Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 2008/2011 Esas sayılı ve 22.05.2008 tarihli kararı ile anlaşmalı olarak boşandıklarını, boşanma kararı ile birlikte davacı lehine aylık 100,00 TL yoksulluk nafakasına karar verildiğini, müşterek iki çocuğun velayetlerinin ise davalıya bırakıldığını; Tekirdağ Aile Mahkemesinin 2014/621 Esas sayılı ve 22.01.2015 tarihli kararı ile müşterek iki çocuğun velayetinin davacı anneye verildiğini, iştirak nafakasına hükmedilmediğini; davalının çocukların ihtiyaçlarını karşılamadığını, yoksulluk nafakasının da yetersiz kaldığını belirterek; yoksulluk nafakasının aylık 500,00 TL'ye çıkartılmasına, müşterek iki çocuk için aylık 500,00'er TL iştirak nafakasına hükmedilmesine ve her yıl TEFE oranında artırılmasına veya yoksulluk nafakasının kesilip müşterek çocuklara aylık 750,00'şer TL iştirak nafakası bağlanmasına ve her yıl TEFE oranında artırımına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Ancak; dava, iştirak nafakasının artırılması istemiyle açılmış olup, yargılama sırasında müşterek çocuğun ergin olması nedeniyle davaya yardım nafakası olarak devam edilmiştir. Bu nedenle davada iki ayrı nafaka istemi ve buna bağlı olarak iki ayrı davacı (nafaka alacaklısı) bulunmaktadır. Mahkemece verilen ilk hükümde sadece iştirak nafakasına hükmedilmiş ve yardım nafakası istemi reddedilmiştir. Hükmün her iki nafakaya yönelik temyiz edilmesi üzerine Dairemizce yukarıda açıklanan gerekçe ile bozulmuştur. Buna göre, bozma ilamına uyan mahkemece davacıların nafaka talepleri hakkında ayrı ayrı hüküm kurulması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile sadece yardım nafakası yönünden karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince her ne kadar iştirak nafakasının arttırılması şeklinde dava açılmış ise de davacının ergin olması ile iştirak nafakasının bittiğini talebin yardım nafakası olarak değerlendirilerek aylık 3000 TL yardım nafakasına hükmedilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı istinaf dilekçesinde özetle: davanın tam kabulünün hatalı olduğunun annesinin gelirinin araştırılmadığını, hükmedilen nafakanın fahiş olduğunu, 1,5 yılda maaşına gelen artışa göre bile hükmedilmediğini belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: Dava yardım nafakasının arttırılmasına ilişkindir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK(AİLE) MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen iştirak ve yoksulluk nafakasının arttırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı, ...Asliye Hukuk ( Aile) Mahkemesinin 2010/161 Esas ve 2012/151 Karar sayılı ilamı ile kendi lehine aylık 100,00 TL yoksulluk nafakası, müşterek çocukları ... ve ...için aylık 100,00’er TL iştirak nafakasına hükmedildiğini; aradan geçen zamanda nafakaların günün ekonomik koşullarına göre ihtiyaçları karşılamada yetersiz kaldığını, bu nedenle yoksulluk nafakasının 500,00 TL'ye, iştirak nafakalarının ise 250,00’şer TL 'ye çıkarılmasını istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir....
Yukarıdaki açıklamalar ve tüm dosya kapsamı uyarınca; tarafların tespit edilen ve gerçekleşen sosyal ekonomik durumları, nafakaların niteliği, iştirak ve yoksulluk nafakası hüküm tarihinden iş bu dava tarihine kadar geçen süre içinde paranın satın alma gücünde yaşanan değişim, müşterek çocuk Umut'un yaşı, eğitim durumu, müşterek reşit çocuk Doğukan'ın sağlık rahatsızlığına bağlı gerçekleşen kısıtlılık hâli, sağlık ve eğitim harcamaları, devlet kurumunda yatılı olarak hizmet almasının davacı annenin kısıtlı çocuğun ihtiyaçlarını karşılama zaruretini ortadan kaldırmayacağı, davacı kadının ve çocukların ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsünün gelir durumu nazara alındığında, arttırılmasına karar verilen yoksulluk ve iştirak nafakası ile hükme bağlanan yardım nafakası miktarlarının hakkaniyete uygun olduğu, ilk derece mahkemesince verilen kararda usul ve yasaya aykırı bir husus bulunmadığı kanaatine varılmıştır....
