CEVAP 1.Davalı Bakanlık vekili cevap dilekçesinde; açılan davayı kabul etmediklerini, davacının süresinde açılıp açılmadığının tespiti gerektiğini, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun (6356 sayılı Kanun) 41 inci maddesinin yedinci fıkrasında "Bakanlık, yetkili sendikanın belirlenmesinde ve istatistiklerin düzenlenmesinde kendisine gönderilen üyelik ve üyelikten çekilme bildirimleri ile Sosyal Güvenlik Kurumu'na yapılan işçi bildirimlerini esas alır" denildiğini, ayrıca 6356 sayılı Kanun'un 42 nci maddesi gereğince işçi sendikası, işveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işveren tarafından yapılan yetki tespit başvuruları karşılanırken işverenler tarafından Sosyal Güvenlik Kurumuna (SGK) yapılan işyerlerine ilişkin tescil ve işçi bildirimlerinin esas alındığını, müvekkili Kurumun sendika yetki sistemine SGK kayıtlarından otomasyon sistemiyle yansıyan bilgiler doğrultusunda işlem tesis ettiğinden yapılan yetki tespitinde usul ve kanuna aykırılık bulunmadığını savunarak...
Somut olayda dosya kapsamına göre iş kazası olduğu iddia olunan olayın Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirilmediği anlaşılmaktadır. Kurumca hak sahibine gelir bağlanabilmesi için öncelikle zararlandırıcı olayın iş kazası niteliğince olup olmadığının tespiti ön sorundur. İş kazasının tespiti ile ilgili ihtilaf Sosyal Güvenlik Kurumunun hak alanının doğrudan ilgilendirmekte olup tazminat davasında kurum taraf değildir....
İlçe Devlet Hastanesi) için asıl işveren alt işveren arasındaki ilişkinin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Müfettişi tarafından düzenlenen inceleme raporuna karşı itirazlarının kabulü ile bu inceleme raporunun iptali ve alt işveren asıl işveren arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğunun tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı Cevabının Özeti: Davalı vekili; açılan davayı kabul etmediklerini, dava dilekçesinde belirtilen taleplerin yerinde olmayıp reddine karar verilmesi gerektiğini, davacı tarafın 27/10/2015 tarih ve 3412 sayılı dilekçesi ile müvekkil idare Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'ndan dava dilekçesinde de belirttiği iş yerleri ile ilgili olarak 4857 sayılı Kanunun 2....
İŞ MAHKEMESİ TARİHİ : 14/02/2023 NUMARASI : 2019/312 ESAS 2023/58KARAR DAVA KONUSU : Tespit (Sosyal Güvenlik Hukuku İle İlgili Tespit Davaları) KARAR : Yerel mahkemece verilen karar sonrasında istinaf başvurusu üzerine dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda: DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin babasının yanında SSKlı olarak çalıştığını, yanında SSKlı olarak çalıştığı babasının kendisinin tüm primlerini eksiksiz olarak yatırdığını, ancak yapılan sorgulumada 2010 yılının Mart ayından itibaren sigortalı göründüğünü, bundan önceki tarihlere ilişkin herhangi bir sigorta kaydının olmadığını fark ettiğini, müvekkilinin Nihat Özçelik isminde bir akrabası olduğunu , müvekkili ile ad ve soyadları aynı olmakla beraber baba adlarının da aynı olduğunu, müvekkilinin tanıdığı Nihat Özçelik'in çok uzun bir süreli çalışması olmamasına rağmen bu yıl içinde emekli olduğunu ve kendisine emekli aylığı bağlandığını duyduğunu, bu olaylar neticesinde adları ve baba adları...
İşveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işveren de Bakanlığa başvurarak yetkili işçi sendikasının tespitini isteyebilir. (2) Bakanlık, kayıtlarına göre başvuru tarihi itibarıyla bir işçi sendikasının yetkili olduğunu tespit ettiğinde, başvuruyu, işyeri veya işletmedeki işçi ve üye sayısını, o işkolunda kurulu işçi sendikaları ile taraf olacak işveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işverene altı iş günü içinde bildirir. (3) İşçi sendikasının yetki şartlarına sahip olmadığının ya da işyerinde yetki şartlarına sahip bir işçi sendikasının bulunmadığının tespiti hâlinde, bu bilgiler sadece başvuruyu yapan tarafa bildirilir. (4) Sigortalılığın başlangıcı ile sona ermesine ilişkin bildirimlerden yasal süresi içinde Sosyal Güvenlik Kurumuna yapılmayanlar, yetkili işçi sendikasının tespitinde dikkate alınmaz. (5) Yetki tespiti ile ilgili usul ve esaslar Bakanlıkça çıkarılacak bir yönetmelikle düzenlenir." 4. 6356 sayılı Kanun'un "Yetki itirazı" kenar başlıklı 43 üncü maddesi de şöyledir...
