TTK'nın 730/18. maddesinin göndermesi ile uygulanması gereken aynı Kanunun 663/2. maddesi gereğince zaman aşımı kesilince son işlem tarihinden itibaren, müddeti aynı olan yeni bir zaman aşımı işlemeye başlar. Ayrıca alacaklının yaptığı, takibin devamını sağlayıcı nitelikte her takip işlemi ile de zaman aşımı kesilir ve yeni bir süre işlemeye başlar. Somut durumda takip dosyası kapsamı ile davacı borçluya ödeme emrinin 21/11/2016 tarihinde tebliğ edildiği, kesinleşen takipte alacaklı vekilince 29/07/2021 tarihinde takibin kesinleştirilmesinin istenildiği, böylelikle üç yıldan fazla süre ile işlemsiz bırakılan takipte, takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde zamanaşımının gerçekleştiği anlaşılmaktadır. Yapılan yargılamada davalı vekilince zaman aşımının Bodrum 1....
Hukuk Dairesi'nin 1982/8991 esas, 1982/36 karar sayılı emsal kararlarının bulunduğunu, 3 yıllık zaman aşımının vazgeçilemez bir kural olduğunu, somut olay bazındaki bononun incelenmesinde 30/04/2018 vade tarihli senedin 18/02/2022 tarihinde icraya dayanak olarak kullanıldığını, açık bir şekilde 3 yıllık zaman aşımı dolduktan sonra icraya konu edilen bononun artık kıymetli evrak vasfına haiz olmadığını, hal böyle olunca kıymetli evrak vasfına haiz olmayan bir bononun kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icraya konulabilmesinin hukuken kabul edilemeyeceğini, aynı zamanda işlem yapan icra memurunun da açıkça kanuna aykırı hareket ettiğinin ortada olduğunu, bu nedenle süresiz şikayet yoluna başvurduklarını, müvekkilinin senet üzerinde cirolu bir borçlu olduğu kabul edildiğinde ise bu açıdan da zaman aşımı değerlendirmesi yapmak gerektiğini, senette senedi düzenleyene karşı açılacak davaların vadeden itibaren 3 yıl olduğunu, hamil tarafından cirantalara karşı açılacak davaların ise vadeden...
Davalı vekili temyiz dilekçesinde dava dilekçesinde dava konusu aidat alacağının ait olduğu dönemin belirtilmediğini bu hususu açıklayan dilekçenin alındığı celsede zaman aşımı def'inde bulunulup ayrıca cevap dilekçesinin zaman aşımı def'i yönünden ıslah edildiğini dolayısıyla ileri sürülmesinde usule aykırılık bulunmayan zaman aşımı def'inin nazara alınması gerektiğini savunmuş ve hükmün bozulmasını istemiştir. Dosya içeriğine göre; dava, dava konusu aidatın ait olduğu dönem belirtilmeden yetkisiz Ankara İş Mahkemesinde açılmış, davalı vekilinin yetkiye yönelik ilk itirazı da dikkate alınarak verilen yetkisizlik kararı üzerine dosya Denizli İş Mahkemesine gönderilmiştir....
İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2009/244 E. 2009/284 K. sayılı kararının söz konusu şikayet yönünden kesin hüküm oluşturduğu gerekçesi ile şikayetin usulden reddine karar verilmiş ise de bu karar şikayete konu dosya için kesin hüküm teşkil etmez. Somut olayda; kambiyo takibine dayanak yapılan senedin kambiyo vasfı bulunmadığından zaman aşımı süresi on yıla tabidir. Alacaklı tarafından takibin 18.03.1999 tarihinde başlatıldığı, ödeme emrinin şikayetçiye 06.04.1999 tarihinde tebliğ edildiği, 31.12.2002 tarihinde takipsizlik nedeni ile işlemden kaldırılan dosyanın 14.08.2009 tarihinde yenilendiği, alacaklının talebi üzerine haciz işlemleri yapıldığı, kaldı ki en son dosyanın yenilendiği tarih ile şikayet tarihi olan 09.02.2015 tarihi itibari ile dahi on yıllık zaman aşımı süresinin geçirilmediği anlaşılmıştır. Takip dosyasında on yılı geçmeyecek şekilde takibi ilerletmek üzere yapılmış alacaklı işlemleri bulunduğundan on yıllık zaman aşımı süresinin dolmadığı anlaşılmıştır....
