Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanmayan zararın ödetilmesine ilişkin davalarda (tazminat davaları) öncelikle zararlandırıcı sigorta olayının kazası niteliğinde olup olmadığı, haksız zenginleşmeyi ve mükerrer ödemeyi önlemek için Kurum tarafından hak sahiplerine bağlanan gelirin hükme en yakın tarihteki peşin sermaye değerinin hüküm tarihine en yakın tarihteki verilere göre belirlenen tazminattan düşülmesi gerektiği Yargıtay'ın oturmuş ve yerleşmiş görüşlerindendir. 5510 sayılı Yasa’nın 13. maddesinde İş kazasının 4 ncü maddenin birinci fıkrasının(a) bendi ile 5 nci madde kapsamında bulunan sigortalılar bakımından bunları çalıştıran işveren tarafından, o yer yetkili kolluk kuvvetlerine derhal ve Kuruma en geç kazadan sonraki üç işgünü içinde kazası ve meslek hastalığı bildirgesi ile doğrudan ya da taahhütlü posta ile bildirilmesinin zorunlu olduğu, kazasının işverenin kontrolü dışındaki yerlerde meydana gelmesi halinde bu sürenin kazasının öğrenildiği tarihten...

    Somut olayda kazası olduğu iddia olunan olayın ... Kurumuna bildirilip bildirilmediği anlaşılamamaktadır. Kurumca hak sahibine gelir bağlanabilmesi için öncelikle zararlandırıcı olayın kazası niteliğince olup olmadığının tespiti ön sorundur. İş kazasının tespiti ile ilgili ihtilaf ... Kurumunun hak alanının doğrudan ilgilendirmekte olup tazminat davasında kurum taraf değildir. Yapılacak ; kurum tarafından 27.12.2008 tarihli olayın kazası kabul edip edilmediğini araştırmak, kazası iddia olunan olay Kurum'a bildirilmemiş ise davacılara kazasını ... Kurumuna ihbarda bulunmak, olayın Kurumca kazası olarak kabul edilmemesi halinde ......

      a ait işyerinde sigortalılık niteliği konusunda 506 sayılı Yasa'nın 79. maddesinin 7. fıkrası uyarınca bir tespit yapılamadığından söz konusu olayın kazası olarak nitelendirilemeyeceğinin bildirildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. 5510 sayılı Yasa’nın 13. maddesinde kazasının 4. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi ile 5. madde kapsamında bulunan sigortalılar bakımından bunları çalıştıran işveren tarafından, o yer yetkili kolluk kuvvetlerine derhal ve Kuruma en geç kazadan sonraki üç işgünü içinde kazası ve meslek hastalığı bildirgesi ile doğrudan ya da taahhütlü posta ile bildirilmesinin zorunlu olduğu, kazasının işverenin kontrolü dışındaki yerlerde meydana gelmesi halinde kazasının öğrenildiği tarihten başlayacağı, Kuruma bildirilen olayın kazası sayılıp sayılmayacağı hakkında bir karara varılabilmesi için gerektiğinde, Kurumun denetim ve kontrol ile yetkilendirilen memurları tarafından veya Bakanlık İş Müfettişleri vasıtasıyla soruşturma yapılabileceği...

        Somut olayda kazası olduğu iddia olunan olayın ... Kurumuna bildirilip bildirilmediği anlaşılamamaktadır. Zararlandırıcı olayın kazası niteliğinde olup olmadığının tespiti ön sorundur. İş kazasının tespiti ile ilgili ihtilaf ... Kurumunun hak alanını doğrudan ilgilendirmekte olup tazminat davasında Kurum taraf değildir. Yapılacak ; davacıya kazasını ... Kurumuna ihbarda bulunmak, olayın Kurumca kazası olarak kabul edilmemesi halinde ... Kurumuna ve hak alanını etkileyeceğinden işveren aleyhine “ kazasının tespiti” davası açması için önel vermek, tespit davasını bu dava için bekletici sorun yaparak çıkacak sonuca göre, olayın Kurumca kazası olduğunun kabul edilmesi halinde ise davacının Kuruma müracaat ederek kazası sigorta kolundan gelir bağlanması ve giderek Kurum aleyhine bu konuda da dava açması için önel vermek ve çıkacak sonuca göre bir karar vermektir. O halde, davalı ...'...

          İş Mahkemesinden verilen 24.03.2015 tarih 2013/253 E, 2015/399 K sayılı hükmün, temyizen incelenmesi davalı Kurum vekili tarafından istenilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Davacı tarafından, 30.09.2011 tarihinden kazasının olduğu tarih ve sonrasında gerçekleşen sigortasız çalışmalarının ve kazasının tespiti talep edilmiştir. Hizmet tespitine ilişkin davanın tefrikine karar verilmiştir. Tefrik edilen hizmet tespiti talebine ilişkin davanın görüldüğü mahkeme ve esas numarası belirlenip, dava dosyasının istenilerek celbi ile gönderilmek üzere dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, 16.10.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            Maddede belirtildiği üzere, İş Mahkemesinin görevli olması için şu iki unsurun birlikte gerçekleşmesi koşuldur. a)Uyuşmazlığın tarafları işçi ve işveren (ya da işveren vekili) olmalıdır. b)Uyuşmazlık sözleşmesinden veya İş Kanunundan kaynaklanmalıdır. 5510 sayılı Yasa’nın 13. maddesinde İş kazasının 4 ncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi ile 5 nci madde kapsamında bulunan sigortalılar bakımından bunları çalıştıran işveren tarafından, o yer yetkili kolluk kuvvetlerine derhal ve Kuruma en geç kazadan sonraki üç günü içinde kazası ve meslek hastalığı bildirgesi ile doğrudan ya da taahhütlü posta ile bildirilmesinin zorunlu olduğu, kazasının işverenin kontrolü dışındaki yerlerde meydana gelmesi halinde kazasının öğrenildiği tarihten başlayacağı, Kuruma bildirilen olayın kazası sayılıp sayılmayacağı hakkında bir karara varılabilmesi için gerektiğinde, Kurumun denetim ve kontrol ile yetkilendirilen memurları tarafından veya Bakanlık İş Müfettişleri vasıtasıyla soruşturma...

