in yokluğunda verilen kararın 14.05.2013 tarihinde tebliği üzerine 15.05.2013 tarihinde gerçekleştirdiği temyiz isteğinin süresinde olduğu belirlenerek Yerel Mahkemenin RET KARARININ KALDIRILMASI suretiyle işin esasına geçildi. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; Sanıklara yükletilen hakaret ve yaralama eylemleriyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemlerin sanıklar tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, Eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tiplerine uyduğu, Cezaların kanuni bağlamda uygulandığı, Anlaşıldığından sanıklar ..., ... ve ...'...
KALDIRILMASI..A, tutukla..ma tarihi, sevk maddeleri ve CMK'..ı.. 102/2. maddesi..deki süre..i.. aşılmamış olması ..azara alı..dığı..da tahliye istemleri..i.. mahalli..de değerle..dirilmesi..e, dosya..ı.. mahalli..e gö..derilmesi içi.. Yargıtay C.Başsavcılığı..a TEVDİİ..E, 14/10/2014 tarihi..de oybirliğiyle karar verildi....
CYY.nın 34/2 ve 232/6. maddeleri uyarınca yasa yoluna başvuru şekli ve başvuru süresinin ne zaman başlayacağının açıkça gösterilmemesinden ötürü sanığa yapılan yanıltıcı nitelikteki tebligatın hukuken geçersiz olması nedeniyle yerinde görüldüğünden RET KARARININ KALDIRILMASI suretiyle işin esasına geçildi. Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun ve kararın niteliği ile suç tarihine göre yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz süresinde kabul edilerek dosya görüşüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Suçun oluştuğu 24/06/2004 tarihine göre temyiz süreci içinde sanık yararına olan 765 sayılı TCK.nun 102/4 ve 104/2. maddelerinde öngörülen 7 yıl 6 aylık olağanüstü dava zamanaşımının gerçekleştiği anlaşıldığından, sanık ...'ın temyiz nedenleri bu sebeple yerinde bulunmakla 5271 sayılı CMK’nun 223. maddesi uyarınca tebliğnameye aykırı olarak KAMU DAVASININ DÜŞÜRÜLMESİNE, 22/02/2012 günü oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Çocuk Mahkemesi SUÇLAR : Başkasına ait kimlik bilgilerini kullanma HÜKÜMLER : Mahkumiyet, temyiz isteğinin reddi Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi, kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü: Gerekçeli kararın, tebliğ edildiği 18/06/2008 tarihinde suça sürüklenen çocuğun cezaevinde bulunduğu ve hükümlülük kararının tebliğine ilişkin işlemlerin 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 19. maddesine uygun olmadığının anlaşılması karşısında, öğrenme üzerine yapılan 05.08.2008 tarihli temyiz isteminin yasal süresinde olduğu kabul edilerek, temyiz süresinin geçtiği gerekçesiyle verilen Yerel Mahkemenin temyiz isteğinin reddine ilişkin kararına karşı yapılan itiraz yerinde görüldüğünden RET KARARININ KALDIRILMASI suretiyle temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi....
RED KARARININ KALDIRILMASI suretiyle işin esasına geçildi. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; Son kesme nedeninin oluştuğu hükümlülük kararının verildiği 18.05.2006 tarihine göre temyiz süreci içinde dava zamanaşımının gerçekleştiği, Anlaşıldığından sanık ...'in temyiz nedenleri yerinde bulunmakla, sanık yararına olduğu anlaşılan 765 sayılı TCY.nın 102/4 ve 5271 sayılı CYY.nın 223. maddeleri uyarınca, tebliğnameye aykırı olarak KAMU DAVASININ DÜŞÜRÜLMESİNE, 31.05.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
-TL iştirak ve tedbir nafakası istenmiş ise de, davanın yaklaşık 4 yıldır devam ettiğini, bu sürede davalının maaşının arttığını ve mevcut faiz oranlarının arttığını ev ihtiyaçları pahalılaştığını, geçimin daha da zorlaştığını belirterek, müvekkili T1 için 4.000,00.-TL yoksulluk nafakası, ortak çocukları Altay için 1.500,00.-TL iştirak nafakası, Nazmi için 1.500,00.-TL iştirak nafakası olmak üzere toplam nafakanın 7.000,00.-TL'ye çıkartılması istemiyle istinaf kanun yolu başvurusunda bulunmuştur....
CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, henüz bir mağduriyet doğmamış olması ve bozma sonrası sanıkların hukuki durumlarının yerel mahkemece değerlendirilmesinin mümkün olması nedeniyle sanıklar ..., ... ve ... hakkında çıkarılan YAKALAMA EMİRLERİNİN KALDIRILMASI TALEPLERİNİN REDDİNE, 04/11/2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi...
TEDBİR NAFAKASININ ARTIRILMASI TÜRK MEDENİ KANUNU (TMK) (4721) Madde 186TÜRK MEDENİ KANUNU (TMK) (4721) Madde 197 "İçtihat Metni"Taraflar arasındaki tedbir nafakasının artırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı, Bursa 7. Aile Mahkemesinin 2013/459 Esas ve 2013/851 Karar sayılı dosyası ile lehine 300 TL tedbir nafakasına hükmedildiğini, nafakanın ihtiyaçlarını karşılamadığını iddia ederek tedbir nafakasının 800,00 TL’ye yükseltilmesine ve her yıl % 25 oranında artırıma hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur....
Mahkememizce iştirak nafakasının niteliği, tarafların ekonomik sosyal durumları, müşterek çocuğun giderleri ve çocuğun annesi ve babası evli iken yaşadığı ekonomik koşullar dikkate alınarak taraflar arasındaki iştirak nafakası konusundaki ihtilafın çözümlenmesi için iştirak nafakasının yeniden belirlenmesi ve artışın ÜFE oranına endekslenmesi gerektiği vicdani kanaatine ulaşılmış, incelenen dosya kapsamına göre aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur. " gerekçesiyle davanın kısmen kabulüyle tarafların müşterek çocuğu Kaan için belirlenen iştirak nafakasının dava tarihinden itibaren iaşe ve eğitim masraflarında kullanılmak üzere aylık 15.000 TL'ye indirilmesine, nafaka miktarının her yıl nisan ayında TÜİK tarafından açıklanacak ÜFE oranında arttırılmasına, iştirak nafakası iaşe ve eğitim masraflarına karşılık olarak belirlendiğinden davacı vekilinin çocuğun eğitim masraflarının davacı tarafça direkt kuruma ödenmesine ilişkin talebi konusunda karar vermeye yer olmadığına" karar verilmiştir....
Ceza Dairesinin 10/03/2015 gün ve 2014/37662 Esas, 2015/8792 Karar sayılı kararının KALDIRILMASI, sanığın beraatine dair Alaçam (Kapatılan) Sulh Ceza Mahkemesi'nin 09/03/2012 gün ve 2010/241 E. 2012/156 K. sayılı kararının sanığın ölümü nedeniyle BOZULMASI, 2-Kasten Yaralama suçundan sanık M.. T.. hakkında Alaçam (Kapatılan) Sulh Ceza Mahkemesi'nin 09/03/2012 gün ve 2010/241 E. 2012/156 K. sayılı kararı ile verilen mahkumiyet hükümlerinin BOZULMASINA dair Yargıtay 3....