önce ilk ödeme emrine yönelik yaptığı şikayet sonucunun beklenilmesine gerek olmadığı gerekçesi ile istinaf başvurusunun kamu düzenine aykırılık nedeniyle kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, şikayetçi borçlunun borca, çek tazminatı ve komisyonuna yönelik itirazının ve senet vasfına yönelik şikayetinin HMK'nın 114/1-ı ve 115/2. maddesi uyarınca derdestlik nedeniyle usulden reddine, ödeme emrine yönelik şikayetinin esastan reddine karar verilmiştir....
İİK'nUN 168/3 ve 168/5. maddeleri uyarınca kambiyo vasfına, icra dairesinin yetkisine ve borca, ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren 5 günlük sürede icra mahkemesinde itiraz edilmesi gerekmekte olup, davanın bu süre içinde açılmadığı ve mahkemece süre yönünden yapılan değerlendirmenin yerinde olduğu anlaşılmış, bu nedenle davacının istinaf başvurusunun HMK'nun 353- (1) b) 1) maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki hüküm kurulmuştur. HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; Dosya kapsamına, toplanan delillere, Ankara 11....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı uyarınca; Uyuşmazlık, kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takipte borca itiraz, senedin kambiyo vasfına ve ödeme emrine dayanak belge eklenmediğine yönelik şikayettir. İİK'nun 168/5. maddesi hükmüne göre, borçlunun borçlu olmadığını veya borcun itfa edildiğini, mehil verildiğini, alacağın zamanaşımına uğradığını, imzaya itirazını ve takibin müstenidi olan senedin kambiyo senedi vasfına haiz olmadığına yönelik şikayetini yasal 5 günlük süresi içerisinde icra mahkemesine yapması zorunludur. Bu süre geçirildikten sonra yapılan şikayet geçersiz olup hak düşürücü süre niteliğindeki bu süre mahkemece re'sen gözetilmelidir. Ödeme emri ekine takip dayanağı belgenin eklenmediği ile ilgili şikayetin ise 7 gün içerisinde ileri sürülmesi gerektiği sabittir....
Davacı borçlu vekili istinaf dilekçesinde; ilk derece mahkemesinin gerekçesinin açık ve net olmadığını, ödeme emri tebligatının usulsüz olduğuna yönelik iddialarının mahkemece değerlendirilmediğini, müvekkilinin adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini, tebligatın usulüne uygun şekilde yapılmadığını, müvekkili borçlunun mernis adresinde ikamet etmekte ve arada bir işi gereği İstanbul'a gidip geldiğini, takibe konu senedin kambiyo vasfına haiz olmadığını, teminat senedi niteliğinde olduğunu, kayıtsız şartsız bir ödeme vaadini içermediğini, takibin iptaline karar verilmesinin gerektiğini, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının hukuka aykırı olduğunu belirtmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı uyarınca; Uyuşmazlık, bonoya dayalı kambiyo takibinde, ödeme emrinin usulsüz tebliği şikayetine, senedin kambiyo vasfına yönelik şikayete ve borca itiraza ilişkindir....
İlk Derece Mahkemesi gerekçeli kararında özetle: "....Borçlu, kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte de şartları oluştuğunda genel hükümlere göre süresiz veya yedi günlük şikayet yoluna başvurabilir. Ancak kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takipte, genel hükülreni dışında, bu yola ilişkin özel şikayet halleri düzenlenmiştir. Yani, borçlu imzaya ve borca itiraz dışında, ayrıca bu yola özgü şikayet yoluyla da takibe karşı koyabilir. Bu durumlarda bazen hem sebep hem dsüre bakımından özel düzenleme yapılmıştır; bazen de sebep özel olmakla birlikte, şikayet süresi genel hükümlere tabidir. Zira, icra müdürü, kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takipte, senedin kambiyo senedi olup olmadığını, bu çerçevede takip yapanın yetkili olup olmadığının ve senedin vadesinin gelip gelmediğini incelemekle yükümlüdür. Bunlar sebep bakımından özel şikayet halleridir....
