C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti: Mahkemece yapılan yargılama sonunda davalının davacıyı son çalıştığı işyerindeki işe iade zorunluluğu olmayıp süreçte aynı şartlarda firmanın başka bir işyerinde de istihdam edebileceği gerçeği karşısında, davacının henüz işe iade başvurusunun samimi olup olmadığının belli olmadığı bir dönemde davalı şirketten değişik işyerlerinde kadro oluşturmasını beklemek iş hayatı ilkelerine uygun olmayacağından, davacının şirket merkezine giderek işe başlamak için hazır olduğunu bildirip çalışmak için iş beklemesi gerekirken, davacının şirket merkezine hiç gitmediği, sadece ... ilçesinde davalı şirket faaliyetlerinin sona erdiğinin herkes tarafından bilindiği ve davalı firmanın işe iadenin mali sonuçlarından kaçınmak için işe davet ihtarnamesi gönderdiği gerekçesiyle işe başlamadığı, davacı işçinin işe iade yönündeki başvurusunun samimi olmadığı, asıl davacının işe iade davasının mali sonuçlarından yararlanmak başvuruda bulunduğu gerekçesi ile davanın reddine karar...
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti: Mahkemece yapılan yargılama sonunda davalının davacıyı son çalıştığı işyerindeki işe iade zorunluluğu olmayıp süreçte aynı şartlarda firmanın başka bir işyerinde de istihdam edebileceği gerçeği karşısında, davacının henüz işe iade başvurusunun samimi olup olmadığının belli olmadığı bir dönemde davalı şirketten değişik işyerlerinde kadro oluşturmasını beklemek iş hayatı ilkelerine uygun olmayacağından, davacının şirket merkezine giderek işe başlamak için hazır olduğunu bildirip çalışmak için iş beklemesi gerekirken, davacının şirket merkezine hiç gitmediği, sadece ... ilçesinde davalı şirket faaliyetlerinin sona erdiğinin herkes tarafından bilindiği ve davalı firmanın işe iadenin mali sonuçlarından kaçınmak için işe davet ihtarnamesi gönderdiği gerekçesiyle işe başlamadığı, davacı işçinin işe iade yönündeki başvurusunun samimi olmadığı, asıl davacının işe iade davasının mali sonuçlarından yararlanmak başvuruda bulunduğu gerekçesi ile davanın reddine karar...
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti: Mahkemece yapılan yargılama sonunda davalının davacıyı son çalıştığı işyerindeki işe iade zorunluluğu olmayıp süreçte aynı şartlarda firmanın başka bir işyerinde de istihdam edebileceği gerçeği karşısında, davacının henüz işe iade başvurusunun samimi olup olmadığının belli olmadığı bir dönemde davalı şirketten değişik işyerlerinde kadro oluşturmasını beklemek iş hayatı ilkelerine uygun olmayacağından, davacının şirket merkezine giderek işe başlamak için hazır olduğunu bildirip çalışmak için iş beklemesi gerekirken, davacının şirket merkezine hiç gitmediği, sadece ... ilçesinde davalı şirket faaliyetlerinin sona erdiğinin herkes tarafından bilindiği ve davalı firmanın işe iadenin mali sonuçlarından kaçınmak için işe davet ihtarnamesi gönderdiği gerekçesiyle işe başlamadığı, davacı işçinin işe iade yönündeki başvurusunun samimi olmadığı, asıl davacının işe iade davasının mali sonuçlarından yararlanmak başvuruda bulunduğu gerekçesi ile davanın reddine karar...
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti: Mahkemece yapılan yargılama sonunda davalının davacıyı son çalıştığı işyerindeki işe iade zorunluluğu olmayıp süreçte aynı şartlarda firmanın başka bir işyerinde de istihdam edebileceği gerçeği karşısında, davacının henüz işe iade başvurusunun samimi olup olmadığının belli olmadığı bir dönemde davalı şirketten değişik işyerlerinde kadro oluşturmasını beklemek iş hayatı ilkelerine uygun olmayacağından, davacının şirket merkezine giderek işe başlamak için hazır olduğunu bildirip çalışmak için iş beklemesi gerekirken, davacının şirket merkezine hiç gitmediği, sadece ... ilçesinde davalı şirket faaliyetlerinin sona erdiğinin herkes tarafından bilindiği ve davalı firmanın işe iadenin mali sonuçlarından kaçınmak için işe davet ihtarnamesi gönderdiği gerekçesiyle işe başlamadığı, davacı işçinin işe iade yönündeki başvurusunun samimi olmadığı, asıl davacının işe iade davasının mali sonuçlarından yararlanmak başvuruda bulunduğu gerekçesi ile davanın reddine karar...
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti: Mahkemece yapılan yargılama sonunda davalının davacıyı son çalıştığı işyerindeki işe iade zorunluluğu olmayıp süreçte aynı şartlarda firmanın başka bir işyerinde de istihdam edebileceği gerçeği karşısında, davacının henüz işe iade başvurusunun samimi olup olmadığının belli olmadığı bir dönemde davalı şirketten değişik işyerlerinde kadro oluşturmasını beklemek iş hayatı ilkelerine uygun olmayacağından, davacının şirket merkezine giderek işe başlamak için hazır olduğunu bildirip çalışmak için iş beklemesi gerekirken, davacının şirket merkezine hiç gitmediği, sadece ... ilçesinde davalı Şirket faaliyetlerinin sona erdiğinin herkes tarafından bilindiği ve davalı firmanın işe iadenin mali sonuçlarından kaçınmak için işe davet ihtarnamesi gönderdiği gerekçesiyle işe başlamadığı, davacı işçinin işe iade yönündeki başvurusunun samimi olmadığı, asıl davacının işe iade davasının mali sonuçlarından yararlanmak başvuruda bulunduğu gerekçesi ile davanın reddine karar...
