"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Çocuk Mahkemesi SUÇ : Hırsızlık HÜKÜM : Mahkumiyet Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü: Sanığın eylemine uyan ve 5237 sayılı Kanunun 141/1, 143, 31/3.maddelerinde düzenlenen suçun cezasının üst sınırına göre, aynı Yasanın 66/1-e, 66/2.maddelerinde öngörülen 5 yıl 4 aylık zamanaşımının, hüküm tarihi ile inceleme tarihi arasında geçtiği ve bu sürede zamanışımını kesen işlem yapılmadığının anlaşılması, Bozmayı gerektirmiş, sanık ... savunmanının temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle isteme aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK.nın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak sanık hakkında açılan kamu davasının zaman aşımı nedeniyle DÜŞMESİNE, 06/11/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Çocuk Mahkemesi SUÇ : Hırsızlık HÜKÜM : Mahkumiyet Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü: Sanığın eylemine uyan ve 5237 sayılı Kanunun 142/1-b, 31/2. maddesinde düzenlenen hırsızlık suçunun cezasının üst sınırına göre, aynı Yasanın 66/1-e, 66/2, 67/4. maddelerinde öngörülen 6 yıllık zamanaşımının 27.11.2006 olan suç tarihi ile inceleme tarihi arasında geçtiğinin anlaşılması, Bozmayı gerektirmiş, sanık ... savunmanının temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle isteme aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK'nın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak sanık hakkında açılan kamu davasının zaman aşımı nedeniyle DÜŞMESİNE, 06/11/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Çocuk Mahkemesi SUÇ : Hırsızlık HÜKÜM : Mahkumiyet Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü: Sanığın eylemine uyan ve 5237 sayılı Kanunun 142/1-b, 31/3. maddelerinde düzenlenen suçun cezasının üst sınırına göre, aynı Yasanın 66/1-e, 66/2. maddelerinde öngörülen 5 yıl 4 aylık zamanaşımının, hüküm tarihi ile inceleme tarihi arasında geçtiği ve bu sürede zamanışımını kesen işlem yapılmadığının anlaşılması, Bozmayı gerektirmiş, sanık ... savunmanının temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle isteme aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK'nın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak sanık hakkında açılan kamu davasının zaman aşımı nedeniyle DÜŞMESİNE, 06/11/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
sanık hakkında sorgusunun yapıldığı 03.03.2010 tarihinden, inceleme tarihine kadar geçmiş bulunması ve bu süre içerisinde zaman aşımını kesen herhangi bir işlem yapılmamış bulunması, Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazı bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle isteme aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK'un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak sanık hakkında açılan kamu davasının zaman aşımı nedeniyle DÜŞMESİNE, 30.09.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi....
Davalı taraf zaman aşımı itirazında bulunmuş ise de Türk Borçlar Kanunu 73. maddesine göre tazminatın tamamen ödendiği veya sorumlu kişinin öğrenildiği tarihten başlayarak 2 yıl veya herhalde 10 yıl sonra zaman aşımı dolar. Bankadaki ödeme tarihinden itibaren 2 yıl geçmeden icra takibi yapıldığından zaman aşımı itirazı kabul edilmemiştir. Davalı yanın dava idari yargıda görülmeli şeklinde itirazı olup bir kısım Uyuşmazlık Mahkemesi kararlarında da benzer içtihatlar var ise de Yargıtay uygulamasına göre bu tür davalar adli yargıda görülmesi gerekir şeklindeki kararlar göz önüne alınarak görevsizlik karar verilmemiştir. Dosyada bilirkişi heyetine yerinde inceleme yapma yetkisi de verilerek rapor alınmıştır. Bu raporda bilirkişiler; ''Mahkemenin 28.12.2021 tarihli celsesinde, bilirkişiye yerinde inceleme yetkisi verilmiş olmakla taraf vekillerine bildirilen 06.04.2022 inceleme günü dava konusu yere gidilmiştir....
