Diğer taraftan, her dava açıldığı tarih itibariyle karara bağlanır. 28.11.1956 tarih ve 15/15 sayılı İBK'na göre, nafaka ve nafakanın artırılması davaları kanundan doğan bir alacağın tespiti ve tahsili niteliğinde olup, nafakaya dair talepler hakkında, dava tarihinden itibaren geçerli olacak şekilde karar verilmesi gerekir. Somut olayda; iştirak nafakasının artırılmasına yönelik asıl dava; 12.04.2011 tarihinde açılmıştır. İştirak ve yoksulluk nafakalarının kaldırılması/indirilmesi istemine ilişkin dava ise 20.03.2012 tarihinde açılmış, 31.05.2012 tarihli kararla iştirak nafakasının artırılması istemine ilişkin asıl dava ile birleştirilmiştir. Mahkemece; dava tarihinden geçerli olmak üzere nafakaların indirilmesine karar verilmiştir. Oysa, nafakaların indirilmesine, birleşen dosyanın açıldığı 20.03.2012 tarihinden itibaren karar verilmesi gerekirdi....
Davacı-davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece takdir edilen iştirak nafakası miktarının düşük olması ve yoksulluk nafakasının kaldırılması yönünden, yerel mahkeme kararının kaldırılması istemi ile istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davalı-davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararının iştirak nafakasının arttırılması yönünden kaldırılarak, iştirak nafakasının hakkaniyet ölçüsünde indirilmesine karar verilmesi istemi ile istinaf kanun yoluna başvurmuştur. İlk derece mahkemesinin karar tarihi itibariyle uygulanması gerekli HMK'nın 341.maddesi uyarınca miktar veya değeri 8.000 TL'sini geçmeyen mal varlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06.04.2005 tarih ve 2005/3- 169 Esas 2005/235 Karar sayılı kararı ile nafaka davalarında temyiz ve karar düzeltmede yıllık nafaka miktarının dikkate alınacağı açıklanmıştır....
Mahkemece; nafakaların bağlandığı tarihten sonra davacının iş değişikliği olduğu ve şu anda aylık net 958 TL gelir elde ettiği, davacının ekonomik ve sosyal durumunun değiştiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile; dava tarihinden itibaren yoksulluk nafakasının aylık 250 TL ye, iştirak nafakalarının aylık 200' er TL ye indirilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından süresi içerisinde temyiz edilmiştir. Dava, yoksulluk ve iştirak nafakasının kaldırılması, mümkün olmadığı takdirde indirilmesi talebine ilişkindir. ./.. -2- TMK.nun 176/4.maddesinde; Tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebileceği düzenlenmiştir. Yasanın bu hükmü gözetildiğinde; nafaka miktarının değiştirilmesi yada kaldırılması isteklerinin, gelişip değişen şartlar ve hakkaniyet çerçevesinde değerlendirilmesi icap eder....
Somut olayda, yoksulluk nafakası yönünden 100 TL'ye indirilmesi talep edilmiş, kabul edilen kısım 300 TL, reddedilen kısım 200 TL olup, 300 TL'nin 1 yıllık toplam tutarı 300x12=3.600 TL olduğu, bu miktarın 5.880,00 TL'yi aşmadığı, reddedilen 200 TL'nin de 1 yıllık toplam tutarının 200x12= 2.400 TL olduğu ve yine 5.880 TL'yi aşmadığı görülmektedir. İştirak nafakalarının indirilmesi talebi yönünden indirilmesi istenilen iştirak nafakası miktarı (ayrı ayrı) 250 TL olup, 1 yıllık toplam tutarı her bir çocuk yönünden 250x12= 3.000 TL'dir.Bu durumda indirilmesi istenilen iştirak nafakası miktarı her bir çocuk açısından kesinlik sınırı olan 5.880 TL'nin altındadır.Az yukarıda açıklandığı üzere ilk derece mahkemesi kararı kabul edilen ve reddedilen miktarlar yönünden kesinlik sınırı olan 5.880 TL'nin altında olup, kesin niteliktedir. Bu sebeple, tarafların istinaf başvurularının miktar yönünden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
