Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ın sahte fatura düzenleme suçuna iştirak ettiği iddiasıyla açılan kamu davasında; sanığın suçlamayı kabul etmemesi ve sanık hakkında düzenlenen vergi tekniği ve vergi suçu raporlarında sanığın şirketin beyannamelerini vermek suretiyle maddi menfaat gözeterek sahte fatura düzenleme suçuna iştirak ettiğinin belirtilmesi, faturaları kullanan mükelleflerin faturaları kimden, hangi ticari ilişkiye dayanarak aldıkları ve faturaların verilmesine sanığın iştirak olup olmadığı konusunda sanığın aleyhine değerlendirilebilecek bir beyanlarının bulunmaması ve ele geçirilen faturalar üzerinde sadece imzaların aidiyeti yönünden inceleme yaptırılması karşısında, maddi gerçeğin ve iştirak iradesinin kuşkuya yer vermeyecek bir biçimde belirlenebilmesi için, faturalarda yer alan ibareleri kapsayacak şekilde mukayeseye esas yazı örnekleri temin edilerek faturalar üzerinde yer alan yazıların sanığa aidiyeti hususunda bilirkişi incelemesi yaptırılmasından sonra, 3568 sayılı Serbest Muhasebecilik, Serbest Muhasebeci...

    Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : İştirak Nafakasının Arttırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından iştirak nafakasının miktarı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: İştirak nafakasının arttırılması davasının yapılan yargılaması sonunda ilk derece mahkemesince davanın kısmen kabulü ile ortak çocuk yararına aylık 3.000 TL iştirak nafakasına karar verilmiş taraflarca istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine bölge adliye mahkemesince davalının istinaf talebinin kabulü ile iştirak nafakasının aylık 1.500 TL. olmasına, davacının istinaf talebinin ise esastan reddine karar verilmiştir. Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre ortak çocuk lehine takdir edilen iştirak nafakası miktarı azdır....

      Asliye(Aile Mahkemesi Sıfatıyla) Hukuk Mahkemesi'nin 20.10.2012 Tarihli 2012/32 Esas, 2012/13 Karar sayılı ilamının 4. bendinde "çocuk ... için aylık 500,00 TL iştirak nafakasının davacı tarafından alınarak davalı tarafa verilmesine", 5 nolu bendinde ise "çocuk ... için aylık 1.000,00 TL iştirak nafakasının çocuğun lise eğitimi bitene kadar geçerli olmak üzere davacı tarafından alınarak davalı tarafa verilmesine" karar verildiği görülmektedir. İcra müdürlüğünce lise tahsili bitene kadar devam edeceği belirtilen iştirak nafakası hükmün 5 nolu bendinde belirtilen iştirak nafakası olup, 4 nolu bendde karara bağlanan aylık 500,00 TL iştirak nafakasının çocuğun reşit olması ile sona ermesi gerektiği açıktır. O halde, mahkemece müşterek çocuk ...'...

        Davacı vekili dilekçesinde; müvekkili ile davacının 21.10.2010 tarihinde anlaşmalı olarak boşandıklarını ve boşanmanın 15.11.2010 tarihinde kesinleştiğini, boşanma sonucunda müşterek çocuk için 500 TL iştirak nafakasına hükmolunduğunu, müvekkilinin hükmolunan iştirak nafakasına kendi ailesinin destek vereceğini beyan etmesi ve yeni bir iş bulacağı ümidi ile kabul ettiğini ancak müvekkilinin ailesinden destek alamadığı gibi halen işsiz olduğunu mevcut nafakayı ödeyemediği ileri sürülerek, iştirak nafakasının aylık 500 TL’den 250 TL’ye indirilmesi talep ve dava edilmiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın kabulü ile iştirak nafakasının aylık 500 TL’den aylık 250 TL’ye indirilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

          Davacı kadın vekili, 19.03.2021 tarihli dilekçesinde; müşterek çocuklar için ödenecek olan iştirak nafakasının her yıl ÜFE artış oranına göre artırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi; davanın kısmen kabulü ile Gölhisar Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 2015/126 esas ve 2016/76 karar sayılı ilamı ile hükmedilen nafaka ile tahsilde tekerrür olmamak üzere; küçük Zeliha Esma için hükmedilen iştirak nafakasının aylık 750,00 TL'ye, küçük Gülsüm için hükmedilen iştirak nafakasının ise aylık 450,00 TL'ye yükseltilmesine, hükmedilen nafakaların her yıl ÜFE oranında artırılmasına karar verilmiştir. Davalı erkek vekili; kabul edilen davaya yönelik istinaf başvurusunda bulunmuştur....

          Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davalı erkeğin, kusur belirlemesi, iştirak nafakasının miktarı, iştirak nafakasına artış uygulanmaması ve reddedilen tazminat talepleri yönünden temyiz dilekçesinin incelenmesinde; İlk derece mahkemesi kararına karşı münhasıran davacı kadın tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş, bölge adliye mahkemesince, davacı kadın yararına aylık 400 Türk lirası tedbir nafakasına ve davacı kadın yararına 25.000 maddi ve 25.000 manevi tazminata hükmedilmiş, diğer yönlere ilişkin istinaf başvurusunun ise esastan reddine karar verilmiştir. Böylelikle ilk derece mahkemesinin kararının kusur belirlemesi, iştirak nafakasına ve davalı erkeğin tazminat taleplerinin reddine ilişkin kısmı davalı erkek yönünden istinaf edilmeyerek kesinleşmiştir....

            Bunun için ilk kesin haciz sahibi alacaklı ve buna iştirak edebilecek diğer alacaklılar belirlenerek hacze iştirak dereceleri ve her derece içinde de sıralar oluşturulur. İİK'nın 140. maddesinin ikinci fıkrasında 206. maddeye atıf yapılmış ise de, bu maddedeki imtiyazların sadece aynı derecede hacze iştirak eden ve kamu alacağı sahibi olmayan alacaklılara karşı ileri sürülmesi mümkündür. Diğer bir deyişle, İİK'nın 206. maddesindeki imtiyazlar, (hacze iştirak hali hariç, İİK.m.100-101) haciz yolu ile takiplerde düzenlenen sıra cetvellerinde, sonraki tarihli haciz sahibi alacaklıyı önceki tarihli haciz sahibi alacaklının önüne geçiremez. Somut olayda, şikayetçi tarafın, nafaka ilamına dayalı olarak satış bedelinin vezneye girmesine kadar ilk hacze iştirak etmesi mümkün iken, bu yolu seçmediği, ilamlı icra takibine giriştiği, bedeli paylaşıma konu taşınmaz üzerine haciz koydurduğu anlaşılmış olup; bu haliyle şikayet olunanın ilk haczine iştirak edeceği açıktır....

              Davalı (karşı davacı) vekili dilekçesinde; müşterek çocuk lehine hükmedilen iştirak nafakasının çocuğun ihtiyaçlarını karşılamada yetersiz kaldığını savunarak; iştirak nafakasının aylık 3.500,00 TL'ye yükseltilmesini ve tesis edilen kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesini talep etmiştir. Mahkemece; asıl davada velayet ve iştirak nafakasının kaldırılması-azaltılması taleplerinin reddine, karşı davada iştirak nafakasının artırılması talebinin reddine, asıl ve karşı davadaki kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi talebinin kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm, davacı (karşı davalı) vekili tarafından temyiz edilmiş, davacı (karşı davalı) vekili 21.07.2015 tarihli dilekçe ile temyiz taleplerinden vazgeçtiklerini bildirmiştir. Bu nedenle davacı(karşı davalı) vekilinin temyiz dilekçesinin REDDİNE ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 05.05.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                Dava; iştirak nafakasının arttırılması istemine ilişkindir. 6100 sayılı HMK'nun 26. maddesi gereğince hakim, iki tarafın iddia ve savunmalarıyla bağlı olup, talepten fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Somut olayda; davacı, müşterek çocukların her biri için aylık 900,00 TL iştirak nafakası talep etmiş, mahkemece her bir çocuk için aylık 950,00 TL iştirak nafakasına hükmedilmiştir. Mahkemece; davacı tarafın talebi ile bağlı kalınarak, yapılacak yargılama sonunda varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken; talebin aşılması suretiyle yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir....

                  Ne var ki, ilk inceleme esnasında bu husus gözden kaçırılarak iştirak nafakası yönünden bozma kararı verildiğinden, davacı-davalı kadının karar düzeltme isteğinin Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 440-442. maddeleri gereğince kısmen, kabulü ile Dairemizin 22.05.2017 tarih ve 2016/12l5esas, 2017/5940 karar sayılı iştirak naıakasdıa yönelik bozma ilamının olarak kaldırılarak bu hükmün yukarıda gösterilen sebeple onanmasına karar verilmesi gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda gösterilen sebeple davacı-davalının karar düzeltme talebinin iştirak nafakası yönünden kabulü ile 22.05.2017 tarih ve 2016/1215 esas, 2017/5940 karar sayılı iştirak nafakasına yönelik bozma ilamının kaldırılmasına hükmün iştirak nafakası yönünden yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, davacı-davalı kadının diğer hususlara yönelik karar düzeltme talebinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple REDDİNE, istek halinde karar düzeltme harcının yatırana geri verilmesi oybirliğiyle karar verildi. 19.04.2018...

                    UYAP Entegrasyonu