Ön inceleme duruşmasında da talep ettiği nafakaları yoksulluk ve iştirak nafakası olduğunu açıklamıştır. Olayları açıklamak taraflara hukuki nitelendirme hakime aittir. Davacı-karşı davalı kadının kendisi için talep ettiği nafakanın, boşanma kararından sonra da devam etmesine yönelik talebi "yoksulluk nafakası" anlamındadır. Davacı-karşı davalı kadının kendisi için boşanma kararı sonrasında devam edecek şekilde talep etliği nafakayı iştirak nafakası olarak adlandırmış olmasının, kadının dilekçeler teatisi aşamasında usulünce yoksulluk nafakası isteğinin bulunmadığı şeklinde yorumlanması usul ve yasaya aykırıdır. Hal böyle olunca davacı-karşı davalı kadının yoksulluk nafakası isteğinin bulunduğu gözetilerek bu hususta olumlu ya da olumsuz hüküm kurulmamış olması bozmayı gerektirmiştir. 3- Davacı- karşı davalı kadının dava dilekçesinde yer alan 30.000 TL. manevi tazminat işleği hakkında hüküm kurulmamış olması da doğru bulunmamıştır....
O nedenle, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, davalının ödeme gücü, yoksulluk nafakasının niteliği ve özellikle ekonomik göstergelerdeki değişim ile TÜİK’in yayınladığı ÜFE artış oranı nazara alındığında takdir edilen yoksulluk nafakası çok olup, TMK’nun 4. maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun bulunmamış ise de bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden bu yöne ilişkin temyiz itirazının kabulü ile hükmün 1. ci fıkrasından “yoksulluk ve iştirak nafakasının aylık 80’ er TL arttırılarak aylık 280’er TL’ye çıkarılmasına” söz ve rakamları çıkartılarak yerine “iştirak nafakasının aylık 80 TL arttırılarak aylık 280 TL’ye, yoksulluk nafakasının aylık 30 TL artışla aylık 230 TL’ye çıkarılmasına” söz ve rakamları yazılarak hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, 12.04.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davada, tarafların 2009 yılında boşandıkları, 3 tane müşterek çocuklarının velayetinin davacı anneye verildiği, davacının boşanma sonucu yoksulluğa düştüğünü ileri sürerek kendisi için 400 TL yoksulluk, müşterek çocukların herbiri için ayrı ayrı 200 TL'den toplam 600 TL iştirak nafakasına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece; boşanma davasında davacının yoksulluk nafakası isteminden vazgeçtiği, artık böyle bir hakkın ileri sürülmesinin hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğu gerekçesiyle yoksulluk davası yönünden reddi, müşterek çocuklar için 80'er TL iştirak nafakasına hükmedilmiş, verilen hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir....
Bölge adliye mahkemesince; davacı-davalı erkeğin istinaf sebepleri “Maddi ve manevi tazminatların miktarı, reddedilen tedbir ve yoksulluk talepleri, iştirak nafakasının miktarı, velayet yönünden” şeklinde sınırlandırılarak yapılan inceleme sonucunda erkeğin kusur belirlemesini istinafa getirmediğinden erkeğe yüklenen kusurlu davranışların kesinleştiği kabul edilmiş ve erkeğin istinaf taleplerinin reddine karar verilmiştir. Bölge adliye mahkemesince; davacı-davalı erkek tarafından, ilk derece mahkemesinin belirlediği kusur belirlemesine karşı da istinaf kanun yoluna başvurulduğu gözetilmeksizin, hükmü sadece maddi ve manevi tazminatların miktarı,reddedilen tedbir ve yoksulluk talepleri, iştirak nafakası, velayet yönünden inceleyerek karar verilmesi doğru olmamıştır. O halde; bölge adliye mahkemesince yapılacak olan iş tüm istinaf istemleri yönünden inceleme yaparak bir karar vermekten ibarettir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen yoksulluk ve iştirak nafakasının kaldırılması ve artırılması davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm taraflarca tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde ekonomik zorluk yaşadığını belirterek 250.00.-TL yoksulluk nafakası ile 150.00.-TL iştirak nafakasının kaldırılmasını talep etmiştir. Birleşen davada da davacı vekili dava dilekçesinde 250.00.-TL yoksulluk nafakasının yetmediğini belirterek 600.00.-TL ye yükseltilmesini talep etmiştir....
