Davalı vekilinin zamanaşımına ilişkin istinaf itirazının incelenmesinde; alacak taraflar arasında imzalanan İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi'ne dayandığından bu davada uygulanması gerekli olan zamanaşımı süresi Türk Borçlar Kanunu'nun 146. maddesi uyarınca 10 yıl olup davanın da bu süre içerisinde açıldığı anlaşıldığından bu yöndeki itiraz yerinde görülmemiştir. Rücuen alacağa dayanak dava TEDAŞ Genel Müdürlüğü aleyhine açılmadığından somut uyuşmazlıkta sebepsiz zenginleşme hükümleri çerçevesinde zaman aşımı itirazının değerlendirilmesi yoluna gidilmemiştir. Öte yandan, Hisse Satış Sözleşmesi'nin 9.4. maddesinde "...İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla", 22. maddesinin f bendinde "Alıcı ihale konusu hisseleri devir aldığı tarihten önceki döneme ilişkin olarak İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla..." hükümleri yer almaktadır....
Mahkemece, taraflar arasında imzalanan işletme işletme hakkı devir sözleşmesinin 7.4 ve 7.6 hükümlerinden işletme hakkı devir sözleşmesinin imzalanmasından önceki dönemde dağıtım faaliyetlerinin yürütülmesi amacıyla gerçekleştirilen her tür iş ve işlemlerden, dağıtım tesislerinden ve dağıtım tesislerinin işletilmesinden doğan tüm sorumluluğun davalı ...ait olduğu, dava dışı ... sözleşmenin taraflarından olmayıp sözleşme karşısında 3. kişi konumunda bulunduğu, dava dışı ... Elektrik Yatırım A.Ş'nin hisse devir sözleşmesi kapsamında üstlendiği borçların hisse satış sözleşmesi tarafı olmayan.... Elektrik Dağıtım A.Ş'nin işletme hakkı devir sözleşmesinden doğan hakların ortadan kaldırmadığı gerekçesi ile davanın kabulüne 18.726,00 TL'nin dava tarihi olan 20/02/2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir....
Davalı vekili, davanın zamanaşımına uğradığını, davalı şirket ile hisselerine sahip olduğu elektrik dağıtım şirketleri arasında işletme hakkı devir sözleşmesi imzalandığını, devre ilişkin bilanço düzenlemeleri yapıldığını, Özelleştirme İdaresi Başkanlığının 04/04/2012 tarihli yazısı ile geçmişe yönelik alacak ve borç işlemleri kesinleştirildiğinden geçmiş yıllar nedeniyle ...'tan herhangi bir talepte bulunulamayacağını savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, dava konusu alacağın taraflar arasında imzalanan "İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi'nin" akdedildiği tarihten önceki döneme isabet ettiği, davanın işletme hakkı devir sözleşmesinin imza tarihinden önce açılmış olması nedeniyle ihbar yükümlülüğü bulunmadığından ödemenin tümünü davalı tarafa rücu edebileceği gerekçesiyle, davanın kabulü ile 116.935,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir....
Öte yandan, hisse Satış Sözleşmesi'nin 9.4. maddesinde "...İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla", 22. maddesinin f bendinde "Alıcı ihale konusu hisseleri devir aldığı tarihten önceki döneme ilişkin olarak İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla..." hükümleri yer almaktadır. Anılan hükümler gözetildiğinde Hisse Satış Sözleşmesi karşısında İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi'nin öncelikle uygulanacaktır. Davalı vekilinin açılan davada ödeme tarihinden itibaren avans faizi uygulanamayacağına yönelik itirazına gelindiğinde, rücuen tazminat talebi, başkasına ait bir borcu yerine getiren kişinin mal varlığında meydana gelen kaybı gidermeye yönelik tazminat niteliğinde olup, davacının mal varlığındaki eksilme ödeme tarihinde gerçekleştiğinden ödeme gününden itibaren her iki tarafta tacir olduğundan avans faizi talep edebilir (Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 13/04/2016 tarih ve ....... Sayılı emsal kararı)....