Kurumların taşra teşkilatları, yukarıdaki esaslara göre tarafların katılımı ile yapılacak toplantı neticesinde düzenlenecek tutanakları kurum merkezinde yapılacak tespitte değerlendirilmek üzere 15 mayıs tarihini takip eden iki iş günü içerisinde kurum merkezine gönderirler. Bu tutanaklar kurum merkezinde tarafların katılımı ile tek tutanak haline getirilir. b) Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca kurumlardan ve sendikalardan gelen müşterek imzalı listeler üzerinden yapılacak tespit; Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, kurumlarda çalışan toplam kamu görevlisi sayısı ile sendikalar itibarıyla üyelik kesintisi yapılan üye sayılarını dikkate alarak her yıl 15 mayıs tarihi itibarıyla hizmet kollarındaki bütün kamu görevlileri sayısı ile hizmet kolundaki sendikaların üye sayılarını tespit eder....
Daha önce bozma kararına karşı yazılan karşı oy gerekçesinde ayrıntılı yazılan hukuki gerekçeler ve sosyal güvenlik hukuku ile ilgili kuralların doğrudan uygulanan kurallar ve kamu düzeni ile ilgili olması karşısında, ikili sözleşme olmayan ülkeye kayıt dışı götürülen işçi açısından 5510 sayılı kanunun 5/g ve 21. maddeleri uyarınca iş kazasının kabul edilmesi gerekir. Bu nedenle çoğunluğun onama kararına katılınmamıştır....
Davalı Sendika vekili; öncelikle derdestlik ve zaman aşımı itirazında bulunduklarını, açılmış bulunan dava nedeni ile ... tarafından yapılan tespitin yerinde olduğunu ve tespit başvuru tarihi itibarıyla müvekkil sendikanın Haymana Belediye Başkanlığı bünyesinde toplu iş sözleşmesi yapmak için gerekli çoğunluğa sahip olduğunu, davacı sendikanın beyanlarının tespit başvuru tarihi itibarıyla davaya konu belediyede çalışan işçilerin büyük çoğunluğunun müvekkil sendika üyesi olduğunu ve bakanlık tarafından yapılan tespitin doğru olduğunu, ataması yapılan işçilerin müvekkil sendika üyesi olduğunu ve işçilerin başka kuruma gönderilmiş olması sebebiyle iş kolunun değişmediğini belediye ile olan ilişkilerinin devam ettiğini, müvekkil sendikanın toplu iş sözleşmesi için yeterli çoğunluğa sahip olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir....
Olayın iş kazası sayılması gerektiğinin tespitine ilişkin davanın asıl amacı, 506 ve 5510 sayılı Yasa gereğince hak sahiplerine iş kazası sigorta kolundan gelir bağlanmasının teminine yöneliktir. Diğer yandan bir sosyal sigorta olayının iş kazası sayılıp sayılmaması işverenin dahi hak alanını ilgilendirir. Zira işveren kusurlu ve olay da iş kazası ise, Kurum bağladığı gelirin peşin değerini işverenden isteyebilecektir. Öte yandan, Kamu hukuku alanına giren sosyal güvenlik hukukunun hizmet akdiyle çalışanlar yönünden başlıca kaynağını oluşturan 506 sayılı Yasa Sosyal Sigortalar Kurumu’na yükümlülükler getiren bir sosyal güvenlik sözleşmesi veya topluluk sigortası bulunmadığı takdirde kural olarak Türk Milli sınırları içerisinde ve Türkiye’de tescilli işyerleri ve işverenler ile yasa kapsamındaki işçiler için uygulanabilir....
İşyerinin kapatılmasından ya da tasfiyesinden sonra, yeni bir işveren tarafından aynı fiziki mekânda ve aynı işi yapacak şekilde yepyeni bir işyeri açılması halinde ise, Sosyal Güvenlik Hukuku yönünden bir devirden söz edilemeyecektir. Bir işverenin, işyerindeki işi durdurup tüm çalışanların iş akitlerini feshetmesi sonrasında, işyerinin aktif ve pasif varlıklarını başka birine satışı, Sosyal Güvenlik Hukuku yönünden işyeri devri kavramını içermez. İşyerinin devri, işler haldeki bir işyerinin çalışanları ve çeşitli unsurları ile bir başka işverene geçmesini ifade eder. Diğer taraftan, Türk sosyal sigortalar sistemi, ağırlıklı olarak primli rejime dayanmaktadır. Kurumun sosyal sigorta yardımlarını sağlaması, en önemli gelir kaynağı olan sigorta primlerinin zamanında ve eksiksiz olarak ödenmesine bağlıdır....