İİK'nun 168/3. maddesi gereğince; kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile yapılan takipte, takibin müstenidi olan senet kambiyo senedi vasfına haiz değilse ödeme emrinin tebliğinden itibaren beş gün içerisinde icra mahkemesine şikayet edilmesi zorunludur. Bu süre, hak düşürücü nitelikte olup, mahkemece re'sen gözetilmelidir. Bununla birlikte; İİK.’nun 170/a-2 maddesi gereğince icra mahkemesi, müddetinde yapılan şikayet veya itiraz dolayısıyle, usulü dairesinde kendisine intikal eden işlerde takibin müstenidi olan kambiyo senedinin bu vasfı haiz olmadığı veya alacaklının kambiyo hukuku mucibince takip hakkına sahip bulunmadığı hususlarını re'sen nazara alarak bu fasla göre yapılan takibi iptal edebilir....
Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık borçlunun isteminin İİK'nun 169.maddesinde belirtilen borca itiraz mı; yoksa İİK'nun 170/a maddesine (borçlunun kambiyo hukuku bakımından şikayeti) dayalı bir şikayet mi olduğu, buna göre 5 günlük sürenin mi dikkate alınacağı, yoksa süresiz şikayete mi tabi olduğu, sonuç olarak ödeme emrinin iptaline karar verilmesinin doğru olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Konuya ilişkin yasal düzenlemeler üzerinde durmakta yarar vardır. Kambiyo senetleri hakkındaki özel takip usulleri 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 167 ve devamı maddelerinde, haciz yoluyla takip 168 ve devamı maddelerinde, bu takip şekline ilişkin borca itiraz 169-169/a maddelerinde, imzaya itiraz 170.maddesinde, borçlunun kambiyo hukuku bakımından şikayeti ise İİK.170/a maddesinde düzenlenmiştir....
Somut olayda, borçluya ödeme emrinin 21.05.2015 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun yasal beş günlük süreden sonra 01.06.2015 tarihinde icra mahkemesine başvurarak takibe konu senedin kambiyo vasfında olmadığına yönelik şikayet ile birlikte imzaya ve borca itirazda bulunduğu, başvurusunda usulsüz tebligat şikayetinde de bulunmasına rağmen mahkemece bu husus gözardı edilip imzaya itirazın esastan incelenerek sonuca gidildiği görülmektedir. Mahkemece, öncelikle usulsüz tebligat şikayeti yönünden inceleme yapılmalıdır. Ödeme emrinin usulüne uygun tebliğ edildiği sonucuna varılması halinde diğer şikayet ve itirazların süre yönünden reddi, ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğunun tespiti halinde ise, TK'nun 32. maddesi gereğince tebliğ tarihi düzeltilerek, buna göre şikayet ve itiraz süresinde ise işin esasının incelenmesi, aksi takdirde istemin süreden reddi gerekir....
Davacı borçlu (T3) tarafça, imzaya itirazın yanında, ayrıca senetlerin kambiyo vasfına yönelik şikayette ve borca itirazda da bulunulduğu halde, mahkemece yalnızca imzaya itiraza yönelik hukuki değerlendirmede bulunulmuş, kambiyo vasfına yönelik şikayet ve borca itiraz ile ilgili olumlu ya da olumsuz herhangi bir değerlendirmede bulunulmamış ve hüküm kurulmamıştır. Yukarıda belirtilen usuli eksiklik kamu düzenine ilişkin esaslı hata niteliğinde olup, HMK 'nun 355. Maddesi uyarınca, dairemizce resen nazara alınması zorunlu olduğundan; davacı T3 vekilinin istinaf sebepleri bu aşamada değerlendirilmeksizin, HMK'nun 355 ve 353/1- a-6 maddeleri gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, belirtilen eksikliklerin giderilerek usulüne uygun şekilde hüküm kurulması için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, oy birliği ile karar verilmiştir....
Temyiz Sebepleri İstinaf başvuru dilekçesindeki itiraz sebeplerinin tekrar edildiği görülmüştür. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, kambiyo senedine dayalı ilamsız takipte, takibe dayanak belgenin kambiyo vasfına yönelik şikayet ile icra dairesinin yetkisine, imzaya ve borca itiraz istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 1., 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, ... 2., 2004 sayılı İİK md.169/a-1, md. 170/a-2, 3. Değerlendirme 1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür. 2....