Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DAVA KONUSU : Şikayet KARAR : İlk derece mahkemesi tarafından verilen karara karşı süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı borçlu vekili dava dilekçesinde özetle; alacaklı tarafından Aydın İcra Dairesinin 2019/26204 esas sayılı dosyasında ilamsız takibe başlandığını, yetkiye ve borca itiraz etmeleri üzerine takibin durdurulduğunu, alacaklı vekilinin talebi ile dosyanın yetkili Kuşadası İcra Dairesine gönderildiğini ve 2019/13075 esasına kaydının yapıldığını, bu icra dairesinden de kendilerine ödeme emri tebliğ edildiğini, yetkisiz icra dairesinde mevcut borca itiraz dilekçeleri nedeniyle yeniden borca itiraz etmeye gerek görmediklerini, bunun üzerine takibin kesinleştirilerek müvekkilinin banka hesaplarına haciz konulduğunu, 25/11/2019 tarihli dilekçe ile hacizlerin kaldırılması için Kuşadası İcra Dairesine başvurduklarını, taleplerinin ödeme emrine süresinde itiraz edilmediği gerekçesiyle reddedildiğini, mevcut takibin...

Borçlunun İİK.nun 168.maddesinde yazılı yasal 5 günlük sürede borca yada imzaya itiraz etmesi veya zamanaşımı itirazında bulunması durumunda, takip konusu belgenin kambiyo senedi vasfını haiz olmadığının veya alacaklının kambiyo senetlerine özgü yol ile takip hakkının bulunmadığının tespit edilmesi halinde, diğer itiraz nedenleri incelenmeksizin İİK.nun 170/a maddesi uyarınca re'sen takibin iptaline karar verilmesi gerekir.Borçlu, icra mahkemesine başvuru dilekçesinde, alacaklı tarafından hakkında Eğirdir   İcra Dairesi'nin 2010/552 sayılı dosyasından kambiyo senetlerine mahsus takip yapıldığını, ödeme emrinin yurt dışı adresine gönderilerek kesinleştirildiğini, takibe konu  senet üzerinde  idari birimin belirtilmediğini bu nedenle kambiyo senedi olarak nitelendirilemeyeceğini ileri sürmüş, mahkemece şikayet konusu edilmeyen aynı icra dairesinin 2010/553 sayılı dosyası üzerinden inceleme yapılarak dosya üzerinden karar verildiği anlaşılmıştır.İcra mahkemesince, borçlunun şikayet konusu...

    Borçlunun İİK.nun 168.maddesinde yazılı yasal 5 günlük sürede borca yada imzaya itiraz etmesi veya zamanaşımı itirazında bulunması durumunda, takip konusu belgenin kambiyo senedi vasfını haiz olmadığının veya alacaklının kambiyo senetlerine özgü yol ile takip hakkının bulunmadığının tespit edilmesi halinde, diğer itiraz nedenleri incelenmeksizin İİK.nun 170/a maddesi uyarınca re'sen takibin iptaline karar verilmesi gerekir. Borçlu, icra mahkemesine başvuru dilekçesinde, alacaklı tarafından hakkında ... İcra Dairesi'nin 2010/552 sayılı dosyasından kambiyo senetlerine mahsus takip yapıldığını, ödeme emrinin yurt dışı adresine gönderilerek kesinleştirildiğini, takibe konu senet üzerinde idari birimin belirtilmediğini bu nedenle kambiyo senedi olarak nitelendirilemeyeceğini ileri sürmüş, mahkemece şikayet konusu edilmeyen aynı icra dairesinin 2010/553 sayılı dosyası üzerinden inceleme yapılarak dosya üzerinden karar verildiği anlaşılmıştır....

      nin icra mahkemesine başvurusunda; çek arkasındaki şirket adına olan kaşe ve imzanın iptal edilmiş olduğunu, şirkete ait cironun çizilmiş olup yok hükmünde olduğunu ileri sürerek borca itiraz ettiği, mahkemece davacı borçlunun cirosunun çizilmiş olduğu, tedavül anında çizilmiş olan ciro nedeni ile davacının sorumluluğuna gidilemeyeceği gerekçesiyle şikayetin kabulü ile takibin iptaline karar verildiği anlaşılmaktadır. Borçlunun icra mahkemesine başvurusu çek üzerindeki cironun iptal edilmesi nedeniyle borçlu olmadığına yönelik olup, başvuru bu haliyle borca itiraz niteliğindedir....

        DAVA KONUSU : ŞİKAYET (İCRA MEMUR MUAMELESİ) KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı-alacaklı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil tarafından çek bankaya ibraz edildikten sonra ve karşılıksızdır işlemi yapıldıktan sonra kaybedilmesin üzerine İstanbul 7 ATM'de çek iptali davacı açıldığını, mahkemece davanın kabulüne karar verildiğini, kararın kesinleşmesinin ardından çek keşidecisi ve müvekkilden önce ciranta olan kişilere karşı icra takibi başlatıldığını, takibin kesinleşmesi üzerine haciz talebinde bulunduklarını, müdürlükçe 29/07/2019 tarihli karar ile borçlu Mustafa Gök'ün borca itiraz ettiğini, itiraz üzerine takibin durduğunu, bu nedenle taleplerinin reddine karar verildiğini, halbuki itiraz dilekçesinde İstanbul 7 ATM'nin çek iptali kararına itiraz edildiğini, fakat dilekçenin sehven icra müdürlüğüne sunulduğu, dilekçenin itiraz mahiyetinde olmadığı, borçlunun neye itiraz ettiği anlaşılamadığı, bu nedenle itiraz dilekçesi olarak kabul edilemeyeceğini belirterek...

