İİK’nun 82/12. maddesinde yer alan haczedilmezlik şikayeti, İİK’nun 16/1. maddesi uyarınca 7 günlük süreye tâbidir. Bu süre öğrenme tarihinden başlar. Diğer yandan İcra ve İflas Kanunu'nda taşınmaza ilişkin haczin yenilenmesi diye bir müessese mevcut olmayıp, aynı takip dosyasından da olsa konulan her haciz yeni bir haciz olup, borçlunun yeni hacze yönelik olarak şikayet hakkı bulunmaktadır. Somut olayda, borçlunun meskeniyet iddiasına konu taşınmaza 09.05.2013 tarihinde konulan haciz için Mahkeme’nin .. sayılı dosyası ile ileri sürülen meskeniyet şikayetiyle ilgili verilen karar henüz kesinleşmemiş ise de, eldeki haczedilmezlik şikayeti 16/02/2016 tarihli başka bir haciz işlemine ilişkin olduğundan, derdestlikten söz edilemez. Kaldı ki, 09/05/2013 tarihli haczin düştüğü, alacaklı vekilinin yeniden haciz konulması için 16/02/2016 tarihinde talepte bulunduğu anlaşılmaktadır....
Akabinde haczedilmezlik şikayetiyle ilgili talep yönünden dava, mahkemenin 2013/463 Esas sayısına kaydedilmiş ve yapılan yargılama neticesinde 2013/573 Karar sayılı karar ile haczedilmezlik şikayeti konusunda temyize konu karar verilmiştir. Yukarıda anlatılan dava dosyası safahatından da anlaşılacağı üzere; temyize konu dava bir istihkak davası olmayıp, haczedilmezlik şikayetine yöneliktir. Davacı 3.kişi, davaya konu takip dosyası olan ... 2. İcra Müdürlüğü'nün 2012/5941 Esas sayılı takip dosyasında taraf olmayıp anılan hacizde 3. kişi sıfatına sahiptir. Davacı 3. kişi takipte taraf olmadığından mahcuzlara ilişkin haczedilmezlik şikayetinde bulunmaya yetkili değildir. Bu durumda, 3. kişinin haczedilmezlik şikayeti yönünden aktif husumet ehliyeti bulunmadığından şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile tefrik edilen istihkak davası ile ilgili olarak davanın esastan reddine ve davalı lehine tazminata karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir....
Dava şikayet yolu ile 14/09/2021 tarihli müdürlük kararının kaldırılması davası olup, tarafların taraf sıfatına haiz , mahkememizin görevli ve yetkili olduğu anlaşılmıştır. İİK 16 ve 18 mad ile HMK 316 ve 320/1 mad gereği dosya üzerinden yapılan ön inceleme sonucu karar verilebileceği anlaşılmakla ön inceleme duruşması açılmasına gerek görülmemiştir. Şikayet dilekçesi, icra dosyası ve tüm dosya kapsamıyla; Yargıtay 12. hukuk dairesi 2018/12368 E 2019/18176 K sayılı kararında "....Öte yandan; şikayetin haczedilmezlik şikayeti olduğu açık olup, haczedilmezlik şikayeti, yalnızca takip borçlusuna tanınmış bir hak olup, takipte borçlu sıfatı taşımayan üçüncü kişinin bu şikayette bulunmaya hakkı yoktur....
Somut olayda, borçlu ...’nun haczedilmezlik şikayetinde bulunduktan ve söz konusu şikayet incelenip karara bağlandıktan sonra 30.10.2018 tarihinde öldüğü dosyada mübrez nüfus kayıt örneğinden anlaşılmaktadır. Bu durumda, henüz kendisine takip yöneltilmemiş mirasçının kendisi ve ailesinin ihtiyacı nedeniyle bu yargılamaya devam etmesi olanaklı değildir. O halde, bölge adliye mahkemesince şikayetçi borçlunun ölümü nedeniyle meskeniyet iddiasının dayanağı ve dolayısıyla haczedilmezlik şikayetinin konusu kalmadığından istemin reddi gerekirken, şikayetin esası incelenerek istinaf başvurusunun esastan reddi isabetsiz ise de, sonuçta istem reddedildiğinden karar sonucu itibariyle doğru olup, bu nedenle Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanması gerekmiştir....
Somut olayda, borçlu ... haczedilmezlik şikayetinde bulunduktan sonra söz konusu şikayet incelenip karara bağlanmadan 27.11.2014 tarihinde vefat ettiği ibraz edilen veraset belgesinden anlaşılmıştır. Bu durumda, ölümle vekaleti son bulan vekilin mirasçılardan vekalet alarak ibraz etmek suretiyle henüz kendilerine takip yöneltilmemiş mirasçılar adına ve onların ihtiyacı nedeniyle bu yargılamaya devam etmesi de olanaklı değildir. O halde, şikayetçi borçlunun vefatı nedeniyle mesken ihtiyacı iddiasının dayanağı ve dolayısıyla haczedilmezlik şikayetinin konusu kalmadığından, mahkemece istemin reddi yerine yargılamaya devam edilerek yazılı şekilde sonuca gidilmesi doğru olmayıp, mahkeme kararının Dairemizce bu gerekçeyle bozulması gerekirken, onandığı anlaşılmakla, alacaklının karar düzeltme isteminin kabulüne karar verilmesi gerekmiştir....
