mazbatasında bulunması gereken bilgiler ve tanzimi” başlıklı Tebligat Yönetmeliğinin 35.maddesinin (f) bendinde ise; “30 uncu ve 31 inci maddelerdeki durumların gerçekleşmesi halinde bu hususlarla ilgili hangi işlemlerin yapıldığının, adreste bulunmama ve kaçınma için gösterilen sebebin tebligat mazbatasına yazılacağının" hüküm altına alındığı görülmüştür....
Borçluya çıkartılan ödeme emri tebligat mazbatasında "adres boş, gecekondu, belirtilen adreste muhatabın taşınmış olduğu tespit edilmiş, tebligat adresi kişinin mernis adresi olduğundan TK'nın 21/2. maddesi gereğince mahalle muhtarına teslim edilerek 2 nolu haber kağıdı belirtilen adresin kapısına yapıştırılarak en yakın isim ve imzadan imtina eden komşusuna haber verildi" şerhi yer almaktadır. Sözkonusu tebligatta, muhatabın adresten taşındığını beyan eden komşunun ismi belirtilmemiş olup tebligat bu haliyle Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesine uygun olmadığı gibi TK.nun 10. maddesi uyarınca önce bilinen adrese tebligat yapılmadan doğrudan doğruya TK.nun 21/2. maddesine göre yapılan tebliğ işlemi de usulsüzdür....
nun 16/1. maddesinde öngörülen yasal yedi günlük sürede icra mahkemesi nezdinde şikayet konusu yapılmış olması gerekir. Şikayetçi, fesih nedeni olarak belirttiği ihaleye hazırlık dönemine ilişkin bir durumu, yasal sürede icra mahkemesine başvurarak şikayet yoluyla ileri sürmez ise, daha sonra aynı nedene dayalı olarak ihalenin feshini isteyemez. Satışa hazırlık işlemlerine yönelik şikayet üzerine mahkemece verilecek kararlar kesin olmakla beraber, süresinde şikayet hakkının kullanıldığı hallerde icra mahkemesi kararının, ihalenin feshi aşamasında incelenmesi mümkündür. Ancak, yasanın öngördüğü bu olanağı kullanmayanlar, aynı şikayet nedenleri ile ihalenin feshini talep edemezler. Somut olayda hem davacıya ve hem de birleşen davacıya satış ilanı tebliğ edilmiş olup her iki davacının da satış ilanın tebliği usulsüzlüğü iddiası da olmadığı göz önünde bulundurularak yasal 7 günlük süre içerisinde satışa hazırlık işlemlerinin şikayet konusu yapılmadığı dosya kapsamı ile sabittir....
Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince tebliğ, usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Görüldüğü üzere, usulsüz yapılan tebliğ, mutlaka bâtıl olmayıp, muhatap tarafından öğrenildiği tarihte geçerli olacaktır (HGK'nun 05.06.1991 tarih ve 1991/12-258 E. - 1991/344 K. sayılı kararı). Tebliğ işleminin usulsüzlüğü şikayetinin yasal dayanağı, İİK'nun 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayetin, aynı maddenin 1. fıkrası uyarınca, takipten haberdar olunduğu tarihten itibaren yedi gün içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur. Bu nedenle, mahkemece, öncelikle borçlunun, takibi öğrenme tarihine göre şikayetin, yukarıda anılan maddede belirtilen yasal süre içinde yapılıp yapılmadığının tesbiti gerekir....
Tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı İİK'nun 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayetin, aynı maddenin 1. fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur. O halde mahkemece, icra dosyasında borçlunun çalıştığı kuruma gönderilen haciz müzekkeresi nedeniyle, kurum tarafından ilk maaş kesintisinin ne zaman yapıldığı, icra dosyasında bulunan 01.07.2014 tarihli, “Mersin 1. İcra Müdürlüğü'nün 2007/587 sayılı dosyasından hacizli aktarma açıklamalı” tahsilatın kim tarafından, ne zaman yatırıldığı araştırılarak, borçlunun şikayet dilekçesinde bildirdiği öğrenme tarihinden daha önce takibi öğrendiği sonucuna varılır ise şikayetin süre aşımından reddine, aksi halde borçlunun şikayet dilekçesinde bildirdiği öğrenme tarihinden daha önce takibi öğrendiği hususu tespit edilemez ise şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile hüküm tesisi isabetsizdir....
