Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

açılan dava niteliğinde olmadığından icra mahkemesince verilen icranın geri bırakılması kararının bu takip yönünden kesin hüküm teşkil edeceği, sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak davası açılmasının hacizlerin kaldırılmasına mani olmayacağı gerekçesi ile icra müdürlüğünün işleminin iptalini talep etmiştir....

Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılması isteminden dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince şikayetin kabulüne, davacı yönünden icranın geri bırakılmasına karar verilmiştir. Kararın davalı alacaklı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle zamanaşımı şikayetinin reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı borçlu tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I....

    Zira maddenin son bölümünde "...icranın geri bırakılması için Bölge Adliye Mahkemesi'nden veya Yargıtay'dan karar alınmak üzere icra müdürü tarafından kendisine uygun bir süre verilir." düzenlemesi mevcuttur. Yine, anılan tarihte yürürlükte bulunan İİK'nın 36/3 maddesine göre, "ücreti ilgililer tarafından verilir ise Bölge Adliye Mahkemesi veya Yargıtay'ca icranın geri bırakılmasına dair karar icra dairesine en uygun vasıtalar ile bildirilir." düzenlemesi mevcut olup, buna göre icranın geri bırakılması kararının borçlu tarafından sunulması zorunlu olmadığı gibi kararın icra dosyasına ibrazı için de bir süre belirlenmemiştir. Bu haliyle süresi içerisinde alınmış icranın geri bırakılması kararının mehil vesikasında belirlenen süre geçtikten sonra icra dosyasına sunulmuş olmasının icranın geri bırakılması kararı gereğince işlem yapılmasına engel olmadığı açıktır....

    İcra Müdürlüğü'nün 2012/1792 esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibinin şikayetçi borçlu yönünden icranın geri bırakılmasına ve icra dosyasından konulan hacizlerin kaldırılmasına, karar verilmesi gerektiğini belirtmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Uyuşmazlık, Bursa 16. İcra Müdürlüğü'nün 2012/1792 esas sayılı icra takip dosyasında zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılması istemine ilişkindir. Bursa 16. İcra Müdürlüğü'nün 2012/1792 esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davalı/ alacaklı tarafından, davacı/borçlu ile diğer borçlular aleyhine kambiyo senetlerine mahsus yolla icra takibinde bulunulduğu, ödeme emrinin davacı/borçluya 02.04.2012 tarihinde tebliğ edildiği görülmüştür....

    Somut olayda da alacağın niteliği itibarıyla zamanaşımı süresi on yıl olup ödeme emrinin 17/03/2004 tarihinde borçluya tebliğ edildiği, ödeme emrine itiraz edilmeyerek takibin kesinleştiği, alacaklı vekilinin haciz talep etmesi üzerine esas icra müdürlüğü tarafından talimat yazıldığı ve talimat icra dairesinin 22.10.2005 tarihinde borçlunun menkul mallarının haczi için işlem yaptığı, şikayet tarihi 18/06/2015 olup on yıllık sürenin geçmediği ve zamanaşımının gerçekleşmediği anlaşılmaktadır. O halde mahkemece, şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken istemin kabulü ile icranın geri bırakılması yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04/04/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2013/88 Esas, 2013/577 Karar sayılı dosyasında verilen icranın geri bırakılmasına ilişkin kararın kesinleştiği tarih olan 12/08/2013 tarihinden itibaren zamanaşımı süresinin başlatılması gerektiği belirtilerek istinaf isteminde bulunulmuş ise de, icranın geri bırakılması kararı nedeniyle zamanaşımı süresinin başlangıç tarihi icra takip tarihi olan 16/12/2003 tarihidir. Dava konusu çekin keşide tarihinin 15.07.2013 tarihi olması nedeniyle ve çekin çek vasfını kaybetmesi nedeniyle hukuki uyuşmazlık konusu çekin keşide tarihe itibariyle zamanaşımı süresi yönünden keşide tarihende yürürlükte bulunan 818.s.B.K. genel hükümlere tabi olup, 818 sayılı B.K 125.maddesi(6098 sayılı TBK'nın 146. maddesi) gereğince 10 yıllık zamanaşımı süresine abidir.Dava tarihi itibariyle 10 yıllık genel zamanaşımı süresinin dolmuş olması dikkate alınarak, mahkemece davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır....

      GEREKÇE: Uyuşmazlık, icranın geri bırakılması kararı alınmış olmasına rağmen, mehil müddeti içerisinde kararın icra dosyasına sunulmaması sebebiyle alacaklıya ödenen teminatın geri istenip istenemeyeceği hususunda toplanmaktadır. Dosyanın tetkikinde, borçlu tarafça mehil müddeti içerisinde icranın geri bırakılmasının talep edildiği ve ilgili mahkemece icranın geri bırakılmasına karar verildiği ancak bu kararın borçlu tarafça icra dosyasına sunulmadığı, kararı veren mahkemece de icra dairesine bildirilmediği, bunun üzerine alacaklının talebi neticesinde teminatın alacaklı tarafa ödendiği, borçlu tarafça süresi içerisinde icranın geri bırakılması kararı alındığından bahisle alacaklıya ödenen teminatın geri istenmesinin talep edildiği ancak icra müdürlüğünce talebin reddine dair 06/09/2022 tarihli iş bu şikayete konu kararın verildiği anlaşılmıştır....

      İDDİA VE SAVUNMANIN ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili hakkında Uzunköprü İcra Müdürlüğü'nün 2015/2189 (Eski 2010/443 Esas) Esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, takip sonrası müvekkili ve diğer borçlular hakkında hacizler yapıldığını, borçlulardan Cüneyt Vardar yönünden Uzunköprü İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2015/116 Esas, 2016/11 Karar sayılı kararı ile zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılması kararı verildiğini, müvekkili hakkında en son 2015 yılında işlem yapıldığını, 3 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunu beyan ederek Uzunköprü İcra Müdürlüğü'nün 2015/2189 Esas sayılı dosyasında icranın geri bırakılmasına karar verilmesini istemiştir....

      İİK'nun 149. maddesi içeriğinden, asıl borçlu ile ipotek veren arasında zorunlu takip arkadaşlığının bulunması nedeniyle haklarında birlikte takip yapılması gerektiği anlaşılmaktadır. Şu halde, asıl borçlu veya ipotek veren hakkında verilen icranın geri bırakılması kararı hem söz konusu kararın niteliği gereği, hem de zorunlu takip arkadaşlığı nedeniyle diğer borçlu yönünden de sonuç doğurur. Bu durumda, icra mahkemesince verilen icranın geri bırakılması kararı kapsamında takibe devam edilerek taşınmazın satışının yapılması usulsüz olduğundan mahkemece, ihalenin feshi isteminin bu nedenle kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....

        İcra Müdürlüğünün 2018/13577 Esas sayılı dosyasından İİK'nın 71/2 maddesi yollaması ile İİK'nın 33/a maddesi uyarınca zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılmasına karar verilmiştir....

        UYAP Entegrasyonu