Davacı, 24.07.2006 tarihli İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi'nin 7. maddesine istinaden bu davayı açmıştır. Bu tarihte sözleşmeyi yapan her iki şirketin de tüm hisseleri kamuya aittir. Davalı ise Hisse Satış Sözleşmesi'nin 9. maddesi ve İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi'nin 18.6. maddesine göre davacının talepte bulunamayacağını ileri sürmüştür. Öncelikle, bu uyuşmazlığın çözümünde, hangi sözleşme hükümlerinin uygulanması gerektiğinin belirlenmesi gerekir....
Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2016/1073 E., 2017/306 Karar sayılı dosyasında ki davacıların söz konusu elektrik akımına kapılarak ölen kişinin yakınları olmaları nedeniyle bu sözleşme çerçevesinde üçüncü kişi konumunda olup İHDS'nin 7.4 ve 7.6 maddeleri gereğince davacının ödediği bedeli davalıdan rücuen talep ve dava hakkı bulunmaktadır. Rücuen alacağa dayanak davadaki uyuşmazlığın dağıtım tesislerinin mülkiyetine ilişkin olmaması karşısında sözleşmenin 7.2 maddesi uyarınca davacının ihbar yükümlülüğü de bulunmamaktadır. Öte yandan, hisse Satış Sözleşmesi'nin 9.4. maddesinde "...İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla", 22. maddesinin f bendinde "Alıcı ihale konusu hisseleri devir aldığı tarihten önceki döneme ilişkin olarak İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla..." hükümleri yer almaktadır. Anılan hükümler gözetildiğinde Hisse Satış Sözleşmesi karşısında İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi'nin öncelikle uygulanacağı anlaşılmaktadır....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2022/583 Esas KARAR NO : 2023/146 DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 12/08/2022 KARAR TARİHİ : 20/02/2023 Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı tarafından hizmet alımı ihaleleri kapsamından çalıştırılan ------işçilik alacakları nedeniyle açılan dava sonucunda davacı kurum tarafından 17.03.2022 tarihinde 41.732,47 TL. ödeme yapıldığını, davalı alt işverenliklerin sorumluluklarına isabet eden toplam (35.449,31) TL.'nin, taraflar arasında imzalanan teknik şartname hükümleri gereği, davalı alt işverenliğin sorumluğuna göre, ödenen tutarların ödeme tarihinden itibaren işleyecek kanuni faizi ile birlikte, tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir. 1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir. 2- Davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; dava, işletme hakkı devir sözleşmesinden kaynaklanan rücuen alacak istemine ilişkin olup, mahkemece, yazılı şekilde davacının ihbar yükümlüğünü yerine getirmediği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Ancak tarafın, davayı üçüncü kişiye ihbar etmemiş olması, üçüncü kişiye karşı olan rücu hakkının düşmesini gerektirmez. Yalnız, kendisine karşı rücu davası açılan üçüncü kişi (davalı), davacının birinci davayı iyi takip etmediği için(yani kusuru nedeniyle) kaybettiğini ispat ederek, kendisine karşı açılan rücu davasının kısmen veya tamamen reddini sağlayabilir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ Uyuşmazlık, tacirler arası işletme hakkı devir sözleşmesinden kaynaklanan rücuen tazminat talebine ilişkindir. Davanın niteliğine göre, inceleme görevi ... ....... Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere ... ....... Dairesine gönderilmesine, 07.02.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2021/291 Esas KARAR NO : 2022/12 DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 12/05/2021 KARAR TARİHİ : 10/01/2022 KARAR Y.TARİHİ : 12/01/2022 Mahkememizde görülmekte olan rücuen alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda; İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin elektrik hizmetlerinin özelleştirilmesi maksadıyla 4046 sayılı Kanun uyarınca kamu tüzel kişiliğinin nev'inin değiştirilmesi suretiyle kurulduğunu, davalı ile 24.07.2006 tarihinde akdedilen İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi ile elektrik dağıtım ve perakende satış işinin müvekkili tarafından yerine getirildiğini, faaliyetlerin davalı ... tarafından yürütüldüğü dönemde, Ankara ... Mahkemesinin ... E. sayılı dosyası ile açılan dava sonucunda verilen kararın Ankara ......