Aile Mahkemesinin 2015/525 Esas 2015/642 Karar sayılı kararı ile boşandıklarını, müşterek çocukları Muhammed Emin için aylık 300,00TL , Tuba için aylık 350,00TL iştirak nafakasına hükmedildiğini, müvekkilinin boşanma sırasında baskı altında olduğundan kendisi için yoksulluk nafakası talep etmediğini, ancak müvekkilinin boşanma ile yoksulluğa düştüğünü, çocukların bakımı nedeniyle çalışamadığını ve gelir elde edemediğini, davalının öğretmen olarak çalıştığını, iştirak nafakasının üzerinden ise 4 yıl süre geçtiğini, küçüklerin büyüdüklerini ve mevcut nafakanın yetersiz kaldığını belirterek müvekkili için aylık 750,00TL yoksulluk nafakasına hükmedilmesini, müşterek çocuklardan Muhammed Emin için hükmedilen aylık 300,00TL iştirak nafakasının aylık 600,00TL.ye, küçük Tuba için hükmedilen aylık 350,00TL iştirak nafakasının aylık 750,00TLye yükseltilmesini talep ve dava etmiştir....
baba yanında kalan çocuk yönünden ödenen iştirak nafakasının yoksulluk nafakasından mahsubu talebine ilişkindir ....
Somut olayda, kaldırılması talep edilen yoksulluk nafakasının toplam miktarının ve iştirak nafakası yönünden ve artırılan iştirak nafakasının yıllık nafaka miktarı 5.390,00 TL'yi aşmadığından HMK 341/2.maddesi gereğince istinaf sınırı altında kalan nafakaya ilişkin karar kesin olmakla yoksulluk nafakasının kaldırılmasına, iştirak nafakasının kaldırılmasına ve iştirak nafakasının artırılmasına yönelik istinaf dilekçesinin reddine karar verilmiştir. İlk derece mahkemesince davacı-davalı erkeğin ödemelerin tenzili talebinin reddi yönündeki karar ve gerekçesinin dosya kapsamı ile uyumlu olduğu anlaşılmakla davacı-davalı erkeğin bu yöndeki istinaf talebinin reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
Aile Mahkemesi'nin 2018/971 esas sayılı yoksulluk nafakasının kaldırılmasına ilişkin davada yoksulluk nafakasının kaldırılmasını gerektirir koşullar oluşmadığı gerekçesiyle birleşen davanı reddine karar verilmişse de; dosyada yapılan incelemede henüz yoksulluk nafakası hakkında kesinleşmiş hüküm bulunmadığı gibi Türk Medeni Kanunu’nun 176/3 maddesi gereğince evlenmekle yoksulluk nafakası kendiliğinden kalkar. Bu durumda davacı- karşı davalı erkeğin birleşen yoksulluk nafakasının kaldırılması davasını açmakta hukuki yarar bulunmamaktadır. O halde, mahkemece birleşen davanın, hukuki yararla ilgili dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmesi gerekirken, esastan reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. Ancak bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden bozma sebebi yapılmamış ve hükmün birleşen davanın reddine ilişkin gerekçesinin düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerekmiştir....
için aylık 200 TL iştirak nafakası, kendisi için de 250 TL yoksulluk nafakasına hükmediliğini, aradan 2 yıl kadar süre geçtiği çocuğun okul çağına geldiği açıklanarak kendisi için bağlanan nafakanın 600,00 TL'ye çocuk için bağlanan iştirak nafakasının da aylık 500,00 TL'ye yükseltilmesini talep etmiştir.Davalı düzenli olarak nafakaları ödediğini, 2300 TL maaş aldığını, giderlerinin fazla olduğunu açıklayarak davanın reddini savunmuştur.Davacının yoksulluk nafakasının artırımı yönündeki talebinin reddine, çocuk için davanın kısmen kabulü ile 200 TL olan nafakanın 300 TL’ye yükseltilmesine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir....
