Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hukuk Dairesi 19.12.2017 tarih, 2016/10424 Esas, 2017/10797 Karar sayılı ilamı) Sigortalının sürekli göremezlik derecesine itiraz edilmesi halinde; anılan yasal prosedüre uygun olarak sürekli göremezlik derecesinin belirlenmesi, yapılacak inceleme sonucunda sürekli göremezlik derecesinin Kurumca belirlenen oranın altına düşmesi durumunda bu değişiklik, dava dışı sigortalının hak alanını ilgilendirdiğinden ve sigortalının taraf olduğu bir davada sonuçlandırılması gerektiğinden davalı tarafa, sigortalı ile Kuruma karşı göremezlik derecesinin belirlenmesi için dava açmak üzere süre verilmesi, açılacak davanın sonuçlanmasının beklenmesi, sürekli göremezlik derecesinin kesinleştirilmesinden sonra elde edilecek sonuca göre karar verilmesi gerekmektedir....

Sigortalının sürekli göremezlik derecesine itiraz edilmesi halinde; anılan yasal prosedüre uygun olarak sürekli göremezlik derecesinin belirlenmesi, yapılacak inceleme sonucunda sürekli göremezlik derecesinin Kurumca belirlenen oranın altına düşmesi durumunda bu değişiklik, dava dışı sigortalının hak alanını ilgilendirdiğinden ve sigortalının taraf olduğu bir davada sonuçlandırılması gerektiğinden davalı tarafa, sigortalı ile Kuruma karşı göremezlik derecesinin belirlenmesi için dava açmak üzere süre verilmesi, açılacak davanın sonucunun beklenmesi, sürekli göremezlik derecesinin kesinleştirilmesinden sonra elde edilecek sonuca göre karar verilmesi gerekmektedir....

İş kazası sonucu oluşan sürekli göremezlik oranının tespitine ilişkin kesinleşmiş bir mahkeme kararı olmadıkça Sosyal Güvenlik Kurumunca davacıya mahkemece belirlenen sürekli göremezlik oranı esas alınarak gelir bağlanmayacağından bu gelirin peşin sermaye değeri maddi zarardan düşülmeden Kurumca karşılanmayan maddi zarar miktarını belirleme imkanı bulunmadığından maddi tazminat istemli Sosyal Güvenlik Kurumunun taraf olmadığı bu davada sürekli göremezlik oranının tespitinin yapılamayacağı, yapılması halinde maddi tazminat istemli davanın sonuçlandırılmasının fiilen mümkün olmadığı ortadadır.HGK.’nun 07.02.2007 tarihli, 2007/21-69 Esas, 2007/55 Karar sayılı kararı da bu yöndedir. Somut olayda sigortalının beden güç kayıp oranı SGK tarafından %68 olarak belirlenip bu oran üzerinden gelir bağlanmıştır. Bu orana itiraz eden davalı işveren olup beden güç kayıp oranının %68’den düşük olduğunu ispat külfeti davalı işverene düşmektedir. ATK....

    Uyuşmazlık, davalı yerinde çalışan Kurum sigortalısı Sevin İnci'ye, 30.11.2011 tarihinde geçirdiği kazası sonucu sürekli göremezliğe uğraması nedeniyle Kurumca bağlanan sürekli göremezlik geliri ile ödenen geçici göremezlik ödeneğinin rücuan tazminine ilişkindir....

    İş kazası sonucu oluşan sürekli göremezlik oranının tespitine ilişkin kesinleşmiş bir mahkeme kararı olmadıkça Sosyal Güvenlik Kurumunca davacıya mahkemece belirlenen sürekli göremezlik oranı esas alınarak gelir bağlanmayacağından, bu gelirin peşin sermaye değeri maddi zarardan düşülmeden, Kurumca karşılanmayan maddi zarar miktarını belirleme imkânı bulunmadığından, maddi tazminat istemli Sosyal Güvenlik Kurumunun taraf olmadığı bu davada sürekli göremezlik oranının tespitinin yapılamayacağı, yapılması halinde maddi tazminat istemli davanın sonuçlandırılmasının fiilen mümkün olmadığı ortadadır. Yukarıdaki açıklamaların ışığında, kural olarak davacıya Sosyal Güvenlik Kurumu ve hak alanını etkileyeceğinden işveren aleyhine maluliyet oranının tespiti davası açması için önel verilip, tespit davası bu dava için bekletici mesele yapılarak sonucuna göre karar vermekten ibarettir....

