GEREKÇE : Dava yoksulluk ve iştirak nafakalarının kaldırılması, bu talep yerinde görülmediği takdirde tenkisi istemine ilişkindir. HMK'nun 355.maddesine göre re'sen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, toplanan deliller ve dosya kapsamına göre; ilk derece mahkemesinin delil değerlendirmesi ve davanın reddine dair gerekçesinin doğru olduğu, kanunun olaya uygulanmasında hata edilmediği, ilk derece mahkemesi kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, bu nedenle inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, davacının istinaf isteminin esastan reddi yönünde karar verilmesi gerektiği kanaati ile, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; Gebze 4....
Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Dava dilekçesinde; davacı ile davalının 2004 yılında boşandıkları, boşanma sonucunda davacı hakkında 150,00 TL yoksulluk nafakasına, müşterek çocuk için 100,00 TL, iştirak nafakasına hükmolunduğunu aradan geçen zamanda yoksulluk ve iştirak nafakalarının yetersiz kaldığını ileri sürülerek yoksulluk nafakasının aylık 150,00 TL den 750TL'ye, müşterek çocuk için 100,00 TL olan iştirak nafakasının 600,00 TL’ye çıkartılması talep ve dava edilmiştir....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 22/02/2022 NUMARASI : 2021/640 ESAS 2022/111 KARAR DAVA KONUSU : Yoksulluk ve İştirak nafakasının kaldırılması, İştirak nafakasının arttırılması KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen karara davacı-davalı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmakla, HMK'nun 353/1- b-1- son cümle uyarınca duruşma yapılmadan dosya incelendi gereği düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Dava dilekçesinde belirttikleri vakıalar nedeniyle müvekkilinin nafakayı ödeyemediğini, bu nedenle nafakaların kaldırılmasını, aksi halde nafakada indirim yapılmasını talep ve dava etmiştir....
Ancak; Davacı kadın, tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakası için yasal faiz de talep etmiş, mahkemece, nafaka bedellerine hüküm tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına şeklinde karar verilmiştir. Davacı kadın ve müşterek çocuklar lehine takdir edilen tedbir nafakası karar tarihinden itibaren, iştirak ve yoksulluk nafakası ise boşanma hükmünün kesinleşme tarihinden itibaren ödenebilir (muaccel) hale geleceğinden, iştirak ve yoksulluk nafakasına boşanma hükmünün kesinleşme tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde “nafaka bedellerine hüküm tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına” şeklinde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır....
Davacı dava dilekçesi ile; 220'şer TL iştirak ve yoksulluk nafakası aldıklarını, ortak çocuk...ve kendisinin masraflarının arttığını belirterek iştirak ve yoksulluk nafakalarının 700'şer TL'ye yükseltilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde, davalının evlendiğini, 2 çocuğunun daha olduğunu, kredi borcu bulunduğunu, davacının zenginleşmeyi amaçladığını belirterek davanınn reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece iştirak ve yoksulluk nafakalarının 500'er TL'ye yükseltilmesine karar verilmiş; hüküm taraflar tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacının tüm davalının sair temyiz itirazları yerinde değildir. Türk Medeni Kanunu'nun 176/4 maddesi hükmüne göre; tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılmasına karar verilebilir....
Aile Mahkemesinin 2014/335 Esas, 2016/39 Karar sayılı ilamı ile boşandıklarını, çocukların velayetinin davacı anneye verildiğini, çocuklar için iştirak nafakası, davalı kadın için yoksulluk nafakasına hükmedildiğini, sonrasında nafaka artırım davası açıldığını, Gaziosmanpaşa 3. Aile Mahkemesinin 2020/107 Esas, 2021/306 Karar sayılı kararı ile çocuklar Volkan ve Ataberk için aylık 400,00'er TL iştirak nafakasına, davacı kadın için aylık 400,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiğini, nafakaların ekonomik şartlarda yetersiz kaldığını belirterek çocukların her biri için iştirak nafakalarının aylık 1.000,00'er TL'ye, davacı kadın için yoksulluk nafakasının aylık 1.000,00 TL'ye yükseltilmesine, nafakaların her yıl ÜFE oranında artırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı davaya cevap vermemiştir....
R.. aralarındaki yoksulluk nafakasının kaldırılması veya indirilmesi; iştirak nafakasının indirilmesi davasına dair Bakırköy 12. Aile Mahkemesinden verilen 18.03.2014 günlü ve 2013/311 E.- 2014/200 K. sayılı hükmün Onanması hakkında dairece verilen 13.01.2015 günlü ve 2014/12368 E.- 2015/537 K. sayılı ilama karşı davalı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiştir. Düzeltme isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I 5219 ve 5236 sayılı yasalar ile HUMK.nun 440.maddesinde öngörülen karar düzeltme sınırı 01.01.2015 tarihinden itibaren 12.690 TL'ye çıkartılmıştır....
Mahkemece; yoksulluk nafakasının kaldırılmasına; .....yönünden iştirak nafakasının kaldırılması ya da indirilmesi talebinin reddine; ....... yönünden iştirak nafakasının 180 TL'ye yükseltilmesine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir. TMK. 327/....maddesinde; “çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderler ana ve baba tarafından karşılanır”, 328/....maddesinde; “ana ve babanın bakım borcu çocuğun ergin olmasına kadar devam eder” düzenlemeleri yeralmaktadır. Yukarıdaki anılan yasa maddelerindeki düzenlemeye göre, iştirak nafakası çocuğun ergin olması ile kendiliğinden sona ereceğinden; davacının bu davayı açmakta hukuki yararı yoktur. Somut olayda ......; 07/09/1993 doğumlu olup dava tarihi .../.../2011'dir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki yoksulluk nafakası ve iştirak nafakasının artırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili dilekçesinde; tarafların Bandırma 2.Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 2004/9 Esas sayılı ve 22.03.2005 tarihli kararı ile boşandıklarını, boşanma kararı ile birlikte davacı lehine aylık 125,00 TL yoksulluk nafakasına ve velayeti davacıya bırakılan müşterek çocuk lehine aylık 50,00 TL iştirak nafakasına hükmedildiğini, davacı ve müşterek çocuk lehine boşanma davasında hükmedilen yoksulluk ve iştirak nafakalarının yetersiz kaldığını belirterek; yoksulluk nafakasının aylık 750,00 TL'ye, iştirak nafakasının aylık 500,00 TL'ye çıkartılmasını ve nafakaların...
GEREKÇE : Davalar; iştirak ve yoksulluk nafakalarının artırılması istemine ilişkindir. Yoksulluk nafakasının arttırılması davası yönünden; TMK. nun 176/4. maddesine göre; tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın arttırılması veya azaltılmasına karar verilebilir. Yukarıda sözü edilen yasal düzenlemeye göre iradın arttırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu zorunlu kılması gerekmektedir. Bu doğrultuda yerleşen Yargıtay uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında boşanma davasından sonra olağanüstü bir değişiklik olduğu ispat edilmemiştir....