Davalı SGK vekili cevap dilekçesinde özetle; 5510 sayılı Kanunun 97.maddesi gereğince iş kazasının işverenin işçi ile arasındaki akdi ilişkinden kaynaklanan gözetim yükümlülüğüne aykırı davranması sonucu iş kazası adı verilen özel bir sözleşmeye aykırılık hali olduğunun varsayılsa bile bu noktadan hareketle kazanın iş kazası olduğunun tespiti amacıyla ikame olunacak davanın TBK m 146 gereği 10 yıllık zamanaşımına tabi olduğunu davacının açmış olduğu iş bu davanın zamanaşımı vehak düşürücü süreler yönünden de reddinin gerektiğini, meydana gelen kazanın iş kazası olduğunu idda etmesinin hukuka aykırı olduğunu, hastane tarafından girilmiş iş kazası raporu olmadığı gibi kolluk kuvvetlerince tutulmuş tutanak olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİNİN 28.02.2018 TARİHLİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece "1- Davanın zaman aşımı nedeniyle REDDİNE," karar verilmiştir....
DEĞERLENDİRME/ GEREKÇE: Dosya üzerinden, HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleriyle sınırlı olarak ve resen kamu düzeni yönünden yapılan inceleme ile dosya kapsamına göre; Dava, iş kazası tespitine ilişkindir. Davaya konu olan ve tespiti istenen "iş kazası" mevzuatımızda 506 sayılı Kanunun 11- a ve 5510 sayılı Kanunun 13. maddesi ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup, her iki kanunda da iş kazası tanımlanmamış, kazanın hangi hal ve durumlarda iş kazası sayılacağı yer ve zaman koşulları ile sınırlandırılarak belirlenmiştir....
Somut olayda iş kazası olduğu iddia olunan olayın Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirilmediği anlaşılmaktadır. Kurumca hak sahibine gelir bağlanabilmesi için öncelikle zararlandırıcı olayın iş kazası niteliğince olup olmadığının tespiti ön sorundur. İş kazasının tespiti ile ilgili ihtilaf Sosyal Güvenlik Kurumunun hak alanını doğrudan ilgilendirmekte olup tazminat davasında kurum taraf değildir....
Temyiz Sebepleri Davalı Kurum vekili, 05.09.2011 tarihinde geçirmiş olduğu iş kazası nedeniyle sağlık hizmeti sunucuları tarafından 07.09.2011 - 24.10.2011 tarihleri arasında iş kazası vakası türünden düzenlenmiş geçici iş göremezlik raporu ödemesi yapıldığını, davacının geçirmiş olduğu kazanın iş kazası olduğuna ilişkin iş veren tarafından müvekkil Kuruma bir bildirim yapılmadığı gibi, davacı tarafından da bizzat kazanın iş kazası olmadığı beyan edildiği ve dava açılmadan önce de Kuruma başvuru şartı yerine getirilmediğini beyanla İlk Derece Mahkemesince verilen kararın bozulmasını talep etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, iş kazasının tespiti istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri ile 5510 sayılı Kanun'un 13 üncü maddesinin birinci fıkrası. 3. Değerlendirme 1....
İŞ MAHKEMESİ TARİHİ : 31/03/2022 NUMARASI : 2017/386 E., 2022/73 K., DAVA KONUSU : Tespit (Sosyal Güvenlik Hukukundan Kaynaklanan) KARAR : GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ İDDİANIN ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili davacının 2012 yılının Temmuz ayında davalı T3 taşeronluğunu yaptığı TK 1 Sitesi'nde, çatının yapılmasında usta olarak çalışmaya başladığını, 17.08.2012 tarihinde çatının onarımı yapılırken, iş kazası geçirdiğini, sol elinde derin kesikler meydana geldiğini, geçici ve kalıcı iş göremezliğe maruz kaldığı, gerekli tedavilerin yapıldığı, sol el başparmağının kopan parçasının dikildiğini, ancak elini tam anlamıyla kullanamadığını, dava konusu iş kazası ile ilgili olarak Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi tarafından düzenlenen adli rapor formunda olayın iş kazası olduğunun belirlendiğini, iş kazasının tespiti hususunda SGK Başkanlığı'na 29.02.2015 tarihinde başvuruda bulunduğunu, ancak 03.11.2017 tarihli SGK tarafından iş kazasının tespitine ilişkin herhangi bir tespit...