İşçinin işe iade yönündeki başvurusu samimi olmalıdır. İşçinin gerçekte işe başlamak niyeti olmadığı halde, işe iade davasının sonuçlarından yararlanmak için yapmış olduğu başvuru geçerli bir işe iade başvurusu olarak değerlendirilemez. İşçinin süresi içinde işe iade yönünde başvurusunun ardından, işverenin daveti üzerine işe başlamamış olması halinde, işçinin gerçek amacının işe başlamak olmadığı kabul edilmelidir. Başka bir anlatımla, işçi işverene hiç başvurmamış gibi sonuca gidilmelidir. Bu durumda işverence yapılan fesih, 4857 sayılı Kanun'un 21 inci maddesinin beşinci fıkrasına göre geçerli bir feshin sonuçlarını doğurur. Bunun sonucu olarak da, işe iade davasında karara bağlanan işe başlatmama tazminatı ile boşta geçen süreye ait ücret ve diğer hakların talebi mümkün olmaz. Ancak, geçerli sayılan feshe bağlı olarak işçiye ihbar ve koşulları oluşmuşsa kıdem tazminatı ödenmelidir (Yargıtay 9.H....)....
İşçinin gerçekte işe başlamak niyeti olmadığı halde, işe iade davasının sonuçlarından yararlanmak için yapmış olduğu başvuru geçerli bir işe iade başvurusu olarak değerlendirilemez. Başka bir anlatımla, işçinin süresi içinde işe iade yönünde başvurusunun ardından, işverenin daveti üzerine işe başlamamış olması halinde, işçinin gerçek amacının işe başlamak olmadığı kabul edilmelidir. Bu durumda işverence yapılan fesih, 4857 sayılı İş Kanununun 21/5. maddesine göre geçerli bir feshin sonuçlarını doğurur. Bunun sonucu olarak da, işe iade davasında karara bağlanan işe başlatmama tazminatı ile boşta geçen süreye ait ücret ve diğer hakların talebi mümkün olmaz. Ancak, geçerli sayılan feshe bağlı olarak işçiye ihbar ve koşulları oluşmuşsa kıdem tazminatı ödenmesi gerekir....
Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; işe iade davası sonrasında işe başlama ve başlatmama hususunda tarafların samimi olup olmadığı, burada varılacak sonuca göre davacının kıdem ve ihbar tazminatı ile işe başlatmama tazminatı ve boşta geçen süre ücret alacağına hak kazanıp kazanamayacağı noktasında toplanmaktadır. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 21’inci maddesinin beşinci fıkrasına göre, işçi kesinleşen mahkeme kararının kendisine tebliğinden itibaren on iş günü içinde işe başlamak için işverene başvuruda bulunmak zorunda olduğu gibi, işçinin işe iade yönündeki başvurusu ciddi ve samimi olmalıdır. İşçinin gerçekte işe başlamak niyeti olmadığı hâlde, işe iade davasının sonuçlarından yararlanmak için yaptığı başvuru geçerli bir işe iade başvurusu olarak değerlendirilemez. Öte yandan işveren, 4857 sayılı İş Kanunu'nun 21’inci maddesine göre süresi içinde işe iade için başvuran işçiyi bir ay içinde işe başlatmak zorundadır....
Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; işe iade davası sonrasında işe başlama ve başlatmama hususunda tarafların samimi olup olmadığı, burada varılacak sonuca göre davacının kıdem ve ihbar tazminatı ile işe başlatmama tazminatı ve boşta geçen süre ücret alacağına hak kazanıp kazanamayacağı noktasında toplanmaktadır. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 21’inci maddesinin beşinci fıkrasına göre, işçi kesinleşen mahkeme kararının kendisine tebliğinden itibaren on iş günü içinde işe başlamak için işverene başvuruda bulunmak zorunda olduğu gibi, işçinin işe iade yönündeki başvurusu ciddi ve samimi olmalıdır. İşçinin gerçekte işe başlamak niyeti olmadığı hâlde, işe iade davasının sonuçlarından yararlanmak için yaptığı başvuru geçerli bir işe iade başvurusu olarak değerlendirilemez. Öte yandan işveren, 4857 sayılı İş Kanunu'nun 21’inci maddesine göre süresi içinde işe iade için başvuran işçiyi bir ay içinde işe başlatmak zorundadır....
Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; işe iade davası sonrasında işe başlama ve başlatmama hususunda tarafların samimi olup olmadığı, burada varılacak sonuca göre davacının kıdem ve ihbar tazminatı ile işe başlatmama tazminatı ve boşta geçen süre ücret alacağına hak kazanıp kazanamayacağı noktasında toplanmaktadır. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 21’inci maddesinin beşinci fıkrasına göre, işçi kesinleşen mahkeme kararının kendisine tebliğinden itibaren on iş günü içinde işe başlamak için işverene başvuruda bulunmak zorunda olduğu gibi, işçinin işe iade yönündeki başvurusu ciddi ve samimi olmalıdır. İşçinin gerçekte işe başlamak niyeti olmadığı hâlde, işe iade davasının sonuçlarından yararlanmak için yaptığı başvuru geçerli bir işe iade başvurusu olarak değerlendirilemez. Öte yandan işveren, 4857 sayılı İş Kanunu'nun 21’inci maddesine göre süresi içinde işe iade için başvuran işçiyi bir ay içinde işe başlatmak zorundadır....