"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Hırsızlık HÜKÜM : Beraat Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü: Sanığa yüklenen 5237 sayılı TCK'nın 163/3. maddesinde düzenlenen karşılıksız yararlanma suçunun gerektirdiği cezanın alt ve üst sınırına göre aynı yasanın 66/1-e maddesinde öngörülen 8 yıllık kesintisiz zaman aşımının sanık hakkında sorgusunun yapıldığı 15.07.2009 tarihinden, inceleme tarihine kadar geçmiş bulunması ve bu süre içerisinde zaman aşımını kesen herhangi bir işlem yapılmamış bulunması, Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazı bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle isteme aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK'un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak sanık hakkında açılan kamu davasının zaman aşımı nedeniyle DÜŞMESİNE, 01.07.2019 tarihinde...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Karşılıksız yararlanma HÜKÜM : Düşme Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü: Sanığa yüklenen 5237 sayılı TCK'nın 163/3. maddesinde düzenlenen karşılıksız yararlanma suçunun gerektirdiği cezanın alt ve üst sınırına göre aynı yasanın 66/1-e maddesinde öngörülen 8 yıllık kesintisiz zaman aşımının sanık hakkında sorgusunun yapıldığı 16.06.2011 tarihinden, karar tarihine kadar geçmiş bulunması ve bu süre içerisinde zaman aşımını kesen herhangi bir işlem yapılmamış bulunması, Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazı bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK'un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak sanık hakkında açılan kamu davasının zaman aşımı nedeniyle DÜŞMESİNE...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Karşılıksız yararlanma HÜKÜM : Beraat Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü: Sanığa yüklenen 5237 sayılı TCK'nın 163/3. maddesinde düzenlenen karşılıksız yararlanma suçunun gerektirdiği cezanın alt ve üst sınırına göre aynı yasanın 66/1-e maddesinde öngörülen 8 yıllık kesintisiz zaman aşımının sanık hakkında iddianame düzenlendiği 15.03.2010 tarihinden, inceleme tarihine kadar geçmiş bulunması ve bu süre içerisinde zaman aşımını kesen herhangi bir işlem yapılmamış bulunması, Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazı bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle isteme uygun olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK'un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak sanık hakkında açılan kamu davasının zaman aşımı nedeniyle DÜŞMESİNE...
Asliye Hukuk Mahkemesinin kesinleşen kararın davalının dosyaya sunmuş olduğu fatura tüm dosya kapsamı ile birlikte değerlendirildiğinde , TTK'nın 855/1 maddesi uyarınca taşıma sözleşmesinden kaynaklanan davaların 1 yıllık zaman aşımına tabi bulunduğu, TTK 855/2 maddesi gereğince eşyanın tamamının zayi olması halinde zaman aşımı süresinin eşyanın teslim edilmesi gereken tarihten itibaren işlemeye başlayacağı, somut olayda taşımaya ilişkin sevk irsaliyesi ve faturanın 22/10/2008 düzenlendiği bu taşımaya ilişkin icra takibinin 22/10/2018 tarihinde davanın 18/12/2019 tarihinde açıldığı buna göre, 1 yıllık zaman aşımı süresinin geçtiği, eldeki davada zaman aşımını kesen ve durduran herhangi bir sebep bulunmadığı nazara alınarak, davalı tarafça süresi içerisinde zaman aşımı define istinaden zaman aşımı nedeniyle reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis kılınmıştır....
Diğer bir anlatımla, takip öncesi zamanaşımı itirazı hakkında İİK'nun 168/5 ve 169/a. maddeleri koşullarında inceleme ve değerlendirme yapılması zorunludur. Somut olayda, borçlunun icra mahkemesine başvurusu, İİK'nun 169 ve 169a. maddeleri kapsamında, takibin kesinleşmesinden önceki devreye ilişkin zamanaşımı itirazı olup, takibin şekline göre anılan itirazın İİK'nun 168/5. maddesi uyarınca ödeme emrinin tebliğinden itibaren 5 gün içinde icra mahkemesine yapılması zorunlu olup, alacaklının, 07.07.2015 tarihinde takibe başladığı, borçluya gönderilen ödeme emrinin 15.07.2015 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun ise yasal beş günlük süreyi geçirdikten sonra 03.08.2015 tarihinde icra mahkemesine başvurduğu görülmektedir. O halde, mahkemece, takip öncesi zamanaşımı itirazının süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, takibin kesinleşmesinden sonraki zaman aşımı şikayetinde uygulanan maddeler gereğince icranın geri bırakılması yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....
