Davacı baba, müşterek çocuk Eylül Naz yönünden de açılan davanın reddine karar verilmesinin ve mahkemece şahsi ilişkinin kısıtlanmasının hatalı olduğunu kısmen ret nedeniyle ve nafakanın kaldırılması nedeniyle davalı kadın lehine ayrı ayrı vekalet ücreti hükmedilmesinin hatalı olduğunu bildirmiş olup tüm dosya kapsamı, tanık anlatımları, alınan SİR, idrak çağında olan müşterek çocuğun yargılama boyunca anne ile yaşamak istediği yönündeki iradesi, annenin velayet görevini ihmal veya ihlal ettiğine yönelik ispatın olmaması göz önüne alındığında Eylül Naz için açılan velayet değiştirilmesi davasının reddine karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik olmadığı ancak kadının şahsi ilişkinin kısıtlanması yönünde bir talebinin olmadığı halde, mahkemece anlaşmalı boşanma ilamında hükmedilen şahsi ilişkiyi kısıtlayacak şekilde yeniden şahsi ilişki düzenlemesinin hatalı olduğu anlaşılmakla baba ile Eylül Naz arasında kurulan şahsi ilişkiye ilişkin hükmün kaldırılması gerekmiştir....
Tarafların Afyonkarahisar Aile Mahkemesinin 2013/761 Esas 2014/950 Karar sayılı ilamı ile boşandıkları, 2007 doğumlu müşterek çocuk Cemile, 2008 doğumlu çocuk Ramazan, 2010 doğumlu çocuk Ayşe, 2011 doğumlu çocuk Şemsettin'in velayetinin anneye verildiği, baba ile şahsi ilişki tesis edildiği anlaşılmıştır. Davacının, davalı babanın kasten adam öldürme suçundan mahkum edildiğini, kendisine vasi atandığını, cezaevinden izinli olarak çıktığında Afyonkarahisar İcra Müdürlüğünün 2020/6274 sayılı icra takip dosyası ile çocuklarla görüşme sağladığını, bu sırada çocukların şiddete maruz kaldıklarını belirterek şahsi ilişkinin kaldırılmasını talep ettiği anlaşılmaktadır. Dosya kapsamına alınan icra tutanakları, tanık beyanları ile davalı babanın çocuklara karşı şiddet uyguladığı, şahsi ilişkinin kötüye kullanıldığının ispat edilemediği anlaşıldığından müşterek çocuklarla baba arasında kurulan şahsi ilişkinin tamamen kaldırılması yerinde olmayacaktır....
Velayet ve velayet tarafına verilmeyen müşterek çocukla şahsi ilişkinin düzenlenmesi kamu düzenine ilişkin olup resen araştırma ilkesi geçerli olduğundan dosyadaki mevcut kanıtlardan ceza dosyasının kesinleşmesinin beklenilmesinin gerekmediği gibi mahkemece şahsi ilişkinin kaldırılması kararında delillerin takdirinde isabetsizlik olmadığı anlaşılmakla davalı vekilinin istinaf itirazları haklı bulunmadığından istinaf başvurusunun reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki hüküm oluşturulmuştur....
Aile Mahkemesinin 2017/399 Esas 2017/467 Karar sayılı kararı ile anlaşmalı olarak boşanmalarına, müşterek çocuk lehine aylık 700,00 TL iştirak nafakasına ve ÜFE oranında arttırılmasına karar verildiğini, değişen ekonomik şartlar dikkate alınarak, nafakanın kaldırılmasına, olmadığı takdirde nafaka miktarının azaltılmasına ve artış oranının indirilmesine, çocuk ile şahsi ilişkinin yeniden düzenlenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesi ile; davacının iddialarının doğru olmadığını, nafaka indirimi talebi yönünden davanın reddine, çocuk ile ilişkinin yeniden tesisi yönünden ise kısmen kabule karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Davacının nafakanın kaldırılması talebinin reddine, şahsi ilişkinin yeniden düzenlenmesi talebinin kabulü ile; velayeti anneye verilen müşterek çocuk ile babanın şahsi ilişkisinin yeniden düzenlenerek ayın her hafta 1. ve 3....