        Borçlunun tebliğ işleminin usulsüzlüğüne ilişkin başvurusu, İİK'nın 16. maddesi uyarınca şikayet niteliğindedir. Şikayet başvurusu, şikayete konu işlemin öğrenilmesinden itibaren yedi gün içinde yapılmalıdır. Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince, tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılır. Muhatabın beyan ettiği öğrenme tarihi tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Somut olayda, davacı hakkında başlatılan icra takibinde, ödeme emri Tebligat Kanunu'nun 21/1 maddesi gereğince 29/01/2020 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davacı vekili icra müdürlüğüne verdiği 12/02/2020 tarihli borca itiraz dilekçesinde ve dava dilekçesinde, ödeme emrinin tebellüğ tarihini 06/02/2020 olarak bildirmiş ve Çaylı Mahalle Muhtarınca düzenlenen ödeme emrinin 06/02/2020 tarihinde davacıya teslim edildiğini belirten tutanağı dosyaya sunmuştur....

        Takip dosyasının incelenmesinde; muteriz borçlulara 15/04/2014 tarihinde örnek 10 nolu ödeme emrinin tebliğ edildiği, borçluların, 20/04/2015 tarihinde, yasal sürede icra mahkemesine başvurarak borca itiraz ettikleri, dosya borcunun ise itiraz tarihinden sonra yapılan kapak hesabına göre, diğer borçlu ... tarafından 03/06/2015 günü itirazi kayıt ile ödendiği görülmektedir. Her dava ve şikayet, davanın açıldığı (itirazın yapıldığı) andaki şartlara göre değerlendirilir. (Hukuk Genel Kurulu’nun 2011/12-177 esas, 2011/300 karar sayılı 11.05.2011 tarihli kararı) Açıkça davadan vazgeçilmeksizin, borcun cebri icra tehdidi altında ödenmesi davayı konusuz kılmaz. Kaldı ki, somut olayda, borçluların rızaen yaptığı bir ödeme bulunmayıp, takibe konu borç diğer borçlu ciranta tarafından ödenmiştir....

          Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; sair istinaf sebeplerinin yanında müvekkillerinden davacı T1'ye örnek 10 ödeme emrinin 24/08/2020 tarihinde tebliğ edildiğini, sürenin son günü olan 5. günün cumartesi gününe denk gelmesi sebebiyle izleyen ilk iş günü olan 31/08/2020 pazartesi günü şikayet ve borca itiraz yoluna başvurduklarını, şikayetin süresinde olduğunu belirterek, istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İcra takip dosyasının incelenmesinde, davalı alacaklı tarafından davacı borçlular aleyhine kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibi başlatıldığı, 10 örnek ödeme emrinin davacılardan borçlu T1'ye 24/08/2020 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu T1'nin 31/08/2020 tarihinde şikayet yoluna başvurup borca itiraz ettiği görülmüştür....

          Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının dilekçesinde UETS hesabının olduğunu iş bu sebeple UETS adresine tebliğin yapılmasının zorunlu olduğunu beyan ederek mahkeme nezdinde gecikmiş itiraz yoluna başvurduğunu aynı zamanda da icra muamelesini şikayet yoluna gittiğini, tebligatın usulsüz olduğu ve bu sebeple tebligattan haberi olmadığını iddia eden davacı vekilinin usulüne uygun tebligat yapılması talebi ile birlikte borca ve ferilerine de itirazda da bulunduğunu, tebligatın amacının borçtan haberdar edilmek olduğunu, davacı vekilinin dava dilekçesinde 10 Mayıs 2022 tarihinde borçtan haberdar olduğunu açıkça beyan ettiğini, buna bağlı olarak icra dairesine itirazda bulunmuşsa da davacının iddia ettiği gibi icra müdürünün kararının isabetsiz olup olmadığına ilişkin uyuşmazlığın şikayet yolu ile çözüme kavuşturulacak bir mesele olduğunu, nitekim davacının Ortaca İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2022/69 Esas sayılı dosyası ile icra memur muamelesini şikayet yoluna başvurduğunu, davacının...

          in temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak başlatılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibine karşı borçluların icra mahkemesine başvurularında; sair itiraz ve şikayet nedenlerinin yanı sıra, takip konusu bononun kredi sözleşmesinin teminatı olarak verildiğini, ayrıca kredi alacağının rehinle teminat altına alındığını ileri sürerek İİK'nın 45. maddesi gereğince takibin iptalini talep ettikleri, İlk Derece Mahkemesince; borçluların İİK'nın 45. maddesine yönelik şikayet nedenleri hakkında olumlu olumsuz bir karar verilmeksizin, borçlu şirket yönünden takibin iptaline karar verilmiş olması sebebiyle itiraz ve şikayetlerinin konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına, borçlu şahısların teminat iddiasına yönelik borca itirazlarının reddine karar verildiği, borçlular tarafından İİK'nın 45. maddesine yönelik şikayet sebepleri de ileri sürülerek istinaf yoluna başvurulması üzerine...

            UYAP Entegrasyonu