağı hükme bağlanmış olduğu gibi, icra mahkemesi kararlarının icrası için kesinleşmiş olması gerekmemektedir....
Takip dosyasının incelenmesinde, şikayette bulunan Av. ... adına düzenlenen, borçlu “...” tarafından verilen 28.09.2015 tarih ve 02187 yevmiye numaralı vekaletnamenin aynı tarihte harçlandırılarak icra dosyasına sunulduğu, ancak vekilin takip dosyasında herhangi bir talepte bulunmadığının anlaşılması karşısında, öğrenme tarihinin borçlu vekilinin icra dosyasına vekaletname ibraz ettiği 28/09/2015 tarihi olarak kabulü mümkün bulunmamaktadır. O halde mahkemece, tebligat usulsüzlüğü şikayetinin süresinde olduğu gözetilmek suretiyle tebligatın usulüne uygun yapılıp yapılmadığı hususunda değerlendirme yapılarak tebligatın usulsüz olması halinde borçlunun şikayet dilekçesinde usulsüz tebliğden haberdar olunduğu tarihe ilişkin bir beyanı bulunmadığından ve aksi yazılı delille kanıtlanamadığından TK.'...