Yine dava dilekçesi ile dava edilen tarihe göre zaman aşımı itirazı bilirkişi tarafından göz önüne alınarak hesap yapıldığı, ancak davalı Avcılar Belediyesinin ıslaha karşı 26/01/2018 tarihinde beyanda bulunduğu tebligatın ise 15/04/2018 tarihinde yapıldığı, itirazın süresinde olduğu, böylece dava konusu taleplerden sadece UBGT zaman aşımından etkilenecek olup, UGBT nin ıslah ile zaman aşımına giren kısmı dairemizce hesaplanmıştır. Ayrıca mahkeme hükmünde ulusal bayram genel tatil alacağı dava tarihi 22/02/2016 iken maddi hata ile ( 22/02/2018 ) yazdığı görülmekle bu durum mahallinde düzeltilebilir maddi hata olarak görülmüştür. Zaman aşımı tarihi olan 03/01/2013 öncesi olan kısım dışlanmış toplam 1.613,71 TL net ugbt alacağı bulunduğu anlaşılmıştır. Diğer itirazların yerinde olmadığı anlaşılmıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İCRA HUKUK MAHKEMESİ Sanığın gerçeğe aykırı beyanda bulunmak suçundan cezalandırılması ve tazminat istemli olarak açılan davada davanın süre aşımı yönünden reddine karar verilmiş, hüküm yasal süresi içerisinde şikayetçi vekili tarafından temyiz edilmiş, Yargıtay C.Başsavcılığının bozma istemli tebliğnamesiyle dosya Daireye gönderilmiş olmakla, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okunarak GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: 1- Şikayetçi vekili tarafından yapılan şikayetin süresinde yapılmadığı anlaşılmakla, açılan davada müştekinin şikayet hakkının İİK’nun 347.maddesi gereğince düşürülmesine karar verilmesi gerekirken, mahkemece davanın süre aşımı yönünden reddine karar verilmesinde, 2- 16.02.2007 tarihli şikayet dilekçesiyle sanık hakkında İİK’nun 89/4.maddesi uyarınca tazminata da hükmedilmesi talep edildiği halde bu konuda genel hükümlere göre yargılama yapılarak sonucuna göre olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerekirken, bu hususta bir karar...
ve katılan vekilinin bu sanık hakkında kurulan zaman aşımı nedeniyle ortadan kaldırma kararına yönelik temyizine göre yapılan incelemede; Sanık ... hakkında, dava konusu kaçak aracın zapt edildiği 30.10.2006 gününün suç tarihi olduğu ve karar tarihinde zaman aşımı süresinin dolmadığı, sanığın iyi niyetle trafik kaydına güvenerek aracı satın aldığı yönündeki savunmasının aksine müsnet suça katıldığı yönünde delil bulunmadığı nazara alınmadan beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi, Yasaya aykırı, sanık ... müdafinin ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı yasanın 8/1.maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK.nun 321.maddesi uyarınca BOZULMASINA, III- Katılan vekilinin sahtecilik suçundan sanık ... hakkında kurulan zaman aşımı nedeniyle ortadan kaldırma kararına yönelik yapılan incelemede; Sanığın eyleminin suç tarihinde yürürlükte bulunan 765 sayılı TCK.nun 342/2.maddesi kapsamında...
Ceza Dairesinin 09/06/2016 tarih ve 2015/33737 (E), 2016/13802 (K) sayılı ilamıyla bozulduğu, bozma sonrasında sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair karar verildiği ve kararın 16/01/2017 tarihinde kesinleştiği, sanığın denetim süresi içerisinde 06/05/2021 tarihinde ihbara konu suçu işlemesiyle nedeniyle temyize konu düşme hükmünün verildiği, sanığın üzerine atılı suçun gerektirdiği cezanın türü ve üst haddine göre, 5237 sayılı TCK'nin 66/1-e, 67/3 ve 67/4. maddelerinde "8 yıllık olağan zaman aşımı süresi" ve "12 yıllık olağanüstü zaman aşımı süresi"nin öngörülmüş olduğu, yapılan temyiz incelemesinde sanık hakkında zaman aşımını son kesen işlemin bozma öncesinde verilen 10/06/2014 tarihli mahkumiyet kararı olduğu, mahkumiyet kararının verildiği 10/06/2014 tarihi ile temyize konu hüküm tarihi arasında "8 yıllık olağan zaman aşımı" ve 5271 sayılı CMK'nin 231/8. maddesinde belirtilen zaman aşımının durduğu sürenin birlikte hesaplanması sonucunda olağan zaman aşımının...
Bu itibarla zaman aşımı savunması ileri sürüldüğünde, eğer savunma gerçekleşirse hakkın dava edilebilme niteliği ortadan kalkacağından, artık mahkemenin işin esasına girip onu incelemesi mümkün değildir.Uygulamada, fazlaya ilişkin hakların saklı tutulması, dava açma tekniği bakımından, tümü ihlal ya da inkâr olunan hakkın ancak bir bölümünün dava edilmesi, diğer bölümüne ait dava ve talep hakkının bazı sebeplerle geleceğe bırakılması anlamına gelir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca benimsenmiş ilkeye göre, kısmi davada fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmuş olması, saklı tutulan kesim için zaman aşımını kesmez, zaman aşımı, alacağın yalnız kısmi dava konusu yapılan miktar için kesilir.Somut uyuşmazlıkta, davacı vekilince 09.01.2017 tarihli ıslah dilekçesinde olası zaman aşımı defi de göz önünde bulundurularak dava konusu alacaklar ıslah edilmiş, davalı vekilince de süresinde ıslaha karşı zaman aşımı def’inde bulunulmuştur....