H.. aleyhine açılan boşanma davasının kabul edilerek, davalı Elif lehine kararın kesinleşmesine kadar tedbir, kararın kesinleşmesinden sonra ise yoksulluk olarak devam etmek üzere aylık 50 TL nafakaya, müşterek çocuk Derya için ise kararın kesinleşmesine kadar devam etmek üzere 50 TL tedbir nafakasına hükmolunduğu, kararın 19.07.2004 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır. Davada olayları açıklamak ödevi davanın taraflarına; hukuksal nitelendirmeyi yapma ve uygulanması gereken yasa maddelerini belirleyip uygulama ödevi ise hâkime aittir. Somut olayda, boşanma davasında tayin edilen iştirak nafakasının artırılması talep edilmiş ise de; boşanma kararında iştirak nafakasına hükmedilmemiş olmasına göre, davadaki istem; artırım davası olmayıp, boşanma davası sonrasında iştirak nafakası istemi niteliğindedir(TMK m 327,328)....
Dairemizce yoksulluk ve iştirak nafakalarının aylık tarafların ekonomik ve sosyal durumu dikkate alınarak 250'şer TL arttırılması ve nafakaların her yıl TÜFE oranında artırılmasına karar verilmiştir. Sonuç olarak; Davacı vekilinin istinaf başvuru talebinin Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1- b-2 bendi uyarınca kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1- Davacı vekilinin yoksulluk ve iştirak nafakaları miktarına yönelik istinaf başvuru talebinin Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1- b-2 bendi uyarınca KABULÜ ile; Kayseri 9....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava; Yoksulluk ve İştirak Nafakasının Artırılmasına ilişkin olup İlk derece mahkemesince verilen karara karşı; davalı hükmedilen iştirak nafakası miktarı ile, reddedilen yoksulluk nafakası yönünden lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi, davacı taraf, reddedilen yoksulluk nafakasının artırılması ile hükmedilen iştirak nafakalarının miktarı yönünden istinaf talebinde bulunmuştur. Müşterek çocuklar için artırılan iştirak nafakası miktarına yönelik itirazların değerlendirilmesinde , Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 06.04.2005 tarih ve 2005/3- 169 E-2005/235 K. sayılı kararında da değinildiği gibi "nafaka davalarında kanun yolu başvuru sınırı yıllık nafaka miktarı üzerinden hesaplanır." 6763 sayılı yasanın 41.maddesi ile değişik Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 341/2. maddesi gereğince; miktar veya değeri üç bin Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; Açılan davanın kısmen kabulü ile yoksulluk nafakası artırımı talebinin reddine, müşterek çocuk Ahmet için nafakanın 600 TL'ye yükseltilmesine karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili yasal süresi içerisinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; Yoksulluk nafakası yönüyle ret kararını istinaf etmiştir. Dairemizin 25/10/2021 tarih 2021/2070 Esas 2021/1715 Karar sayılı ilamı ile harç eklikliği sebebiyle kararın kaldırılmasına karar verildiği, eksikliğin giderildiği anlaşılmıştır. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava, yoksulluk ve iştirak nafakası artırımı istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesinin 08/07/2021 tarih 2020/35 Esas 2021/196 Karar sayılı ilamı sadece davacı tarafından yoksulluk nafakası talebinin reddi istemine ilişkin istinaf edilmiş, müşterek çocuk Ahmet için hükmedilen iştirak nafakasının artırımı istemi istinaf edilmeksizin kesinleşmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava; iştirak nafakası ve yoksulluk nafakası ödenmesi istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davalı yan tarafından süresinde istinaf talebinde bulunmuştur....