Dosya içeriğine göre, işe iade talepli somut davada işe iade talebiyle birlikte 14.11.2019 tarihli arabuluculuk toplantı tutanağının iptali de talep edilmiştir. Davacı işe iade talebinin temelini arabuluculuk sürecinin geçersizliğine dayandırmıştır. Arabuluculuk tutanağının geçerli olmadığı iddiası işe iade davasının dava sebebi mahiyetinde olup işe iade davası kapsamında değerlendirilmelidir. Arabuluculuk tutanağının iptalinin ayrıca talep edilmesi fesih bildirimine itiraz davasının niteliğini değiştirmez ve temyizi kabil bir karar haline getirmez. Bu nedenlerle kararın kesin olduğu gerekçesiyle temyiz isteminin reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesince verilen karar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 362. maddesine uygun olduğundan bu karara yönelik temyiz isteminin reddi ile 03.01.2022 TARİHLİ EK KARARIN ONANMASINA, 23.03.2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
İşveren işe iade için başvuran işçiyi (1) ay içinde işe başlatmak zorundadır. Aksi halde en az dört, en fazla sekiz aylık ücret tutarında belirlenen iş güvencesi tazminatı ile boşta geçen süreye ait en çok dört aya kadar ücret ve diğer hakları işçiye ödemek zorundadır. İşçinin işe iade yönündeki başvurusu samimi olmalıdır. İşçinin gerçekte işe başlamak niyeti olmadığı halde, işe iade davasının sonuçlarından yararlanmak için yapmış olduğu başvuru geçerli bir işe iade başvurusu olarak değerlendirilemez. İşçinin süresi içinde işe iade yönünde başvurusunun ardından, işverenin daveti üzerine işe başlamamış olması halinde, işçinin gerçek amacının işe başlamak olmadığı kabul edilmelidir. Başka bir anlatımla, işçi işverene hiç başvurmamış gibi sonuca gidilmelidir. Bu durumda işverence yapılan fesih, 4857 sayılı Yasanın 21 inci maddesinin beşinci fıkrasına göre geçerli bir feshin sonuçlarını doğurur....
Taraflar arasında davacının kıdem ve ihbar tazminatı alacağına hak kazanıp kazanmadığı, işçinin işe iade talebinin, işverenin işe davetinin samimi olup olmadığı, giderek davacının boşta geçen süre ve işe başlatmama tazminatı alacaklarına hak kazanıp kazanamayacağı uyuşmazlık konusudur. Yargıtay yerleşik kararlarında da belirtildiği gibi işçinin işe iade yönündeki başvurusu samimi olmalıdır. İşçinin gerçekte işe başlamak niyeti olmadığı hâlde, işe iade davasının sonuçlarından yararlanmak için yapmış olduğu başvuru geçerli bir işe iade başvurusu olarak değerlendirilemez. İşçinin süresi içinde işe iade yönünde başvurusunun ardından, işverenin daveti üzerine işe başlamamış olması hâlinde, işçinin gerçek amacının işe başlamak olmadığı kabul edilmelidir. Başka bir anlatımla, işçi işverene hiç başvurmamış gibi sonuca gidilmelidir. Bu durumda işverence yapılan fesih, 4857 sayılı Kanun'un 21 inci maddesinin altıncı fıkrasına göre geçerli bir feshin sonuçlarını doğurur....
İşçinin gerçekte işe başlamak niyeti olmadığı halde, işe iade davasının sonuçlarından yararlanmak için yapmış olduğu başvuru geçerli bir işe iade başvurusu olarak değerlendirilemez. 4857 sayılı Kanun'un 21. maddesine göre işveren işe iade için başvuran işçiyi bir ay içinde işe başlatmak zorundadır. Aksi halde feshin geçersizliği davasında belirlenen iş güvencesi tazminatı ile çalıştırılmadığı en çok dört aylık süre ücret ve diğer hakları ödenmelidir. İşverenin işe davete dair beyanının da ciddi ve samimi olması gerekir. İşverenin işe başlatma amacı olmadığı halde işe başlatmama tazminatı ödememek için yapmış olduğu çağrı, gerçek bir işe başlatma daveti olarak değerlendirilemez. İşçinin işe iade sonrasında başvurusuna rağmen işe başlatılmaması halinde, işe başlatılmayacağının sözlü ya da eylemli olarak açıklandığı tarihte veya bir aylık başlatma süresinin sonunda iş sözleşmesi işverence feshedilmiş sayılır....
İşçinin gerçekte işe başlamak niyeti olmadığı halde, işe iade davasının sonuçlarından yararlanmak için yapmış olduğu başvuru geçerli bir işe iade başvurusu olarak değerlendirilemez. İşçinin süresi içinde işe iade yönünde başvurusunun ardından, işverenin daveti üzerine işe başlamamış olması halinde, işçinin gerçek amacının işe başlamak olmadığı kabul edilmelidir. Başka bir anlatımla, işçi işverene hiç başvurmamış gibi sonuca gidilmelidir. Bu durumda işverence yapılan fesih, 4857 sayılı Yasa'nın 21'inci maddesinin beşinci fıkrasına göre geçerli bir feshin sonuçlarını doğurur. Bunun sonucu olarak da, işe iade davasında karara bağlanan işe başlatmama tazminatı ile boşta geçen süreye ait ücret ve diğer hakların talebi mümkün olmaz. Ancak, geçerli sayılan feshe bağlı olarak işçiye ihbar ve koşulları oluşmuşsa kıdem tazminatı ödenmelidir (Yargıtay 9.HD. 14.10.2008 gün 2008/29383 E, 2008/27243 K.)....