İcra Mahkemesi'nce hükmün 3. bendinin 3.satırında belirtilen taşınmazlar yönünden haczedilmezlik şikayeti reddedilmiş ve borçlu vekilince temyize konu edilen taşınmazlardan 450 nolu parsel ''çamaşırhane ve çeşme ve meydan'' vasfıyla, 1122 parsel nolu taşınmaz ise tarla vasfıyla ve üzerinde ''geliri köy camisine aittir''şerhiyle birlikte Tatar Belediyesi adına tapuda kayıtlıdır. Yukarıda anılan yasal düzenleme ve haczedilen 450 ve 1122 nolu parsellerin açıklanan nitelikleri gereği kendiliğinden kamuya tahsisli olup haczedilemeyeceği düşünülerek bu parseller yönünden de haczedilmezlik şikayetinin kabulüne karar verilmesi gerekirken anılan taşınmazlar (450 ve 1122 nolu parseller) için de haczedilmezlik şikayetinin reddine karar verilmesi isabetsizdir....
İcra Mahkemesi'nce hükmün 3. bendinin 3.satırında belirtilen taşınmazlar yönünden haczedilmezlik şikayeti reddedilmiş ve borçlu vekilince temyize konu edilen taşınmazlardan 450 nolu parsel ''çamaşırhane, çeşme ve meydan'' vasfıyla, 1122 parsel nolu taşınmaz ise tarla vasfıyla ve üzerinde ''geliri köy camisine aittir'' şerhiyle birlikte Tatar Belediyesi adına tapuda kayıtlıdır. Yukarıda anılan yasal düzenleme ve haczedilen 450 ve 1122 nolu parsellerin açıklanan nitelikleri gereği kendiliğinden kamuya tahsisli olup haczedilemeyeceği düşünülerek bu parseller yönünden de haczedilmezlik şikayetinin kabulüne karar verilmesi gerekirken anılan taşınmazlar (450 ve 1122 nolu parseller) için de haczedilmezlik şikayetinin reddine karar verilmesi isabetsizdir....
İcra Mahkemesi'nce hükmün 3.bendinin 3.satırında belirtilen taşınmazlar yönünden haczedilmezlik şikayeti reddedilmiş ve borçlu vekilince temyize konu edilen taşınmazlardan 450 nolu parsel ''çamaşırhane ve çeşme ve meydan'' vasfıyla ,1122 parsel nolu taşınmaz ise tarla vasfıyla ve üzerinde ''geliri köy camisine aittir'' şerhiyle birlikte Tatar Belediyesi adına tapuda kayıtlıdır. Yukarıda anılan yasal düzenleme ve haczedilen 450 ve 1122 nolu parsellerin açıklanan nitelikleri gereği kendiliğinden kamuya tahsisli olup haczedilemeyeceği düşünülerek bu parseller yönünden de haczedilmezlik şikayetinin kabulüne karar verilmesi gerekirken anılan taşınmazlar (450 ve 1122 nolu parseller) için de haczedilmezlik şikayetinin reddine karar verilmesi isabetsizdir....
İİK'nun 82/1-12. maddesine dayalı olarak haczedilmezlik şikayetinde bulunulabilmesi için, borçlu adına kayıtlı taşınmaz üzerine konulmuş geçerli bir haczin varlığı gerekir. Öte yandan; İİK'nun 82. maddesinde yer alan haczedilmezlik şikayeti, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca 7 günlük süreye tâbidir. Bu süre öğrenme tarihinden başlar. Somut olayda; her ne kadar meskeniyet iddiası ileri sürülen şikayete konu taşınmazın, haciz ve şikayet tarihinde dava dışı borçlu Yavuz Yenice adına kayıtlı olduğu, şikayetçi adına kayıtlı olmadığı sabitse de, şikayetçi/3.kişi tarafından 10.09.2020 tarihinde icra dosyasına taşınmaz üzerine konulan haczin fekki talepli dilekçe sunulduğu, dolayısı ile şikayetçi tarafın, taşınmaz haczini en geç 10.09.2020 tarihinde öğrendiğinin kabulü gerektiği, şikayetin ise 01.10.2020 tarihli olduğu gözetilerek şikayetin, işlemin öğrenildiği tarihten itibaren yasal yedi gün içinde yapılmadığı anlaşılmaktadır....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davanın yasal süresinde açılmadığını, satış dosyasını davacı vekili tarafından takip edildiğinden hacizlerden haberdar olduğunu, taşınmaz kaydında ipotek tesis edildiğinden haczedilmezlik şikayetinde bulunulamayacağını, davacının kötü niyetli olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece; İİK.nun 82/12. maddesinde yer alan haczedilmezlik iddiası, İİK.nun 16. maddesi kapsamında şikayet olup, aynı maddenin 1. fıkrası uyarınca 7 günlük süreye tabidir. Hacizle ilgili borçluya tebligat yapılmamış ise öğrenme tarihi kural olarak borçlunun bildirdiği tarihtir. Bu tarihin aksi ancak yazılı belge ile ispatlanabilir....