Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Asıl işverenin iş ilişkisinde sözleşmenin tarafı sıfatı bulunmadığından, asıl işverenin işe iade yönünde bir yükümlülüğünden sözedilemez. Asıl işverenin işe iade kararı sonrası işçinin işe başlamak için başvurması ve alt işverenin işe almamasından kaynaklanan işe başlatmama tazminatı ile dört aya kadar boşta geçen süre ücretinden İş Kanununun 2/6. maddesi gereği alt işverenle birlikte sorumluluğu bulunmaktadır. Davaya konu olayda, davacının işe başlatılmak için yaptığı başvuruya ilişkin tebligatın davalı asıl işveren Bakanlığa tebliğ edildiği, alt işverene çıkarılan tebligatın ise, adresin kapalı olması nedeni ile iade edildiği, adreste bulunmama nedeninin kanunda belirtilen kişilere sorulmadığı, yeni adresinin araştırılmasına ilişkin herhangi bir işlem yapılmadığı, tebliğ memurunca yeni adresinin saptanamadığına ilişkin bir açıklama yapılmadığı anlaşılmıştır. Buna göre, davacının işe başlatılmaya ilişkin başvurusunun usulüne uygun tebliğ edilmediği açıktır....

    DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava; işe iade davasıdır....

    Mahkemece dosyadaki kanıtlara ve bilirkişi raporuna göre davanın kabulüne karar verilmiştir 4857 sayılı İş Kanunu'nun 21. maddesinin 5. fıkrasına göre, işçi kesinleşen mahkeme kararının kendisine tebliğinden itibaren on iş günü içinde işe başlamak için işverene başvuruda bulunmak zorundadır. Aksi halde işverence yapılan fesih geçerli bir feshin sonuçlarını doğurur. İşçinin işe iade yönündeki başvurusu ciddi ve samimi olmalıdır. İşçinin gerçekte işe başlamak niyeti olmadığı halde, işe iade davasının sonuçlarından yararlanmak için yapmış olduğu başvuru geçerli bir işe iade başvurusu olarak değerlendirilemez. 4857 sayılı Kanun'un 21.maddesine göre işveren işe iade için başvuran işçiyi bir ay içinde işe başlatmak zorundadır. Aksi halde feshin geçersizliği davasında belirlenen iş güvencesi tazminatı ile çalıştırılmadığı en çok dört aylık süre ücret ve diğer hakları ödenmelidir. İşverenin işe davete dair beyanının da ciddi ve samimi olması gerekir....

      Feshin geçersizliği ve işe iade kararı sonrası, işçinin işe başlatılması için başvurusu ile işverenin işe davetinin de dürüstlük kuralı kapsamında samimiyet noktasında sorgulanması gerekir. İşçinin işe iade yönündeki başvurusu samimi olmalıdır. İşçinin gerçekte işe başlamak niyeti olmadığı halde, işe iade davasının sonuçlarından yararlanmak için yapmış olduğu başvuru geçerli bir işe iade başvurusu olarak değerlendirilemez. Aynı şekilde işverenin işe davete dair beyanının da ciddî ve samimi olması gerekir. İşverenin işe başlatma amacı olmadığı halde işe başlatmama tazminatı ödememek için yapmış olduğu çağrı, gerçek bir işe başlatma daveti olarak değerlendirilemez....

      Davalı T5 A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının iş sözleşmesi müvekkil işverenlik tarafından haklı ve geçerli nedenle fesih edildiğinden; davacının hukuka ve hakkaniyete aykırı iddialar üzerinden açmış olduğu işe iade davasının reddi gerektiğini, davacının, diğer davalı şirketin asıl işverenliğinde müvekkil şirket bünyesinde Primemall Gaziantep AVM'de işe başladığını, devamında sözleşme sona ermeden sigortalının aynı işverene ait diğer işyerine nakli gerçekleştirilerek Forum Gaziantep AVM'de çalışmasına devam ettiğini, ancak davacının iş sözleşmesinin feshi gerçekleştirilmiş, davacının işe iade talepli olarak açtığı davada işe iadesine karar verildiğini, davacının tarihinde işe başlatıldığını, fakat müvekkil şirket bünyesinde temizlik hizmetleri proje müdürü olarak görev yapmaktayken yeniden işe girişinden bu yana iş yerinde sürekli olarak huzursuzluk çıkardığını ve diğer müvekkil şirket personelleriyle tartıştığını, davacı işçi, işe iade şartlarını sağlamadığını, davacı işçinin...