Davalılar vekili yoksulluk nafakasının kaldırılması talebinin haksız olduğunu, çocuklardan İrem için verilmiş bir nafaka kararının olmadığını, Sinem' in ise asgari ücretle çalıştığını bildirerek davanın reddini savunmuştur. Birleşen dosyada davacı ... vekili; müvekkilinin anne ve babasının boşandığını, boşanma ile müvekkili yararına 100 TL iştirak nafakasına hükmedildiğini, daha sonra mahkeme kararı ile iştirak nafakasının 300 TL ye çıkarıldığını, ödenen 300 TL nafakanın az olduğunu, müvekkilinin halen üniversite öğrencisi olduğunu belirterek müvekkiline ödenen iştirak nafakasının 600 TL ye çıkarılmasını istemiştir....
Madde gereğince davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına, 3- İstinaf aşamasında suç üstü ödeneğinden karşılanan 18,00 TL istinaf giderinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına, 4- Davacı vekilinin iştirak nafakası isteminin reddedilen kısmı yönünden yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341/2 maddesi gereğince; reddedilen iştirak nafakasının miktarı itibariyle, karar kesin olduğundan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 346. ve 352. maddeleri gereğince;davacının İSTİNAF DİLEKÇESİNİN bu kısmının REDDİNE, 5- Davalının, davacı lehine kabul edilen yoksulluk nafakası ve iştirak nafakasının arttırımının kabulü nedeniyle yaptığı istinaf başvurusu nedeniyle yapılan incelemede;arttırımı kabul edilen yoksulluk ve iştirak nafakası miktarı itibariyle karar kesin olduğundan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 346. ve 352. maddeleri gereğince; davalının İSTİNAF DİLEKÇESİNİN REDDİNE, 6- Davalı tarafından yatırılan 220,70- TL istinaf başvuru harcının...
Aile Mahkemesinin 2011/419 Esas ve 2012/173 Karar sayılı ilamı ile boşandıklarını, müvekkili için 250 TL yoksulluk nafakası ve müşterek çocuk için 175 TL iştirak nafakasına hükmedildiğini, yoksulluk ve iştirak nafakalarının yetersiz kaldığını, çocuğun masraflarının arttığını, davalının maddi durumunun iyi olduğunu, davalının kuyumcu dükkanı ve taşınmazları olduğunu belirterek yoksulluk nafakasının 500 TL’ye ve iştirak nafakasının 400 TL’ye çıkarılmasını; birleşen ......
Asliye Hukuk Mahkemesinin kararı ile aylık 225,00 TL ye düşürüldüğünü, müşterek çocuk için de aylık 200,00 TL iştirak nafakası bağlandığını, yeniden evlendiğini ve boşandığını, bu evlilikten olan kızı için de aylık 150,00 TL iştirak nafakası ödediğini, asgari ücretli olarak çalıştığını, hayatını idame ettirebilme imkanının olmadığını, Kastamonu' da ikamet eden babasının maddi olarak destek olmaya çalıştığını belirterek davalıya ödemekte olduğu aylık 225,00 TL yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından daha önce işe girmiş olması nedeniyle nafakanın kaldırılması davası açıldığını, Kastamonu 1....
Dosyadaki bilgilerden; davacının mimar olduğu, Etiyopya ' da çalıştığı; davalının ise, ev hanımı olduğu, asgari ücret ile çalıştığı işinden ayrıldığı; yoksulluk nafakasının kaldırılmasını veya indirilmesini gerektirecek nitelikte tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında değişiklik olduğunu, davacının ispatlayamadığı anlaşılmaktadır. ./.. -2- Tarafların sosyal ve ekonomik durumları ve tüm dosya kapsamı bir bütün halinde değerlendirildiğinde; davacının ekonomik durumunda herhangi bir olumsuzluk bulunmadığı, davalının da ekonomik durumunda herhangi bir artış ve iyileşme olmadığı anlaşıldığından; mahkemece, yoksulluk nafakasının kaldırılması veya indirilmesine ilişkin davanın reddine karar verilmesi gerekirken; delillerin yanılgılı değerlendirilmesi sonucunda davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....