Kurumun iş kazası tahkikatının ve giderek zararlandırıcı olayın iş kazası olarak tespitinin açılan tazminat davalarına doğrudan etkisi bulunmaktadır. Şöyle ki İş kazasından kaynaklanan tazminat davaları nitelikçe Kurumca karşılanmayan zararların tahsiline ilişkin davalar olduğundan mükerrer tahsile neden olunmasının önüne geçebilmek için iş kazası sigorta kolundan Kurumun hak sahiplerine bağladığı gelirlerin tespiti ile bunun hesaplanan maddi tazminattan tenzili gerektiği gibi,tek başına manevi tazminat davası açılması durumunda dahi mahkemenin görevine ilişkin neticeleri bulunmasından dolayı (olay iş kazası değilse yargılama iş mahkemelerinde yapılamayacağından) Kurumun iş kazası tahkikatı ve giderek olayın iş kazası olarak tespit olunması önem arz etmektedir. Somut olayda ise; SGK Başkanlığınca davaya konu zararlandırıcı olay nedeniyle yapılmış bir iş kazası tahkikatının bulunup bulunmadığı anlaşılamamaktadır....
Şti'nin donatan ve sigortacı olmaları nedeniyle sorumlu olduklarının tespiti ve davacılara Sosyal Güvenlik Kurumunca iş kazası sigorta kolundan tahsis yapılması istemine ilişkindir. Mahkemece, ölen ...'ın .... Ltd İnç Şirketine ait Panama bandıralı ... isimli gemide gemi adamı olarak çalıştığı olayın 506 sayılı Yasa uyarınca iş kazası kabul edilmeyeceği, Deniz İş Mevzuatının da Türk Bayraklı gemiler için uygulanabileceği nedeniyle olayın iş kazası olduğunun tespiti ve tahsis yapılması gerektiğine ilişkin talepler yönünden davanın esastan reddine, diğer taleplerle ilgili olarak da İstanbul Deniz İhtisas Mahkemesinin görevli olduğuna karar verilmiştir. Uyuşmazlığın çözümlenebilmesi ve mahkemenin görevinin belirlenebilmesi için öncelikle ölenin kimin işçici olduğunun ve dolayısıyla Deniz İş Kanunu ya da 506 sayılı Yasa kapsamında olup olmadığının belirlenmesi gerekir....
Zararlandırıcı sigorta olayının iş kazası sayılması için, 1) sigorta olayına maruz kalan kişinin sigortalı olması, 2) sigorta olayının maddede sayılı sınırlı olarak belirtilen hal ve durumlardan birinde meydana gelmesi koşuldur. Başka bir anlatımla, sigorta olayının, iş kazası sayılabilmesi için iki koşulun birlikte gerçekleşmesi zorunlu olup İş kazası tespiti davaları bakımından özel olarak belirlenmiş bir ispat yöntemi de yoktur. Bu davaların her türlü delille ispatı mümkündür. Somut olayda; kurum raporunda kazanın gerçekleştiği nizamiye önündeki karayolunun fabrika sahası içinde kaldığı gerekçesiyle iş kazası tespiti yapılsa da bu karayolunun şehirler arası ulaşımda kullanılan karayolu olduğu sabittir....
Dava, 02.02.2008 tarihinde meydana gelen olayın iş kazası olduğunun tespiti ve 02.02.2008 tarihinden itibaren iş göremezlik ödemelerinin ödenmesi talebine ilişkindir. Davacının, 02.02.2008 tarihinde geçirdiği kaza nedeniyle kuruma iş kazası bildiriminde bulunulmadığı, davacının 24.11.2016 tarihinde kuruma başvuruda bulunarak iş kazasının tespiti ile iş göremezlik geliri bağlanmasını talep ettiği, kurum tarafından yapılan tahkikat sonrasında 14.02.2018 tarihli karar ile olayın iş kazası olduğunun tespitine karar verildiği, davacının iş göremezlik geliri işlemlerinin devam ettiğinin bildirildiği, mahkemece, dava açıldıktan sonra olayın iş kazası olduğunun tespitine karar verilmesi nedeniyle dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, davalı kurum vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur....
Bunun yanında İnsan yaşamının kutsallığı çevresinde işveren, işyerinde işçilerin sağlığını ve iş güvenliğini sağlamak için gerekli olanı yapmak ve bu husustaki şartları sağlamak ve araçları noksansız bulundurmakla yükümlü olduğu İş Kanununun 77.maddesinin açık buyruğudur. Somut olayda; iş kazası olduğu iddia olunan 13.10.2005 tarihli olayın Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirilmediği anlaşılmaktadır. Kurumca davacılara iş kazası sigorta kolundan gelir bağlanabilmesi için öncelikle zararlandırıcı olayın iş kazası niteliğince olup olmadığının tespiti ön sorundur. Ayrıca belirtmek gerekirse böylesi bir tespitin Mahkemelerin görevine ilişkin neticeleri de vardır. Diğer yandan iş kazasının tespiti ile ilgili ihtilaf Sosyal Güvenlik Kurumunun hak alanının doğrudan ilgilendirmekte olup işbu tazminat davasında ise Kurum taraf değildir....