Davacı vekili istinaf dilekçesinde, şikayetçi borçlu tarafından her ne kadar ödeme emri, kıymet takdiri raporu ve satış ilanının borçlu şirkete usulüne uygun tebliğ edilmediğini belirtilmiş ise de tebligat usulsüzlüğü nedeniyle ihalenin feshini istemek hakkının sadece kendisine tebligat yapılmayan ilgilisine şikayet hakkı vereceğinden bu yöndeki istinaf sebepleri de yerinde görülmemiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde bir takım ihaleye hazırlık işlemlerinin hatalı ve eksik olduğunu ileri sürmüş ise de satış ilanının 09.03.2021 tarihinde usulüne uygun olarak davacıya tebliğ edildiği ve bu işlemlerin süresi içinde davacı tarafça şikayet konusu yapılmadığı anlaşıldığından, bu hususlarının ihalenin feshi sebepleri olarak ileri sürülemeyeceği değerlendirilmiştir. Dairemizce yapılan değerlendirmelere göre; İİK.'...
tabi olduğunu ve iş bu şikayet süresinin haczin öğrenildiği tarihten başlayacağını, dolayısıyla,icra dosyasında borçlunun haczi daha önce öğrendiğini gösteren bilgi/evrak var ise, şikayet süresinin dolduğunu ve bu halde mahkemede açmış olduğu iş bu davanın süresinde olmadığını, böyle bir durumda borçlu süresi içinde meskeniyet / haczedilmezlik iddiasında bulunmadığından meskeniyet / haczedilmezlik iddiasından vazgeçmiş sayılacağını ve davanın süre yönünden reddinin gerektiğini, iş bu sebeple öncelikle icra dosyasının incelenerek borçlunun haczi ilk öğrendiği tarihin tespitinin gerektiğini, bu nedenlerle, müvekkiline karşı açılmış bulunan işbu davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi -K A R A R - Dosya içeriğine göre dava, haczedilmezlik şikayet istemine ilişkin olup, karar 12.Hukuk Dairesinin bozma kararı üzerine verilmiştir. Başkanlar Kurulu Kararı ve Yargıtay Yasasının 14. maddesine göre temyiz inceleme görevi Yüksek 12.Hukuk Dairesine aittir. Bu nedenlerle dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE 20.12.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; borçlu vekilinin tebligatın usulsüzlüğü sebebiyle şikayette bulunduğunu, müvekkilinin belirtilen adreste oturmadığını, emniyet araştırması yapılmadan mernis adresine tebligat yollanmasının usulsüz olduğunu, tebliğ alan müvekkilinin kızının reşit olmadığını ileri sürdüğünü, İstanbul 13. İcra Hukuk Mahkemesinin şikayeti kabul ettiğini, tebliğ tarihinin 03.05.2021 olarak düzeltilmesine karar verdiğini, borçlu vekili şikayet dilekçesinde adres hakkında araştırma yapılmadığını ve bundan dolayı usulsüzlük olduğunu beyan ettiğini, Tebligat Kanununa göre araştırma yükümlülüğünün ancak tebligatın adres kayıt sistemindeki adresine tebligat yapılmadığı müddetçe geçerli olduğunu, olayda borçlunun mernis adresine tebligat yapıldığını, borçlunun adresten geçici veya sürekli olarak ayrılmış olmasının mernis adresine yapılan tebligatı usulsüz hale getirmeyeceğini, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir....
Davacı vekili istinafa başvuru dilekçesinde özetle; müvekkili adına kayıtlı İzmir ili Kiraz ilçesi Doğancılar mahallesi 183 ada 32 parsel sayılı taşınmazın üzerine haciz konulduğunu, müvekkiline çıkartılan 22 örnek ödeme emri ve kıymet takdir tutanağının usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğini, bu nedenle de müvekkilinin hacizlerden haberdar olmadığını, müvekkilinin haczi öğrenir öğrenmez yasal süresinde haczedilmezlik davası açtığını, dava konusu taşınmazın müvekkilinin kendisi ve ailesinin geçimini sağladığı zirai arazi olduğunu, başka da gelirinin bulunmadığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Dava, İİK'nun 82/1- 4 maddesi uyarınca açılmış haczedilmezlik şikayeti davasıdır. Haczedilmezlik iddiası ile haczin kaldırılması talebi hukuki mahiyeti itibariyle şikayet olmakla 7 günlük süreye tabidir....