Mahkemece; "Dava; çocukla kişisel ilişkinin kaldırılması talebine, birleşen dava; velayet ve iştirak nafakasının kaldırılması mümkün olmadığı takdirde kişisel ilişki kurulması talebine ilişkindir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava velayet değişikliği, olmadığı takdirde ortak velayet tesisi ya da şahsi ilişkinin genişletilmesi ve iştirak nafakasının kaldırılması isteminden ibarettir. Davacı baba boşanma kararı ile birlikte velayeti anneye bırakılan ortak çocuk Ekin'in velayetinin değiştirilerek kendisine verilmesini olmadığı takdirde ortak velayet tesisi ya da şahsi ilişkinin genişletilmesi ve iştirak nafakasının kaldırılması isteminde bulunmuş, İlk Derece Mahkemesince; velayetin değiştirilmesini gerektirir bir durum olmadığı gerekçesiyle velayetin değiştirilmesi ve diğer terditli talepler ile nafakanın kaldırılması talebinin reddi kararı verilmiş, hüküm davacı baba tarafından istinaf edilmiştir. Velayet hususu, çocukları ilgilendiren konuların en başında gelir. Velayet düzenlemesinde; çocukla ana ve baba yararının çatışması halinde, çocuğun yararına üstünlük tanınması gereklidir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava velayet değişikliği, olmadığı takdirde ortak velayet tesisi ya da şahsi ilişkinin genişletilmesi ve iştirak nafakasının kaldırılması isteminden ibarettir. Davacı baba boşanma kararı ile birlikte velayeti anneye bırakılan ortak çocuk Ekin'in velayetinin değiştirilerek kendisine verilmesini olmadığı takdirde ortak velayet tesisi ya da şahsi ilişkinin genişletilmesi ve iştirak nafakasının kaldırılması isteminde bulunmuş, İlk Derece Mahkemesince; velayetin değiştirilmesini gerektirir bir durum olmadığı gerekçesiyle velayetin değiştirilmesi ve diğer terditli talepler ile nafakanın kaldırılması talebinin reddi kararı verilmiş, hüküm davacı baba tarafından istinaf edilmiştir. Velayet hususu, çocukları ilgilendiren konuların en başında gelir. Velayet düzenlemesinde; çocukla ana ve baba yararının çatışması halinde, çocuğun yararına üstünlük tanınması gereklidir....
Kişisel ilişkinin kaldırılması kararı da aynı şekilde kesinleşmeden infaz edilemez. Somut olayda talimatın infazı sırasında ibraz edilen Kayseri 4. Aile Mahkemesi’nin 07.04.2016 tarih ve 2016/749 E.-2016/293 K. sayılı kararı ile takip dayanağı ilam ile hükmedilen anne ile şahsi münasebet hakkının çocuğun yüksek menfaatleri dikkate alınarak kaldırılmasına karar verildiği, bu kararın temyiz edilmesi nedeniyle kesinleşmediği görülmektedir. O halde kişisel ilişkinin kaldırılması kararının kesinleşmeden infazı mümkün olmadığından takip konusu olan kişisel ilişki kurulmasına dair ilamın infazını durduramayacağı dikkate alınarak şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekirken ilk derece mahkemesince yazılı şekilde şikayetin reddine karar verilmesi isabetsiz olup istinaf talebinin reddine dair karar kaldırılarak, ilk derece mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Taraflar arasındaki davaların yatılı şahsi ilişkinin kaldırılması yada tüm çocuklar için tek düzenleme yapılması talebi ile velayet değişimi, olmadığı taktirde şahsi ilişki süresinin uzatılmasına yönelik karşılıklı davalar olduğu anlaşılmaktadır. HMK'nın 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonucunda; Davalı babanın velayetin değiştirilmesi talebi yönünden dosya incelendiğinde değişimi gerektiren, annenin ihmalinin varlığı, çocukların üstün yararını zorunlu kalacak bir durum varlığı ispat edilemediği anlaşıldığından davanın reddi yönündeki ilk derece mahkemesi kararında bir isabetsizlik bulunmamıştır. Davacı annenin yatılı şahsi ilişkinin kaldırılması yönündeki istinaf başvurusunun kabulünü gerektiren bunu zorunlu kılan bir sebebin varlığı ispat edilememiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; davacının evlatlık ilişkisinin kaldırılması talebi yönünden geri alma sebebi ile karar verilmesine yer olmadığına, davacının şahsi ilişki talebinin kabulü ile davacı ile çocuk arasında şahsi ilişki tesisine karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalılar vekili yasal süresi içerisinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; davacı ile çocuk arasında yatılı olacak şekilde şahsi ilişki kurulmasını, davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmesini istinaf etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava, evlatlık ilişkisinin kaldırılması aksi halde şahsi ilişki kurulması isteminden ibarettir....