HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle, A-Davalının istinaf talebi konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına, B-Davada boşanma kararı davalı erkek tarafından istinaf edilmeksizin kesinleştiğinden, davacı kadının boşanma yönünden feragati konusunda karar verilmesine yer olmadığına, C-Boşanma kararı kesinleştiğinden İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının boşanma, velayet ve kişisel ilişkiye yönelik 1, 2, 3, 4 ve gider avansına yönelik 13.bentlerinin AYNEN MUHAFAZASINA, D-Davacının taleplerinden feragat nedeniyle İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının tedbir-iştirak nafakası, tedbir-yoksulluk nafakası, maddi ve manevi tazminat, yargılama gideri ve vekalet ücreti ile ilgili 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, ve 12. bentlerinin KALDIRILARAK YERİNE yeniden hüküm tesisine, BUNA GÖRE; Hüküm fıkrasının 5, 6, 7, 8, 9. bentleri yerine geçmek üzere: Davacının, tedbir-iştirak nafakası, tedbir-yoksulluk nafakası, maddi ve manevi tazminat taleplerinin FERAGAT NEDENİYLE REDDİNE...
Temyiz Sebepleri Davalı-karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesindeki beyanlarını tekrarla, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek özetle; kararın kendi içinde çelişkili olduğunu belirterek, kusur belirlemesi, manevî tazminat talebinin reddi ve yoksulluk nafakası, kişisel ilişki yönlerinden temyiz talep etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, taraflarca açılan karşılıklı boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikteki geçimsizlikte kusurun kimden kaynaklandığı, kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası ve erkeğin manevî tazminat talebinin şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği ile kişisel ilişkinin düzenlenmesi noktasında toplanmaktadır. 2....
ilişki tesis edilmesine, müşterek çocuk T1 ile davacı/karşı davalı anne arasında kişisel ilişki tesisine yer olmadığına, davacının yoksulluk nafakası, iştirak nafakası, maddi tazminat ve manevi tazminat taleplerinin reddine, T3 tarafından açılan karşı dava yönünden; davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına, 7.500 TL maddi, 7.500 TL manevi tazminatın karşı davalıdan alınarak karşı davacıya verilmesine karar verilmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma - Çeyiz Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-karşı davalı kadın tarafından, kocanın kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi, tazminatlar, yoksulluk nafakası ve şahsi ilişki yönünden; davalı-karşı davacı koca tarafından ise, kadının kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi, velayet, iştirak nafakasının miktarı ve çeyiz alacağı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Kişisel ilişkinin düzenlenmesinde; çocuk yönünden, ana ve baba sevgi ve ilgisinin yaşanması, ana ve babalık kimliğinin tanınması; ebeveynler yönünden ise...
İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı kadın vekili kusur tespiti, maddî ve manevî tazminat ile iştirak nafakasının miktarı, kişisel ilişki ve reddedilen yoksulluk nafakası yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur. B. Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin 13.12.2021 tarihli ve 2021/110 Esas, 2021/2671 Karar sayılı kararıyla; İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen kararın usul ve kanuna uygun olduğundan bahisle davacı kadın vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ A. Bozma Kararı 1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı kadın vekili tazminatlar ile iştirak nafakasının miktarı, reddedilen yoksulluk nafakası ve kişisel ilişki yönlerinden temyiz isteminde bulunmuştur. 2....
Müşterek çocuk Gamzenur 06.09.2018 tarihinde reşit olduğundan "velayet ve kişisel ilişki kurulması hususlarında karar verilmesine yer olmadığına, iştirak nafakası talebinin reddine" karar verilmesi gerekirken iştirak nafakasına hükmedilmiş, ancak davalı erkek tarafından karar istinaf edilmemiştir. Bu husus da dikkate alınarak davacı kadının Gamzenur yönünden iştirak nafakasına yönelik istinaf talebinin reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
Davacı-karşı davalı kadın, annesinin Söke'de yaşadığını, taraflarla yaşadığı iddiasının doğru olmadığını, kusuru olmadığını, karşı davanın reddi gerektiğini, ortak çocukla babanın görüşmediğini, düzenlenen kişisel ilişki süresinin uzun olduğunu, erkeğin kendisini sadakatsizlikle itham ettiği hususunu ikrar ettiğini, bir kişinin hem evden kovulup hem de kendi rızası ile evi terk ettiği hususunun kabul edilemeyeceğini, iştirak nafakası ve manevî tazminatın çok az olduğunu, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kusur belirlemesi, karşı davanın kabulü, kişisel ilişki süresi, iştirak nafakası miktarı, eğitim giderleri, özel sağlık sigortası, spor, sanat, sağlık, hobi, tatil giderlerinin baba tarafından karşılanmasına karar verilmemesi, manevî tazminat miktarı yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. 2....
nafakası talebinin reddine karar verilmiş, verilen iş bu karar taraflarca yukarıda belirtilen yönlerden temyiz edilmiştir....
dilekçesinde özetle; ortak çocuklar lehine hükmedilen tedbir nafakası miktarının yetersiz olduğunu, erkeğin akıl hastası olan kardeşiyle aynı evde yaşadığını, yeniden sosyal inceleme raporu alınması gerektiğini, baba ile kişisel ilişkinin kaldırılması aksi takdirde yatısız kişisel ilişki kurulması gerektiğini ileri sürerek tedbir nafakalarının miktarı ve kişisel ilişki yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir....
Anne ile Avusturya'da yaşayan müşterek çocuğun babayla şahsi ilişkisinin kaldırılmasını gerektirir halin ispatlanamadığı, şahsi ilişkinin çocuğun üstün yararına olduğu, babanın cezaevinden tahliye olduğu anlaşılarak çocukla baba arasında şahsi ilişki kararı kurulmuş, davacının şahsi ilişki kararına yönelik istinaf talebi kabul edilmiştir. Davalı erkeğin sürekli gelirinin bulunmaması gerekçe gösterilerek davacı kadının iştirak-yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmiştir. Erkeğin ceza evinde tutuklu veya hükümlü olması, yoksulluk nafakası ile sorumlu tutulmasını engellemez. Yoksulluk nafakası yükümlüsünün çalışmasına bedensel veya ruhsal bir engeli bulunmadığı sürece, düzenli bir gelirinin bulunmaması onu yoksulluk nafakası yükümlülüğünden kurtarmaz. Aksi düşünce, yoksulluk nafakası alacaklısının haklarının ileriye dönük olarak kaybedilmesine sebep olur. Yoksulluk nafakası yükümlüsünün ekonomik durumu, ancak nafaka miktarının belirlenmesinde dikkate alınır....