      Davalı vekili cevap dilekçesinde; ... plaka sayılı aracın müvekkili şirkete ZMSS poliçesi ile sigortalı olduğunu, dava dilekçesinde geçici ve kalıcı görmezlik tazminatının 5000 TL talep edilmiş, ancak ne kadar geçici ne kadar kalıcı görmezlik talep ettiğinin belirtilmediğini, geçici görmezlik ve tedavi giderlerinin genel şartlar uyarınca teminattan çıkarıldığını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla kazanın çift taraflı olup kusur oranlarının belirlenmesi gerektiğini, davacının maluliyet durumunun adli tıp kurumunca belirlenmesi ve konusunda uzman aktüerya bilirkişi tarafından kusur durumu da gözetilerek tazminat hesaplanması yapılması gerektiğini belirterek davanın reddini istemiştir....

        Davacı vekilinin dosyaya sunduğu 26/06/2020 tarihli kuruşlandırma dilekçesi kapsamında 25.900,00 TL sürekli göremezlik zararı ile tedavi amaçlı ulaşım gideri için 100,00 TL talep ettiği, ıslah dilekçesi kapsamında 28.171,46 TL sürekli göremezlik tazminatı ile 480,00 TL yol gideri masrafı talebinde bulunduğu anlaşılmış, ulaşım gideri talebinin makul seviyede bulunduğu mahkememizce resen değerlendirilerek hüküm altına alınmıştır....

          Uyuşmazlık Hakem Heyetince, başvurunun kabulü ile 9.176,00 TL geçici göremezlik ve 119.772,00 TL sürekli göremezlik tazminatının 25/09/2019 tarihinden yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiş, davalı vekili tarafından yapılan itiraz üzerine İtiraz Hakem Heyetince itirazın reddine karar verilmiştir. Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, trafik kazası sonucu yaralanma sebebiyle maddi tazminat istemine ilişkindir. Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının usulüne uygun şekilde belirlenmesi gerekmektedir....

            ve Yargıtay’ın yürürlükten kalkan bir yasa maddesine dayanarak inceleme yapma ve karar verme yetkilerinin bulunmadığının kabulünün doğal bulunması; 26. maddedeki anılan cümlenin iptali ile Kurumun rücu hakkının, yasadan doğan kendine özgü ve sigortalı ya da hak sahiplerinin hakkından bağımsız basit rücu hakkına dönüşmüş olması karşısında, Kurum zararını oluşturan ilk peşin değerli gelirlerin, tazmin sorumlularının kusuruna isabet eden miktarıyla sınırlı şekilde hüküm kurulması gerekir. ./.. -2- Davacı Kurum tarafından 13.06.1993 tarihli kazası sonucu % 36.20 oranında sürekli göremez durumuna giren sigortalıya sürekli göremezlik geliri bağlandığı, sürekli göremezlik derecesinin, 01.09.1999 tarihi itibariyle %68’e yükseldiği belirtilmiştir....

              İncelemeye konu somut olayda dava konusunun sürekli göremezlik gelirinin tam olarak ödenmesi gerektiğinin tespiti istemli olması nedeniyle ilk derece mahkemesince davaya konu talebin gerçekte 5510 sayılı Kanunun 19. maddesinde tanımlanan meslekte kazanma gücü kaybı oranı (sürekli göremezlik durumu) hakkında olmasına karşın, aynı kanunun 25. maddesinde tanımlanan malul sayılma haline ilişkinmiş gibi yazılıp bu doğrultuda yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup bölge adliye mahkemesi tarafından bu durumu HMK 353/b-2 hükmü gereğince mahkeme kararının kaldırılarak esastan karar verilmesi gerekirken eleştirmekle yetinerek hükmü infazda belirsizlik yaratacak şekilde karar verilmesi bozmayı gerktirmiştir. Ne var ki; bu aykırılığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, karar bozulmamalı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 370/2. maddesi gereğince, söz konusu karar düzeltilerek onanmalıdır. SONUÇ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 10....

                UYAP Entegrasyonu