İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı-alacaklı vekili 07/04/2021 günlü istinaf dilekçesinde özetle; borçlu tarafın yetki itirazında bulunmadığını, yerel mahkemece 2015 yılında kesinleşen icra takibi için süresinde bir yetki itirazı varmış gibi icra dairesinin yetkisizliğine karar verildiğini, davanın kıymet takdirine itiraz olup, mahkemece kendisinin yetkisizliğine karar verilebileceğini, ayrıca sadece görevli icra memurunca haczedilmiş olan menkullerin icra memurluğunca yapılan kıymet takdirine itirazdan başka bir itiraz olmadığı ve talep edilmediği halde borçlu hakkında düzenlenen ödeme emrinin iptaline ve hacizlerin kaldırılmasına yönelik verilen kararın da usul ve yasaya aykırı olduğunu beyanla, mahkemece verilen kararın kaldırılarak icra takibinin ve hacizlerin yenilenerek kaldığı yerden devamına karar verilmesini istemiştir....
İlk derece mahkemesi kararında özetle; "davalının şikayet eden aleyhine Tufanbeyli İcra Dairesi'nde icra takibi başlattığı, 13/11/2015 tarihinde ödeme emrinin şikayet edene tebliğ edildiği, 24/11/2015 tarihinde şikayet edenin malları üzerine haciz konulduğu, 12/04/2016 tarihinde satış talep edilip, 13/04/2016 tarihinde satış kararı verildiği; şikayet edenin ihalenin feshi talebiyle Tufanbeyli İcra Hukuk Mahkemesi'nde dava açtığı ve kararın 04/05/2018 tarihinde kesinleştiği; şikayet edenin Tufanbeyli İcra Hukuk Mahkemesi'ne usulsüz tebligat, meskeniyet iddiası ve kıymet takdirine itiraz davası açtığı ve bu davanın derdest olduğu anlaşılmıştır. İcra ve İflas Kanunu'nun 110'uncu maddesi gereğince bir malın satılması kanuni müddet içinde istenmez veya icra müdürü tarafından verilecek karar gereği gerekli gider onbeş gün içinde depo edilmezse veya talep geri alınıp da kanuni müddet içinde yenilenmezse o mal üzerindeki haciz kalkar....
"Aynı maddenin son fıkrasına göre kıymet taktirine karşı yapılan şikayet hakkındaki icra mahkemesi kararı kesin olup temyiz edilemez. Kıymet takdirine itiraz üzerine mahkemece verilecek kararlar kesin olmakla beraber süresinde şikayet hakkının kullanıldığı hallerde icra mahkemesince itirazın incelemesiz reddedilmesi halinde, icra mahkemesi kararının, ihalenin feshinin istenmesi sırasında incelenmesi mümkündür. Ancak, kıymet taktirine süresinde itiraz etmeyerek yasanın öngördüğü bu olanağı kullanmayanlar, kıymet takdirine ilişkin hususları ihalenin feshi sebebi olarak ileri süremezler. İİK'nın 128/a-1. maddesi son cümlesinde ise; ''Şikayet tarihinden itibaren yedi gün içinde gerekli masraf ve ücretin mahkeme veznesine yatırılması halinde yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılabilir; aksi halde başka bir işleme gerek olmaksızın şikayet kesin olarak reddedilir...'' hükmüne yer verilmiştir....
Süresinde kıymet taktirine itiraz edilmek şartı ile, ihalenin feshi davasında kıymet taktirine yönelik itirazların değerlendirilmesi gerekir; şayet süresinde yapılan itiraz üzerine icra mahkemesince kıymet takdirine itiraz red edilmiş ise ihalenin feshi davasında kıymet takdirine itiraz şikayetinin reddinin doğru olmadığının ileri sürülmesi durumunda icra mahkemesi kıymet takdirine itirazın reddi kararının yerinde olup olmadığını değerlendirilmelidir. (Yargıtay 12. Hukuk Dairesi'nin 2015/31612 E. 2016/496 K. sayılı ilamı) ...." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle, "Davacı borçlu T1 vekilinin Gebze İcra Müdürlüğü'nün 2015/51 Talimat sayılı dosyasında "Kocaeli İli Darıca İlçesi Filingir 14 pafta 8420 parsel sayılı 89....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki “kıymet takdirine itiraz ve şikayet” istemine ilişkin davada İstanbul 9. İcra Hukuk Mahkemesince verilen 06.11.2013 gün, 2013/29 E., 2013/957 K. sayılı kararının Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 23.01.2014 gün, 2013/35295 E., 2014/1595 K. sayılı karar ile bozulmasına dair karara yerel mahkemece direnilmesine ilişkin 29.05.2014 gün, 2014/406 E., 2014/520 K. sayılı kararın şikayet olunan .... vekili tarafından temyizi üzerine Hukuk Genel Kurulunun 19.04.2017 gün, 2017/12-705 E., 2017/832 K. sayılı kararı ile bozulmasına ilişkin karara şikayetçi Güney Kromları Madencilik San. Tic. A.Ş. vekilince karar düzeltme yoluna başvurulmuş olmakla; HUKUK GENEL KURULU KARARI Hukuk Genel Kurulunca dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonunda gereği görüşüldü: Talep kıymet takdirine itiraz ve haksız haciz uygulaması iddiasıyla şikayete ilişkindir....