      Dava şartı husunun, ihtilafın esasının halinden önce ve öncelikle resen dikkate alınması gereken şart olmakla; davacı vekili tarafından arabuluculuk görüşmelerinde tutanağa geçen beyanlarında açıkça işe iade talebinin görüşme kapsamından çıkartıldığı, son tutanağa işe iade hususunun yazılmasının sonucu değiştirmeyeceği, davacı vekilinin ilk oturumda açıkça ileri sürdüğü talebi sonucu işe iade konusunun arabuluculuk aşamasında görüşülüp müzakere edilmediği, arabuluculuk tutanakları incelendiğinde bu durumun sehven yapılan maddi bir hata olmadığı; zira davacı vekili tarafından işe iadenin müzakere kapsamından çıkartılmasına dair açık ve ayrıntılı beyanda bulunulduğu, Davacı vekilinin arabuluculuk huzurunda vermiş olduğu beyanın hiç bir tereddüt ya da duraksamaya mahal vermeyecek şekilde açık olduğu, her ne kadar son tutanakta sanki işe iade ve işe iade sonrası boşta geçen süre ücreti ve işe alınmama tazminatı konusunda müzakere edilmiş şekilde yazılmış ise de son tutanak incelendiğinde tarafların...

      İşçi, işe başlatılma konusundaki iradesini bizzat işverene iletebileceği gibi vekili ya da üyesi olduğu sendika aracılığı ile de ulaştırabilecektir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun Dairemizce de benimsenen görüşü bu yöndedir (Yargıtay HGK 17.6.2009 gün ve 2009/9‑232E, 2009/278K.). İşveren işe iade için başvuran işçiyi (1) ay içinde işe başlatmak zorundadır. Aksi halde en az dört, en fazla sekiz aylık ücret tutarında belirlenen iş güvencesi tazminatı ile boşta geçen süreye ait en çok dört aya kadar ücret ve diğer hakları işçiye ödemek zorundadır. İşçinin işe iade yönündeki başvurusu samimi olmalıdır. İşçinin gerçekte işe başlamak niyeti olmadığı halde, işe iade davasının sonuçlarından yararlanmak için yapmış olduğu başvuru geçerli bir işe iade başvurusu olarak değerlendirilemez. İşçinin süresi içinde işe iade yönünde başvurusunun ardından, işverenin daveti üzerine işe başlamamış olması halinde, işçinin gerçek amacının işe başlamak olmadığı kabul edilmelidir....

        Dosya içeriğine göre davacı işe iade kararı kesinleştikten sonra işe iade başvurusundan önce, yani henüz işe başlatılıp başlatılmayacağı belli olmadan 01.12.2010 tarihinde icra takibine başlamış, takipten sonra 02.12.2010 tarihinde ise işe başlatılmasını talep etmiştir. Bu durumda takip tarihinde başvuru olmayıp başlatılmamada bulunmadığından muaccel bir alacaktan söz edilemez. İtirazın iptali davasının reddi yerine yazılı gerekçe ile kabulü hatalıdır. " gerekçesi ile davacının işe iade başvurusunda samimi olmadığı belirlenmiştir....

          İşe iade davası sonunda işçinin başvurusu, işverenin işe başlatmaması ve buna bağlı olarak işe başlatmama tazminatı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 21. maddesinin 5. fıkrasına göre, işçi kesinleşen mahkeme kararının kendisine tebliğinden itibaren on iş günü içinde işe başlamak için işverene başvuruda bulunmak zorundadır. Aksi halde işverence yapılan fesih geçerli bir feshin sonuçlarını doğurur. Aynı maddenin 1. fıkrasına göre de işveren işe iade için başvuran işçiyi bir ay içinde işe başlatmak zorundadır. Aksi halde en az dört, en çok sekiz aylık ücret tutarında belirlenen iş güvencesi tazminatı ile boşta geçen süreye ait en çok dört aya kadar ücret ve diğer hakları ödenmelidir. İşçinin işe iade yönündeki başvurusu samimi olmalıdır. İşçinin gerçekte işe başlamak niyeti olmadığı halde, işe iade davasının sonuçlarından yararlanmak için yapmış olduğu başvuru geçerli bir işe iade başvurusu olarak değerlendirilemez....

            İş Mahkemesi'nin 2016/646 Esas sayılı dosyasıyla açılan işe iade davasının kabulüne karar verildiğini, 4 aylık boşta geçen süre ücreti ile 4 aylık işe başlatmama tazminatı ödenmesine karar verildiğini, istinaf başvurusu reddedildikten sonra Samsun 6 . Noterliği'nin 23/11/2017 tarihli ihtarnamesi ile işe iade başvurusunda bulunduklarını, davalının Tekkeköy 1....

            UYAP Entegrasyonu