Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ayrıca, kazası veya meslek hastalığı sonucu ölümlerde, bu Kanun uyarınca hak sahiplerine bağlanacak gelir ve verilecek ödenekler için, kazası veya meslek hastalığının meydana gelmesinde kusuru bulunan hak sahiplerine veya kazası sonucu ölen kusurlu sigortalının hak sahiplerine, Kurumca rücu edilmez" düzenlemesine yer verilmiştir. Somut olayda; soruşturmada aşamasında davacı ve arkadaşları şirketin kamyoneti ile işe gittiklerini beyan etmişlerdir. Tahkimce kazası olup olmadığı yönünde bir araştırma yapılmamıştır....

    Sigortalı çalıştırmayan “işveren” sıfatını kazanamayacağı için, bu durumdaki kişilerden alanlar da aracı sayılmayacak ve anılan madde kapsamında dayanışmalı sorumluluk doğmayacaktır. b) Bir başka işveren, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin bir işte veya bir işin bölüm veya eklentilerinde almalı ve sigortalı çalıştırmalıdır. c) İşverenlik sıfatını, alınan işte ve o nedeniyle sigortalı çalıştırılması sonucunda kazanmış olması aranacaktır....

      de mevcut olup şirkete müzekkere yazılması ile davacı müvekkiline ait hisse sayısının bilgisinin verildiğini, davacı müvekkilinin hisse senetlerinin zayi olduğunun ve hak sahipliğinin tespiti için bu davanın açılması zaruretinin hasıl olduğunu, davacı müvekkilinin ... Holding A.Ş. hisse senetlerinin zayi olduğunun ve hak sahipliğinin tespitine karar verilmesini mahkememizden talep ve dava etmiştir. Dava Kıymetli Evrak İptali (Zayi Nedeniyle) istemine ilişkindir. Mahkememizce yapılan yargılama ve değerlendirmede, 6102 Sayılı TTK'nun 760. maddesi gereği, Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde hisse senedini fiilen elinde bulunduranların ilk ilandan itibaren altı ay içinde mahkememize ibraz etmeleri aksi halde iptaline karar verileceği hususu üç kez ilan ettirilmiş ve ilk ilandan itibaren karar vermek için gerekli olan altı aylık sürenin geçmesi mahkememizce beklenmiş olup, herhangi bir kimsenin müracaatı ve ibrazı olmadığı anlaşılmıştır....

        Diğer taraftan 506 sayılı Kanunun 6. maddesinde, çalıştırılanların işe alınmalarıyla kendiliğinden sigortalı olacakları, sigortalılar ile bunların işverenleri hakkında sigorta hak ve yükümlerinin sigortalının işe alındığı tarihten başlayacağı, bu suretle sigortalı olmak hak ve yükümünden kaçınılamayacağı ve vazgeçilemeyeceği yönünde düzenleme yapılmış olmakla, buna göre sigortalı olmak, kamu düzenine ilişkin, kişiye bağlı, vazgeçilemez ve kaçınılamaz hak ve yükümlülük doğuran bir hukuksal statü meydana getirmektedir ve kişiler ile sosyal güvenlik kuruluşlarının bu statünün oluşumundaki rolü de, yenilik doğurucu ve iradi bir durum değil, kanun gereği kendiliğinden oluşan statüyü belirlemekten ibarettir. Dolayısıyla, sosyal güvenlik hakkından 6100 sayılı Kanun hükümleri kapsamında feragat olanaksız olduğu gibi sigortalılığın ve sigortalı hizmetlerin tespitine ilişkin davadan da feragat edilemez....