              Davanın niteliği itibarıyla davacının yaralanmasına yol açan kazanın kazası olup olmadığının ve kazası ise, hükmedilecek tazminatın miktarını doğrudan etkilemesi nedeniyle, işçide oluşan meslekte güç kayıp oranının ve olaya neden oldukları ileri sürülen kişi veya kişilerin kusur oranlarının hiçbir kuşku ve duraksamaya yol açmayacak biçimde belirlenmesi gerektiği açıktır. 5510 sayılı Yasa’nın 13. maddesinde İş kazasının 4.maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi ile 5.madde kapsamında bulunan sigortalılar bakımından bunları çalıştıran işveren tarafından, o yer yetkili kolluk kuvvetlerine derhal ve Kuruma en geç kazadan sonraki üç işgünü içinde kazası ve meslek hastalığı bildirgesi ile doğrudan ya da taahhütlü posta ile bildirilmesinin zorunlu olduğu, kazasının işverenin kontrolü dışındaki yerlerde meydana gelmesi halinde kazasının öğrenildiği tarihten başlayacağı, Kuruma bildirilen olayın kazası sayılıp sayılmayacağı hakkında bir karara varılabilmesi için gerektiğinde, Kurumun...

                Kurumca sigortalının sürekli göremezlik oranının belirlenmesi için öncelikle zararlandırıcı olayın kazası niteliğince olup olmadığının tespiti ön sorundur. İş kazasının tespiti ile ilgili ihtilaf Sosyal Güvenlik Kurumunun hak alanını doğrudan ilgilendirmekte olup tazminat davasında kurum taraf değildir. Yapılacak ; davacıya kazasını Sosyal Güvenlik Kurumuna ihbarda bulunmak, olayın Kurumca kazası olarak kabul edilmemesi halinde Sosyal Güvenlik Kurumuna ve hak alanını etkileyeceğinden işveren aleyhine “ kazasının tespiti” davası açması için önel vermek, tespit davasını bu dava için bekletici sorun yaparak çıkacak sonuca göre, olayın Kurumca kazası olduğunun kabul edilmesi halinde ise davacıya Kuruma müracaat ederek sürekli göremezlik oranının belirlenmesi giderek kazası sigorta kolundan sürekli göremezlik geliri bağlanması için önel vermek ve çıkacak sonuca göre bir karar vermektedir....

                  İş kazası sonucu sürekli göremezlik nedeniyle manevi tazminat istemli olarak açılan davalarda öncelikle, sigortalının zarar gördüğü olayın kazası olup olmadığının ve kazası ise sigortalıya bağlanacak gelir ve hükmedilecek tazminatın miktarını doğrudan etkilemesi nedeniyle, işçide oluşan meslekte güç kayıp oranının hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeksizin kesin olarak saptanması gerektiği Dairemizin ve giderek Yargıtay’ın oturmuş ve yerleşmiş görüşlerindendir. 5510 Sayılı Yasa’nın 13. maddesinde İş kazasının 4. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi ile 5. madde kapsamında bulunan sigortalılar bakımından bunları çalıştıran işveren tarafından, o yer yetkili kolluk kuvvetlerine derhal ve Kuruma en geç kazadan sonraki üç işgünü içinde kazası ve meslek hastalığı bildirgesi ile doğrudan ya da taahhütlü posta ile bildirilmesinin zorunlu olduğu, kazasının işverenin kontrolü dışındaki yerlerde meydana gelmesi halinde kazasının öğrenildiği tarihten başlayacağı, Kuruma bildirilen...

                    Konuya ilişkin yasal mevzuatın incelenmesinde; 5510 sayılı Kanunun 13. maddesinde kazasının 4'ncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi ile 5'nci madde kapsamında bulunan sigortalılar bakımından bunları çalıştıran işveren tarafından, o yer yetkili kolluk kuvvetlerine derhal ve Kuruma en geç kazadan sonraki üç işgünü içinde kazası ve meslek hastalığı bildirgesi ile doğrudan ya da taahhütlü posta ile bildirilmesinin zorunlu olduğu öngörülmüştür. Anılan Kanun'un 21. maddesinin 2. fıkrasında ise; kazasının 13. maddenin ikinci fıkrasının (a) bendinde belirtilen sürede işveren tarafından Kuruma bildirilmemesi halinde, bildirim tarihine kadar geçen süre için sigortalıya ödenecek geçici göremezlik ödeneğinin Kurumca işverenden tahsil edileceği hükmü yer almaktadır. 5510 sayılı Kanuna istinaden çıkartılan Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinin 35. maddesinde de, kazasının üç günü içinde Kuruma bildirileceği öngörülmüştür....

                      UYAP Entegrasyonu