Gerekçe: Taraflar arasında, yetki tespitine itiraz davasında yetkili mahkeme uyuşmazlık konusudur. 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun geçici altıncı maddesinde, kanunun yürürlük tarihinden önce başlayan toplu iş uyuşmazlıklarının mülga 2822 sayılı Kanuna göre sonuçlandırılacağı öngörülmüştür. 2822 sayılı Kanun’un 15. maddesine göre “Kendilerine 13 ve 14 üncü maddeler uyarınca gönderilen tespit yazısını alan işçi veya işveren sendikaları veya sendika üyesi olmayan işveren, taraflardan birinin veya her ikisinin gerekli yetkiyi haiz olmadıkları veya kendisinin çoğunluğu bulunduğu yolundaki itirazını sebeplerini de göstererek yazının kendilerine tebliğ tarihinden itibaren altı iş günü içinde işyerinin bağlı olduğu bölge müdürlüğünün bulunduğu yerdeki iş davalarına bakmakla görevli mahkemeye yapabilir.” 02.11.2011 tarihinde yürürlüğe giren 665 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin 25. maddesi ile 4904 sayılı Türkiye İş Kurumu Kanunu’na eklenen geçici 2. maddeye göre de,...
Sigortalılığın başlangıcı ile sona ermesine ilişkin bildirimlerden yasal süresi T3 Kurumuna yapılmayanlar, yetkili işçi sendikasının tespitinde dikkate alınmaz” Yine aynı Kanun'un “Yetki İtirazı” başlıklı 43. maddesine göre de; “(1) Kendilerine 42. madde uyarınca gönderilen tespit yazısını alan işçi veya işveren sendikaları veya sendika üyesi olmayan işveren; taraflardan birinin veya her ikisinin yetki şartlarına sahip olmadığı veya kendisinin bu şartları taşıdığı yolundaki itirazını, nedenlerini de göstererek yazının kendilerine tebliğ edildiği tarihten itibaren altı iş günü içinde mahkemeye yapabilir. (2) İtiraz dilekçesi görevli makama kayıt ettirildikten sonra mahkemeye verilir. Kurulu bulunduğu işkolunda çalışan işçilerin yüzde birinden daha az üyesi bulunan işçi sendikası, yetki itirazında bulunamaz. (3) İtiraz dilekçesinde veya ekinde somut delillerin yer almaması hâlinde itiraz incelenmeksizin reddedilir....
TEMYİZ_EDENİN_İDDİALARI : Davacı tarafından; dava konusu işlemin dayanağı olan kapatma kararlarından 03/04/2019 tarihli karara karşı açılan davada verilen ret kararı kesinleşmişse de işyerinin otuz gün süreyle kapatılmasına ilişkin 26/11/2018 tarihli komisyon kararına karşı açılan davanın halen temyiz aşamasında olduğu, kapatma kararlarına karşı açılan iptal davaları henüz neticelenmeden, anılan işlemler yargı denetiminden geçip kesinleşmiş gibi, Tüzüğün 93. maddesine dayanılarak tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı ileri sürülmektedir. KARŞI_TARAFIN_SAVUNMASI : Davalı idare tarafından savunma verilmemiştir. DANIŞTAY_TETKİK_HÂKİMİ : … DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir....
nedeniyle işyerinin tekrardan mühürlenmesine ilişkin dava konusu mühürleme tutanağında hukuka ve mevzuata aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....
Rasyonalizasyon tedbirleri (örneğin, safi hasıla yaratmayan faaliyetlerin elimine edilmesi için sürekli iyileştirme süreci), üretimin durdurulması veya üretimde değişiklik yapmak, masrafların kısılması, yeni çalışma, imalat ve üretim metotlarının uygulamaya sokulması veya değiştirilmesi, yeni bir pazarlama sisteminin uygulamaya sokulması; yarım gün çalışmayı tam gün çalışmaya dönüştürme, işlerin, işyerinin tam gün çalışılan yerlerinde mi yoksa kısmi süreli çalışılan yerlerde mi yapılacağının karara bağlanması, vardiya usulü çalışma sistemine geçme, çalışma sürelerinin azaltılması, çalışma sürecinde reorganizasyona giderek, çalışma yoğunluğunun arttırılması, işyerinin verimsiz çalışması veya kazançta düşme, işyeri sahalarının veya bölümlerinin birleştirilmesi, üretimin bir kısmının yurt dışına kaydırılması, belirli faaliyetlerin başka firmalara (outsourcing) veya alt işverene aktarılması, işletmenin üretim kapasitesini düşürmek, işletme veya işyerini kapatmak ya da işletmenin bir bölümünü...