          Diğer taraftan 506 sayılı Kanunun 6. maddesinde, çalıştırılanların işe alınmalarıyla kendiliğinden sigortalı olacakları, sigortalılar ile bunların işverenleri hakkında sigorta hak ve yükümlerinin sigortalının işe alındığı tarihten başlayacağı, bu suretle sigortalı olmak hak ve yükümünden kaçınılamayacağı ve vazgeçilemeyeceği yönünde düzenleme yapılmış olmakla, buna göre sigortalı olmak, kamu düzenine ilişkin, kişiye bağlı, vazgeçilemez ve kaçınılamaz hak ve yükümlülük doğuran bir hukuksal statü meydana getirmektedir ve kişiler ile sosyal güvenlik kuruluşlarının bu statünün oluşumundaki rolü de, yenilik doğurucu ve iradi bir durum değil, kanun gereği kendiliğinden oluşan statüyü belirlemekten ibarettir. Dolayısıyla, sosyal güvenlik hakkından 6100 sayılı Kanun hükümleri kapsamında feragat olanaksız olduğu gibi sigortalılığın ve sigortalı hizmetlerin tespitine ilişkin davadan da feragat edilemez....

            Davacı Kurum, 30.08.2009 tarihinde geçirdiği kazası sonucu vefat eden sigortalının hak sahiplerine bağlanan gelirler ile yapılan harcama ve ödemelerden oluşan sosyal sigorta yardımlarının rücuan tahsiline karar verilmesini talep etmiş olup, davanın yasal dayanağı 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunudur. 1)- 5510 sayılı Kanunun “İş Kazası ve Meslek Hastalığı İle Hastalık Bakımından İşverenin ve Üçüncü Kişilerin Sorumluluğu” başlıklı 21. maddesinin 1. fıkrasına göre; İş kazası ve meslek hastalığı, işverenin kastı veya sigortalıların sağlığını koruma ve güvenliği mevzuatına aykırı bir hareketi sonucu meydana gelmişse, Kurumca sigortalıya veya hak sahiplerine bu Kanun gereğince yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri toplamı, sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı olmak üzere, Kurumca işverene ödettirilir...

              Davaya konu kaza ve dava tarihi itibariyle yürürlükte olan 5510 sayılı Kanun'un 21. maddesinin 1. fıkrasında; " kazası ve meslek hastalığı, işverenin kastı veya sigortalıların sağlığını koruma ve güvenliği mevzuatına aykırı bir hareketi sonucu meydana gelmişse, Kurumca sigortalıya veya hak sahiplerine bu Kanun gereğince yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri toplamı, sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı olmak üzere, Kurumca işverene ödettirilir....

                Mahkemece, toplanan delillere, benimsenen bilirkişi raporuna ve kusur durumuna göre, davanın kabulü ile, 47.199.68 YTL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı vekilince temyiz edilmiştir. 1- Mahkemece toplanıp değerlendirilen delillere, özellikle, Antalya Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2007/252-428 Esas ve Karar sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporundaki kusur dağılımının, oluşa ve dosya içeriğine uygun bulunması sebebiyle mahkemece benimsenmesinde ve uzman bilirkişice düzenlenen tazminata ilişkin raporun hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına, davacının murislerinin içinde yolcu olarak bulundukları araç ticari nitelikte kamyon olup, avans faizi istenebileceğine göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen ve aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2- Davalı vekili, davacının murislerinin sigortalı araçta hatır taşıması sırasında meydana gelen kazada...

                  Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin taktirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle 5510 sayılı Yasanın 21. maddesiyle yeniden getirilen “sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı” tazmin hükmünün, 5510 sayılı Yasanın yürürlüğü öncesinde gerçekleşen kazalarından kaynaklanan rücuan tazminat davalarında uygulanmasına olanak veren bir düzenleme bulunmadığı gözetildiğinde davanın yasal dayanağının 506 sayılı Yasanın 26....

                    İSTİNAF SEBEPLERİ: İstinaf yoluna başvuran davacı T1 vekili dilekçesinde özetle; Mahalli İskan Komisyonu kararı ile hak sahiplikleri iptal edilenlerin, bu iptal kararının iptali istemiyle açtıkları davanın reddedilerek kesinleşmesine binaen, ikame ettikleri işbu davanın reddine dair verilen karar usule ve yasaya aykırı olduğunu, Kırıkhan 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 26.01.2021 gün ve 2020/139 E. 2021/112 K. sayılı bu kararını, Hazine'nin hak ve menfaatleri ile kamunun ortak yararını korumak adına istinaf ettiklerini, davalı tarafça, hak sahipliğinin iptali kararının iptali istemiyle dava açıldığını, Hatay 1....

                    UYAP Entegrasyonu