Mahkemece, davacının mevsimlik işçi olduğunu ileri sürerek uyuşmazlığın bu kapsamda çözümlenmesi gerektiğini istediğini, işçinin iş sözleşmesinin askıya alındığı tarihten itibaren dört ay süre geçmesi gerektiği, oysa ki davacı işçinin iş bu davayı iş sözleşmesinin askıya alınmasından sonraki dört aylık süre dolmadan açtığı, bu sebeple iş sözleşmesinin işveren tarafından feshedilmiş gibi hak talebinde bulunamayacağını, ancak işçinin iş sözleşmesinden doğan maddi haklarının ödenmemesinin haklı fesih sebebi olarak sayıldığı, bunun yanında işçinin iş sözleşmesinin askıya alınmasında toplu iş sözleşmesinden doğan haklarının ihlalinin de sonuç itibarı ile işçi açısından gelir kaybı doğuracak olması sebebiyle işçi açısından haklı fesih sebebi oluşturduğunu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Karar davacı ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
nde çalıştığını belirttiğini ve iş sözleşmesinin feshedilmesinin ardından iş davası açmadan önce arabuluculuğa başvurduğunu ve anlaşmanın sağlandığını, davacının taleplerinin işçilik alacaklarına ilişkin olduğunu, bu nedenle görevli mahkemenin İş Mahkemeleri olduğunu, haksız ve hukuki mesnetten yoksun davanın reddine, vekâlet ücreti ve yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE :Dava, davacının iş sözleşmesinin feshinden sonra işvereni olan dava dışı ......
İş Mahkemesi ise, davacının iş sözleşmesinin uzun süre önce sona erdiğini, uyuşmazlık konusu alacak istemlerinin davacının işçi olarak geçirdiği süreyle ilgisinin bulunmadığını belirterek görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. 5521 Sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 1. maddesine göre, İş Kanununa göre işçi sayılan kimselerle işveren veya işveren vekilleri arasında iş akdinden veya İş Kanununa dayanan her türlü hak ve iddialardan doğan uyuşmazlıkların çözüm yeri iş mahkemeleridir. Somut olayda; davacı davalı işyerinde 2001-2008 yılları arasında çalışmış, 2008 yılında hizmet akdi feshedilmiş olup, bu dönemdeki işçilik haklarından kaynaklanan alacaklarını alamadığı yönünde bir iddiası bulunmamaktadır. Davacı iş akdinin feshinden sonra, davalıların haksız ve kusurlu hareketleri sonucu yeni iş bulmasının önüne geçilmek suretiyle maddi ve manevi zarara uğradığı iddiasıyla davasını ikame etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasında görülen davada Isparta İş Mahkemesi ve Isparta 1. Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, sorumlu yöneticilik sözleşmesine dayanan ücret alacağının tahsili istemine ilişkindir. Isparta İş Mahkemesi, sorumlu yöneticilik sözleşmesinin iş sözleşmesinin zorunlu unsurlarından bağımlılık ve zaman unsurlarını kapsamadığı, bu nedenle de taraflar arasında işçi-işveren ilişkisinin bulunmadığı gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir. Isparta 1....
Böylece, iş sözleşmesinin feshinde kullanılmayan yıllık ücretli izin hakkı izin alacağına dönüşür. Bu nedenle zamanaşımı da, iş sözleşmesinin feshinden itibaren işlemeye başlar.Yıllık izin hakkı anayasal temeli olan bir dinlenme hakkı olup, işçinin iş sözleşmesinin devamı sırasında ücrete dönüşmez ve bu haktan vazgeçilemez. İşçinin iş sözleşmesinin devamı süresinde kullanmadığı yıllık izinlere ait ücreti istemesi mümkün değildir. Bu nedenle, işçinin iş sözleşmesinin devamı sırasında izin hakkının bulunduğunun tespitini istemesinde hukuki menfaati vardır. Somut uyuşmazlıkta, hükme esas alınan bilirkişi raporunda davalı işyerinde 6 yılı aşkın çalışması olduğu tespit edilen davacının tüm çalışma süresi boyunca hak ettiği yıllık ücretli izin süresinin 90 gün olduğu belirlenmiş ve davacının hiç izin kullanmadığı kabul edilerek karar verilmiştir....