Alacaklı tarafından çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla başlatılan takibin kesinleşmesinden sonra borçlu, zaman aşımı nedeniyle icranın geri bırakılması istemiyle icra mahkemesine başvurmuş mahkemece; istem süreden reddedilmiştir. Takibin kesinleşmesinden önceki döneme ilişkin zamanaşımı itirazı İİK'nun 168/3. maddesine göre 5 günlük süreye tâbi ise de, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun zamanaşımına uğradığına ilişkin şikayet, İİK'nun 170/b maddesinin göndermesi ile uygulanması gereken aynı Kanun'un 71/2 ve 33/a maddeleri gereğince bir süreye tabi olmayıp, iddianın yerinde olduğunun belirlenmesi halinde icranın geri bırakılmasına karar verilmesi gerekir....
Ayrıca, borçlunun bakiye borç hesabına itirazı ilama aykırılık nedenine dayalı olup, HGK'nun 21.06.2000 tarih ve 2000/12-1002 sayılı kararında da benimsendiği üzere, başvuru bu hali ile de süreye tabi bulunmamaktadır. Bu durumda mahkemece borçlunun, itirazının esası incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle süre aşımı nedeniyle istemin reddi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.nun 366 ve HUMK.nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 24.04.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Suç tarihinin temadiyi kesen 18.07.2007 azil tarihi olduğu gözetilerek yapılan incelemede, sanığa yüklenen görevi kötüye kullanma suçunun kanunda öngörülen cezasının üst sınırı itibarıyla dava zaman aşımı süresinin 5237 sayılı TCK'nın 66/1-e maddesi gereğince 8 yıl olduğu, aynı Kanunun 67/4. maddesi uyarınca olağanüstü zaman aşımının ise 12 yıl olacağı, suç tarihi olan 18.07.2007 tarihi ile temyiz inceleme günü arasında durma süresi de nazara alındığında 12 yıllık olağanüstü zaman aşımı süresinin geçmiş bulunduğu, zaman aşımını kesen başkaca bir sebebin de bulunmadığı anlaşıldığından diğer yönleri incelenmeksizin hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanunun 322/1 ve 5271 sayılı CMK'nın 223/8. maddeleri gereğince sanık hakkında açılan kamu davasının zaman aşımı nedeniyle DÜŞMESİNE, 04.06.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
Yasal 5 günlük süreden sonra yapılan itirazın süre yönünden reddine dair mahkeme kararı doğru olmuştur. 3- Zaman aşımı defi yönünden Dairemizce yapılan incelemede, icra dosyasının incelenmesinde, davalı alacaklı tarafından davacı borçlu T1 aleyhine kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibi başlandığı, örnek 10 ödeme emri tebligatının davacı borçluya 11/03/2013 tarihinde tebliğ edildiği, takibin kesinleşmesinden önce zaman aşımı itirazı İİK'nun 168/3. maddesine göre 5 günlük süreye tâbi olup süresinde itirazda bulunulmadığından zaman aşımı itirazının reddi gerekir. Kaldı ki, takip dayanağı senet incelendiğinde, vade tarihinin 15/02/2013 olduğu, 3 yıllık zaman aşımı süresi içinde takibi 05/03/2013 tarihinde başlatıldığı da görülmektedir....
DAVA Şikayetçi borçlu vekili şikayet dilekçesinde, takipte en son işlemin 28.08.2013 tarihinde yapıldığını, o tarihten sonra herhangi bir işlem yapılmadığını, zaman aşımı süresi 3 yıl olup, takibe konu senedin zaman aşımına uğradığını, ayrıca takibe konu senedin tanzim yeri bulunmadığından kambiyo senedi vasfına haiz olmadığını belirterek davanın kabulüne, zaman aşımı nedeniyle icranın geri bırakılmasına ve takibe konu senedin kambiyo senedi vasfına haiz olmaması sebebiyle takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. II. CEVAP Davalı alacaklı vekili cevap dilekçesinde iddiaların yerinde olmadığını bildirerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. III....
İcra Müdürlüğü’nün 2009/23691 Esas sayılı icra takip dosyasının kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip olduğu, takibin dayanağının çek olduğu ve icra dosyasında alacaklı vekili tarafından yapılan bila tarihli talebin 26/02/2010 tarihinde kabul edildiği, şikayet tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 726. maddesinde çek için düzenlenen zaman aşımı süresi 6 ay iken 03/02/2012 tarih ve 28193 (mükerrer) sayılı Resmi Gazete yayımlanarak yürürlüğe giren 6273 sayılı Kanun’un 7. maddesiyle bu süre üç yıla çıkarılmışsa da 6763 sayılı Türk Ticaret Kanununun Mer’iyet Ve Tatbik Şekli Hakkında Kanun’un 2. maddesinde Türk Ticaret Kanunu’nun mer'iyetinden önce işlemeye başlamış bulunan zaman aşımı sürelerinin eski kanun hükmüne tabi olacaklarının ve 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6103 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 6/1.maddesinde; Türk Ticaret Kanunu'nun yürürlüğe girmesinden önce işlemeye başlamış bulunan zaman...