Diğer bir anlatımla, takip öncesi zamanaşımı itirazı hakkında İİK'nun 168/5 ve 169/a. maddeleri koşullarında inceleme ve değerlendirme yapılması zorunludur. Somut olayda, borçlunun icra mahkemesine başvurusu, İİK'nun 169 ve 169a. maddeleri kapsamında, takibin kesinleşmesinden önceki devreye ilişkin zamanaşımı itirazı olup, takibin şekline göre anılan itirazın İİK'nun 168/5. maddesi uyarınca ödeme emrinin tebliğinden itibaren 5 gün içinde icra mahkemesine yapılması zorunlu olup, alacaklının, 07.07.2015 tarihinde takibe başladığı, borçluya gönderilen ödeme emrinin 15.07.2015 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun ise yasal beş günlük süreyi geçirdikten sonra 03.08.2015 tarihinde icra mahkemesine başvurduğu görülmektedir. O halde, mahkemece, takip öncesi zamanaşımı itirazının süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, takibin kesinleşmesinden sonraki zaman aşımı şikayetinde uygulanan maddeler gereğince icranın geri bırakılması yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının tüm mal varlığı araştırmasının yapıldığını, bilinen adreslerine haciz işlemi uygulandığını, ancak davacının haczi kabil mal varlığına rastlanmadığını, tasarrufun iptali davalarının açıldığını, 19/01/2018 tarihinde borçlunun ticaret sicilde kayıtlı adresinde haciz işlemi tatbik edildiğini, davacının haczi kabil hiçbir malına rastlanmadığı, bu tutanağın İİK 143. madde gereğince kesin aciz belgesi niteliğinde olduğunu, tutanağın düzenlendiği tarihten itibaren 20 yıllık zaman aşımı süresinin uygulanacağını, ayrıca aciz belgesi yok kabul edilse dahi pandemi sürecinde zaman aşımı sürelerinin 3 ay durması nedeni ile zaman aşımının gerçekleşmeyeceğini, son işlem tarihi 19/01/2018 kabul edilse dahi zaman aşımı süreleri 3 ay ertelendiğinden zaman aşımının bitiş tarihinin 12/04/2021 olduğunu, ayrıca UYAP sistemi üzerinden 20/03/2019, 28/02/2020 ve 10/02/2021 tarihlerinde haciz talebinde bulunduklarını, icra müdürlüğünün talebin yerine getirilmediğine...
DAVA KONUSU : Alacak (İşçi İle İşveren İlişkisinden Kaynaklanan) KARAR : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; husumet itirazı ve zaman aşımı def'inde bulunarak, davacının işvereni olmadıklarını, davacının Gama Endüstri Tes. İm. Mon. A.Ş. işçisi olduğunu, Arabistan sermayeli Gama şirketinde ve Katar sermayeli Gama şirketinde çalıştığını beyanla davanın reddini savunmuştur. İlk derece Mahkemesi tarafından kararda belirtilen gerekçelerle “davanın kısmen kabulüne” karar verilmiştir. Karara karşı davalı vekili yasal süresi içinde istinaf yoluna başvurmuştur....
DAVA Davacı borçlu keşideciler vekili şikayet dilekçesinde; haklarında bonoya dayalı olarak başlatılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla ilamsız icra takibinde alacaklı tarafından takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde takibin devamını sağlayıcı nitelikte taleplerde bulunulmadığından takibin zaman aşımına uğradığını ileri sürerek icranın geri bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir. II. CEVAP Davalı alacaklı vekili cevap dilekçesinde; davanın reddini talep etmiştir. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; alacaklı tarafından 11/07/2008 tarihinden 19.01.2017 tarihindeki yenileme talebine kadar takibin devamını sağlayıcı nitelikte talepte bulunulmadığı gerekçesi ile şikayetin kabulü ile zaman aşımı nedeniyle icranın geri bırakılmasına karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A....
Davalı tarafın zaman aşımı itirazı yönünden değerlendirme yapılacak olursa trafik kazası 21/07/2017 tarihinde meydana gelmiş olup davacı tarafça davalıya başvuru yapılmış ve bu başvuruya ilişkin tebligat 29/11/2018 tarihinde davalıya tebliğ edilmiştir. Davacı tarafça18/03/2019 tarihinde arabuluculuğa başvurulmuştur. Arabuluculuk kanununun 19. Maddesinin 2. fıkrasına göre; arabuluculuk sürecinin başlamasından sona ermesine kadar geçirilen süre zaman aşımı ve hak düşürücü sürelerin hesaplanmasında dikkate alınmaz. Davacının arabuluculuğa başvuru tarihi 18/03/2019 olduğuna göre 2 yıllık zaman aşımı süresi başvuru süresi itibariyle dolmamıştır. Arabuluculuk son oturum tutanağı 05/04/2019 tarihinde düzenlendiğinden 18/03/2019 tarihi ile bu tarih arasındaki geçen süre dikkate alınmayacaktır. Ayrıca 6102 sayılı TTK ' nun 1420....