İşçinin gerçekte işe başlamak niyeti olmadığı halde, işe iade davasının sonuçlarından yararlanmak için yapmış olduğu başvuru geçerli bir işe iade başvurusu olarak değerlendirilemez. İşçinin süresi içinde işe iade yönünde başvurusunun ardından, işverenin daveti üzerine işe başlamamış olması halinde, işçinin gerçek amacının işe başlamak olmadığı kabul edilmelidir. Başka bir anlatımla, işçi işverene hiç başvurmamış gibi sonuca gidilmelidir. Bu durumda işverence yapılan fesih, 4857 sayılı Yasa'nın 21'inci maddesinin beşinci fıkrasına göre geçerli bir feshin sonuçlarını doğurur. Bunun sonucu olarak da, işe iade davasında karara bağlanan işe başlatmama tazminatı ile boşta geçen süreye ait ücret ve diğer hakların talebi mümkün olmaz. Ancak, geçerli sayılan feshe bağlı olarak işçiye ihbar ve koşulları oluşmuşsa kıdem tazminatı ödenmelidir (Yargıtay 9.HD. 14.10.2008 gün 2008/29383 E, 2008/27243 K.)....
B) Davalı Cevabının Özeti: Davalı, işe iade kararı üzerine davacının işe başlatıldığını, önceden ödenen kıdem ve ihbar tazminatının mahsubu ile bakiye alacağı kalmadığını, sendikal tazminatında işe iade davasında işe başlatmama şartına göre karara bağlandığını, davacı işe tekrar alındığından tazminat hakkının doğmadığını savunarak davanın reddini istemiştir. C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti: Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, kesinleşen işe iade kararı sonrası davacının başvurusu üzerine her ne kadar davalı tarafça işe başlatıldığı iddia edilse de, tanık beyanlarına göre davacının önceki görevinden farklı bir görevde başlatıldığı gibi kendisine ve işe iade sonrası işe başlatılan diğer işçilere baskı uygulandığı dolayısıyla gerçek bir işe başlatma durumunun söz konusu olmadığı, buna göre davacının sendikal tazminat ile yapılan ödemelerin mahsubu ile boşta geçen süre ücreti alacağı olduğu gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne, karar verilmiştir....
B) Davalı Cevabının Özeti: Davalı, işe iade kararı üzerine davacının işe başlatıldığını, önceden ödenen kıdem ve ihbar tazminatının mahsubu ile bakiye alacağı kalmadığını, sendikal tazminatında işe iade davasında işe başlatmama şartına göre karara bağlandığını, davacı işe tekrar alındığından tazminat hakkının doğmadığını savunarak davanın reddini istemiştir. C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti: Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, kesinleşen işe iade kararı sonrası davacının başvurusu üzerine her ne kadar davalı tarafça işe başlatıldığı iddia edilse de, tanık beyanlarına göre davacının önceki görevinden farklı bir görevde başlatıldığı gibi kendisine ve işe iade sonrası işe başlatılan diğer işçilere baskı uygulandığı dolayısıyla gerçek bir işe başlatma durumunun söz konusu olmadığı, buna göre davacının sendikal tazminat ile yapılan ödemelerin mahsubu ile boşta geçen süre ücreti alacağı olduğu gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne, karar verilmiştir....
B) Davalı Cevabının Özeti: Davalı, işe iade kararı üzerine davacının işe başlatıldığını, önceden ödenen kıdem ve ihbar tazminatının mahsubu ile bakiye alacağı kalmadığını, sendikal tazminatında işe iade davasında işe başlatmama şartına göre karara bağlandığını, davacı işe tekrar alındığından tazminat hakkının doğmadığını savunarak davanın reddini istemiştir. C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti: Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, kesinleşen işe iade kararı sonrası davacının başvurusu üzerine her ne kadar davalı tarafça işe başlatıldığı iddia edilse de, tanık beyanlarına göre davacının önceki görevinden farklı bir görevde başlatıldığı gibi kendisine ve işe iade sonrası işe başlatılan diğer işçilere baskı uygulandığı dolayısıyla gerçek bir işe başlatma durumunun söz konusu olmadığı, buna göre davacının sendikal tazminat ile yapılan ödemelerin mahsubu ile boşta geçen süre ücreti alacağı olduğu gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne, karar verilmiştir....
B) Davalı Cevabının Özeti: Davalı, işe iade kararı üzerine davacının işe başlatıldığını, önceden ödenen kıdem ve ihbar tazminatının mahsubu ile bakiye alacağı kalmadığını, sendikal tazminatında işe iade davasında işe başlatmama şartına göre karara bağlandığını, davacı işe tekrar alındığından tazminat hakkının doğmadığını savunarak davanın reddini istemiştir. C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti: Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, kesinleşen işe iade kararı sonrası davacının başvurusu üzerine her ne kadar davalı tarafça işe başlatıldığı iddia edilse de, tanık beyanlarına göre davacının önceki görevinden farklı bir görevde başlatıldığı gibi kendisine ve işe iade sonrası işe başlatılan diğer işçilere baskı uygulandığı dolayısıyla gerçek bir işe başlatma durumunun söz konusu olmadığı, buna göre davacının sendikal tazminat ile yapılan ödemelerin mahsubu ile boşta geçen süre ücreti alacağı olduğu gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne, karar verilmiştir....