Asıl dava erkek tarafından TMK'nın 166/1. maddesi uyarınca açılan boşanma davası, birleşen 2017/545 E sayılı dava kadın tarafından TMK'nın 161. ve 166/1. maddesi uyarınca açılan boşanma davası ve birleşen 2020/457 E sayılı dava kadın tarafından TMK'nın 166/1. maddesi uyarınca açılan boşanma davası niteliğindedir. İlk derece mahkemesi kararına karşı taraflarca istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davacı-davalı erkek tarafından sunulan 01/04/2022 havale tarihli dilekçe ile; "davasından ve istinaf taleplerinden ayrı ayrı feragat ettiği, davalı-davacıdan asıl davadan feragat nedeniyle yargılama gideri talebinin bulunmadığı, davalı-davacının davalarından feragat etmesi halinde bu davalar nedeniyle de yargılama gideri talebinin bulunmadığı" beyan edilmiştir. Davalı-davacı kadın tarafından sunulan 01/04/2022 havale tarihli dilekçe ile ise; "açılan davalarından (ziynet alacağı ve mal paylaşımı hariç olmak üzere) feragat ettiği" beyan edilmiştir....
Tam kusurlu eş boşanma davası açamayacağına ve kusursuz eşe açılan boşanma davası dinlenemeyeceğine göre erkeğin boşanma davasının reddi gerekmiştir. ......
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Ziynet ve Kişisel Eşya Alacağı-Kişisel İlişki Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı kadın tarafından, tazminatlar, nafakalar, ziynet ve kişisel eşyaların iadesi yönünden; davalı-davacı erkek tarafından ise asıl davanın kabulü ve ziynet eşyalarının iadesi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Boşanma ve fer'ilerine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, tarafların boşanma ve fer'ilerine yönelik yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Tarafların ziynet alacağı istemine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; İlk derece mahkemesince hükmolunan ziynet alacağının miktarı 15.940,00 TL, reddedilen ziynet alacağı...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : FETHİYE AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 23/12/2014 NUMARASI : 2013/436-2014/1024 Uyuşmazlık; asıl davada, boşanma, tazminatı, nafaka ve ziynet eşyalarının iadesi, karşı davada ise boşanma, ziynet eşyalarının iadesi ve düğün giderlerinin tahsili istemine ilişkin olup, hüküm davalı-karşı davacı tarafça tazminat, nafaka ve ziynet eşyaları yönünden temyiz edilmiştir. Davanın niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 2Hukuk Dairesinindir. 11.04.2015 tarihinde yürürlüğe giren 6644 sayılı Yasanın 2.maddesi ile değiştirilen 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 60.maddesi uyarınca temyiz incelemesini yapacak daire belirtilmek üzere dosyanın Hukuk İş Bölümü İnceleme Kuruluna gönderilmesine, 01.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
kapıldığını belirterek; davalı ile boşanmalarına, boşanma nedeniyle uğradığı maddi zarara şimdilik 10.000,00....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava TMK'nun 166/3 maddesi uyarınca anlaşmalı boşanma davası olarak açılmış, dosyanın karar oturumunda davacı vekili davayı şiddetli geçimsizlik nedeni ile boşanma davası olarak ıslah etmiştir. HMK'nun 355. maddesine göre; inceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak Bölge Adliye Mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir....
"İçtihat Metni" Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı erkek tarafından; kendi boşanma davasının reddi, kadının boşanma ve ziynet alacağı davalarının kabulüne yönelik olarak, davalı-karşı davacı kadın tarafından katılma yoluyla, kusur belirlemesi ve tazminat miktarı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Boşanma davalarına yönelik temyiz itirazları bakımından yapılan incelemede; Mahkemece davalı-karşı davacı kadının boşanma davasının kabulüne, davacı-karşı davalı erkeğin boşanma davasının ise reddine karar verilmiştir. Yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davalı-karşı davacı kadının agresif olduğu ve eşine karşı saygısız davrandığı anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikle bir geçimsizlik mevcut ve sabittir....
Bu nedenle, mahkemece verilen hüküm boşanma, maddi tazminat, manevi tazminat ziynet eşyalarının iadesi, harç ve vekalet ücreti yönünden kesinleşmiştir. Kesinleşen konularda yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken mahkemece, bu durum gözetilmeden boşanma, maddi tazminat, manevi tazminat, ziynet eşyalarının iadesi, harç ve vekalet ücretine hükmedilerek kesinleşen konularda yeniden hüküm kurulması doğru olmamıştır. Ancak bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hükmün bu yönden düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir (HUMK m. 438-7)....
Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, erkeğin davasının da kabulü ile boşanmaya karar verilecek yerde, yetersiz gerekçe ile davanın reddi doğru bulunmamıştır. 3-Davalı-karşı davacı erkek birleşen davasında belirttiği ziynet eşyalarının aynen olmadığında bedeli 22140 TL'nin tarafına ödenmesini talep etmiş, mahkemece bu isteğin reddine karar verilmiştir. Ziynet eşyası talebinin reddi sebebiyle karşı tarafa verilecek vekalet ücreti, talep edilen ve harcı yatırılan ziynet eşya bedeli üzerinden fazla hesaplanmış olup bu husus bozmayı gerektirmiştir....
Davada, tarafların 2007 yılında boşandıkları, aynı yıl doğan müşterek ... nedeniyle davacının iş bulup çalışmadığı ve boşanma sonucunda yoksulluğa düştüğü ileri sürülerek aylık 400 YTL nafakaya hükmedilmesi istenilmiştir. Mahkemece; anlaşma protokolünde davacının yoksulluk nafakası isteminden vazgeçtiği, artık böyle bir hakkın ileri sürülmesinin hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Yanlar arasındaki boşanma davasının şiddetli geçimsizlik nedenine dayalı olarak açılıp, davacı yoksulluk nafakası isteminde bulunduktan sonra tarafların yargılama sırasında karşılıklı olarak anlaşarak TMK'nun 166/3. maddesi gereğince boşandıkları anlaşılmaktadır. Mahkemece zapta geçirilen anlaşma metninde davacının yoksulluk nafakası isteminden açıkca vazgeçtiğine dair bir beyanı olmadığı gibi nafakaya ilişkin bir anlaşma hükmü de bulunmamaktadır....