Somut olayda; davacılar ... ve ... dava dilekçesinde, kendileri için aylık 300,00'er TL yardım nafakası talep etmişlerdir. Ancak mahkemece kurulan hükümde talep aşılarak, davacılar ....ve .... lehine 350'şer TL yoksulluk nafakasına karar verilmiştir. Bu durumda, mahkemece; taleple bağlılık kuralına aykırı olarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. Ayrıca; olayları izah taraflara, hukuki niteleme hakime ait bir görevdir. Somut olayda, davacılar ....ve .... tarafından istenilen nafaka mahiyeti itibariyle TMK'nun 364/1. maddesi yardım nafakası niteliğindedir. Bu nedenle, davacılar ....ve .... lehine hükmedilen nafakaların gerekçe kısmında "iştirak nafakası", hüküm kısmında ise "yoksulluk nafakası" olarak nitelendirilmesi doğru görülmemiştir....
HUKUK GENEL KURULU KARARI Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki belgeler okunduktan sonra gereği görüşüldü: Dava, yoksulluk nafakasının arttırılması ve bakım nafakası istemine ilişkindir....
(Anne); mevcut ödenmekte olan 30 TL yoksulluk nafakasının zaman içerisinde ihtiyaçlarını karşılamadığını ileri sürerek, 400 TL artırılmasını, müşterek çocukları ... için ödenmekte olan 50 TL iştirak nafakasının 600 TL'ye yüksetilmesini ve reşit olan müşterek çocuk ...'ya ödenmekte olan 50 TL iştirak nafakasının onun öğrenci olması nedeniyle 600 TL'ye yükseltilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece; davacı anne için yoksulluk nafakası 103 TL'ye yükseltilmesine karar verilmiş, müşterek çocuk ... için iştirak nafakasının 190 TL'ye yükseltilmesine, diğer davacı müşterek çocuk ...'nın reşit olduğu için iştirak nafakası artırım talebinde bulunamayacağından bahisle, ... yönünden davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının bütün, davacıların sair temyiz itirazları yerinde değildir....
Aile Mahkemesinin 2007/362-557 E.K. sayılı ilamı ile iştirak nafakasının 130 TL'ye yükseltildiğini, bu tarihe kadar tarafların nafakaların artışını anlaşarak belirlediklerini ve davalının 2013 yılı Haziran ayı dahil her ikisi için 450 TL nafaka ödediğini, yakın zamanda davalıya murislerinden taşınmazlar kaldığını ve ekonomik durumunda ciddi bir artış meydana geldiğini, nafakaların ise davacı ve müşterek çocuğun ihtiyaçları karşısında yetersiz kaldığını ileri sürerek, yoksulluk nafakasının 700 TL artırılarak 800 TL'ye, iştirak nafakasının 350 TL artırılarak 700 TL'ye yükseltilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili dilekçesinde; davanın reddini istemiştir. Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile Manisa 1....
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile iştirak nafakasının dava tarihinden itibaren aylık 140,00 TL'ye çıkartılmasına karar verilmiş, hüküm süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, iştirak nafakasının arttırılması istemine ilişkindir. TMK.nun 182/2.maddesinde; velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu hükme bağlanmıştır. Velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf, ekonomik imkanları ölçüsünde müşterek çocuğun giderlerine katılmakla yükümlüdür. Diğer taraftan, iştirak nafakası belirlenirken ana ve babanın ekonomik durumları gözönünde tutulmakla birlikte velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olağan harcamaların da dikkate alınması zorunludur....