HD.’nin gerekçesine katılmıştır) iş sözleşmesi sona erdikten sonra rekabet etmeme sözleşmesini iş sözleşmesinden ayrı bir sözleşme olarak değerlendirerek, iş sözleşmesinin sona ermesinden sonra rekabet yasağına ilişkin uyuşmazlığın ticari dava olması neden ile Ticaret Mahkemesi’nde görüleceğine karar vermiştir(Y. HGK. 27.02.2013 gün ve 2012/9-854 E, 2013/392 K). İşçi ve işveren arasında rekabet yasağına ilişkin “özellikle iş sözleşmesinin feshinden sonra rekabet etmeme yükümlülüğü nedeni ile” doğan uyuşmazlıkta görevli mahkeme konusunda YHGK kararları arasında çelişki olmuştur. Son karar ile iş sözleşmesinin feshinden sonrasına ilişkin rekabet etmeme ile ilgili uyuşmazlığın asliye ticaret mahkemesinde görüleceği belirtilerek, önceki istikrarlı kararlardan dönülmüştür. Kararlara da konu olduğu gibi rekabet yasağı ile ilgili uyuşmazlıklarda görevli mahkeme konusunda iki normatif düzenleme vardır ve bu hükümler ne yazık ki çatışmaktadır....
Mahkemece, davacının mevsimlik işçi olduğunu ileri sürerek uyuşmazlığın bu kapsamda çözülmesini istediği, iş sözleşmesinin askıya alındığı tarih itibari ile kıdemi daha az olan işçilerin çalıştırılmaya devam edilmesinin toplu iş sözleşmesinin ihlali niteliğinde olduğu, ancak iş sözleşmesinin işverence feshedildiğinin kabul edilebilmesi için askı tarihinden itibaren dört aylık sürenin geçmesi gerektiği, davacının dört aylık süre dolmadan dava açtığı, bu nedenle iş sözleşmesi işverence feshedilmiş gibi talepte bulunamayacağı, iş sözleşmesinin askıya alınması ile toplu iş sözleşmesinden doğan maddi haklarının ödenmemesi, gelir kaybı doğuracak nitelikte olduğundan davacı işçi açısından 4857 sayılı İş Kanunu'nun 24. maddesinde hükme bağlanan haklı fesih halinin oluştuğu, feshe dayalı alacak davası açılmasının iş sözleşmesinin işçi tarafından feshi niteliğinde olduğu gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir....
HD.’nin gerekçesine katılmıştır) iş sözleşmesi sona erdikten sonra rekabet etmeme sözleşmesini iş sözleşmesinden ayrı bir sözleşme olarak değerlendirerek, iş sözleşmesinin sona ermesinden sonra rekabet yasağına ilişkin uyuşmazlığın ticari dava olması neden ile ticaret mahkemesinde görüleceğine karar vermiştir. (YHGK. 27.02.2013 gün ve 2012/9-854 E, 2013/392 K). İşçi ve işveren arasında rekabet yasağına ilişkin “özellikle iş sözleşmesinin feshinden sonra rekabet etmeme yükümlülüğü nedeni ile” doğan uyuşmazlıkta görevli mahkeme konusunda YHGK kararları arasında çelişki olmuştur....
Mahkemece, davacının mevsimlik işçi olduğunu ileri sürerek uyuşmazlığın bu kapsamda çözümlenmesi gerektiğini istediğini, işçinin iş sözleşmesinin askıya alındığı tarihten itibaren dört ay süre geçmesi gerektiği, oysa ki davacı işçinin iş bu davayı iş sözleşmesinin askıya alınmasından sonraki dört aylık süre dolmadan açtığı, bu sebeple iş sözleşmesinin işveren tarafından feshedilmiş gibi hak talebinde bulunamayacağını, ancak işçinin iş sözleşmesinden doğan maddi haklarının ödenmemesinin haklı fesih sebebi olarak sayıldığı, bunun yanında işçinin iş sözleşmesinin askıya alınmasında toplu iş sözleşmesinden doğan haklarının ihlalinin de sonuç itibarı ile işçi açısından gelir kaybı doğuracak olması sebebiyle işçi açısından haklı fesih sebebi oluşturduğunu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Karar davacı ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki işçi alacağı davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, davalı şirkete ait işyerinde 01.01.2007 tarihinden 16.01.2011 tarihine kadar bir fiil aralıksız işçi olarak tavuk bakıcılığı yaptığını sözleşmesinin haksız feshedildiğini, yasalardan doğan haklarının verilmediğini ileri sürerek kıdem tazminatı ,ihbar tazminatı, fazla çalışma ücreti, yıllık izin ücreti, ulusal ... ve genel tatil ücreti ve hafta tatili ücreti olmak üzere toplam 1.000 TL alacağının fesih tarihinden en yüksek faizi ile tahsiline karar verilmesini istemiştir....