(I)Dosya kapsamında satış ilanının borçlu asile 10/07/2020 tarihinde bizzat tebliğ edildiği, tebligatın usul ve yasaya uygun olduğu, bu haliyle şikayet eden borçlunun satış ilanına kadar cereyan eden tüm tebligatları en geç bu tarihte öğrendiği bu tarihten itibaren tebligatların usulsüzlüğüne ilişkin şikayet hakkını kullanabileceği dikkate alındığında, şikayet edenin bu yöndeki fesih ve istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. (II)Satış yapılacak yerin belirlenmesi ve satış süresi, satış ilanında açıkça yer almıştır. Satış ilanının şikayet eden borçluya tebliğ edildiği düşünüldüğünde, bu hususların satış ilanının tebliğinden itibaren ileri sürülmesi gerektiği, bu aşamada ihalenin feshine sebep olarak görülmeyeceği, bu yöndeki istinaf sebeplerinin de yerinde olmadığı anlaşılmıştır. (III)Taşınmazın KDV bedeli satış ilanında yer almakta olup, borçlunun satış ilanına süresinde itiraz etmemesi sebebiyle bu yöndeki istinaf sebebi de yerinde görülmemiştir....
İcra Hukuk Mahkemesine verilen şikayet dilekçesinde karşı taraf gösterilmemiş, İcra Hukuk Mahkemesince kendiliğinden karşı taraf eklenerek görevsizlik kararı verilip dosyanın mahkememize gönderildiği anlaşılmıştır. CEVAP ; Şikayet olunan vekili cevap dilekçesi ile, şikayet eden vekilinin farklı olan ve benzer olmayan ürünlerin emanete alınması nedeni ile zarara uğradığını iddia etmesinin gerçek dışı ve kötü niyetli olduğunu, tedbirin infazı neticesinde, davalının zarara uğradığını iddia edeceği miktarda ürünün yed-i emine teslim edilmemiş olup, bu iddialının başlı başına gerçek dışı olduğunu, tedbiren el konulan ürünlerin tümüyle müvekkili tasarımını içeren ürünler olduğunu ve bu el koyma işleminin bilirkişi nezaretinde gerçekleştirildiğini, tedbirin infazı işleminin bilirkişi nezareti ile gerçekleştirilmesine rağmen şikayet eden vekilinin ileri sürdüğü soyut iddialarının haksız ve de dayanaksız olduğunu savunarak, şikayet isteminin reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Davacı dilekçesinde, kendisine yapılan satış ilanı ve kıymet takdiri raporunun usulsüz tebliğ edildiğini ve bu nedenle kıymet takdirine itiraz edemediğini belirtmiş, şikayet dilekçesinde ayrıca ve açıkça icra müdürlüğünce yaptırılan kıymet takdirinde taşınmazların değerinin düşük takdir edildiği yönünde bir itiraz nedeni ileri sürmemiştir. Bu durumda taşınmazların icra müdürlüğünce yaptırılan kıymet takdirine açıkça itiraz edilmediğinden, ihalenin taşınmazların kesinleşen muhammen bedellinin üzerinde bir bedelle ihale edildiği anlaşıldığından, zarar unsuru gerçekleşmemiştir. Bu durumda mahkemece hukuki yarar yokluğundan ihalenin feshi şikayetinin reddine, işin esasına girilmediğinden para cezasına hükmedilmesine yer olmadığına karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle; ilk derece mahkemesi kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğundan davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir....
İcra Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 11/06/2015 NUMARASI : 2015/454-2015/627 Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Borçlunun şikayet yoluyla icra mahkemesine yaptığı başvuruda, satış ilanı ve kıymet takdiri rapoıu tebliğ işleminin usulsüz olduğunu, satışa karar verildiğinden 17.04.2015 tarihinde haberdar olduklarını ve kıymet takdirine itiraz ettiklerini, kıymet takdirine itirazlarına ilişkin davanın derdest olduğunu belirterek ihalenin feshini talep ettiği, mahkemece, şikayetin reddine ve borçlu aleyhine para cezasına hükmedildiği görülmektedir. Borçlunun Bakırköy 5....
Aynı maddenin 6. fıkrasına göre ise, satış ilanı tebliğ edilmemiş veya satılan malın esaslı vasıflarındaki hataya veya ihalede fesada bilahare vakıf olunmuşsa, şikayet müddeti öğrenme tarihinden başlar. Aynı maddede bu müddetin ihale tarihinden itibaren bir seneyi geçemeyeceği hükme bağlanmıştır. Somut olayda, şikayetçi vekilinin başvurusu, “kıymet takdirine itiraz” hakkında olmayıp, ihalenin feshi istemine ilişkindir. Şikayete konu ihalenin 03.06.2015 tarihinde gerçekleştirildiği, şikayetin ise 08.06.2015 tarihinde yapıldığı, bu hali ile ihalenin feshi isteminin İİK'nun 134/2. maddesinde öngörülen yasal yedi günlük sürede olduğu görülmektedir. O halde, mahkemece, ihalenin feshi isteminin esasının incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, şikayetçinin isteminin, kıymet takdirine itiraz olarak değerlendirilmek sureti ile süresi içinde açılmayan kıymet takdirine itiraz davasının süreden reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....