İle yapılan alt işverenlik sözleşmesi ile veri hazırlama ve kontrol işletmenliği faaliyetinin asıl işverenlik kapsamında olması nedeniyle muvazaalı olduğuna dair davalı bakanlığın 04-05.09.2012-HAY/10-RD/10 sayılı teftiş raporundaki tespite itiraz davasıdır. Alt işveren, bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve görevlendirdiği işçileri sadece bu işyerinde çalıştıran diğer işveren olarak tanımlanabilir. Alt işverenin iş aldığı işveren ise, asıl işveren olarak adlandırılabilir. Bu tanımdan yola çıkıldığında asıl işveren alt işveren ilişkisinin unsurları, iki ayrı işverenin olması, mal veya hizmet üretimine dair bir işin varlığı, işçilerin sadece asıl işverenden alınan iş kapsamında çalıştırılması ve tarafların muvazaalı bir ilişki içine girmemeleri gerekir....
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; dava dosyasında mevcut bilgi ve bilgiler birlikte değerlendirildiğinde; gerek … isimli bayanın, gerekse ifadesine başvurulan diğer kişilerin ifadelerinde işyerinin fuhuş amaçlı olarak kullanıldığının belirtilmediği, ayrıca … isimli kişinin sonraki ifadesinin 04/04/2013 tarihli ifadesi ile uyumsuz olduğu, öte yandan, "Bir Kimseyi Fuhuşa Teşvik Etmek veya Yaptırmak veya Aracılık Ettirmek veya Yer temin Etmek" suçundan açılan ceza davasında, … Asliye Ceza Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla davacı ve aynı dava kapsamında yargılanan bir diğer kişi olan … isimli kişi hakkında beraat kararı verildiği dikkate alındığında; söz konusu işyerinin amacı dışında fuhuş yapılması maksadı ile kullanıldığının somut olarak ortaya konulamadığı görüldüğünden, işyerinin üç (3) ay süre ile kapatılmasına ilişkin dava konusu işlemde sebep, konu ve amaç unsurları bakımından hukuka uyarlık bulunmadığı...
Bu durumda icra müdürünce tutuklu borçluya ödeme emri çıkartılması ve bu şekilde takibe devam edilmesi gerekirken borçlunun 30.03.2015 tarihli dilekçesi itiraz dilekçesi olarak dikkate alınarak takibin durdurulması isabetsiz ise de, borçluya henüz usulüne uygun ödeme emri tebliği söz konusu olmadığından takibin durdurulması doğru olup şikayetin bu nedenle reddi gerekirken, yazılı gerekçe ile reddi isabetsiz ise de, sonuçta istem reddedildiğinden, sonucu itibariyle doğru olan kararın onanması gerekmiştir. SONUÇ: Alacaklının temyiz itirazlarının reddi ile sonucu doğru mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK'nun 438. maddeleri uyarınca (ONANMASINA), alınması gereken 29,20 TL temyiz harcından, evvelce alınan harç varsa mahsubu ile eksik harcın temyiz edenden tahsiline, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11/10/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İLGİLİ MEVZUAT: 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun "İtiraz" başlıklı 135. maddesinde; disiplin cezalarına karşı yapılacak itirazlarda sürenin, kararın ilgiliye tebliği tarihinden itibaren 7 gün olduğu, bu süre içinde itiraz edilmeyen disiplin cezalarının kesinleşeceği; itiraz halinde, itiraz mercileri kararı gözden geçirerek verilen cezayı aynen kabul edebilecekleri gibi cezayı hafifletebilecekleri veya tamamen kaldırabilecekleri, itiraz mercilerinin, itiraz dilekçesi ile karar ve eklerinin, kendilerine intikalinden itibaren 30 gün içinde kararlarını vermek zorunda oldukları kurala bağlanıştır....
Rasyonalizasyon tedbirleri (örneğin, safi hasıla yaratmayan faaliyetlerin elimine edilmesi için sürekli iyileştirme süreci), üretimin durdurulması veya üretimde değişiklik yapmak, masrafların kısılması, yeni çalışma, imalat ve üretim metotlarının uygulamaya sokulması veya değiştirilmesi, yeni bir pazarlama sisteminin uygulamaya sokulması; yarım gün çalışmayı tam gün çalışmaya dönüştürme, işlerin, işyerinin tam gün çalışılan yerlerinde mi yoksa kısmi süreli çalışılan yerlerde mi yapılacağının karara bağlanması, vardiya usulü çalışma sistemine geçme, çalışma sürelerinin azaltılması, çalışma sürecinde reorganizasyona giderek, çalışma yoğunluğunun arttırılması, işyerinin verimsiz çalışması veya kazançta düşme, işyeri sahalarının veya bölümlerinin birleştirilmesi, üretimin bir kısmının yurt dışına kaydırılması, belirli faaliyetlerin başka firmalara (outsourcing) veya alt işverene aktarılması, işletmenin üretim kapasitesini düşürmek, işletme veya işyerini kapatmak ya da işletmenin bir bölümünü...