WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

tarhiyatlara karşı açılmış dava varsa dikkate alınarak), bulunmuş ise davacının bu fiile iştirak edip etmediği hususu hakkında değerlendirme yapılmak suretiyle bir karar verilmesi gerekmektedir....

    Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile iştirak nafakasının dava tarihinden itibaren aylık 140,00 TL'ye çıkartılmasına karar verilmiş, hüküm süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, iştirak nafakasının arttırılması istemine ilişkindir. TMK.nun 182/2.maddesinde; velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu hükme bağlanmıştır. Velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf, ekonomik imkanları ölçüsünde müşterek çocuğun giderlerine katılmakla yükümlüdür. Diğer taraftan, iştirak nafakası belirlenirken ana ve babanın ekonomik durumları gözönünde tutulmakla birlikte velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olağan harcamaların da dikkate alınması zorunludur....

      Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-davacı kadın tarafından iştirak nafakası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: İlk derece mahkemesince verilen ilk hükümle; tarafların TMK 166/1 gereği boşanmalarına ve velâyeti babaya verilen ortak çocuklar lehine 100'er TL tedbir ve iştirak nafakasına hükmedilmiş, hüküm davalı kadın tarafından temyiz edilmiş, Dairemizce 15.10.2018 tarihli bozma ilamı ile kadının kendisinin yoksul olduğu, nafaka ile sorumlu tutulamayacağından bahisle kadın aleyhine tedbir ve iştirak nafakasına hükmedilemeyeceğine karar verilmiştir....

          Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA, Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın … Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesine gönderilmesine, 06/02/2024 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi....

            Davada; davacının, davalının kızı olduğu, önceki iştirak nafakası olan 85 TL'nin davacının reşit olması nedeniyle son bulduğu, davacının eğitiminin devam ettiği, davacıya ait önceki 85 TL iştirak nafakasının 750 TL'ye yükseltilmesini talep etmiş, mahkemece önceki iştirak nafakasının 220 TL yükseltilerek hüküm kurulmuş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. Somut olayda; davacı dava tarihinde ... olup, üniversite eğitimine devam etmektedir. İstenen nafaka yardım nafakasıdır. Önceki iştirak nafakası son bulmuştur. Mahkemece müstakil 220 TL yardım nafakasına hükmolunması gerekirken önceki sona eren iştirak nafakasının artırılması suretiyle hüküm kurulması doğru değil ise de, bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün 1.fıkrasındaki "iştirak" ibaresi çıkartılarak yerine "yardım" ibaresi eklenmek suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, 22.11.2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

              600 TL ye çıkarılması talep ve dava etmiştir....

                Birleşen dosya davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların boşandıklarını, yaşı küçük çocukları Serra ve İzzettin'in velayetlerinin davalı anneye verildiğini, davacı babanın çocuklar için ayrı ayrı 3.000,00'er TL iştirak nafakası ödemesine karar verildiğini, davacının boşanmadan sonra ekonomik durumunun kötüye gittiğini, ailesinden aldığı borç paralarla davalıya olan nafaka borcunu muntazaman ödediğini, buna rağmen sanki hiç ödenmemişçesine davacı aleyhine icra takibi başlatıldığını, yoksulluk ve iştirak nafakalarının arttırılması talebiyle davalı tarafından açılan ve taraflar arasında yargılaması görülmekte olan İstanbul 6. Aile Mahkemesinin 2018/779 esas sayılı dosyası ile derdest dava bulunduğunu belirterek iştirak nafakalarının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....

                Pazarlama Demir Çelik ve İnşaat Sanayi Ticaret Limited Şirketi'nin sahte fatura düzenleme fiiline iştirak ettiği yolunda tespitleri içeren vergi tekniği raporu done alınarak düzenlenen vergi inceleme raporlarına dayanılarak adına 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 344. maddesi uyarınca kesilen vergi ziyaı cezasının dava konusu edildiği olayda, ihbarnamelerde iştirak ve müteselsil sorumlu ibarelerine birlikte yer verildiği, böylece cezanın dayanağı hususunda duraksama oluştuğundan, sebep unsuru açısından hukuka uygun düşmeyen dava konusu vergi ziyaı cezalarında hukuka uyarlık görülmediği gerekçesiyle istinaf başvurusu kabul edilerek Vergi Mahkemesi kararı kaldırıldıktan sonra vergi ziyaı cezasını kaldıran Vergi Dava Dairesi kararı temyiz edilmiştir. Söz konusu cezaların konu edildiği vergi ve ceza ihbarnamelerinin giriş kısmında "müteselsil sorumlu" ibaresine yer verilmiş; kesilen cezanın nedeni bölümünde ise iştirak ibaresi eklenmiştir....

                  Dava dilekçesinde davacı ve davalı olarak gösterilen (nitelendirilen) kişiler, şeklen (biçimsel açıdan) o davanın taraflarıdır. Ancak mahkemenin bu taraflar arasında dava konusu hakkın esası hakkında karar verebilmesi için, bu kişilerin o davada gerçekten davacı ve davalı sıfatına sahip olmaları gerekir. Bir davada taraf olarak gösterilen kişiler, taraf ve dava ehliyetine ve davayı takip yetkisine sahip olsalar bile, bu kişilerden birinin o davada gerçekten davacı veya davalı olma sıfatı yoksa, dava konusu hakkın esasına ilişkin bir karar verilemez. Dava sıfat yokluğundan (husumetten) reddedilir. Bir subjektif hakkı dava etme yetkisi (dava hakkı) ise, kural olarak o hakkın sahibine aittir. Bu nedenle, o hakka ilişkin bir davada davacı olma sıfatı da o hakkın sahibine aittir (aktif husumet)....

                    UYAP Entegrasyonu