Aile Mahkemesinde görülen 2008/58 E. sayılı boşanma davası ile müvekkilinin, davalı eski eşine aylık 350 TL yoksulluk nafakası, müşterek 3 çocuk için ise aylık 150’şer TL iştirak nafakası ödemesine karar verildiğini, ancak iflas eden müvekkili hakkında süregelen birçok ceza davası ile icra takibi bulunduğunu, malvarlığı ve geliri bulunmaması nedeniyle nafaka ve diğer borçlarını ödeyemeyen müvekkilinin ise halen cezaevinde olduğunu ileri sürerek; yardıma muhtaç hale gelen müvekkilinin ödemekle yükümlü olduğu yoksulluk ve iştirak nafakalarının kaldırılmasını, bunun mümkün olmaması halinde ise toplamı aylık 800 TL olan nafakaların 200 TL ye indirilmesini talep etmiştir.Davalı, davacının hüküm altına alınmış olan nafakaları ödemediğini savunarak davanın reddini dilemiş, bu dava ile birleşen davasında ise; yoksulluk nafakasının 600 TL ye, iştirak nafakalarının ise 250’şer TL ye artırılmasını talep etmiştir.Mahkemece; davacının halen bir kadınla birlikte yaşadığı, çocukları ile ilgilenmediği...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki nafaka davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Dava müşterek çocuklar lehine hükmedilen iştirak nafakalarının indirilmesi, davalı eş lehine hükmedilen yoksulluk nafakasının ise kaldırılması, olmadığı taktirde indirilmesi istemine ilişkindir....
Borçlar Kanununun 19. ve 20. maddelerine aykırı bulunmayan sözleşmede edimler arasındaki denge umulmadık gelişmeler yüzünden sonradan bozulacak olursa ve yasal ve sözleşmesel risk dağılımı çerçevesinde taraflardan sözleşmeye baştan kararlaştırılmış koşullarla bağlı kalmaları beklenemezse sözleşmeye hakim müdahale edebilir.Mahkemece, “nafaka borçlusunun ekonomik gücünün önemli ölçüde değişmesi halinde bu sözleşme ile bağlı tutulması hakkaniyete aykırıdır, toplanan deliller ile davacının iflas ettiği ve ödeme gücünde önemli ölçüde düşüş olduğu tespit edilmekle davacının davasının kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir." gerekçesi ile daha önce hükmedilen iştirak ve yoksulluk nafakalarının azaltılması talebinin kısmen kabulüne; hükmedilen iştirak nafakalarının aylık 750'şer TL'ye; hükmedilen yoksulluk nafakasının aylık 1.000 TL'ye indirilmesine; karar verilmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabul kısmen reddine, tarafların müşterek çocukları Zeynep Akça ve Mustafa Akça için verilen iştirak nafakasının kaldırılması ve azaltılması talebinin ayrı ayrı reddine, davalı kadın Refika için verilen yoksulluk nafakasının dava tarihi olan 15/09/2020 tarihinden itibaren kaldırılmasına karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesi ile; iştirak nafakasının kaldırılması-indirilmesi taleplerinin reddinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davalı vekili istinaf dilekçesi ile; yoksulluk nafakasının kaldırılmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf kanun yoluna başvurmuştur....
Aile Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Taraflar 31.03.2011 tarihinde protokol düzenleyerek anlaşmalı olarak (TMK m.166/3) boşanmışlardır. Dava anlaşmalı boşanma hükmü ile karar altına alınan parasal hükümlerin kaldırılması ve indirilmesine yöneliktir. Davacı erkek boşanmadan sonra eldeki dava ile protokolde geçen ve mahkemece hükme bağlanan iştirak ve yoksuluk nafakalarının indirilmesi ortak çocukların bakıcı ücretleri ile özel okul, kurs ve diğer eğitim giderlerine yönelik hükmün kaldırılması ile ortak çocuklar ve davalı kadın lehine hükme bağlanan sağlık sigortalarına yönelik hükmün kaldırılması veya makul bir bedelle sınırlandırılmasına yönelik iş bu davayı açmış mahkemece davanın reddine karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ Taraflar arasındaki yoksulluk ve iştirak nafakalarının arttırılması/ yoksulluk ve iştirak nafakalarının kaldırılması-indirilmesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı- birleşen dosya davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü....