Aile Mahkemesi TARİHİ :26.02.2013 NUMARASI :Esas no:2011/738 Karar no:2013/116 Taraflar arasındaki "boşanma" ve "karşı boşanma" davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı-karşı davacı (kadın) tarafından; çocukla baba arasında tesis edilen kişisel ilişkiye dair düzenleme, lehine takdir edilen manevi tazminatın ve çocuk için takdir edilen iştirak nafakasının miktarları yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle mahkemece tesis edilen kişisel ilişkinin bundan beklenen amacı sağlayıcı yeterlikte bulunmasına göre, davalı-karşı davacının bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerinde görülmediği gibi, diğer hususlara ilişkin temyiz itirazları da yersiz olup, usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın temyiz edene yükletilmesine,...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki nafakanın indirilmesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili dilekçesinde; müvekkili ile davalının İstanbul Anadolu 5.Aile Mahkemesinin 2013/658 Esas ve 2013/626 Karar sayılı ilamı ile boşandıklarını, söz konusu karar ile velayeti davalıda olan müşterek çocuk Derin için 1.000 TL iştirak nafakasına hükmedildiğini,nafakanın takdir edildiği tarihte müvekkilinin çalıştığını ancak 12.12.2014 tarihi itibariyle işinden ayrılmak zorunda kaldığını,iştirak nafakasının müvekkilini ekonomik açıdan sıkıntıya soktuğunu, müvekkilinin bu rakamı ödemekte zorlandığını bu nedenle iştirak nafakasının hakkaniyet ölçüleri, tarafların sosyal ve ekonomik durumları...
kaldırılması talebi kabul görmez ise davalı için hükmedilen yoksulluk nafakasının 50,00- TL indirilmesini ,yine müşterek çocuk Esra için hükmedilen iştirak nafakasının da 50,00- TL indirilmesini talep ve dava etmiştir....
Velayeti anneye verilen ortak çocukların ihtiyaçları için baba aleyhine iştirak nafakası takdirinin doğru ancak miktarının düşük olduğu, çocukların yaşlarına ve ihtiyaçlarına nazaran 600 'er TL iştirak nafakasının makul olduğu anlaşıldığından kadının iştirak nafakasına yönelen istinafı kabul edilerek anılan miktarlar iştirak nafakası olarak belirlenmiştir. Yapılan yargılama sonucunda kusursuz bulunan, boşanmayla yoksulluğa düşeceği anlaşılan kadın lehine yoksulluk nafakası takdirinin yerinde ancak miktarının düşük olduğu, 800 TL yoksulluk nafakasının tarafların ekonomik ve sosyal durumlarına, nafaka alacaklısının ihtiyaçlarına göre makul olduğu anlaşıldığından kadının yoksulluk nafakasına yönelen istinafı kabul edilerek anılan miktar yoksulluk nafakası olarak belirlenmiştir....
Çocukla ana baba arasında düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi çocuk için bir hak olduğu gibi ana ve baba için de bir haktır. Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç çocukla; ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktır. Bu sebeple kişisel ilişki analık ve babalık duygusunu tatmin edecek nitelikte olmalıdır. Uygun kişisel ilişki süresi, ebeveyni tatmin edeceği gibi, çocuğun açıklanan kişisel gelişimine de hizmet etmiş olacaktır. Kişisel ilişkiye dair ilamlar maddi anlamda kesin hüküm niteliğinde olmayıp koşulların değişmesi halinde yeniden düzenlenmesi her zaman istenebilir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı erkek tarafından maddi tazminat, yoksulluk nafakası ve vekâlet ücreti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre davacı-karşı davalı erkeğin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Mahkemece verilen ilk hüküm, Dairemizin 03.04.2018 tarihli ilamı ile kusur belirlemesi, iştirak nafakasının ve maddi tazminatın miktarı, yoksulluk nafakası ve kişisel ilişkinin belirlenmesi yönünden bozulmuştur. Hükmün bozma kapsamı dışında kalan kısımları ise kesinleşmiştir. Mahkemece bozma sonrası yapılan yargılama sonunda kesinleşen kısımlar hakkında yeniden hüküm kurulamaz....
Mahkemece; "Dava; çocukla kişisel ilişkinin kaldırılması talebine, birleşen dava; velayet ve iştirak nafakasının kaldırılması mümkün olmadığı takdirde kişisel ilişki kurulması talebine ilişkindir....
Bu itibarla; kadının, yararına hükmedilen maddi ve manevi tazminatın, kişisel ilişki ve iştirak nafakasının miktarına yönelik istinaf başvurularının kabulüne karar verilmesi gerektiği anlaşılmakla, bu yöne ilişkin talebinin kabulüne, yerel mahkemenin bu hususa yönelik gerekçe ve hükmünün düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur. HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Kadının, yararına hükmedilen maddi ve manevi tazminat, kişisel ilişki ve iştirak nafakası miktarlarına yönelik istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'nın 353/1- b.2 maddesi uyarınca KABULÜ ile, Trabzon 1....
Yukarıda açıklanan TMK.nun 328/1.maddesi uyarınca; kural olarak, ana babanın bakım borcu çocuğun ergin olmasına kadar devam ettiğinden, anılan maddenin birinci fıkrasının açık hükmü uyarınca küçük ergin olmakla lehine bağlanan iştirak nafakası kendiliğinden sona erer. Somut olayda; davacı, müşterek çocuk için hükmedilen iştirak nafakasının kaldırılmasını veya 100 TL'ye indirilmesini talep etmiştir. Müşterek çocuk ...'nın dava tarihi itibariyle ergin olması ile iştirak nafakası kendiliğinden sona erdiğinden, davacının, kanun gereği kendiliğinden sona eren iştirak nafakasının kaldırılması veya indirilmesi talebi ile dava açmasında hukuken korunmaya değer menfaati, diğer bir ifade ile bu davayı açmakta hukuki yararı bulunmamaktadır....
Bu sebeple davacının bu yöne ilişkin temyiz talebinin reddine karar verilmesi gerekmiştir. 2- Davacının kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi talebine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına karar verilmesi gerekmiştir....